Konu Başlığı: Ferdî Ve Toplumsal Sorumluluk Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 27 Temmuz 2012, 13:48:42 Ferdî Ve Toplumsal Sorumluluk Hz. Peygamber ferdi, Allah'a ve diğer yaratıkların haklan (hukukullah ve hukuku l-ibâd) hususunda eğittikten sonra; insanları, "emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i ani'l münker" şeklinde tezahür eden sosyal vazifelerini ayrı ayrı ve toplu olarak ifa etmeye teşvik etti. Bu durum, Kur'ân-ı Kerim'de şöyle belirtiliyor: "O (Allah'ın dinine yardım ede)nleri yeryüzünde iktidara getirdiğimiz takdirde (zorbaların yoluna sapmazlar, bilakis) namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeğe çalışırlar..." (22: 41). Al-i îmrân Sûresinde de şu ifadeler vardır: "İçinizden hayra çağıran, iyiliği buyurup kötülükten men'eden bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (3: 104). Her müslüman, "emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i ani'l münker" vazifesini, hem ferdî hem de toplu olarak ifa etmeye mecburdur. Rasûlullah bunun önemini şu hadîs-i şeriflerle vurguluyor: 1- "Sizden herhangi biriniz bir kötülük gördüğünde onu eliyle değiştirsin, gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmezse bari kalben buğzetsin ki bu sonuncusu imanın en alt seviyesidir." (Müslim). 2- "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, ya iyiliği emreder, kötülükten sakındırırsınız veya Allah sizin üzerinize bir azap gönderir. O zaman dua edersiniz de icabet olunmaz." (Tirmizî). 3- "Yeryüzünde bir günah işlendiğinde, onu görüp de tasvip etmeyene, orada bulunmayan kimse gibi muamele edilir. Fakat orada olmadığı hâlde işlenen günahı tasvip eden kimseye, ona iştirak eden gibi davranılır." (Ebû Davud). 4- "Bir kimse halkın ortasında itaatsiz bir şekilde davrandığında, halk muktedir olduğu hâlde onu engellemezse, Allahü Tealâ onların hepsini bu dünyada iken cezalandırır." (Ebû Dâvud, îbn-i Mâce). Bu âyet-i kerimelerle, Rasûlullah'in hadîs-i şerifleri, "emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i ani'l münker"in önemini açıkça göstermektedir. Toplumun birer elemanı olan "İslâm Ümme-ti"nin her mensubunca fert fert îfâ edilmesi gereken bu görev, her halükârda yerine getirilmelidir. Bunun herhangi bir şekilde ihmali veya ertelenmesi toplumda varolan iyi ile kötü arasındaki çok nazik dengenin sarsılması, hatta bozulması anlamına gelir. Sözkonusu denge iyi ve gelişmiş bir toplumun esasıdır. Bu denge, aşırılıklar ve haksızlıklarla sarsılarak ifsat olurken dürüst ve iffetli insanlar sessiz kalıp bozulmaya kayıtsız kalıyorlarsa, o zaman böyle bir toplum yıkılmaya ve yok olmaya doğru sürüklenecektir (17: 16). |