๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Haziran 2012, 23:22:44



Konu Başlığı: Ekonomi
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Haziran 2012, 23:22:44
15- Ekonomi


İnsanın ekonomik problemi, daima, fertten cemiyete kadar dikkatleri cezbetmiş ve bu zor, fakat önemli meselenin çözümü için, çe­şitli girişimlerde bulunulmuştur. Bu tarihî problemin âdil ve dengeli çözümünü bulmakta, fertler ya da cemiyetler ya tamamen başarısızlığa uğradılar ya da kısmî bir başa­rı elde ettiler. Bu girişimlerin çoğu, bir aşırı uçtan diğerine gitti geldi ve insanlar doğru dengelerini kaybettiler. Ya kişisel hakları ko­rumada çok ileri gittiler ve toplumun ortak yararlarını ihmal ettiler (kapitalist sistemde olduğu gibi), ya da kişinin haklarına tümüyle zarar verdiler (komünist sistemde olduğu gi­bi). Diğer taraftan İslâm, toplumun menfa­atlerine zarar vermeyen kişisel özgürlüğe saygı duyar. Kişisel haklar ve toplum hakla­rı arasında doğru ve âdil bir denge kurar. Gerçekte, İslâm bize, ekonomik prensipler­le, kişisel özgürlük ve toplum menfaatleri arasında hiçbir uyuşmazlık olmayacak şekil­de toplumsal yapıyı organize etmeyi sağlar. Kötü yanlarım bir tarafa bırakarak, komü­nizm ve kapitalizmin avantajlarını biraraya getirir. Cemiyette sermaye büyümesinde ve­ya yatırım hızında azalma korkusu olmak­sızın, tüm bir iş ve hizmet fırsatı oluşturur.

Ekonomik Prensipler
 
Daha önce belirtildiği gibi, Allah'ın üstün­lüğü, İslâm'da her şeyin temelidir; mahiye­tinin ne olduğu (manevî mi, politik mi, eko­nomik mi olduğu) hiç önemli değildir. Al­lah, yeryüzündeki her şeyin yaratıcısı ve sa­hibidir. Her şeyi, bütün insanlık için yarat­mıştır. "Bütün göklerin ve yerin mülkü O'-nundur; ve bütün işler O'na döndürülür'' (57: 5). Bakara Suresi'nde de şunları okuyo­ruz: "O, o yaratıcıdır ki, yerde ne varsa hep­sini sizin için yarattı!' (2: 29). Böylece, bu İlâhî mirastaki payını almak için çaba sarfet-mesi, her bireyin doğuştan kazandığı hakkı­dır ve hiç kimse, bu konuda rengi, inancı veya ırkı dolayısıyla hak iddia edemez. Bütün bi­reyler, bu hakkı eşit olarak ister ve bu hak, hiç kimsenin elinden kanunla alınamaz ve­ya bunun aksine, kimseye diğerlerine göre öncelik hakkı verilemez. Diledikleri herhangi bir şekilde hayatlarını kazanmak için, insan­lar arasında hiçbir fark olmadığı gibi bir fert, ırk veya grup üyesine de herhangi bir ayırım, kesinlikle yoktur. Herkes, hayatını nasıl ka­zanacağı gibi,ekonomik konularda eşit fır­sat ister. Aynı şekilde üretim, tüketim, deği­şim veya dağıtım konusunda herhangi bir kimseye ayrıcalık veren özel haklar ortaya çı­karabilecek, (renk, inanç ve ırk bakımından insanlar arasında) hiçbir ayırım söz konusu değildir. Bütün insanlar, yeryüzünde, geçin­me paylarını almaya gayret etmek için eşit bir hak arzularlar. Bütün vatandaşlarının, maişetlerini teminde eşit fırsatlar ve âdil bir imkâna sahip olduklarından emin olmak, İs­lâm Devleti'nin görevidir. (Ebû'l Âlâ Mev-dûdi, Islamic Way of Life, s. 66-80). Kişinin hayatını kazanması için girişim ve iş hürri­yeti gibi etkinlikler kanun içinde kaldığı ve haram bir işi kapsamadığı sürece, İslâmî dev­let tarafından emniyet ve garanti altına alın­mıştır. Her kim, dürüst ve sıkı bir çalışmay­la, hayatını kazanmaya gayret ederse, bu sis­temde bol fırsat bulacaktır; fakat dürüst ol­mayan bir kişi veya kuruluş, böyle bir sistem­de refaha asla ulaşamaz. Hile, irtikâp, hak­sız kazanç, dolandırıcılık, rüşvet, istismar, vb. gibi faaliyetlere kalkışan kişiler, cezadan baş­ka bir şey kazanamayacaklardır, (islam in Focus, s. 126-130).