> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Hz. İsa Ve Tebligatı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. İsa Ve Tebligatı  (Okunma Sayısı 601 defa)
10 Ağustos 2012, 13:47:09
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 10 Ağustos 2012, 13:47:09 »



Hz. İsa Ve Tebligatı

Daha sonra Allahu Teâlâ, inkârı mümkün ol­mayacak açık âyet(alâmet)lerle İsa'ı gön­derdi. Hz. İsa'nın doğumu, başhbaşına bir mucizeydi ve onun hak peygamberliğinde asla şüpheleri olmayacak İsrail oğullarına bir işaretti. Buna rağmen onu reddettiler. Daha önceki peygamberler tarafından gösterilme­yen mucizeleri gösterdiği halde, bunları hiç kaale almayarak düşmanlıklarını sürdürdü­ler. Sonunda Filistin'deki Roma Devletinin görevlileriyle birlik olup, onu katletmeye kal­kışarak kendi mezarlarını kendileri kazdılar. Ancak Allah, elçisi ve peygamberi İsa'ı Romalıların da, onların da ellerinden kurtardı ve İsrail oğullarının içindeki kötü amel sahip­lerine şiddetli bir azâb gönderdi. (7: 162; 2: 65-66).

Israrla Allah'ın rasullerine karşı gelmeye ve onlara zulmetmeye devam ettiler. Hatta bazı­larını Öldürdüler. Hz. İsa'yı öldürmek için el­lerinden geleni yaptılar.

Oysa, İsa aleyhisselâm onları ikna etmek ve düşündürmek için birçok mucizeler göster­mişti. Aslında bu mucizelerin maksadı, hakikati düşünüp kavramalarını ve Doğru Yola gelmelerini sağlamak üzere onların son ümit­leriydi. Fakat onlar, daha da küstahlaştılar ve günahlarına devam ettiler. Önce Davud, sonra İsa, bu haksızlık ve günahta aşın git­melerinden ötürü onları lânetlemiştir: 'İsrail oğullarından inkâr edenler, Davud'un ve Meryem oğlu İsa'nın diliyle lanetlenmişlerdi. Bu, başkaldırmaları ve aşın gitmelerindendi. Birbirlerinin yaptıkları fenalıklara mâni ol­muyorlardı. Yapmakta oldukları ne kötü idi!" (5: 81). {Mezmurlar 10 ve 50, ve Matta 23).

Yine Mâide sûresinde şöyle buyruluyor: "Andolsun ki İsrail oğullarından söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Nefislerinin hoşlanmadığı bir şeyle onlara gelen her pey­gamberin bir kısmını yalanlar ve bir kısmını da öldürürlerdi. Bir fitne kopmayacağını san­dılar, körleştiler, sağırlaştılar; sonra Allah tevbelerini kabul etti, yine de çoğu körleştiler ve sağırlaştılar. Allah, İşlediklerini görür." (5: 70-71)

Kâinatın Rabbi tarafından Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya verilen açık âyetleri inkâr edenle­rin durumu tarihî bir tesadüf veya açık bir de­lil olarak görülebilir. Musa, Firavun'a ve kavmine sağlam deliller göstermişti, fakat onlar hepsini reddederek Allah'a ve Rasûlüne isyan ettiler (7: 130-135; 17: 101-102); aynı şekilde, İsrail oğullanın inandırmak için bü­tün âyetleri gösterdi. Allah birbiri ardına ni­metlerini yağdırdı ve onları Firavun'un elin­den kurtardı. Fakat onlar, yine de kötülükleri­ne devam ettiler, Allah'ın Emrini alaya alıp karşı koydular (7: 138, 148; 2: 83-96, 100; 5: 13 ve 2: 47-59, 60-61). Firavun ve ona uyan­lar, inkârcilıklanndan dolayı boğularak ceza­landırılmıştır (7: 136). İsrail oğullan, Allah'a ve Rasûlüne itaat etmedikleri ve cinayetler iş­ledikleri için birçok kez azaba uğratılmıştır (2: 59; 61, 65-66, 90 ve 5:14), fakat, çoğu yi­ne de sapıklıklarına devam etmişlerdir. Daha önce açıklandığı gibi, Hz. Dâvud ve Hz. İsa bu hâllerinden Ötürü onlara lanet etmişlerdir.

İsa onları Allah'ın Dinine şöyle çağırdı: "Sîze hikmetle ve ayrılığa düştüğünüz şeyle­rin bir kısmını açıklamak üzere geldim. Al­lah'a karşı gelmekten sakının, bana itaat edin. Doğrusu Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir, artık O'na kulluk edin, bu, doğ­ru yoldur." (43: 63-64 ve 5: 49). Allah'tan gelen, açık ve mübeyyen âyetleri gösterdi: "...Ben size Rabbinizden bir mucize getir­dim: Ben çamurdan kuş şeklinde bir şey ya­par, ona üflerim, Allah'ın izniyle hemen kuş oluverir; körü ve alacalıyı iyileştiririm; Al­lah'ın İzniyle ölüleri diriltirim; evlerinizde ne yeyip, ne biriktirdiğinizi size haber veririm. Eğer inanıcı iseniz elbette bunda sizin için bir ibret vardır." (3: 49).

Bu sözlerle İsa, bu mucizelerinin peygam­berliğini ispatlamak için yeterli olduğunu vurguladı. Bunun başka bir delili şuydu: Hz, İsa, yeni bir din getirmiyor, onları İbrahim'ın dinine çağırıyordu. İsa'nın, İbrahim, Musa ve diğer peygamberlerin getirdi­ği aynı dini öğrettiği gerçeği, bugün varolan İnciller tarafından da teyid edilmektedir: "Sanmayın ki, ben şeriati yahut peygamberle­ri yıkmağa geldim; ben yıkmağa değil, fakat tamam etmeğe geldim." (Matta, 5: 17). Yine Matta'da şunları görüyoruz, "Ve Ferisîler, İsa'nın Sadukîleri susturduğunu işittikleri za­man, bir araya toplandılar. Onlardan bir fa-kih, İsa'yı deneyerek ondan sordu: Ey Mual­lim, şeriatte büyük emir hangisidir? İsa ona dedi: 'Allah'ın Rabbi bütün yüreğinle, bütün canınla bütün fikrinle seveceksin.' Büyük ve birinci emir budur. Ve buna benzeyen ikinci­si şudur: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.' Bütün şeriat ve peygamberler bu iki emre bağlıdır." (Matta, 22: 34-40).

Bir keresinde Hz. İsa havarilerine şöyle dedi: "Yazıcılar ve Ferisîler Musa'nın kürsüsünde otururlar; bundan dolayı size söyledikleri bü­tün şeyleri yapın ve tutun; fakat onların işle­rine göre yapmayın; çünkü söylerler, ve yapmazlar." (Matta, 23: 2-3).

Hiç şüphe yok ki, Hz. İsa'nın tebligatı, Al­lah'ın diğer bütün peygamberlerinin öğretile-riyle aynıydı; bütün insanların itaat ve teslim olması gereken mutlak hâkimiyet tamamiyle Allah'a aittir. Bütün sosyal ve ahlâkî sistem­ler bu hakikati esas almalıdır. Mevcut İncil­ler, Kur'ân-ı Kerîm de belirtildiği kadarıyla, İsa aleyhisselâmın görevini, açık ve kesin bir şekilde ortaya koyar. Hz. İsa'nın, insanların yalnızca Allah'a ibadet etmesi gerektiğinde ısrarı, bu indilerde tekrar tekrar belirtilmek­tedir. Matta'da şu sözleri yer almaktadır: "O zaman İsa ona (İblis'e) dedi: Çekil, Şeytan. Çünkü: 'Rab Allah'ına tapınacak, ve yalnız ona kulluk edeceksin,' diye yazılmıştır." (Matta, 4: 10).

Hz. İsa, buna yalnız inanmakla kalmamış, bütün gayretinin nihaî hedefi yapmış ve tüm kâinat nasıl O'nun fizik kanunlarına boyun eğiyorsa, insanların da, Allah'ın kanununa itaat etmesi için çok uğraşmıştır. Rabb'in du­asında şu sözleri görmekteyiz: "Gökte olduğun gibi yerde de senin iraden olsun." (Mat­ta, 6: 10).

İsa'ın kendisini daima bir peygamber ve Allah'ın bir elçisi olarak sunduğunu ve insan­ları, diğer bütün peygamberler gibi, kendisine bu doğrultuda tâbi olmaya davet ettiğini bazı kendi sözleri de destekler. O, doğduğu yer olan Nasıra (Nazareth)'da tebliğe başladığın­da, kendi halkı ve yakınları O'na karşı çıktı­lar ve Matta, Luka ve Markos İncillerine göre İsa şöyle demiştir: "Hiçbir peygamber ken­di memleketinde kabul görmez."

Düşmanları onu öldürmek için Kudüste komplo hazırlamaya başladığı ve onu seven­lerin bir başka yere gitmesini tavsiye ettiğin­de: "... bir peygamberin Yeruşalim'den dı-şarda öldürülmesi olamaz." (Luka, 13: 33) dedi.

İsa aleyhisselâmın Kudüs'e girişi şöyle anla­tılmaktadır: "Ve artık oraya yaklaştığı zaman Zeytinlik dağının inişinde, bütün şakirtlerin kalabalığı görmüş oldukları bütün kudret iş­lerinden dolayı sevinerek yüksek sesle Allah'a hamdetmeğe başladılar. Ve kalabalık içindeki Ferisîlerin bazıları İsa'ya; muallim, şakirtlerini azarla, dediler. İsa da cevap verip dedi: Size derim ki, eğer bunlar susarlarsa, taşlar bağıracaktır." (Luka, 19: 37-40).

Hz. İsa'nın, Allah'ın Kanunu'na uyduğu ve insanları da beşer yapısı kanunlara değil, aynı ilahî kanunlara uymaya çağırdığı gerçeği, Markos ve Matta'da da aşikârdır. Markos'ta şunları görmekteyiz: "Ferîsiler ile yazıcılar ona sordular: Şakirtlerin niçin ihtiyarların ananesine göre yürümüyorlar, ve murdar el­lerle ekmeklerini yiyorlar? onlara dedi; İşaya siz ikiyüzlülerden ötürü iyi peygamberlik et­miştir, nasıl ki yazılmıştır: 'Bu kavim dudak­ları ile beni sayarlar, fakat onların yüreği benden uzaktır. Ve talimat olarak insan emir­lerini öğretip, boş yere bana taparlar.' Siz Al­lah'ın emrini bırakıp insanların ananesini tu­tuyorsunuz. Ve onlara dedi: Kendi ananenizi tutmak için Allah'ın emrini ne güzel reddedersiniz! Zira Musa demiştir: 'Babana, anana hürmet et' ve: 'Babaya yahut anaya kötü söyleyen mutlaka öldürülsün.' Fakat siz dersiniz: Eğer bir adam babasına yahut anasına: 'Ben­den sana faide olacak şey kurbandır, yani, vakfedilmiştir, derse, artık babasına anasına hiçbirşey yapmaya onu bırakmazsınız. Böy­lece naklettiğiniz ananenizle Allah'ın kelâmı­nı bozarsınız, ve bunun gibi çok şeyler yapar­sınız." (Markos, 7: 5-13).

Bu İndilerden alınan referanslar aynı zaman­da, İsa'nın Allah'ın bir peygamberi olduğu­nu ve havarileri ile zamanındaki diğer insan­ların onu bilip öylece tanıdığını ve onun, dai­ma insanları yalnız bir olan Allah'a ibadet et­meye çağırdığını, ortaya koymaktadır. Kendi­sinin Allah tarafından gönderildiğini, bütün âyetlerin Allah tarafından olduğunu ispatla­mak için, Allah'ın Emriyle, daha Önce hiçbir peygamberin göstermediği mucizeler göster­miştir. Fakat onu inkâr ederek karşı geldiler. Kur'ân'ın ifadesiyle: "Fakat hile yaptılar, Al­lah da onları cezalandırdı. Allah, hile yapan­ların cezasını en iyi verendir. Allah demişti ki: 'Ey İsa! Ben seni eceline yetireceğim, se­ni Kendime yükselteceğim, inkâr edenlerden seni tertemiz ayıracağım." (3: 54-55). Bütün bu deliller, İsa aleyhisselâma ulûhiyyet veren Hıristiyan inancının savunulmasının imkân­sızlığını ispatlamaktadır. Kur'ân bu inancı reddeder. İncil de, geçen yüzyıllar içinde tah­rif edilmiş olmasına rağmen dağınık bölüm­lerinde, okyanustaki inciler misalî, İsa'nın gerçek Tevhid İnancını Öğrettiğini ortaya koymaktadır. Hıristiyanlar arasında bu yanlış inancın yayılmasına sebep olan üç etkenin açıklanması bu yanlış anlamayı vuzuha ka­vuşturacaktır.

1- Hz. İsa'nın mucizevî doğumu: Kur'ân bu­nu teyid eder ve İsa'nın babasız olarak doğuşunun sadece Allah'ın sonsuz Kudreti'nin bir tezahürü olduğunu, gayet açık bir şekilde ortaya koyar. O, İsa'nın ba­basız yaratılmasından daha zor olan Âdem'ı hiç yoktan varetmiştir (3: 59).

Allah, dilediğ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. İsa Ve Tebligatı
« Posted on: 29 Mart 2024, 09:35:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. İsa Ve Tebligatı rüya tabiri,Hz. İsa Ve Tebligatı mekke canlı, Hz. İsa Ve Tebligatı kabe canlı yayın, Hz. İsa Ve Tebligatı Üç boyutlu kuran oku Hz. İsa Ve Tebligatı kuran ı kerim, Hz. İsa Ve Tebligatı peygamber kıssaları,Hz. İsa Ve Tebligatı ilitam ders soruları, Hz. İsa Ve Tebligatıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes