> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Güvenlik
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Güvenlik  (Okunma Sayısı 936 defa)
19 Mayıs 2012, 15:10:05
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 19 Mayıs 2012, 15:10:05 »



GÜVENLİK

1- Güvenlik

Güvenlik, ilkin düşman hücumundan emin olmayı, ikincisi düşmana karşı girişilen ha­rekette planlar düşman tarafından bozuldu­ğunda düşmanın karşı saldırısından emin ol­mayı gerektirir. Bütün şartlar altında savaş­çıların maneviyatlarım yüksek tutmak mu­hakkak gereklidir. Güvenlik başarılı olarak şöyle gerçekleştirilebilir: Birincisi uygun bir savaş nîzamıyla; İkincisi, kuvvet rezervi bı­rakacak şekilde derinlemesine bir savunma yoluyla; üçüncüsü düşmanın hareketleri, gü­cü ve planları hakkında sürekli haber almay­la; ve dördüncüsü, hazırlanan planlar, ope­rasyonlar, taktikler, silahlar ve sahip olunan güç vs. konusunda gizliliği sağlayarak.

Rasulullah müslümanları dört bir yandan tehdit eden tehlikelerin, özellikle de Kureyş tehdidi tehlikesinin bilincindeydi, ve güven­lik sağlama gereğini iyi biliyordu. Bu sebep­le düşmanın sürpriz hücumlarına ve karşı-hücumlarına karşı şehirlerine ve savaş ala­nında savaşan askerlerine güvenlik sağlaya­bilecek mümkün olan her tedbiri aldı. Ken­disi düşmanın kuvveti, planlan ve hareket­leri hakkında sürekli haberli kılacak etkili bir devriye sistemi teşkil etti. Buradan elde etti­ği bilgilere göre ne zaman askerî bir savun­ma hareketine ihtiyaç hâsıl olsa, Rasulullah duraksamadan gerekeni yaptı. Medine çevresinde ne zaman bir düşman faaliyeti ol­sa, hemen bunun büyümesini önlemek için ya bizzat kendi komutası altında ya da sa­habeden bir komutanın başkanlığında bir birlik düzenleyip düşmanın üzerine yürüdü. Bedir Savaşı'ndan evvel Kureyş'in düşman­ca faaliyetleri hakkında haber aldığı zaman­larda böyle seferler yapıldı. Yapılan 9 sefe­rin 4'ü kendi komutası altında, 5'i ashabdan komutanlarla düzenlendi, fakat bu seferle­rin hiçbirinde çarpışma meydana gelmedi.

Bedir Savaşından sonra 7 sefer düzenlendi. Bunların da 4'ü Rasulullah'ın komutası altında 2'si sahabe komutanlarla yapıldı. Bu seferlerden ikisi Kureyşlileri takip için ve dör­de de Medine'ye saldırma tehdidinde bulu­nan kabileleri bastırmak için yapıldı. Bu se­ferlerin hepsinde de düşman kaçtı ve çarpış­ma meydana gelmedi. Seferin birisi barış ant­laşmasını bozarak Bedir'de Kureyş'e yardım eden Yahudi Benî Kaynuka'yı cezalandırmak için yapıldı. Uhud'dan sonra 4'ü Rasulullah 'ın komutasında, 5'i sahabeler komutası altında 9 sefer yapıldı. Uhud Savaşı'ndan sonra güvenlik ihtiyacı çok fazlaydı ve Me­dine'ye ani bir saldırı korkusundan düşman hareketleri fasılasız izleniyordu. Rasulullah ve ashabı çoğunlukla silahlı olarak uyu­yorlardı. 10 ve 70 kişiden meydana gelen 2 müslüman Kur'an öğretmeni grubu, bazı aşi­retlerin isteği üzerine gönderilmiş ve bunlar bu kabileler tarafından acımasızca katledil­mişlerdi. Uhud'dan sonra cereyan eden bu ve buna benzer, olaylar Medine ve köylerinin güvenliği konusuna çok ciddî eğilinmesi ge­reğini ortaya çıkardı. Bununla beraber, Ra­sulullah  hiçbir korku emaresi gösterme­di; fakat bütün zorluklara karşı cesaret ve ka­rarlılıkla göğüs gerdi. Medine'nin müdafa­ası uyanık bulunma hususunda bir an bile gevşeklik gösterilmesine müsaade etmedi. Rasulullah ve ashabı daima her türlü ola­ya karşı bütünüyle müteyakkız durumunday­dılar. Yapılan seferlerin üçü Medine'ye sal­dırmak için toplanan kabilelere karşı yapıl­dı; biri Kureyş'i kontrol etmek için; biri di­ğer insanları müslümanlara karşı kışkırtan

bir yahudi liderini cezalandırmak için; biri Kur'an öğretmenlerinin katledilmesinden so­rumlu olanlara karşı yapılmıştı ve iki tanesi de çok küçük seferlerdi. Müslümanlarla olan antlaşmasını bozup Kureyşle beraber entri­kalar çeviren Benî Nadir'e karşı bir sefer ya­pıldı. Yaptıkları haince faaliyetlerle düşman­lıkları açıkça ortaya çıkan kabileler nedeniyle Medine için sürekli bir iç güvenlik tehlikesi vardı.

Ahzab Savaşı'ndan sonra yalnızca üçünü Ra­sulullah 'ın komuta ettiği yaklaşık 18 ka­dar sefer yapıldı. Bu seferlerin 4'ü bazı müs-lümanları öldürmüş olanları cezalandırmak için; üçü barış ve düzeni bozan bazı kabile­leri durdurmak için düzenlendi. Bu seferle­rin üçünde sınırlı bazı çarpışmalar meyda­na geldi. Diğer üç sefer önemli mahiyette de­ğildi. Bir sefer, müslümanlarla olan antlaş­malarını bozmuş ve diğer insanları Medine-ye saldırmaya kışkırtan yahudi kabilesi Be­nî Kureyza'ya karşı yapıldı. Peygamber  şehrine iç tehlikelere karşı kalıcı bir güven­lik sağlamak istiyordu, bu nedenle yahudi-ler davranışlarıyla savaş zamanında güveni­lemeyeceklerini gösterdikleri zaman, onlara karşı böyle yaptırımlara girişti.

Hudeybiye Antlaşması'ndan sonra, Medine İslâm devleti artık düşman saldırısı tehdidi altında değildi ve herhangi bir potansiyel teh­likeye karşı kendisini müdafaa edebilecek ka­dar kuvvetlenmişti. Allah'ın lütfü sayesinde Rasulullah 'ın feraseti ve dehası Medine ve çevresindeki topraklara güç, istikrar ve gü­venlik sağladı. Fakat yine de her hakiki ve­ya potansiyel düşman faaliyetlerinin takibi için devriye sistemi sürdürüldü. Hudeybiye-den Hicret'in 9. yılma kadar Rasulullah tarafından değişik tipte ve farklı amaçlı yak­laşık 25 seriyye gönderildi. Artık Medine yö­netiminin kontrolü altındaki bölge epeyce artmış; ülkede barış ve düzeni sürdürmek için devamlı bir devriye ve keşif sisteminde ihtiyaç hasıl olmuştu. Bununla beraber, bu devriye sistemi, Rasulullah 'a başarılı bir şekilde istihbarat temin etti. Bu istahbaratla Rasulullah  savaşçılarının ve şehrinin gü­venliğini sağlamada uygun tedbirler alması­na yarayan bilgiler topladı.

Rasulullah , aynı zamanda savaş alanın­da savaşçılarının güvenliği için mümkün olan bütün tedbirleri de aldı. Güvenlik meselele­rinde çok titizdi ve hiçbir şeyi şansa bırak­maz, fakat düşman saldırısına ve isyana karşı tam bir güvenlik sağlamak için mümkün olan bütün pratik tedbirleri aldı. Ne zaman bir birlikle düşman üzerine yürüse, daima bilgi toplamak için öncüler gönderirdi. Be-dir'e yürümeye hazırlanırken, Rasulullah  Suriye'den dönen Ebu Süfyan'ın kervanı hakkında bilgi toplamaları için Talha b. Ubeydullah ve Sâ'id b. Zeyd'i gönderdi. Son­ra, Kureyş hakkında bilgi toplamaları için iki kişiyi önden gönderdi. Bu adamlar Bedir'e vardılar ve gerekli bilgiyi elde ettikten sonra Medine'ye döndüler. Böylece, Rasulullah , Bedir'e varmadan evvel, kuvvetlerinin güven­liği ve savaş alanındaki taktik operasyonla­rının başarısı için gerekli olan düşman hak­kındaki bütün bilgileri elde etmiş oldu. Ay­rıca bu bilgiler sayesinde düşmanın kendisi­ne pusu kurarak sürpriz yapması ihtimalini ortadan kaldırdı. Güvenlik endişesiyle, saha­belerine parola tesbit etti. Muhacirler için pa­rola "Ya Benî Abdurrahman", Hazrec için "ya Benî Abdullah" ve Evs için "ya Benî Ubeydullah" 'ti. (îbn Sa'd, Kitab et-Tabakat el-Kebir).

Peygamber  askerlerinin savaş düzenini saflar halinde tertip etti ve bu safları eline aldığı bir okla hizaya soktu. Uhud Savaşı­nda, Rasulullah  savaş alanına ilerlemeden önce Enes ve Munis'i Önden gönderdi ve da­ha sonra da Hubeyb b. el-Munzir'i gönder­di. Hubeyb, Kureyşlilerin arasına karışarak Rasulullah 'a gerekli olan bilgileri topla­yıp getirdi. O gece boyunca Medine çok sıkı koruma altına alındı. Ertesi gün, Cuma na­mazından sonra Rasulullah  yola çıkaca­ğı zaman, Allah'a güvenerek düşmanla kar­şılaşmaya hazırlanmalarını ve çarpışmada gayretli olmalarını teşvik eden bir hutbe verdi. Aynı zamanda, onlara, eğer düşmana kar­şı tahammül gösterir ve sebat ederlerse Al­lah'ın yardımının geleceği müjdesini verdi. (İbn Sa'd). Bu hutbe müminlere müthiş bir cesaret kazandırdı. Rasulullah  her savaş­tan önce, İslâm davası için mücadele ruhu­nu aşılamak maksadıyla daima Allah'ın yar­dımını müjdeleyerek müslümanları cesaret-lendirirdi. Sayıca üstün düşman kuvvetiyle karşılaşmaları için savaşçıların maneviyatla­rını yükseltmek gerekliydi. Savaş alanında güvenliği sağlamak maksadıyla, Peygamber  savaşçılarını çok dikkatli bir şekilde dü­zene koyardı. Uhud Savaşı'nda Uhud dağı arkaya, Medine karşıya, Eyneyn dağıyla ge­çidi sola alındı. Savaş düzeninde sağ ve sol kanatlar teşekkül ettirilerek kuvvetlerin gü­venliğine çok büyük dikkat gösterildi. Rasu­lullah  müslümanları, Uhud'la Eyneyn arasındaki geçitten gelecek düşman saldırı­sından korumak için 50 okçu görevlendire­rek onlara durum ne olursa olsun yerlerin­den ayrılmamalarım sıkı sıkı tembih etti. Şunları söyledi: "Yerinizde kalınız ve bizi ar­kamızdan koruyunuz; bizim düşmanı yendi­ğimizi görseniz de; düşmanın bizi öldürdü­ğünü görseniz de; yardım etmek için bize ka­tılmayın." (İbn Sa'd). Bu tedbirler, dağların arasındaki geçitten gelecek muhtemel bir düşman karşı-saldınsını önlemek için alın­mıştı.

Hendek Savaşı'nda, dikkatli araştırmalardan sonra, Kureyş ve müttefiklerinin 10.000 ki­şilik mütecaviz ordusundan korunmak için hendek kazılması en iyi müdafaa ve güven­lik şekli olarak düşünüldü. Ashabınaitimat aşılamak ve maneviyatlarım yükseltmek için Rasulullah  bizzat hendek kazma çalışma­larına katıldı. Bu, onların Muhammed 'ın şahsiyetini takdir etmelerini sağlamakla kal­madı, kalplerini de ona karşı sevgi ve muhab­betle doldurdu, Peygamber ve davası için her türlü fedakârlığa katlanmaya hazırladı.

Hayber seferinde, Rasulullah  yine güven­lik gerekçesiyle parola tesbit etti. Bu seferin bütün planlarını, Hayber önlerine varıncaya kadar gizli tuttu. Aynı şekilde, Mekke-nin fethi planı da çok sıkı bir gizlilik İçinde tutuldu. Rasulullah şöyle dua etti: "Ya-rab, beni, Kureyş'in gözünden sakla, gözle­rini kör et. Bizi iş olup bittikten sonra gör­sünler ancak'' Rasulullah  gizlice Zahran'a kadar yürüdü. Burası, Mekke-Medine ara­sında bir yerdi. Müslümanların sayısı 10.000'i buluyordu. Henüz Kureyş'in hiçbir şeyden haberi yoktu. Kureyş yine de bir sürprizle karşılaşacağını umuyordu ve bu yüzden Ebu Süfyan'ı iki kişiyle birlikte müslüman-lardan haber toplamak üzere göndermişler­di. Bu heyet Me...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Güvenlik
« Posted on: 28 Mart 2024, 20:22:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Güvenlik rüya tabiri,Güvenlik mekke canlı, Güvenlik kabe canlı yayın, Güvenlik Üç boyutlu kuran oku Güvenlik kuran ı kerim, Güvenlik peygamber kıssaları,Güvenlik ilitam ders soruları, Güvenlikönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes