๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 06 Ağustos 2012, 14:00:40



Konu Başlığı: El Sanatları
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 06 Ağustos 2012, 14:00:40
El Sanatları

Müslümanlar el sanatlarına da önemli katkı­larda bulunmuşlardır. "İngiltere'de Elizabet döneminden bu yana geleneksel kabartma ka­lıplarına arabesk adı verilmiş olması ortaçağ müslümanlanna olan borçlara ait bir delildir. Mudecarlar olarak bilinen Müslüman sanatkârlar Sevilla (İşbiliye)'deki Alkazar'ı inşâ ettiler. Oymacılık, çinicilik ve tekstilde zirveye ulaşarak İspanyol millî üslûbunun ya­ratıcısı oldular Avrupa sanatına olan muhte­melen en karakteristik İspanyol katkısını meydana getirdiler. Eserleri İspanya'da halâ mevcuttur.

Mısır'ın antik sanatı olan şeffaf duvar çinici­liği, Arapların fethine kadar âtıl bir hâldeydi. Sonraları Müslümanların etkisiyle çini ustala­rı tekrar, yeni teknik usûller ve tezyînat mo­tifleri denemeye başladılar. Müslümanların metal İşlemeciliği Venedik'te öylesine İlham kaynağı olmuştu ki, onların usûl ve düzenle­meleri İtalyan rönesansma adapte edilerek kendine has bir Venedik-Doğu ekolü doğ­muştur-" (Arnold, a. g. e.).

Aşağıdaki pasaj Avrupa'nın güzel sanatlar alanında Müslümanlara borçlu olduklarını gösterir: "İslâm'ın başlangıcından beri, Ba-ü'nın dindarlığı, ilmi, ticareti ve merakı, her-biri müslüman kabiliyetlerin ürünlerinde ken­di zevkine uygun birşeyler bulmuştur; müslümanlarınteknik mükemmelliğinin ve yarat­tıkları güzelliklerin idrakinde olan Roma'lı Odericus ve William Morris gibi sanatkârlar ve onlardan önce, sonra ve aralarında gelen daha niceleri Batı sanatını bizler için bir mi­rastan ziyade bağış olan kaynaktan tekrar tek­rar tazelemişlerdir. Meselâ, yukarıda zikredi­len Roma'lı Odericus 1586'da, NVestminster Manastır Kilisesi'nin Papaz Odasındaki iç mermer döşemeyi İslâmi motiflerle bezemiş­tir. Morris, bir diğer motifi 1884'te dokuduğu kadifelerde kullanmıştır..." (Arnold, a.g.e., 150-151'den aktaran R. L. Gulick, sh. 86-87).

Hitti'nin ifadeleriyle metal "dekorasyonu röl­yef ve oyma ve metal içine altın ve gümüşten harfler yazma (kakma sanatı) konularında İs-panyol-Fas ekolü mükemmelleşmiştir. En es­ki numunelerden biri Hişam ll'ye (976-1009) ait bir antik hatıra süs eşyasıdır ve Gerona Katedrali'nin yüksek mihrabında tomar biçi­minde sarmalanmış repousse tarzında gümüş yaldızlı plaka ile kaplanmış tahta bir mücev­her kutusu şeklinde muhafaza edilmektedir. Üzerinde, Bedr ve Tarif adında iki sanatkârın eseri olduğu ve Hakem IFnin (961-976) mai­yetindeki bir kişi tarafından o zamanki şehza­de Hişam'a hediye edildiğini bildiren Arapça bir yazı vardır. Bıçakçılık, kılıç ve usturlâb yapımı gibi metal işlerinde Toledo ve Sevilla özellikle bilinmekte idiler.

"Müslümanlar ayrıca toprak kaplara renkli süslemeler yapma konusunda da erken dö­nemlerden itibaren geçmişin ustaları idiler. Valensiya Batı'da bu endüstri kolunun İslâmî merkezi idi. Buradaki ürünlerin ithali Poiti-ers'deki çömlekçilik endüstrisinin temelini oluşturmuştur. Onbeşinci yüzyılda İslâm Çömlekçilik endüstrisinin taklit ürünlerini Hollanda gibi kuzeydeki uzak bir bölgeye ka­dar ulaştığını görmekteyiz. Bu arada, bu sa­nat İspanya'dan İtalya'ya da geçmiştir. Sana­tın etkileri, üzerlerindeki Arapça benzeri ya­zılar ve Hıristiyan armaları bulunan geç dö­nem İspanyol keramik eserlerinde de gözlen­mektedir. Mozaik ve özellikle çinicilik gibi keramiğin diğer dallarında da İspanyol müs­lüman ekolü kendini ortaya koymuştur. Muh­telif çeşit ve renkteki çiniler İspanya ve Por­tekiz'de halâ beğenilmekte, azulejo isminin de çağrıştırdığı gibi bir Arap mirasıdır. Tole­do ve Kurtuba'da daha onbirinci yüzyılın sonlarında zarif keramik Ürünleri üretilmek­teydi. Bu tarihten daha sonra ise bu konuda Kal'at Eyub, Malağa ve hepsinden Öte Valensiya'daki Manises meşhur olmuştur." (His-îory ofthe Arabs, sh. 591-592).

Yine, "Arapça konuşan halkı, ortaçağ dünya­sının dokumacısı ve İpek boyacısı yapan muhteşem tekstil sanatının gelişiminde de İs­panya Araplannm payı vardır. Kurtuba doku­macılığın merkeziydi. el-Mavsil İtalya'ya mussolina olarak bilinen ve o zamandan beri bizim 'müslin'imİz olan kumaşı ihraç etti. Bağdat, aynı pazara İtalyalaşmış ismi baîdacca olan zengin ipekli elbiseyi ve baldachin adı verilen ipek örtüleri getirmiştir.'

Müslüman topraklardan gelen bu güzel işlen­miş malların piyasada giderek çoğaldığını gören Batılı müteşebbisler, bu endüstri ko­lunda potansiyel bir zenginlik kaynağı bulun­duğunu düşünmüşler ve Fransa ve İtalya'nın çeşitli merkezlerinde dokuma tezgâhlan tesis etmeye başlamışlardır. Esasen, onikinci yüz­yıl gibi erken bir tarihten İtibaren İslâmi di­zaynların Avrupalı dokumacılar tarafından uyarlanması sıklıkla vaki olmuştur. Buna benzer olarak Müslümanlar fildişi işlemede de mükemmelleştiler ve Kurtuba 10. yüzyıl gibi erken bir dönemde bu sanatın merkezi oldu." (Hitti, a. g. e., sh. 592-593).