> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Hulu'
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hulu'  (Okunma Sayısı 843 defa)
16 Haziran 2012, 11:09:56
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 16 Haziran 2012, 11:09:56 »



Hulu' (Kadının İsteği Üzerine Boşanma)

Koca, nasıl hoşlanmadığı ve birlikte yaşaya­madığı hanımını boşama hakkına sahipse, he­men hemen benzer şekilde kadın da hoşlan­madığı ve birlikte yaşayamadığı kocasıyla hu­lu' yapma hakkına sahiptir. Kadının bu hakkı­nın ahlakî ve hukukî olmak üzere iki veçhesi vardır:

Ahlâkî Yönü: Çaresiz kalmış ve başka bir se­çeneği de olmayan ferd için, ister erkek olsun isterse kadın, boşanma veya hulu' yoluyla ay­rılma son çözümdür. Ferd bu seçeneği sadece kendi zevki için kullanmamalı, huluyu alay konusu ve oyuncak edinmemelidir. Rasulul­lah bu hususu bir çok hadisiyle kati surette anlaşılır kılmıştır. Şöyle buyurmuştur: "Evle­nin, boşanmaym; zira Allah, şehvetleri peşin­de koşan kadın ve erkeklerden hoşlanmaz.", "Şehvetlerini tatmin için sık sık boşanan çeş­nici erkeklere ve çeşnici kadınlara Allah lanet eder" ve "Geçerli sebebi olmadan zevcinden hulu' İsteyen kadına Allah ve melekleri lanet eder; huluyu istihza konusu yapan kadınlar münafıktırlar." (Hukuku'l Zevceyn).

Hukukî Yönü: İslam hukuku insanların hak ve sorumluluklarını belirler. Konuya yalnızca erkeğin boşama hakkı olduğu görüş açısından bakmaz, kadına da hulu hakkı vererek kan ve koca olarak birlikte yaşamalan imkansız hale geldiğinde her ikisinin de ayrılmak için ben­zer haklara sahip olmasını sağlar. İslam Hu­kuku, sadece taraflardan birinin haklarmı kullanmakta diğerine karşı adaletsizlikte bulun­duğu an müdahale eder ve meseleyi ıslah edip düzelterek rencide olmuş tarafın hususi hakla­rını hukukun sınırları içerisinde mümkün ol­duğunca iade edip eski haline koymaya çalı­şır. Ancak ferdin, erkek ya da kadın, haklarını doğru yahut yanlış tarzda kullanması tama-miyle o ferdin Allah'tan korkup sakınmasına ve adalet idrakine bağlıdır. Kişinin yetkilerini adilane mi yoksa nefsani arzularına bağlı ola­rak mı kullandığına diğer insanlar hakkıyla karar veremez. Hukuk, bu tabii hakkı tanıdık­tan sonra, ancak diğer taraf aleyhine haksız ve kanunsuz kullanımını kontrol edebilmek için belirli sınırlamalar getirebilir. Erkeklere bo­şanma hakkının muayyen kayıtlarla verildiği­ni boşanma başlığı altında zikretmiştik. Bura­da yeniden misal vermek gerekirse, koca, ha­nımını hayız döneminde iken boşayamaz, her talakı ayrı ayrı üç temizlenme döneminde ilan etmelidir, iddet müddetince hanımını yanında bulundurmalıdır, üç talakla kati boşanmadan sonra eski hanımıyla yeniden evlenebilmesi kadının ikinci bir kocaya varması ve yeni ko­canın onu boşamasıyla mümkündür...

Aynı şekilde, kadına da hulu hakkı muayyen kayıtlamalarla verilmiştir. Kur'an-ı Kerim bu hususu şu ifadelerle zikreder: "Onlara verdik­lerinizden bir şeyi geri almanız sizin için helal değildir; ancak erkek" ve kadının Allah'ın sı­nırlarını ayakta tutamayacaklarından korkmuş olmaları (başka). Eğer ikisinin Allah'ın sınır­larını muhafaza edemeyeceklerinden korkar-sanız, o zaman (kadının) ayrılmak için fidye vermesinde ikisi için de vebal yoktur." (2: 229). Bu ayet-i kerime şu hükümleri ihtiva eder:

a- Hulu', Allah'ın hudutlarını ihlal etme kor­kusu olduğunda uygulamaya konmalıdır. "Bir vebal yoktur" ifadesi, hulunun boşanma gibi kötü ve istenilmeyen bîr şey olmasına rağmen Allah'ın sınırlarına riayet edememe korkusu­nun bulunduğu durumlarda huluya başvur­makta bir günah olmadığı hakikatine şehadet eder.

b- Kadın kendisini evlilik bağlarından kurtar­mak istediğinde bir kısım zenginliğini feda et­melidir, tıpkı kendi isteğiyle erkeğin hanımını boşadığında mal varlığının bir kısmını feda edeceği gibi. Boşanmayı erkek tarafı yaptığın­da kadına vermiş olduklarından hiçbir şeyi geri alamaz. Benzer şekilde, aynlmayı kadın isterse kocasından kendisine ulaşan zenginli­ğin bir kısmından yahut tamamından vazgeç­mek zorundadır.

c- Verilecek miktar hususunda alanın da bü­tünüyle muvafakati olmadıkça yalnızca vere­nin dileği kafi değildir, uzlaşma sağlanamaz. Bu, zenginliğinin bir parçasını kocasına ver­mesiyle kadının hemencecik ayrılamayacağı anlamına gelir. Ayrılık için kocanın, kadının verdiğini kabul etmesi ve sonra onu boşaması kesinlikle gereklidir.

d- Mehirin bir kısmını ya da tamamını bo­şanmak için kadının kocasına vermesi, koca­nın bunu kabulü ve onu boşaması hulu için yeterlidir. "O zaman (kadının) ayrılmak için

Jldye vermesinde İkisi jçin de vebal yoktur" ifadesi, hulu'un çiftin karşılıklı anlaşmaları ile tamamlanacağına delalet eder. Bu, mahke­me kararını hulu'un gerçekFeşmesi için bir ön şart sayan kişilerin görüşlerini reddetmekte­dir. Zaten İslam, evde karşılıklı hürmetle ka­rara bağlanabil iyorsa meselenin yargı organı­na götürülmesini gerekli görmez.

e- Şayet teklif ettiği bedeli kocası kabul et­mezse, "Eğer ikisinin Allah'ın sınırlarını mu­hafaza edemeyeceklerinden korkarsanız" ifa­desinden de anlaşıldığı üzere kadın mahkeme­ye başvurma hakkına haizdir. Ayet-i kerime­deki "korkarsanız" hitabı müslümanlar arasın­daki emir sahiplerine (ulu'l emr)dir; zira onla­rın aslî görevleri Allah'ın sınırlarını korumak­tır. Bu münasebetle, ne zaman Allah'ın sınır­larını ihlal korkusu varsa bu hudutların muha­fazası için devreye girmeli ve kadının, Al­lah'ın kendisine vermiş olduğu haklarını dü­zeltip iade etmelidirler. (Ebul A'la Mevdudi, Towards Understanding islam).

Kısacası, tesbit edilmiş emirler vardır, fakat bu emirler hangi keyfiyetlerin Allah'ın sınırla­rını ihlal etme korkusunu barındırdığını özel­likle tayin etmez. Ödenecek olan fidyenin ke­sin miktarı nedir? Kadın fidyeyi ödemeye razı. anrak kocası kabul etmiyorsa, bu şartlar atında mahkeme nasıl bir hareket tarzı benim­semelidir? Bütün bu benzeri problemlerin ay­rıntıları, kendisine kadınlarca hulu' davalarına bakarken Rasulullah'ın verdiği hükümlerde mevcuttur.

Rasulullah'dan Misaller: En meşhur hu­lu' davaları, kocalarının görünüşünden hoşlan­madıkları için Sabit b. Kays'ın iki hanımı tara­fından Rasulullah'a getirilen davalardır. Onlardan biri şikayetlerini şu sözlerle sun­muştur: "Ey Allah'ın Rasulü, başım ebediyyen Sabit'in başıyla bir araya gelmeyecek. Zira, çadırın kenarını kaldırdım da onu bir cemaa­tin önünde gelirken gördüm. Bir de baktım ki, o , cemaatın en karası, boyca en kısası ve yüz­ce en çirkinidir. Allah'a yemin ederim ki, onu ahlak ve din hususunda ayıplamıyorum, ancak onun çirkin görünüşünden hoşlanmıyorum. Allah'a kasem ederim ki, eğer Allah'tan kor­kuyor, olmasaydım yanıma girdiği zaman yü­züne tükürürdüm." (İbn-i Cerir). "Ya Rasullu-lah, ne kadar güzel olduğumu görüyorsunuz, oysa Sabit öyle çirkin görünüşlü ki." (Fethü'l Bari'de Abdürrezzak). "Sabit'i ahlak ve din hususunda ayıplamıyorum. Lakin ben (kocaya itaat ve onun hanımı iken namus ve iffeti ko­rumak hususlarında Allah'ın hududlarını aş­mak korkusuyla) İslam'da küfürden ikrah edi­yorum." (Buhari ve Nesei).

Rasulullah bu şikayetleri dinledikten sonra, "Ona bahçesini iade eder misin?" diye sor­muş, kadın, "Evet ya Rasulullah, şayet daha fazla isterse ziyade de veririm" deyince Ra-sul-ü Ekrem, "Ziyade kabul olunmaz, an­cak bahçesini geri vermen gerekir" buyurmuş ve Sabit'e bahçeyi kabul edip hanımını boşa­masını emretmiştir. (Buhari ve Nesei).

Sabit'in diğer hanımı Habibe b. Sehl el-Ensari'nin şikayetleri ise şu şekilde idî: Birgün Ra­sulullah hücre-i saadetlerinden çıktığında Habibe'yi dışarıda bekler bulmuş, meselenin ne olduğunu öğrenmek istediğinde Habibe, "Sa­bit ve ben birlikte yaşayamıyoruz" demiş, Sa­bit geldiğinde Rasul-ü Ekrem kadının söy­lediğini ona aktarmıştır. Sonra Habibe, "Ey Allah'ın Rasulü, Sabit'in verdiği her şey be-nimledir" demiş, Rasulullah da Sabit'den bun­ları almasını ve hanımını bırakmasını istemiştir. (Malik ve Ebu Davud). Bu olayı Hz. Aişe de şu ifadelerle rivayet eder; "Sabit, hanımı Habibe'yi o derece dövmüştü ki neredeyse ke­mikleri kırılacaktı. Bunun üzerine Habibe, Rasulullah'a yakınmış ve Nebi de kadından bir parça mal almasını ve ondan ayrılmasını Sabit'e emretmiştir." (Ebu Davud ve İbn-i Mace). Nitekim Habibe'nin İbn-i Mace tara­fından aktarılan sözleri, onun da Sabit'in ilk hammıyla aynı şikayetlerde bulunduğu ve konunun dövülmek değil, kocanın çirkin gö­rünüşü olduğunu göstermektedir. İlginçtir ki Habibe'nin sözleri Sabit'in ilk hanımı olan Ha-mile'nin sözleriyle tam bir benzerlik göster­mektedir. (İbn-i Mace).

Ömer b. Hattab'a geçimsizlikle ilgili bir dava getirilmişti. Ömer kadına nasihat edip koca­sıyla kalmasını Öğütledi, ancak kadın kabul etmedi. Bunun üzerine Ömer, kadını çöp dolu bir odaya kapattı. Üç gün sonra odadan çıkar­tılan kadına Ömer tarafından nasıl olduğu so­rulunca, "Allah'a yemin ederim ki bu geceler boyunca gerçek rahatlığı tattım" cevabını verdi. Bu sözleri işiten Ömer, kocaya küpelerin karşılığında bile olsa kadına hulu vermesini emretti. Rabi'a binti Muavviz b. Hadira bütün varlığı karşılığında kocasından boşanmak is­temiş, ancak kocası kabul etmemişti. Mesele Osman b. Affan'a sunulduğunda, Osman, ko­caya gerekiyorsa kadının bütün varlığını, hat­ta kadının saçlarını bile almasını, fakat kadına hulu vermesini emretti.

Hulu' İle İlgili Hükümler: Yukarıda zikredi­len deliller şu hususları ortaya koymaktadır:

a- Kur'an-ı Kerim'in, "Eğer ikisinin Allah'ın sınırlarını muhafaza edemiyeceklerinden korkarsanız" ifadesi üzerine yapılan izahlar ve Rasulullah'a sunulan olaylar göstermekte­dir ki, kadının kocasından nefret ettiği ve onunla onun hanımı olarak yaşayamadığı ke­sinlik kazanırsa çiftin ayrılmasını sağlamak daha faydalıdır. Bu haldeki bir kadını koca­sıyla birlikte zorla tutmak; din, ahlak ve kül­tür açısından kadının boşanmasını sağlamak­tan daha kötüdür. İlk zikredilen durumun, şe­riatın gerçekleşmesini istediği hakiki gaye ve hedefleri tehlikeye atması muhtemeldir. Bu yüzden,   kadının kocasından nefret et...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hulu'
« Posted on: 20 Nisan 2024, 03:15:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hulu' rüya tabiri,Hulu' mekke canlı, Hulu' kabe canlı yayın, Hulu' Üç boyutlu kuran oku Hulu' kuran ı kerim, Hulu' peygamber kıssaları,Hulu' ilitam ders soruları, Hulu' önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes