๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Ağustos 2012, 13:48:49



Konu Başlığı: Hz. İsa Ve İsrail Oğulları
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Ağustos 2012, 13:48:49
HZ. İSA VE İSRAİL OĞULLARI İLE SON TARTIŞMALAR

Her topluluğa birbiri ardınca gelen peygam­berler, kavimlerini Allah'ın Dini'ne çağırdı­lar. Fakat insanlardan çok azı Dini kabul etti, çoğu ise onlarla alay ederek reddetti. Pey­gamberler, getirdikleri dini açıkça ortaya koydular, insanları, peygamberliklerinin ger­çek olduğuna ikna etmek için mümkün olan bütün delilleri gösterdiler. Son delil de ortaya konulduktan sonra, onlar hala sapık yolların­da ısrar ettikleri vakit Allah'ın sözü yerine gelmiş oluyordu. Rasûller ve onlara tâbi olanlar kurtarılırken, inkarcılar, Allah'ın gön­derdiği azabla helak edildiler. Bu husus Kur'ân'ın pek çok âyetinde belirtilir: "Sen­den önce de peygamberlerle alay edilmişti.

Fakat onlardan alay edenleri, alay ettikleri gerçek kuşatıverdi. De ki: 'Yeryüzünde dola­şın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş, gö­rün!" (6: 10-11). "Yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna baksınlar ... Onlara da elçileri, de­lillerle gelmişti... Sonra kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü Allah'ın âyetlerini yalanladılar. Ve onlarla alay edi­yorlardı." (30: 9-10).

Bir millet kendinden Öncekilerin tarihinden ve kalıntılarından ders almayıp, kendini dü­zeltmezse, o milletin çöküşü gerçekleşir, Sonra Allah, onların doğru düşünmelerine izin vermediği gibi, içlerindeki iyilerin yakar­masını da kabul etmez. Başka bir ifadeyle; cehaleti, peşin hükümleri, enaniyeti, nefsî ar­zulan gibi sebeplerle ve kasden Hakkı kabul etmeyi reddeden kimse, tecrübelerine veya iyiliğini dileyenlerin delillerine gözlerini ka­patarak hatasında ısrar eden bir inatçıdır. (The Meaning ofîhe Qur'an, c. IV, sh. 57).

Allah, ardı ardına rasûllerini göndererek doğ-ru yolu göstereceğine dair olan va'dini yerine getirmiştir. "Sonra biz, elçilerimizi ardı ardı­na gönderdik. Hangi ümmete peygamberleri geldiyse, onlar onu yalanladılar, biz de onları birbiri ardınca (yokluğa) yuvarladık ve hepsi­ni birer efsane yaptık. İnanmayan kavim, (rahmetten) ırak olsun!" (23: 44).

İnsanoğlu, müesseselerini kurup geliştirdiği, şehir ve kasabalarda yerleşik bir hayat sürme­ye başladığı zaman Allah, İbrahim aleyhisselâmı ve zürriyetini, küçük oğlu Hz. İshak ve torunu Hz. Yakub'u yeryüzünde insanları Doğru Yol'a çağırmaları için seçti. (44: 30-33 ve 2: 47).

İnsanlar, bir müddet doğru yolu takip ettiler, fakat daha sonraları sapıttılar. Allah ile olan ahitlerini ve yeryüzünde Allah'ın halifeleri olarak vazifelerini hatırlatmak üzere, içlerin­den Elçiler geldi. Fakat onlar bu nasihata ku­lak tıkadılar. Aynı şekilde, güçlü İslâm mer­kezlerini kuran Hz. Davud ve Hz. Süleyman gibi peygamberler geldi: Bir müddet doğru yoldan gittiler. Ancak bu güçlü şahsiyetler gittikten hemen sonra Allah'ın Dininden yüz çevirip, kendi heva ve heveslerine uyar oldu­lar. Kendilerinin Allah tarafından seçilmiş bir millet olduklarından o kadar emindiler ki, ar­tık küstahlaşarak Allah'ın rasûllerini öldür­mekte tereddüt bile göstermediler. Hz. Musa, onları Firavun'un esaretinden çıkarmıştı. Ay­rıca muhtelif vesilelerle onun açık mucizele­rine şehadet etmişlerdi. Buna rağmen, bile bi­le kötü ameller işlemek ve Allah'a ortak koş­makla Hz. Musa'yı incitiyorlardı (33: 69). Çoğu defa cezalandırılıp, yollarını düzeltme­dikleri takdirde, kendilerini bekleyen kötü akibet ile ikaz edildiler. Fakat onlar, Allah'ın Rasullerine karşı küstahça davranışlarını sür­dürdüler. (7: 166; 2: 74; 6: 43 ve 5: 14).