๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 18 Ağustos 2012, 13:05:21



Konu Başlığı: Hayatın Lezzeti
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 18 Ağustos 2012, 13:05:21
Hayatın Lezzeti

Bir başka misali gözönüne alalım. İnsan ha­yatında belirgin bir hayat mücadelesi vardır. Bu mücadeleye hayatın her alanında şahit oluruz. Hayat bir zorluklar bütünü gibidir. "Biz insanı, birinden kurtulup diğerine geçti­ği bir takım zorluklar içinde yarattık." (90: 4).

Bu hayat mücadelesine rağmen, insan tabiatı öylesine yaratılmıştır ki, arzuların ve ihtiras­ların baskısına rağmen insan, bir faaliyetten diğerine şevkle koşabilmektedir. İnsanın ha­yatın zorluklarının üstesinden gelmesine ve ihtiyaç duyduğu mutluluğu ve rahatı elde et­mesine yardım eden bu yaşama zevkidir. Göğüslenebilen zorluklar büyüdükçe insanın ha­yattan aldığı haz artar. Hayat zorluklardan arındırılırsa, insan şüphesiz bir boşluk hissedecek ve hayatı yaşamaya değer bulmayacak­tır.

Dikkat edilirse, hayatta o kadar çok çeşitlilik vardır ki, değişik eğilimler, dereceler, meşgu­liyetler ve gayeler birbirleriyle çarpışıp du­rurlar. Buna rağmen, kadnverkek, faziletli-düşük herkes hayatta eşit biçimde yerlerini almaktadırlar. Hiç kimse, hangi meşgalenin daha büyük olduğunu söyleyemez.

Yine dikkat edilirse, çocuğun dünyaya gelişi, anne için ciddi bir zorluktur. Çocuğu büyüt­mek ise bir başka zorluk. Çocuğu için her türlü rahatlığı feda eder. Benzer sıkıntılara birçok misâl gösterilebilir. Fakat hayat güç­lüklerden ve sıkıntılardan arındırılırsa kimse kendini rahat hissetmez. Bu güçlüklerle bera­ber insan mutlu olabilmektedir, işte bu Al­lah'ın rahmetidir. Hem acıyı hem zevki veren rahmettir. Rahmet bunu gerektirmektedir.

Kur'ân sık sık, hayattaki barışın farklı veçhe­lerine dikkat çekmektedir. Hem tabiatta hem insanın hayatında zıtlıklar yanyana bulunur, hayattaki barışa katkıda bulunmak için işler ve birbirlerine tepkide bulunurlar. İnsan tabi­atı itibariyle monotonluktan hoşlanmaz. Bu konuda Kur'ân gecenin ve gündüzün değiş­ken davranışlardan bahsetmektedir. Onların davranışında düşünebilen insanlar için sayısız işaretler vardır. Zaman sürekli olarak gece veya gündüzden ibaret olsaydı hayat imkan­sızlaşırdı. "Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette sağduyu sahipleri için ibretler vardır." (3: 190).

Gece ve gündüz arasındaki bu farklılık hayatı iki bölüme ayırmaktadır. Gün ışığı insanın hayat faaliyetlerine girmesine yardım etmek­tedir ve gece karanlığı insanda dinlenme iste­ğini uyandırmaktadır. Gündüz faaliyeti gece­leri dinlenme ile başarıya ulaşır ve geceleri iyi dinlenme dopdolu ve taze bir gündüz faa­liyetini müjdeler. "Rahmetinden dolayı sizin için geceyi ve gündüzü var etti ki, geceleyin dinlenesiniz ve (gündüzün) Allah'ın lütfunu arayasmız ve (Allah'ın nimetine) şükredesi-niz." (28: 73).

Sadece bu değil, gündüzün bile hayatımıza tat veren bir dizi safha vardır. "Öyle ise akşa­ma girdiğiniz zaman da, sabaha erdiğiniz za­man da teşbih Allah'ındır (O'nun şanının yü­celiği anılır). Göklerde ve yerde, günün so­nunda da, öğleye erdiğiniz zamanda hamd, O'na mahsustur." (39: 17-18).

İnsan kendi varlığma ve hayvanlar âlemine baksın. Tabiat çekiciliğini arttırmak için zen­ginliğini nasıl da güzel kullanmaktadır! "İn­sanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkte olanlar var." (35: 28).

Aynı tezahür gezegenler âleminde de gözle­nebilir: "Yeryüzüne bakmazlar mı? Orada her çeşit yüksek bitkinin filizlenmesini sağla­dık." (26: 70). "Yeryüzünde yarattığı çeşitli renklerdeki (hayvanları, bitki)leri de (sizin hizmetinize verdi). Şüphesiz bunda öğüt alan bir toplum için ibret vardır." (16: 13). "Çar­daklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurma(ları), ekin(ler)i, zeytinleri, narları -birbirine benzer, benzemez biçimde-yaratan hep O'dur." (6: 141).

Aynısı yeryüzü üzerinde de görülmektedir.

"Dağlardan (geçen) beyaz, kırmızı, değişik renklerde ve simsiyah yollar (yarattık)." (35: 27).