Konu Başlığı: Eserler Ve Etkiler Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 23 Temmuz 2012, 12:51:58 Eserler Ve Etkiler İslâm'ın zirvede olduğu ilk dönem geçip İslâm'ın ortadan kaldırdığı cahiliyye yeniden hortlayınca, şeytan üzerindeki tozlan silkeleyip mücadele için ortaya çıktı ve iktidarın dizginlerini tekrar ele geçiren dostlarının başına geçti. Bütün bunlar olurken insanlık önceki cahiliye devrinde içinde bulunduğu duruma tekrar dönmedi. Zira, İslâm dünyadaki hâkim konumundan uzak olsa da, halâ ortadaydı. Ardında insanlar için yapılmış ve insanlarca tanınan büyük eserler ve önemli ilkeler bırakmıştı. Artık, İslâm kendilerine ilk kez açıklandığında insanların gösterdiği yabancılık kalmamıştı. Bu bölümde bu büyük eserleri ve önemli ilkeleri kısaca göstermek istiyoruz. Tek İnsanlık Arap yarımadasında kabile, aşiret, aile bağlılıkları hüküm sürerken yarımadanın dışında da ülke, doğum yeri, renk ve ırka dayalı bağlılıklar yaygındı. İslâm gelip insanlığın tek olduğunu, aynı kaynaktan geldiğini, bir tek İlâh'ın yönettiğini, renk ve ırk ayrımının, ülke ve soy farklılığının insanlar arasında ayrılık, düşmanlık, soğukluk yaratmayacağını, sadece birbirlerini tanıyıp, teşhis etmelerini sağlayacağını, böylece Allah'ın yeryüzündeki halifeleri arasında vazifelerin dağıtıldığını, sonunda dönüşün insanları yeryüzünde halifesi olarak yaratan Allah'a olduğunu açıklayana kadar insanlık bağlılığın başka bir çeşidini düşünmekten âcizdi. Her şeye gücü yeten Allah Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurur: "Ey İman edenler! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi kabileler ve taifelere ayırdık. Allah katında en üstün olanınız, (Allah'ın emirleri dışına çıkmaktan) en çok korunanmızdır. Allah bilendir, haber alandır." (49:13). "Ey İnsanlar! Sizi bir tek nefisten (nefes alan candan) yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rab-binizden korkun; adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık(bağlan-nı kırmak)tan sakının. Allah, sizin üzerinizde gözetleyicidir." (4:1). "O'nun âyetlerinden biri de göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda, bilenler için ibretler vardır." (30: 22). Bunlar teorik ilkeler olmayıp, pratikteki vakıalardı. İslâm birçok ırk ve renkleri içine alan çok geniş bir alana yayıldı, hepsini İslâm'ın düzeni altında biraraya getirdi. Tevarüs edilen renk, ırk, sınıf veya soy gibi özellikler herkesin birarada kardeşçe yaşamasını, niteliklerine dayanarak belli bir konuma ulaşmasını ve insan olarak sahip olması gereken değeri taşımasını engellememiştir. İlkin garip görülüp kabul edilmemesine rağmen, bu geniş eserler kendini dünyaya kabul ettirdi. İlk İslâmî hareketin zayıflamasından sonra bile tamamıyla reddedilip, garip karşılanmadı. İnsanlığın bu hareketi müslüman toplumlar gibi gerçekleştirmesi, üstelik gerekli kurumların eksik olduğu bir yerde uygulaması imkân dahilinde değildi. Ülke, ırk, ulus, renk, dil gibi çeşitli önemsiz bağlılıkların ve tutuculukların varlığının devam ettiği bir gerçektir. Yine Amerika ve Güney Afrika'da yaşayan renkli insanların durumu ciddî ve güç bir problem oluşturuyor, yine bu mesele Avrupa'da varlığını daha kapalı bir biçimde sürdürmektedir. Her şeye rağmen, bugün insan düşüncesinin en önemli unsuru bir tek insanlık anlayışıdır. İslâm'ın belirlediği bu anlayış önemsiz bağlılıkları kaldırıp, azaltırken zayıf, dayanaksız kıldı ve teorik açıdan da tüm insan düşüncesinin temelini oluşturdu. İlk îslâmî hareket bu kavramı, insan fıtratının potansiyel yardımıyla belirledikten sonra sona erdi. Ancak ardında yalnızca bu potansiyelleri bırakmadı, bilâkis, sahip olduğu kaynaklan insanlığın faydasına sundu. Bugünkü insanlığın İslâm'ın mesajını anlaması ve uygulaması daha kolaydır; hayret ve şaşkınlık unsuru artık ortadan kalkmıştır. |