> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi  (Okunma Sayısı 1001 defa)
23 Ağustos 2012, 13:31:13
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 23 Ağustos 2012, 13:31:13 »



2- Hz. Ebu Bekir Döneminde Kur'ân'ın Cem'i

Rasulullah döneminde Kur'ân'ın tamamı yazılmış, ancak âyet ve sûreler dağınık du­rumdaydı. Rasûlullah'dan rivayet edildiği şekliyle, âyetleri tertib edilmiş olarak Kur'ân'ı sahifelerde ilk cem' eden zât, Ebu Bekir'dir.

Ebû Abdillah el-Muhasibî Fehmu's-Sünen ki­tabında şöyle demektedir: "Kur'ân'ın yazıl­ması sonradan çıkmış bir durum değildir. Çünkü bizzat Rasülullah yazılmasını em­retmiştir. Ancak işlenmiş deri, kürek kemik­leri ve hurma dalları üzerinde dağınık haldeydi. Ebû Bekir bir yerden başka bir yere nakle­dilip toplanmasını emretmiştir. Bu, Rasülullah'in evinde dağınık halde bulu­nan yapraklardan bir şeyin kaybolmaması için bir araya getirilerek bir iple tutturulması şeklindedir" (el-Burhan, c. I, sh. 238).

Hz. Ebu Bekir'in Kur'ân'ı cem'i hicretin onikinci yılı Yemame vak'asından sonra olmuş­tur. Müslümanlarla yalancı peygamber Mü-seyleme'nin bağlıları olan Ridde ehli arasında cereyan eden bu vak'ada sahabeden Kur'ân hafızı yetmiş kişi şehid düşmüştür. Bu durum Ömer b. Hattâb'ı endişeye düşürmüş ve Ömer, Ebû Bekir'e gelerek Kur'ân'ı cem'et-mesinİ teklif etmiştir.

Bu   hususta  Buharı  Sahihinde  Zeyd  b. Sâbit'in şöyle dediğini rivayet etmektedir: Ebû Bekir Yemame ehli öldürüldüklerinde beni çağırttı, Ömer b. Hattâb da yanındaydı. Bana: "Ömer bana geldi ve Yemame günü Kur'ân'ı hıfzedenlerden birçok kişinin şehid düştüğünü ve çeşitli yerlerde daha birçoğu­nun şehid düşüp Kur'ân'dan bir kısmının kay­bolmasından korktuğunu belirtti. Onun için de Kur'ân'ı cem'etmemi teklif etti. Ona Rasûlullah'ın yapmadığı bir şeyi biz nasıl ya­pabiliriz? dedim. Ömer, Allah'a yemin ederim ki, bu hayırlı bir iştir, dedi ve teklifinde ısrar etti. Nihayet benim de gönlüm bu işe yattı. Ömer'in görüşünü ben de uygun görüyorum." Zeyd devam ediyor: Ebû Bekir bana: Sen genç ve akıllı bir kişisin. Seni itham edecek bir durum da yoktur. Ayrıca Rasülullah'in vahiy kâtiplerindendin, araştır ve Kur'ân'ı topla dedi. Allah'a yemin ederim ki, dağlar­dan birini taşımamı teklif etmiş olsalardı Kur'ân'ı cem'etmemden daha ağır olmazdı. Ebu Bekir ve Ömer'e "Rasülullah'in yap­madığı bir işi nasıl yapıyorsunuz?" dedim. Bunun üzerine Ebu Bekir, "vallahi bu bir ha­yırdır" diye cevap verdi. Allah Ebû Bekir ve Ömer'in kalblerini nasıl ferahlattı ise, benim­kini de açtı ve onların görüşüne uydum. Ben Kur'ân'ı yazılı bulunduğu hurma dallarından, beyaz ince taşlardan ve hafızların hıfzından tertip ettim. Tevbe sûresinin sonundaki 'Andolsun, içinizden size öyle bir peygamber geldi ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir...' ayetini, sonuna kadar Ebû Huzeyme'de bul­dum ve olduğu gibi aldım. Topladığım bu sahifeler hayatı müddetince Ebû Bekir'de kaldı sonra da Ömer'e, Ömer de vefat edince kızı Hafsa'ya intikal etti. (Buharı ve Müsned-i Ahmed).

Bu rivayeti okuyan, Zeyd'in Tevbe suresinin sonunu sadece Ebû Huzeyme el-Ensarî'de bulmuş olması hususunda şüpheye kapılabi­lir. Ancak okuyucunun bu şüphesi, Zeyd'in yazılı olarak onu sadece Ebu Huzeyme'de bulduğunu, öğrenmekle hemen zail olacaktır (el'ltkan). Bulduğu bu yazılı belge onun için yeterliydi. Çünkü sahabeden pekçok kimse onu ezberlemişti. Zeyd'in kendisi de onu ez­bere biliyordu. Ancak vera' ve ihtiyatından ezberi, yazılı bir belge ile desteklemek istedi. Zeyd, Kur'ân'ın sair kısımlarının toplanma­sında aynı metodu takip ederek Ebu Bekir'in emriyle tamamını topladı. Bir âyet veya âyetlerin kabulü için ezber ve yazılı belge olan iki şahit şart koşulmuştu. İbni Hacer, Hz. Ebû Bekir'in Ömer ve Zeyd'e: "Mescidin kapısında oturun. Her kim Allah'ın kitabın­dan getirdiğini iki şahitle desteklerse, onu ya­zın" sözündeki iki şahitten maksadın bu oldu­ğunu ifade etmektedir. Bu hadisi Ebû Dâvud, Hişam b. Urve ve o da babasından tahric et­miş olup senedi munkatı'dır. Fakat senetteki ravilerin hepsi sikadır. İbni Hacer'in sözün­den, yazılı bir şahit ile bir hıfz şahidinin ye­terli olabileceği anlaşılmaktadır. Ancak cum­hurun bu sözü anlayışı, yazı hususunda âdil iki şâhİt ile hıfz hususunda iki âdil şahit şek­lindedir. Her iki hususta da tek şahit ile yetinilmiyordu. Ebû Davud'un Yahya b. Abdur-rahnıan b. Hatib tarikıyla tahric ettiği rivayet buna delildir. Bu rivayette şöyle denilmekte­dir: "Ömer gelip, her kim Kur'ân'dan, Rasûlullah'dan birşey duymuşsa onu getirsin, dedi. Kur'ân'dan duyduklarını sahife, levha ve hurma dallarına yazıyorlardı. İki şahit gösterinceye kadar da hiç kimsenin getirdiğini kabul etmiyordu." (el-Itkan). Sahavî Cema-lu'l-Kurrâ'ya şöyle demektedir: "Gaye onla­rın, o yazılı belgenin Rasûlullah'in huzu­runda yazılmış olduğuna şehadet etmeleri­dir." Tevbe sûresinin son bölümünün sadece Ebû Huzeyme'nin yanında bulunmakla bu ka­idenin dışına çıkılırken birçok sahabe tarafın­dan ezberlenerek tevatür derecesine ulaşmış olması gözetilmiştir. Tevatür derecesine ula­şan bu ezber, o surenin son kısmının Rasûlullah'in yanında yazılmış ve iki şahitle desteklenmiş makamına geçmiştir.

Zeyd b. Sâbit'in: "Onu sadece Huzeyme'de buldum" sözünde, Kur'ân'ın âhad haberle ispatı diye birşey sözkonusu değildir. Çünkü Zeyd'in kendisi onu daha önce duymuştu ve yerini biliyordu... Onun başka kimselere baş­vurması, te'kid içindi, yeni bir malûmat elde etmek için değildi (el-Burhan).

Kur'ân'ı toplama işini Ebû Bekir bir seneye yakın müddet içerisinde bitirdi. Çünkü Yemame vakasından sonra Zeyd'e bu görevi vermiş ve vefatından Önce toplama işi bitmiş­ti. Bez parçalarına, hurma dallarına, inpe taş­lara ve işlenmiş derilere yazılmış olan Kur'ân âyetlerinin bu kısa müddet içerisinde nasıl bitirilebildiğini düşündüğümüz zaman, bunu ancak kendilerini Allah yolunda feda eden sahabe azmine bağlar ve şu sözü Hz. Ali ile birlikte tekrar ederiz: "Allah Ebû Bekir'e rah­met etsin, Kur'ân'ı kapak araşma ilk toplayan odur." (Ebû Dâvud). Ömer'e gelince, tarih bu düşüncenin kaynağının kendisi olduğunu ve düşünceyi tatbik edenin Zeyd olduğunu tescil etmiştir.

Buharî'nin Zeyd'den yaptığı rivayetin sonun­da, Kur'ân'ın toplandığı sahİfelerin, vefatına kadar Hz. Ebu Bekir'de kaldığı, sonra Hz. Ömer'de ve onun vefatından sonra yeni halife Hz. Osman'da değil, Hz. Ömer'in kızı Hafsa'nın yanında muhafaza edildiği belirtilmek­tedir. Encyclopedie de L'islam yazarları bu­nunla ilgili şüphe yayarak şu soruyu sormaya çabalıyor: "Acaba bu sayfaların Osman'ın ya­nında kalması daha uygun düşmez miydi?"

Buna cevap olarak deriz ki: Aksine, Hz. Haf-sa'ya bırakılmış olması daha uygundu. Çünkü Hz. Ömer onda kalmasını tavsiye etmişti. Ayrıca Hz. Hafsa'nın, Kur'ân'ın tamamını hıfzetmiş olması ve okuma-yazmayı bilmesi bir tarafa, o, Rasûlullah'in zevcesi ve ümmül müminin'dır. Hem Hz. Ömer, halifenin seçimini şûraya bırakmıştı. Hz. Osman henüz halife seçilmemişken sayfalar ona nasıl tes­lim edilirdi?

Kur'ân'ın Mushaf olarak isimlendirilmesi Hz. Ebu Bekir zamanında olmuştur. el-Masahif kitabında İbni Eşte, Musa b. Ukbe'den İbni Şihab'ın şöyle dediğini nakletmektedir: Kur'ân'ı topladıkları zaman onu sayfalara yazdılar. Hz. Ebu Bekir: Ona bir isim bulun, dedi. Bazıları "es-Sifr" ismini verelim, dedi. Ebû Bekir: Bu, Yahudilerin verdiği bir isim­dir, karşılığını verdi. Onun İçin bu isim hoş­larına gitmedi. Bazıları el-Mushaf ismini ve­relim, Habeşliler de el-Mushaf ismini verir­ler," dedi. Böylece ona Mushaf ismini ver­meye karar verdiler (el-Itkari).

Ebu Bekir'in Mushafı, ümmetin icmama ve tevatür derecesine mazhar oldu. Âlimlerin çoğunluğuna göre de, yazılış şeklinin, Kur'ân'ın onlarla indiği yedi harfe şâmildir. Ayrıca bu son yönüyle, Rasûlullah zama­nındaki ilk cem'ine benzemiş oldu.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 14:40:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi rüya tabiri,Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi mekke canlı, Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi kabe canlı yayın, Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi Üç boyutlu kuran oku Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi kuran ı kerim, Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi peygamber kıssaları,Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemi ilitam ders soruları, Hz. Ebu Bekir Döneminde Kurânın Cemiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes