๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 27 Temmuz 2012, 13:10:25



Konu Başlığı: Herkesle Kurulacak İlişkilerin Yapısı
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 27 Temmuz 2012, 13:10:25
Herkesle Kurulacak İlişkilerin Yapısı

Bu hususta kâfirlere, sadece imanı konularda sempati duyulmasının yasaklandığına iyice dikkat edilmesi gerekir. însanî ilişkilere ge­lince ki, bu da kişinin kendi akrabasmının haklarını gözetmesini, sevgi beslemesini, sempati ve merhamet hislerini taşımasını ve onlara karşı dostane duygulara sahip olmasını gerektirir ve kesinlikle yasak değildir. Aksine bu tür davranışlar bir fazilet olarak kabul edi­lir, îster mü'min ister kâfir olsun, bir akraba­mıza karşı bütün dünyevî vazifelerimizi yeri­ne getirmemiz gerekir; onun derdine ortak ol­malı, muhtaç ve yetim olanlarına destek sağ­lamalı, hasta ve yaralı olanlarına, müslüman olup olmadıklarına bakmaksızın olabildiğince yakınlık ve ilgi göstermeliyiz. (The Meaning ofthe Qur'an, c. IV, sh. 235-236).

Kur'ân bu konuda İbrahim peygamberi misâl gösterir: "İbrahim'in babasına dua etmesi, sa­dece ona yaptığı bir vaadden ötürü idi. Fakat onun bir Allah düşmanı olduğu, kendisine belli olunca ondan uzak durdu. Gerçekten İb­rahim, çok içli ve yumuşak huylu idi." (9:114).   İbrahim  aleyhisselâm  babasına "...Senin için Rabbimden mağfiret dileyece­ğim. Çünkü Rabbim bana karşı pek lûtufkârdır" (19: 47), "Ve sapanlardan olan babamı da bağışla. (Kulların) diriltilecekleri gün, beni utandırma! O gün ki, ne mal, ne de oğullar fayda vermez." (26: 86-88) ve "... Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiç bir şey(i önlemeye gücüm yetmez..." (60: 4) diye söz ver­diğinden dua etmişti. Çünkü Hz. İbrahim va­tanından ayrılırken babasına vaatte bulun­muştu. Hz. İbrahim'in babasının affedilmesi için kullandığı ifade ve tonun bile çok ihtiyat­la seçilmiş olduğuna dikkat edilmelidir. Fa­kat, İbrahim aleyhisselâm, kendisi için duada bulunduğu ve affını istediği şahsın, açıkça Allah'a karşı gelmiş bir âsi ve O'nun Yolu'nun amansız bir düşmanı olduğunu farkedince artık onun hakkında ihtiyatlı bir üslûpla da olsa dua etmekten bizzat kaçınmış ve Al­lah'tan ona gelecek herhangi bir şeyi önleme gücüne sahip olmadığım açık ifadelerle ilân etmiştir. Hatta bu kimse, kendisini sevgi ve ihtimamla besleyip büyüten babası dahi olsa bu durum değişmedi. Bu âyetler, inananlarla inanmayanlar arasındaki olması gereken iliş­kiyi ortaya koyar. İnsanî dostluk ilişkileri, sevgi beslemek, merhamet ve şefkatle mua­mele herkese karşı sürdürülebilir. Fakat buna rağmen kâfir ve müşrikler birer muhalif ola­rak telakki edilir ve imanî konularda onlarla herhangi bir uzlaşmaya varılamaz.