> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Evliliğin İcapları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Evliliğin İcapları  (Okunma Sayısı 575 defa)
16 Temmuz 2012, 12:24:47
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 16 Temmuz 2012, 12:24:47 »



Evliliğin İcapları

Rasulullah: "Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimi yerine getirmezse, benden değildir. Evlenin!.. Zira ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim." bu­yuruyor. (İbn Mace). Bu hadisden de anlaşıla­cağı gibi İslam, nikah ile evlilik dairesi içine gir­meyi emir, gayri meşru ilişkilerden kaçınmayı da men etmektedir. Hatta karı-kocamn bu şekil­de birbirlerine bağlılığına ve böyle bir bağ ile ömür sürmelerine "ibadet" gözüyle bakılır. Her ibadette olduğu gibi evliliğin de belirli şartları veya icapları vardır. Bunlar; mehir, aleniyet (ni­kahın ilam) veya ilanın merasimle olması. Bun­lar müslüman erkek ve kadın arasında yerine ge­tirilmesi gereken yükümlülüklerdir. Bilindiği gibi evlilik, Allah indinde yerine getirilmesi ge­reken belli vazife ve icapları ihtiva eden şer'î (hukukî) bir akittir.

Sonuç itibariyle diyebiliriz ki, kadın ve erkeğin birbirinden istifade etmesini helâl kılan şer'i akid'e nikâh denir.

1- Hân: Ahbed b. Hanbel'in Müsnedinde yer alan bir hadiste Rasûlullah: "Nikâhı ilân edin" buyurmuşlardır. Tirmizî'deki hadis ise Hz. Aişe'den rivayetle şöyledir: "Nikâhı ilân edin ve onun için def çalın bir başka rivayet de şöyledir: "Bu nikahı ilan edin, hem onu mescid-lerde kıyın, onun için defleri çalın. Biriniz hiç olmazsa bir koyun ile düğün daveti yapsın..." (Tirmizi). Bu hadisler nikahı İlân etmenin lüzu­muna delalet etmektedir. İlan için def çalmak dahi emrolunmuştur.

Peygamber, ashabına nikâhlarını ilân etme­lerini ve en az iki şahid bulundurmalarını özel­likle bildirmiştir. İlân'dan maksat kadın ve er­keğin toplum içinde haklarının belirlenmesi, korunmaları ve kendi lehlerine olabilecek du­rumlardan istifadeleri içindir. Evliliğin ilanının düğün ile olması, akraba ve dostlar veya halk içinde icrasıyla ilgilidir. Düğün sünnettir. Rasû­lullah'in: "Düğün yap, bir koyunla da olsa zi­yafet ver." ifadeleri velime 'ye işaret etmekte­dir. Düğün bir şenlik, neşe ve sevinç vesilesi ol­duğuna göre dinen yasaklanmayan tarzda eğlenmekte bir mahzur yoktur. Ancak, edebe aykırı ve lükse, israfa kaçan eğlenceler Pey­gamber'in sünnetine ve İslam terbiyesinin özüne aykırıdır.

2- Mehir: İslam hukukunda nikah akdi sebebiy­le erkek tarafından verilmek üzere kadının hak kazandığı mala mehir denir. Mehir, annenin, babanın veya velinin değil, kadının kendi hakkıdır. Bu, erkek tarafından ödenen bir çeşit tazminattır. Kadının ihtiyaçlarını görür, ona bir değer verir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle emredilir: "Kadınlara mehirlerini bir hak olarak (gönül hoşluğuyla) verin; eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da afiyetle yiyin." "(4:4). Ve yine Maide Suresi'nde şöyle buyurulur. "Bugün size iyi ve temiz şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helâldir. Kim inanmayı kabul etmezse, onun ameli boşa çıkmıştır ve o, ahirette kaybedenler­dendir." (5:5). Ukbe b. Amir Peygamber'den şöyle rivayet etmiştir: "Şüphesiz yerine getiril­mesi en gerekli şart, helâl olan cinsî münasebet­tir." (Buhari ve Müslim).

Müslümanların Hıristiyan ve Yahudi kadın­larla evlenmelerine müsade edildi, ancak ahlâksız ve düşük karakterli olanlarıyla değil. Onlarla gayrimeşrû bir ilişki için değil, daimi bir beraberlik için evlenmelidirler. Hz. Ömer'e göre muhsane kelimesi faziletli ve if­fetli kedınlara işaret etmektedir. Bundan dola­yı o, Ehl-i Kitabın kötü ve karaktersiz kadın­larını bu müsadenin dışında tutmaktadır (Mevdudi, The Meaning of the Qur'an, c. IH, s. 21).

Mehrin miktarı için bir sınır yoktur. İslam'da ev­lenme güçleştirilemez. Aksine, neslin çoğal­ması, fuhşun ortadan kalkması için kolay-laştınhr. Dolayısıyla mehrin, erkeğin durumu­na göre fazla olmaması makbuldür. Hz. Pey­gamber: "Mehrin en iyisi az olanıdır." buyur­maktadırlar. (Şevkânî, Neylü'l-Evtar). Ebu Se-lemete'bni Abdirrahman'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: "Peygamber'ın zevcesi Aişe'ye, Rasûlullah'ın evlenirken kadınları­na vermekte olduğu mehri ne kadardı? diye sor­dum: "Zevceleri (verdiği) mehri, oniki uqiyye bir de neşş idi. Neşş nedir, bilir misin?' dedi:

Hayır, dedim: Uqiyye' nin yarısıdır. Ki olup olacağı beşyüz dirhemdir. İşte Rasulullah'ın zevcelerine verdiği mehir bu idi.' dedi." (Müslim). Ömer b.el-Hattab şöyle dedi: "Kadının mehirini verirken aşırıya gitmeyin, eğer bu, dünyada şeref ve Allah indinde sevap olsa idi, bunu yapmaya en yetkiliniz Allah'ın Peygamberi olurdu. Ben, Rasulullah'ın zevcele­rinden biriyle evlenirken/veya kızlarından biri­ni evlendirirken oniki uqiyyeden fazla verdiğinden haberdar değilim.11 (Müsned-i Ahmed, Tirmizî, Ebu Davud, Nesei, İbni Mâce ve Dârimî).

Enes'e göre, Ebu Talha, Ümmü Süleym ile ev­lendiğinde aralarındaki mehir İslam'ın kabul et­tiği mehir idi. Ümmü Süleym Ebu Talha'dan ev­vel müslüman oldu. Ebu Talha evlenme teklif ettiği zaman, Ümmü Süleym: "Ben İslam ile ku-caklaştım, eğer sen de müslüman olursan senin­le evlenirim" dedi. Ebu Talha da İslam'ı kabul etti ve müslüman oluşu mehirleri oldu. (Nesei). Ümmü Habibe, ilk kocası olan Abdullah b. Cahş'm Habeşistan'da ölümünden sonra Ne-caşi'nin onu Peygamber ile evlendirdiğini ve kendisine Peygamber'in namına dörtbin dir­hem verdiğini söyledi. (Ebu Davud ve Nesei). Peygamber, Sehl b. Sa'd es-Sâidî'nin rivaye­tine göre, sahabeden bir zatı evlendirirken, kadına vereceği bir şeyi olup olmadığını sor­muştu. Adam, zırhlı bir elbiseden başka bir şeyi olmadığını söyledi. O zaman Rasûlullah, Kur'ân bilip bilmediğini sordu. O da "(fi­lan ve filan sûreleri) bilirim" dedi. Hz. Pey­gamber, "Onları ezbere okuyabiliyor mu­sun?" dedi. Adam: "Evet" cevabını verince Rasulullah " "Haydi git, onu sana bildiğin Kur'an mukabilinde verdim." buyurdular. (Buhari ve Müslim). Böylece, Kur'an'da ve Sünnet'de me-hir miktarı konusunda zorlayıcı kurallar ol­madığı görülüyor. Mehir aslı evlenecek kızın da rızası alınarak erkeğin sosyal ve mali durumuna göre belirleniyor. Eğer gelin az miktarda para veya başka birşey almaya razı ise İslam bunu kabul etmektedir. Çünkü Allah, insanlardan kaldıramayacaklarından fazlasını istememek­tedir: "Allah kimseye gücünün üstünde birşey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zarannadır. "Rabbimiz, unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tut­ma! Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yükle­diğin gibi bize ağır yük yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevl§mız (sahibi­miz, efendimiz)sin! Kafirler toplumuna karşı bize yardım eyle!" (2:286). Yine aynı sure'de şöyle denilmektedir: "Henüz, dokunmadan ya da mehir kesmeden kadınları, boşarsaniz size bir günah yoktur. Onları faydalandıran (bir miktar bir şey verin), eli geniş olan, kendi gücü nisbetinde, eli dar olan da kendi kaderince güzel bir şekilde faydalandırmak (herkes gücü ölçüsünden birşey vermelİ)dir. Bu, iyilik eden­lerin üzerine bir borçtur." (2:236). Hz. Peygam­ber, bu prensibi şu sözlerle açıklamıştır: "En hayırlı evlüik en az mehir ile yapılan evliliktir." (Beyhaki). Bu da iki genç arasında yapılacak evlilik konusunda lüzumsuz güçlükler ortaya Çıkarılmaması gerektiğini göstermektedir. Ne Kızın anne-babası, kocanın sosyal ve mali durumunun üstünde bir talepte bulunmalı, ne de er­keğin anne-babası kızın ailesinin imkanı dışında bir talepte bulunmalıdır. Düğün merasi­mi için borcu gerektirecek fazladan bir istekle bulunmadan ailedeki umumi gelenek ve sosyal statüye göre gönüllü olarak mehir ödenmelidir. Borcu gerektirecek harcamalar lüzumsuzdur ve evlenecek çiftlerin ailelerine büyük harcamalar ve sıkıntılar getirecek bu tür düğün masraf ve hediyeleri İslam'ın istemediği israftır. Bu konu­da Hz. Peygamber'ın hayatında ve gelecek nesillere doğru yolu gösteren nur kaynağı raşit halifelerin uygulamalarında bir çok Örnekler vardır. Cabir, Rasûlullah'dan şöyle rivayet eder; "Eğer bir kimse zevcesine mehir olarak iki avuç dolusu un veya hurma verse, onu kendisine helâl yapmış olur." (Ebu Davud). Emir b. Re-bi'a, Beni Fazara'nın evlendiğinde karısına iki sandal mehir verdiğini rivayet eder. Rasûlullah @, Beni Fazara'ya, zevcesine verdiği iki san-dal'ın şahsiyetine ve servetine göre yeterli olup olmadığım sordu. O da, ona uygun olanı ver­diğini   söyledi.    (Tirmizi).   Alkame,   b. Mes'ud'dan, kendisi bir kadınla evlenmiş olup ona hiçbir şey ödememiş veya bırakmamış olan bir adamm durumu soruldu. İbn Mes'ud; kadın aşırıya kaçmamak üzere ken­dine denk kadınlara verilen mehri almalı, iddet dönemini gözetmeli ve mirasa ortak olmalı, de­di. O vakit Ma'kıl b. Sinan el-Eşcai ayağa kalktı ve şöyle dedi: "Rasulullah'ın, kabilemizin kadını Vasik'in kızı Bivave hakkında verdiği hükümle senin neticelendirdiğin hüküm aynı­dır. (Tirmizi, Ebu Davud, Neseî ve Dârimî).

Kişinin sosyal ve mali durumuna bakmamak bu toplum kitlesinde umumiyetle iyi bilinen uygu­lamaları ihmal etmek olur. Halbuki mehir konu­sunda bütün müslümanlann uyacağı, tespit edilmiş belli bir meblağ almadığını ispat etmek için Hz. Peygamber @ ve ashabının sünnetin­den misaller yeterlidir. İslam Hukuku bu husus­ta bazı kurallar koymuştur, ancak esas, mehir miktarını tarafların durumlarına ve yürürlükte olan toplumsal geleneklerinin gözönünde bu­lundurulmasına bırakmıştır. Mehir, zenginler için statülerine göre yüksek, ev gereçlerine bile malik olamayan fakirlere göre ise çok düşük olabilir. Bu sebeple her kadın için her zaman tespit edilmiş bir mehir miktarı olamaz. Bu, kadının ailesinin sosyal ve mali şartlarına göre değişebilir. Fakat bunda esas faktör zevcenin rızasıdır. Zevce gönül rızasıyla almaya hazırsa koca tarafından verilen meblağ ne olursa olsun farketmez, bu, zevcenin tercihine kalmıştır. Bu şekliyle evliliklere kimsenin kanunen itiraz hakkı yoktur. Çok küçük yaşta evlilik telaş ve meseleleriyle sarıla...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Evliliğin İcapları
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:33:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Evliliğin İcapları rüya tabiri,Evliliğin İcapları mekke canlı, Evliliğin İcapları kabe canlı yayın, Evliliğin İcapları Üç boyutlu kuran oku Evliliğin İcapları kuran ı kerim, Evliliğin İcapları peygamber kıssaları,Evliliğin İcapları ilitam ders soruları, Evliliğin İcaplarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes