> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti  (Okunma Sayısı 587 defa)
10 Ağustos 2012, 13:12:07
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 10 Ağustos 2012, 13:12:07 »



Hz. Ebu Bekr'in Hilâfeti

İlk halife Ebu Bekir, şeriatın kurallarının Peygamber'in uyguladığı şekilde yerine getirilmesinde o kadar dikkatliydi ki, her da­kika, bu kuralların en küçük ayrıntılarına ka­dar uygulanması ile ilgilenirdi. Bu konuda, zekâtın toplanması ile ilgili uygulaması en meşhur olanıdır: Ebu Hureyre, Peygamber (S)'in yerine Ebu Bekir geçtiğinde Araplar arasında dinde sadakatsizliğin ortaya çıktığı­nı; Ömer b. Hattab'ın onlara savaş açan Ebu Bekir'e, "Allah'ın RasûlÜ, 'insanlarla, Al­lah'tan başka ilâh yoktur diyene kadar savaş­makla emrolundum. Bunu söyleyen malını ve kendini korumuş olur ve onun hesabı Allah'a kalmıştır', demişken insanlarla nasıl savaşır­sın?" diye sorduğunu ve Ebu Bekr'in şöyle cevap verdiğini bildirmektedir: "Allah'a ye­min ederim ki, namaz ile zekâtı ayıranla sa­vaşırım, çünkü zekât malın borcudur. Allah'a yemin ederim kî Resûlullah'a vermekte ol­dukları bir dişi keçiyi bile vermeyi reddeder­lerse onlarla savaşırım." Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle demiştir: "Allah'a yemin ederim ki, Allah'ın Ebu Bekir'i, savaşmakta haklı ol­duğuna inandırdığını gördüm ve onun haklı olduğunu anladım." (Buharı ve Müslim). Taberî'ye göre Hz. Ebu Bekir "Zekât herkes­ten tam tamına alınacaktır. Bir deve yuları eksik verseler kabul etmem, onlara savaş açan." demiştir. (Taberi, c. II; İbni Haldun, Mukaddime, c. I).

Romalılar'a karşı Suriye'ye Üsame b. Zeyd komutasında bir keşif birliği gönderdiği sıra­daki tavn da Hz. Ebu Bekr'in, Peygamber tarafından konan kurallara sıkı sıkıya bağlı olduğunu göstermektedir. Bu keşif birliği

Peygamber tarafından düzenlenmiş, fakat Medine sınırını geçmeden Hz. Peygamber vefat etmişti. Arabistan'ın her yanında, irtidat eden kabilelerin isyan etmesi korkusunun ol­duğu bir zamanda bu birliğin şevki konusun­da, tartışmalar vardı. Aynı zamanda, gençli­ğinden dolayı Üsame b. Zeyd'in liderliğine karşı da itirazlar vardı. Ancak Hz. Ebu Bekir, Peygamber'in emrettiği bu şevki durdura­mayacağını ve O'nun tarafından tayin edilen lideri de değiştiremeyeceğini söyleyerek bu itirazları bastırdı. Kendisine çok sert eleştiri­ler yöneltileceğinden çekinmiş olsa bile Üsame'yi bu göreve gönderecekti. Peygamber'in emirlerine kim karşı gelebilirdi? (Tabe­ri, c. II; İbni Haldun, Mukaddime, c. I).

Aynı şekilde, Hz. Ömer, Osman ve Ali de hiçbir sapma göstermeden Hz. Peygamber'in yolundan gittiler. Bütün meselelerde şe­riat kurallarını, dost-düşman, akraba-yabancı veya zengin-fakir ayırımı yapmadan herkese aynı şekilde uyguladılar. Günde beş vakit na­mazı ve cuma namazlarını kıldırdılar. Ayrıca, zekatın sistematik bir şekilde toplanıp dağıtıl­masını da organize etiler ve ülkedeki fakirle­rin, ihtiyaç sahiplerinin kanunî haklarını en etkin bir şekilde sağladılar. Ramazan ayının gereklerini en iyi şekilde yerine getirdiler ve haccı Peygamber'in söylediği biçimde dü­zenleyip uyguladılar. İyiliği emredip kötülükten men etme; Allah'ın hududunu gözetme ve Allah ve Rasûlü tarafından konulan hududlan tecavüz edenleri şeriatın kurallarına göre ce­zalandırma; bütün vatandaşların menfaatleri­ni âdil olarak gözetme gibi diğer fonksiyonlar da Peygamber'in raşid halifelerince titiz­likle yerine getirildiler.

Fertlerin haklan, bu halifeler tarafından titiz­likle korundu ve herhangi bir resmî görevli­nin bu hakları ihlâli halinde, bu durum, bun­dan etkilenen kişiyi en fazla tatmin edecek şekilde hemen düzeltildi. Hz. Ebu Bekr'in ha­life seçildikten sonra yaptığı ilk konuşmada, İslâm devletinin başı olarak, idarenin yapısı ve kapsadığı alan konusuna açıklık getirmek­tedir. Ebu Bekir bu konuşmasında şöyle de­mişti: "Ey insanlar! En iyiniz olmadığım hal­de başınıza idareci seçildim. Doğru olduğum müddetçe bana yardım edin, yanlış yola sap­tığım zaman beni düzeltin. Doğruluk bir emanet ve yalan ise bu emanete hıyanettir. Aranızda zayıf olan, Allah'ın izniyle hakkım kendisine verene kadar, benim yanımda kuv­vetlidir. Aranızda kuvvetli olan, Allah'ın iz­niyle zayıfın hakkım ondan alıncaya kadar, benim yanımda zayıftır. Ümmetin bazı fertle­ri, Allah yolundaki çalışmalarını bırakıp da sakın başka yönlere sapmasın. Böyle olursa korkarım ki, Allah onları zillete düşürür. Bu millete mensup kimseler kötülükler peşinde koşmasınlar. Olur ki, bu sebeple Allah onları umûmi musibetlere duçar kılar. Allah'a ve RasûlÜ'ne itaat ettiğim sürece bana itaatle mükellefsiniz. Eğer bu yolu terkeder, hududların dışına çıkarsam bana itaat etmek mec­buriyetinde değilsiniz. Ben, ancak Allah ve RasûlÜ'nün yolunun takipçisiyim, yoksa yeni bir yol icad edeceklerden değilim. Şimdi na­maz İçin hazırlanın. Allah'ın rahmeti üzerini­ze olsun." (İbni Haldun, Mukaddime, c. I). Taberî, bu konuşmayı kelimelerdeki ufak de­ğişikliklerle nakletmekte ve ayrıca, Hz. Ebu Bekir'in bir başka konuşmasını da aktarmak­tadır. Bu konuşmasında Ebu Bekîr şöyle de­mektedir: "Allah yalnızca kendisi için yapı­lan amelleri kabul eder. Amelleriniz yalnız Allah için olsun ve bilin ki Allah için yaptığı­nız amei, ona karşı gerçek itaat ve gerçek ba­şarıya doğru bir adımdır. Bu ameller, kişinin gerçek sermayesi ve ahiret hayatı için yaptığı tasarrufudur. Ve bunlardan o ihtiyaç anında istifade edecektir. Ey Allah'ın kullan! Ara­nızda Ölenlerden ve sizden önce ölmüş olan­lardan ders alın. Dün nerede iken bugün nere­de olduklarını bir düşünün. Cesaretleri ve za­ferleri ile meşhur olan krallar ve kahramanlar şimdi neredeler. Bugün toprak haline geldi­ler. Şehirlerde oturup, etrafında tarla ve bah­çeler yapanlar ve bununla dünyanın hayranlı­ğım kazananlar neredeler? Bugün onlar, me­zarlarında yatıyorlar, onlardan hiçbir iz yok. Sarayları ve kaleleri de yıkıldı. Şimdi yaptık­larının hesabım vermek zorundalar. Dinleyin! Allah'ın şeriki yoktur. O, mahrukatına, mec­bur olmadığı halde lütfeder. Hiç kimse onun izni olmadan ve onun emirlerine uymadan, onun yarattıklarından bir kötülüğü kaldıra­maz. Bilin ki, onun borçlu kullarısınız ve ona İtaat etmeden hürriyetinizi kazanamazsınız. Hiçbir İyilik yoktur ki sonu cehennem olsun ve hiçbir kötülük yoktur ki sizi cennete ulaş­tırsın." (Taberî, c. II).

Bu, Hz. Ebu Bekir'in Rabbine karşı büyük sevgi ve sadâkatini ve Allah'ın yoluna ve şe-riatin kurallarına uymada ve insanları bu yola çağırmadaki görev şuurunu göstermektedir. Bu görev şuuru sayesindedir ki, Peygamber'in vefatından sonra irtidat eden asî Arap kabilelerine karşı şiddetli bir savaş açtı ve kı­sa zamanda onları mağlup ederek ülkede ba­rışı sağladı. Asîlere ve müslüman ordu komu­tanlarına yazdığı mektuplardan birkaç nakil, onun Allah'ın ve Elçisinin şeriatım koruma konusundaki şiddetli kaygısını ortaya koy­maktadır. O bütün ömrü boyunca, şeriatın yeryüzünde tesisi için çalıştı. Halifeliği sıra­sındaki çabaları ise özellikle dikkate değer.

Sulh ve sükûnet isteyen müslümanlar yanın­da asîlere de hitap eden genel mektubunda şöyle demekteydi: "Allah'ın selâmı İslâm üzere olan ve İslâm'dan sonra küfre ve şirke düşmeyenlere olsun. Kendisinden başka iba­dete lâyık kimse olmayan Allah'a hamdederim ve şehadet ederim ki, O birdir ve eşi yok­tur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Onun getirdiği dine inanıyoruz ve bu dini reddedenleri kâfir ola­rak biliyor, onlara savaş ilan ediyoruz. En yü­ce olan Allah, Muhammed 'i müjdeleyici (beşîr), uyarıcı (nezîr) ve Allah'a çağına (dai) olarak gerçek din ile gönderdi. Ta ki, insanları kötü amellerinin sonuçlan konusun­da ikaz etsin ve kâfirlere karşı hüccet getir­sin. Muhammed'in çağnsım kabul edenle­re Allah doğru yolu gösterdi. Bu çağnya sırt çevirenleri de, Çaresiz İslâm'ı kucaklayana kadar cezalandırdı. Allah'ın dinini tesis ettik­ten ve vazifesini tamamladıktan sonra Pey­gamber aramızdan ayrıldı."

"Ey insanlar! Allah'tan korkunuz ve Allah'ın size vaadettiği güzel akıbet ve mükafatları hak etmeye çalışınız. Peygamber'in getir­diği dine uygun hareket ediniz. Onun göster­diği yolda yürüyünüz ve Allah'ın size verdiği dine sımsıkı sanlınız! Çünkü Allah'ın rehber­liğini ve hidayetini kabul etmeyen yoldan sa­par. Allah'ın korumadığı kimse hasta bir kimsedir ve O'nun himayesinde olmayanın hâmisi yoktur. Ancak, Allah'ın yol gösterdiği kimseler doğru yolda bulunurlar ve Allah ta­rafından bu yoldan döndürülenler doğru yol üzerinde kalamazlar. Bâtıl yoldaki bir kimse­nin hiçbir iyiliği, o kişi İslâm'ı kabul etme­dikçe ve onun hakikatine inanmadıkça, ken­disine bir fayda sağlamaz." (Taberî, c. III).

Allah'a ve O'nun yoluna bağlılığı çok kuv­vetli olan Hz. Ebu Bekir'in, imanda ve amel­de fazileti konusunda pek çok rivayet vardır. Bunlardan biri şöyledir: Bir gün Ebu Bekir Peygamber'in meclisinde oturuyordu. Üzerinde birkaç yerinden yırtık bir cübbe vardı ve göğsü görünüyordu. Bu sırada Pey­gamber'in yanma gelen Cebrail aleyhisselâm Ebu Bekir'in durumunu gördü ve şöyle dedi: "Allah sana selâm ediyor. Ebu Bekir'e söyle, Allah ona hayır dua ediyor ve soruyor, bu fakirlik içinde Allah'tan razı mı değil mi?" Peygamber, Ebu Bekir'e sesle­nerek, Allah'ın onu selâmladığını ve kendi­sinden razı olup olmadığını sorduğunu söyle­di.

Bunun üzerine Ebu Bekir: "Ben Rabbimden razıyım. Ben Rabbimden razıyım. O'nun da benden razı olmasını diliyorum." dedi. (Ebu Bekir, Islamic Foundation yayını, Leicester).



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti
« Posted on: 26 Nisan 2024, 11:24:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti rüya tabiri,Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti mekke canlı, Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti kabe canlı yayın, Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti Üç boyutlu kuran oku Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti kuran ı kerim, Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti peygamber kıssaları,Hz. Ebu Bekrin Hilâfeti ilitam ders soruları, Hz. Ebu Bekrin Hilâfetiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes