Konu Başlığı: Endüstri Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 06 Haziran 2012, 17:14:06 Endüstri Kur'an-ı Kerim, modern endüstri dünyasında son derece olağan olan gerilimlerin ve çatışmaların, nasıl elimine edilmesi veya minimuma indirilmesi gerektiği hakkında bilgiler de vermişti. O, hayat felsefesini ve ahlâk prensiplerini, insanlığın yararı için, çok sade bir şekilde açıklamıştır. "Bir de Allah'ın bazınıza, diğerinden fazla verdiği şeyleri temenni etmeyin. Erkeklerin kendi kazandıklarından bir payı var, kadınların da kendi kazandıklarından bir payı vardır. İsteklerinizi Allah'ın fazlından ve kereminden isteyin. Gerçekten Allah her şeyi hakkıyla bilendir." (4: 32). Bu ayette Allah, modern çağda sosyal ve endüstriyel hayatta iyi ilişkileri ve barışı sürdürmek için belli başlı malumatı vermiştir. Aİlah, insanlara başkalarının mallarına karşı haris ve kıskanç olmamayı öğretti, çünkü O, hikmet-i ilâhisiyle, bütün insanları aynı yaratmamıştı. Allah, her şeyi tam olarak bildiği için birini güzel, diğerini daha az güzel yarattı. Birine ahenkli, diğerine kulaklara hoş gelmeyen bir ses verdi. Birini güçlü bir fiziğe, diğerini zayıf bir yapıya sahip kıldı. Birini darlık, ötekini bolluk içinde yarattı. Birine bol kaynaklar bahşederken, diğerine kıt verdi. Küçük bir düşünme kişiyi, insan kültüründeki çeşitliliklerin sadece, tam bilgi ve hikmete dayanan farklılık ve ayrımlara uygun olduğuna inandırır. Bundan dolayıdır ki, bîr çeşidin diğeriyle olan çelişkisi, insanların bu farklılıkları şiddetlendirmeye ya da tümüyle ortadan kaldırmaya çalıştıkları zamanlar ortaya çıkar. İnsanların herhangi bir şeydeki üstünlüklerinden dolayı başkalarını kıskanma eğilimi, kıyasıya rekabet, husumet, sınıf çatışması ve benzeri sapmaları husule getirir. Böyle bir zihniyete sahip kişi, Allah'ın fazlından, kendisine vermediğim gayri meşru bir şekilde ele geçirmeye çalışır. Bu ayette Allah, müslü-manlara böyle bir zihniyetten kaçınmalarını ve kendilerini, diğer kişileri kıskanmaktan berî tutmalarını tavsiye etmiştir. Bununla beraber insan, Allah'a kendisine ihsan etmesi için dua edebilir, ancak Allah, kendisi için neyi uygun görüyorsa, onu verecektir, çünkü her şeyi hakkıyla bilen yalnız O'dur. (The Meaning of the Qur'an, Cilt II, s. 120). Kur'an-ı Kerim, toplumdaki çeşitli grup ve hizipler arasında bir husumet ve çatışma kaynağı olmasın diye, çalışan insanların ücretlerinde insaf ve adaleti temin eden diğer temel prensipten de bahseder: "Hakikaten insan için kendi çalıştığından başkası yoktur." (53: 39). Bu, insanların yaptıkları her şeye karşılık verilmesini belirten evrensel prensiptir ve fizik dünyasında olduğu kadar, maneviyat dünyasında da doğrudur. "İşte o bir ümmetti, geldi geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin de kazandığınız sizindir. Onların yaptıklarından siz sorumlu değilsiniz." (2: 134; 141). Yine aynı surede: "Öyle bir günden korkun ve sakının ki, o gün hepiniz Allah'a döndürülüp götürüleceksiniz. Sonra herkese dünyada kazandığı amellerin karşılığı tamamen verilecek ve onlara asla haksızlık yapılmayacaktır." (2: 281). "Allah bir kimseye, ancak gücünün yeteceği kadar yükler. Herkesin kazandığı iyilik kendine ve yaptığı fenalığın zararı da yine onadır." (2: 286). Bu manevî prensip, herhangi bir İnsanın yaptığı işin tam karşılığını almasının esasıdır ve insanların sosyal hayatındaki çeşitli uyuşmazlıkların çözümünde yegâne kullanılabilir ve âdil yoldur. |