Konu Başlığı: Hadislerde Hâtmü'n-Nübüvvet'e Deliller Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 03 Eylül 2012, 14:54:40 Yukarıda Zikredilen Hadislerde Hâtmü'n-Nübüvvet't Deliller Hz. Muhammed'in kalbinde ümmeti için beslediği sevgi ve merhamet ne kadar anlatılsa da tam olarak ifade edilemez. Hz. Muhammed'e daha önceki bütün peygamberlerin ve meleklerin hiçbirine verilmediği kadar çok geçmiş ve gelecekle ilgili ilimlerin bahşedilmiş olduğu da bilinen bir gerçektir. Ümmeti için hiç kimsenin bir yere sapıp, sendelemeyeceği düz ve açık bir yol bıraktığına da inanmalıyız. Ümmetini yollarına çıkabilecek bütün engeller konusunda bilgilendirdiği gibi doğru yolun işaretlerinden de haberdar etmiştir. Bundan dolayı hadislerle ilgili geniş hazinelere baktığımızda, Hz. Muhammed'in ümmetinin sırat-ı müslakîm'de kalmasını sağlamak için her türlü gayreti göstermiş olduğunu görürüz. Rasûlullah ümmetine kendisinden sonra önderlik edecek kişilerin isimlerini ve onların önde gelen özelliklerini de bildirmiş ve ümmetini bu önderlerin emirlerini yerine getirmeye ve onlara tam olarak itaat etmeye davet etmiştir. Bu görüşü destekleyen bazı hadisler yukarıda zikredilmiştir. Hz. Peygamber'in ümmetine olan bu şefkatinin idrakinde olan bir kimse hangi çeşit olursa olsun -zilli veya bürûzî- yeni bir peygamberin bu ümmete önderlik edemeyeceğine kesin şekilde inanır. Eğer bu böyle olmasaydı ümmetine gelecekteki olayları ayrıntısı ile haber veren Rasûlullah ümmetine yeni bir peygamber geleceğini de mutlaka haber verirdi ve kurtuluş için onu kabul etmeleri ve ona uymalarını emrederdi. Çünkü bir ümmete bir nebî geldiğinde bunların o nebiyi kabul etmeleri ve ona uymaları da farz olmaktadır; aksi taktirde bütün İyi amelleri neticesiz kalır ve boşa gitmiş olur. Hz. Muhammed'in ümmetine sürekli, râşid halifelere itaat etmeyi ve idarecilere Habeşî köle olsalar bile uymayı, ihtilâf ve çatışma durumunda âlimlere müracaat ederek onların tavsiyelerine uymayı emretmiş olması ve bunu sürekli vurgulaması çok önemli bir husustur. Abdullah b. Mesud ve Ammar b. Yâsir'e uymayı da tavsiye buyurmuştur. Ashabından Zübeyr, Ebu Ubeyde b. Cerrah, Muaz b. Cebel ve Abdullah b. Abbas gibi isimlere hürmet etmelerini buyurmuş; Üveys el-Karanî'nin zuhur edeceğini ve bu kimsenin de hürmete lâyık biri olarak kabul edilmesini ve kendisinden dua istemesini haber vermiştir. Hz. Muhammed, ümmetini her yüzyılda bir gelecek müceddidler konusunda da bilgi sahibi kılmıştır. Suriye'den gelecek olan abdallardan ve onların dualarının kabul göreceğinden bahsetmeyi de ilâve etmiştir. Ancak yeni bir peygamberin zuhur edeceğine dair tek bir hadis bile yoktur. Ümmetine onun işaretleri konusunda, hiçbir bilgi vermemiştir. Mantıken, eğer yeni bir peygamber gelecek olsaydı, ümmetine karşı büyük bir şefkat hissiyle dolu olan Rasûlullah'in bu peygamber ile ilgili ayrıntılı bilgiler vererek ümmetine rehberlik etmesi gerekirdi. Onun ismini, zuhur edeceği beldeyi, ne zaman ortaya çıkacağını vs. bildirmesi gerekirdi; ve böylece ümmet yeni peygamberi tanıma konusunda zorluk çekmezdi. İmanlı ya da akl-ı selim sahibi bir kişi bu hadisleri inceledikten sonra şuna ikna olur: Hz. Muhammed'den sonra kıyamete kadar yeni bir peygamber daha gelmeyecektir. Bunlar Hz. Muhammed'in açıkça ve doğrudan ifade buyurduğu hadislerin yalnızca ikiyüz on tanesidir. Bu ifadelerin özü de şudur: Nübüvvet zincirinin son halkası Hz. Muhammed ile kapanmıştır ve nübüvvet Hz. Muhammed'den sonra devam etmeyecektir. Bu konu ile ilgili garip tevillere yer yoktur. Gören gözü ve işiten kulağı olan kimseler bunları görmeli ve duymalıdırlar. Bunda elbette ibret alacaklar için bir ders ve dikkate alacaklar için bir nasihat vardır. Hz. Muhammed bir şahittir. Hamd, bütün yaratılmışların Rabbi, Rahman ve Rahîm Allah'adır! Salât ve selâm da, muttakilerin önderi, nebilerin sonuncusu, bütün yaratılmışlara karşı Allah'ın elçisi, fahri kâinat, müjdeleyici ve uyarıcı, O'nun izniyle O'na davet edici olan efendimiz Muhammed İbn-i Abdullah'ın üzerine olsun! |