Konu Başlığı: Eğitimin Temel Esasları Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Haziran 2012, 10:19:22 1- Eğitimin Temel Esasları - Tevhid Tevhid inancı Rasulullah 'ın eğitim prensiplerinin esasını oluşturur. Bir Allah'a inanmanın anlamı ve öneminin yanısıra, gereklerini de açıklamıştır. Çoktanrıh Arabistan halkı, aslında, kâinatın yaratıcısının ve sahibinin Allah-u Teâlâ olduğunu İnkâr etmiyordu. Bunu Kur'an-ı Kerim şöyle anlatır, "Ey Muhammedi De ki: 'Biliyorsanız söyleyin, yer ve onda bulunanlar kimindir?' 'Allah'ındır' diyecekler, 'Öyleyse ders almaz mısınız?' de. 'Yedi göğün Rabbi, yüce arşın da Rabbi kimdir?' de. 'Allah'tır' diyecekler! 'Öyleyse O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?' de. 'Biliyorsanız söyleyin, her şeyin hükümranlığı elinde olan, barındıran, fakat himayeye muhtaç olmayan kimdir?' de. 'Allah'tır diyecekler, 'Öyleyse nasıl aldanıyorsunuz?' de." (23: 84-89) Burada, Kur'an-ı Kerim kâfirlerin kendi inançlanndaki çelişkiyi ortaya koymaktadır. Her şeyin sahibinin Allah olduğunu bildikleri halde niçin inanmıyorlardı? Ne olmuştu onlara ki, büyülenmiş gibi Rabblerinden yüzlerini çevirmişlerdi? Allah'ı kâinatın yegâne Sahibi ve Yaratıcısı olarak kabul etmiyorlar, O'na ortak koşuyorlardı. Allah ile birlikte kendi yaptıkları şeylere de tapıyorlardı. Allah'ı 'sözde yardımcıları' ve 'şeriki' ile değil, Bir olarak anmayı akletmiyorlardı. "Kur'an'da Rabbini bir tek olarak andığın zaman, onlar ürkerek ardlarma dönerler." (17: 46). Sonra Zümer Suresi'nde şöyle bu-yurulmakta, "Allah tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalpleri nefretle Çarpar, ama Allah'tan başka putlar anıldığı zaman hemen yüzleri güler" (39: 45). Aslında inanmayanların yaşayışlarına bakarak sözde yardımcılar ve ortakları" Allah'tan daha çok sevdikleri söylenebilir, çünkü yanlarında Allah'ın adı anılınca yüzlerini ekşitiyorlardı. "Onlara: 'Allah'tan başka tanrı yoktur.' denildiği zaman şüphesiz büyüklenirler. 'Deli bir şair yüzünden tanrılarımızı mı bırakalım?' derler. Hayır, o, gerçeği getirmiş ve peygamberleri doğrulamıştı." (37: 35-37). Rasulullah 'a, tanrılarının yerine Bir Allah inancını getirdiği için şiddetle çatıyorlardı. (38: 5). Rasulullah bu insanlara tevhid inancını bütün incelikleriyle açıklamış ve onları, her şeyi işiten, gören, bilen (6: 101 ve 21: 4, 49: 18), en zayıf ve güçsüz mahlukunun bile kolayca ulaşabileceği kadar onlara yakın olan, Gerçek Yaratıcı ve Sahip'lerine inanmaya çağırmıştır. Göklerde ve yerde, büyük veya küçük hiçbir şey O'ndan gizli değildir (10: 61 ve 34: 3). O'nun emri ve bilgisi dışında hiçbir şey meydana gelemez (13: 41 ve 6: 59). Her şey fanidir, en büyük gerçek ve Baki olan O'dur (6: 61-62 ve 10: 28-32). Göklerde ve yerde olan her şey O'nundur ve O'na boyun eğer (3: 26 ve 16: 49-50). Şurası bir gerçek ki, insanı kula kul olmaktan kurtarıp, Yaratanına yaklaştıran Muhammed'dır.lnsanınputatapıcılığın alçaltıcı ve küçültücü durumundan kurtulmasına yardımcı olmuş, ibadetini düzeltmiş ve şu sözlerle berrak bir Allah inancı pekiştirmiştir. "Sizin Tann'nız Bir'dİr; göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. Gücü her şeye yeten tek Allah'tan başka tanrı yoktur. (37: 4-5 ve 38: 65). Kasas Suresi'nde şöyle buyurulmakta: "Allah'la beraber başka tanrı tutup tapma. O'ndan başka tanrı yoktur; O'ndan başka her şey yok olacaktır; hüküm O'nundur; O'na döndürüleceksiniz" (28: 88). İhlas Suresi'nde ise:"(Ey Muhammed)De ki;'O Allah bir tektir. Allah her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır. O, doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O'na denk değildir!' buyurulmaktadır. Tevhid İnancını Güçlendiren Deliller. Rasül Muhammed , insanlara yalnız açık bir Tevhid inancı getirmekle kalmamış, çürütülmesi imkânsız deliller de sunmuştur. Onlara geçmiş peygamberlerin kıssalarını şu ayetlerle anlatmıştır. "And olsun ki her ümmete: 'Allah'a kulluk edin, azdırıcılardan kaçının' diye peygamber göndermişizdir. Allah içlerinden kimini doğru yola eriştirdi, kimi de sapıklığı haketti. Yeryüzünde gezin; peygamberleri yalanlayanların sonlarının nasıl olduğunu görün." (16: 36, 21: 25 ve 98: 5). İbrahim'ın kavmine Allah'ın dinini anlatışından şöyle bahsolunur, "İbrahim, babası Âzer'e 'Putları tanrı olarak mı benimsiyorsun? Doğrufu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum.' demişti... 'Doğrusu ben yüzümü, gökleri ve yeri yaratana, doğruya yönelerek çevirdim, ben puta tapanlardan değilim' Kavmi onunla tartışmaya girişti. Beni doğru yola eriştirmişken, Allah katında benimle mi tartışıyorsunuz? O'na ortak koştuklarınızdan korkmuyorum, meğer ki Rabbim bir şeyi dilemiş ola, Rabbim ilimce her şeyi kuşatmıştır; halâ öğüt kabul etmez misiniz?' dedi."(6: 74-80). Musa'a ise şöyle buyurulmuştu, "Şüphesiz Ben Allah'ım, Benden başka tanrı yoktur; Bana kulluk et; Beni anmak için namaz kıl." (20:14) İsa, aynı inancı halkına şu sözlerle anlatır; "Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk edin, bu doğru yoldur." (3: 51). a- İnsan Ruhunun Delâleti. Daha sonra, Hz. Muhammed tevhid inancının anlaşılması için insanlara kendilerinden müşahhas deliller getirdi. İnsanoğlu ne vakit bu dünyanın sıkıntılarına ve dertlerine maruz kalsa, güçsüzlüğünün farkına varır ve Allah'tan başka kendisine yardım edecek kimse bulunmadığını anlar. Yunus Suresi'nde bu husus şöyle anlatılmaktadır: "İnsanlara darlık geldikten sonra onlara bolluğu tattırdığımızda, hemen ayetlerimize dil uzatmaya kalkışırlar; onlara de ki: 'Hile yapanın cezasını vermekte Allah daha çabuktur! Elçi meleklerimiz kurduğumuz tuzakları hiç şüphesiz yazmaktadırlar. Sizi karada ve denizde yürüten Allah- tir. Bulunduğunuz gemi, içindekileri güzel bir rüzgârla götürürken yolcular neşelenirler; bir fırtına çıkıp da onları her taraftan dalgaların sardığı ve çepeçevre kuşatıldıklarım sandıkları anda ise Allah'ın dinine sarılarak, 'Bizi bu tehlikeden kurtarırsan, andolsun ki şükredenlerden oluruz' diye O'na yalvarırlar. Allah onları kurtarınca, hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlıklara başlarlar." (10: 21-23). Bir başka ayet-i kerimede şöyle buyurulmakta: "Denizde bir sıkıntıya düştüğünüz zaman, Allah'tan başka yalvardık-larınız kaybolup gider, fakat O sizi karaya çıkararak kurtarınca yüz çevirirsiniz. Zaten insan pek nankördür" (17: 67). İnsanoğlu o kadar nankördür ki, sıkıntılardan kurtulup, kendisini emniyette hissedince Rabbini ter-keder ve tekrar eski dostlarına döner. "İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O'na yalvarırlar, sonra Allah, katından onlara bir rahmet tattırınca, içlerinden bir takamı kendilerine verdiklerimize nankörlük ederek Rablerine eş koşarlar." (30: 33). b- Dış Dünyadan Deliller. Rasulullah, Tevhid inancını güçlendirmek için insanlara dış dünyadan misaller vermiş, onları nasıl meydana geldiklerine, kendi yaratılışlarına bakmaya çağırmıştır. "Sizi topraktan yaratması O'nun varlığır^n belgelerindendir. Sonra hemen birer insan olup yeryüzüne yayılırsınız. İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler'yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmej var etmesi, O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda düşünen kavim için dersler vardır." (30: 20-21). Sonra insanlar, göklerin ve yerin yaratılışına bakmaya çağrılır."O, yeryüzünü size bir döşek ve göğü de bir bina kıldı. Gökten su indirip onunla size rızık olmak üzere ürünler meydana getirdi; artık Allah'a bile bile eş koşmayın." (2: 22). Rum Suresi'nde de şöyle buyurulmaktadır: "Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olması, O/nun varlığının belgelerindendir. Doğrusu bunlarda, bilenler için dersler vardır. Geceleyin uyumanız, gündüz de lütfundan rızık aramanız O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda, kulak veren kavim için dersler vardır. Size korku ve ümit veren şimşeği göstermesi, gökten su indirip, ölümünden sonra yeri onunla diriltmesi, O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda düşünen kavim için dersler vardır. Göğün ve yerin O'nun buyruğu ile ayakta durması, O'nun varlığının belgelerindendir." (30: 22-25). En'âm Suresi'nde şu ayetleri görmekteyiz: "Taneyi ve çekirdeği yaratan şüphesiz Allah-tır; ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkarır. İşte Allah budur, nasıl yüz çevirirsiniz? Tanyeri-ni ağartan, geceyi dinlenme 'zamanı, güneş ve ayı vakit ölçüsü kılandır. Bu güçlü olanın, bilenin nizamıdır. O, yıldızları kara ve deniz karanlıklarında yol bulaşınız diye sizin için var edendir. Bilen kavim İçin ayetleri uzun uzadıya açıkladık. O, sizi bir tek nefisten, babaların sulbünde kararlaşmış ve anaların rahminde kararlaşmakta olarak yaratandır. Anlayan millet için ayetleri uzun uzadıya açıkladık." (6: 95-98). Kur'an-ı Kerim'de, bu muhteşem nizamın varlığını ve işleyişini düşünen bir kişinin inanmakta bir an bile tereddüt etmeyeceği, Bir Allah inancını açıklayan daha nice ayetler vardır. Kâinattaki bu muazzam disiplin, düzen ve uyum yaratıcının Birliği için yeterli bir delildir. Kainatın yaratıcısı ve Hâkimi Allah olunca, artık yalnız O'na ibadet etmek ve boyun eğmekten başka yol yoktur. |