> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Hac
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hac  (Okunma Sayısı 657 defa)
24 Ağustos 2012, 11:33:15
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


Hac
« : 24 Ağustos 2012, 11:33:15 »



Hac

Hac kelime olarak, hem (Rabbe doğru) yö­nelme hareketi hem de bir şeye (konumuzla ilgili olarak da, benliğe, nefse) hâkim olma çabası anlamına gelir. Hac kelimesini tam olarak karşılamamakla beraber, Batı dillerine bu ifade "kutsal sayılan yerleri ziyaret" anla­mına gelen pelerinage kelimesiyle tercüme edilmektedir. Hac Müslümanın dinî vazifele­rinin üçüncüsüdür. Erkek veya kadın her ye­tişkine, ilâhî iradenin içinde kendini yok et­menin büyük "Çaba"sını yerine getirmek üzere, ömründe bir kere, Mekke'ye gitmek farzdır. Bu seyahati yapacak maddî imkânlardan mahrum olanlar hacdan muaftır. Fakat hangi Müslüman, bir gün, dininin mer­kezini, Allah'ın Evi olan Kabe'yi ziyaret ede­bilmek için gerekli parayı azar azar biriktir­mez? Kur'ân, Kabe'nin, Tevhid inancı içinde, Allah'a adanmış en eski "ev" olduğunu belir­tirken (3: 96) abartma yapmaz. Yapılışı sade­ce Hz. İbrahim zamanında olmuş olsa bile -ki İslâmî geleneğe göre, Hz. İbrahim Hz. Âdem tarafından yapılan bu evi yalnızca tamir et­miştir-, yine de Hz. Süleyman tarafından Ku­düs'te inşa edilen mabetten bile daha eski bir mabet olduğu ortadadır. Hâlâ faaliyette olan ve Mekke'deki Kabe'den daha eskiye uzanan bir ibadet mahalli bilinmemektedir.

Hac ibadeti sırasında yapılması gerekenler kısaca şunlardır: Mekke civarında, kutsal top­rakların sınırına gelince normal elbiseler çı­karılır ve iki kumaş parçasından oluşan aynı tipte bir elbise (ihram) giyilir. Kadınlardan değil, yalnızca erkeklerden istenen bu kıyafet bir peştemal ile omuzları örten geniş bir örtü­dür. Baş açıktır. Hac süresince kişi kendisini, kendi benliğini unutmaya çalışır. Bütün günü derin düşüncelerle geçirmek üzere Mekke'nin banliyösü olan Arafat'a gidilir. Akşama doğ­ru, Mekke yönünde harekete geçilir. Müzde-life'de gecelenir ve sabahleyin erkenden Mekke'nin hemen yakınındaki Minâ'ya geli­nir. Orada üç gün geçirilir. Bu sırada her sa­bah Şeytan taşlanır. Minâ'daki bu üç gün es­nasında kurban kesilir, Kabe'yi tavaf etmek ve Kabe'nin karşısındaki Safa ve Merve tepe­leri arasında yedi kere koşmak üzere şehre kısa bir ziyaret yapılır. Bu yapılanların hepsi­nin bir anlamı vardır. Bunların sembolik arka plânları şöyledir:

Hz. Âdem ile Havva, Cennet'ten düştükleri zaman kaybolmuşlardı, birbirlerini arıyorlar­dı. Allah'ın lütfuyla nihayet Arafat'ta buluşup birbirlerine kavuşabildiler. Onun İçin, Hz. Adem ile Havva'nın torunları, Allah'a minnet ve şükranlarını sunmak üzere, O'na yönelir, ilâhî varlıkta kaybolmak ve kendini unutmak için bir gayret sarfeder, geçmiş günahların­dan ötürü Kendisinden af diler ve gelecek için yön ve yardımını niyaz eder.

Şeytan taşlamaya gelince, bilindiği gibi Hz. İbrahim Allah'tan başka kimseyi sevmediğini iddia etti. Allah da bu konuda onu imtihan et­mek üzere, kendisinden sevgili oğlunu bo­ğazlamasını istedi. Bunun üzerine Şeytan il­kin kararından caydırmak için Hz. İbrahim'e geldi, sonra kocasını vazgeçirsin diye Hz. Hâcer'e gitti ve son olarak da kurban olmayı reddetmesi için çocuğun, bizzat Hz. İsmail'in yanına vardı. Herbiri de onu taşlayarak kov­du. Bu olayın Minâ'da cereyan ettiği söylenir. Onun için bu hareketler, hayatın şeytanî dür­tülerine karşı bir kararlılık gösterisi şeklinde, orada sembolik olarak tekrarlanır.

Allah'ın Evi'ni ziyaret kolayca izah edilebilir: İnsan itaatkârhğını göstermek üzere, oraya kusursuz bir saygı ve tevazu ile gider. Çok eski bir âdete göre, birinin etrafında dönmek, üzerine titremlen ve yürekten bağlanılan kim­se için canını vermeye hazır olduğunu bildir­mek anlamına gelir.

Hakkındaki bir yığın yanlış anlamalardan ötürü Kabe'deki Siyah Taş üzerinde ayrıca durmak gerekiyor. O bir göktaşı değildir, ak­sine siyah renkli bir taştır. Onun pratik yaran, Allah'ın Evi olan Kabe çevresindeki dönüşler (tavaf) için başlangıç noktası olmasıdır ve renginden ötürü de binada rahatça farkedilir. Hem sonra bu taşa tapılmaz, ona yönelerek secde bile edilmez: Bütün binanın herhangi bir noktasına yönelinerek kılınacak namaz geçerli olacağından, gerek Mekke'de, gerekse yerkürenin başka yerlerindeki Müslüman ek­seriya namaz esnasında Kabe'nin Siyah Taş'ın (Hacerü'l-Esved) bulunduğu noktasın­dan başka bir noktasıyla karşı karşıya kalır. Hatırlanacağı gibi, sapık Karmatiler H. 318, M. 930'da Mekke'yi talan ettiklerinde, bu Si­yah Taş'ı ülkeleri Ummân'a (orada yeni bir Kabe yapmak için mi?) ganimet olarak götür­müşler ve onu ancak 21 sene sonra geri ver­mişlerdi. Siyah Taş'ın olmadığı bu süre bo­yunca. Müslümanlar Mekke'yi kıble edinme­ye devam ettiler. (Güneydoğu Arabistan'daki) Ummân'ı değil. Kabe binası bile asıl değildir. Çünkü Kabe yıkılsa -sözgelimi restorasyon için-, namazda yine de o yöne dönmeye de­vam edilecektir: Kabe binasının dikili olup olmaması kıble açısından pek fazla Önem ta­şımaz. Yukarıda belirtildiği gibi. Siyah Taş'ın pratik faydası, tavafın başlayacağı ve biteceği noktayı işaretlemesidir. Yine de Siyah Taş'ın sembolik bakımdan tartışma götürmez büyük bir anlamı vardır. Bir hadisinde Hz. Peygam­ber şöyle demiştir: "Hacerü'l-Esved yeryü­zünde Allah'ın sağ elini (Yemînullah) temsil eder" ve bunda şüphe yoktur. Gerçekten de hacı bağlılık yemini etmek üzere ellerini onun üzerine koyar. Kur'ân terminolojisinde Allah Hükümdar olduğundan, Onun sadece hazineleri, ordulan değil, bir de hükümdarlığı vardır. Hükümdarlıkta ise bir başkent bulunur ajrnmül-kurâ, "şehirlerin anası", çok eski çağlardan beri Mekke'nin adıdır) ve başşehir­de tabiî olarak "Allah'ın Evi" olur. Her dürüst vatandaşın, elini Hükümdar'ın sağ eli üzerine koyarak itaat sözü vermek üzere oraya gitme­si gerekir. İşte bu gerçekten ötürü, Görünmez'in eli görünür olmalıdır ve bu yukarıda adını ettiğimiz Siyah Taş'tır.

Geriye Safa ve Merve tepeleri arasında yedi kere koşmak kalıyor. Rivayete göre, Hz. İb­rahim hanımı Hz. Hâcer'i bebeği Hz. İsmail ile birlikte, Mekke'nin o zamanlar çöl olan bu bölgesine bırakıp gittiği ve çok geçmeden el­lerindeki su bittiğinde, Hz. Hâcer susuz bebe­ğine su bulmak için annelik sevgisiyle sağa sola koştu. Zemzem pınarı işte o zaman fışkırdı. Bu annelik sevgisine hürmet etmek ve Allah'ın merhametine şükretmek için, bu ha­reketler Hz. Hâcer'in koştuğu aynı yerlerde tekrarlanır.

Haccın sosyal yönü de daha az çarpıcı değil­dir. Çünkü dünya Müslümanlarının kardeşliği burada çok parlak bir şekilde kendini göste­rir: Irk, dil, bölge, hatta sınıf ayırımı olmaksı­zın, müminler mecburen oraya giderler, en kusursuz kardeşlik eşitliği içinde birbirilerine kanşırlar, çölde beraber yaşarlar ve dinî vazi­felerini ortaklaşa yaparlar. Belli saatlerde yü­rünür, durulur; günlerce çadır altında veya açık havada gecelenir. Bütün bunlar, günde­lik beş vakit namazdan da fazla olarak, mü­mini Allah'ın askerlerinin disiplinli hayatına alıştırır.

Hz. Muhammed kendi haccı sırasında Önemli bir konuşma yaptı. Bu konuşma "Ve­da Hutbesi" adıyla bilinir. Çünkü bundan üç ay sonra vefat etmiştir. Bu hac sırasında, Arabistan'ın ve komşu ülkelerin bütün nokta­larından gelen 140 bin Müslümanla buluştu ye onlara İslâm'ın temel esaslarını anlattı: ikona ve başka türlü semboller kullanmadan tek Allah'a iman; ırk ve sınıf ayırımı bilme­yen ve takvaya (kusursuz dindarlığa) dayalı üstünlükten başka hiçbir ferdi üstünlük tanı­mayan müminlerin eşitliği; her insanın üç hakkının, yani canı, malı ve şerefinin korun­ması; faizin her türlüsünün yasaklanması; öç almanın ve kendini hâkim yerine koyup ferdî hak almanın kaldırılması; kadınlara en güzel şekilde davranılması; az sayıda insanın elinde toplanmasına engel olmak için servetlerin da­ğıtılması ve sürekli dolaşımı (bu, miras ve vasiyetlerle ilgi kanunlar sayesinde gerçek­leştirilmiştir); son olarak, hayatın bütün alan­larında ve herkes için sadece Allah iradesinin geçerli olduğunun ilânı. Her sene, Zilhicce ayının 9'unda Arafat'da toplanan Müslüman hacıların Önünde bu hutbe muhteşem bir şe­kilde tekrarlanır.

İslâm öncesi bir uygulamanın, hiç değilse ilk Müslüman nesli içinde, devam ettirilmiş ol­duğu söylenebilir: Bu geniş toplanmadan ya­rarlanılarak yıllık bir edebî kongre düzenleni­yordu. Burada şairler yeni eserlerini duyuru­yorlar ve hatipler kalabalıklara seslenerek maharetlerini sergiliyorlardı. Hatta profesyo­nel güreşçiler seyircileri büyülüyor ve tüccar­lar her tür ticaret mallarını getiriyorlardı. Ha­life Hz. Ömer bu toplantıya daha sağlıklı bir idarî veçhe kazandırdı: Hac toplantısı kendisi için, bütün vali ve komutanlarıyla en yüksek düzeyde bir mahkeme oluşturma ve belli baş­lı sorunları tartışma vesilesi ve aynı zamanda da alınması düşünülen önemli tedbirler için genel bir istişare fırsatı idi. Bir kere daha tek­rar edelim, İslâm'da kutsal ile kutsal dışı, ru­hani olan ile cismani olan ortaklaşa yaşar ve hatta ahenkli bir işbirliği içinde yürütülür.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hac
« Posted on: 24 Nisan 2024, 07:27:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hac rüya tabiri,Hac mekke canlı, Hac kabe canlı yayın, Hac Üç boyutlu kuran oku Hac kuran ı kerim, Hac peygamber kıssaları,Hac ilitam ders soruları, Hacönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes