Konu Başlığı: Eğitimin Gayesi Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 23 Haziran 2012, 12:48:04 Eğitimin Gayesi Eğitimin kendisi bizzat gaye değil vasıtadır. Gaye; maksattır, hedeftir. Batılı bilim adamlarının çoğu da insanların kültürel ve entellek-tüel mirasını gelecek nesillere aktarabilmelerinin ve onlan kendi hayat gayeleri doğrultusunda yonlendirebİlmelerinin eğitim sayesinde mümkün olduğunu kabul etmektedirler. Dr. M.İkbâl'e göre; ferdin hayatı vücudun ve ruhun ilişkilerine dayanır. Bir milletin hayatı ise onun geleneklerinin ve kültürünün korunmasına dayanır. Kan akımı durursa ölüm olur; hayat ülküsüne ehemmiyet verilmezse millet ölür.. Ana-babalar genellikle çocuklannı hayatlarını kazanmaları ve iyi bir iş sahibi olmalarını sağlamak için eğitirler. Bazıları ilim elde edilmesini eğitimin gayesi olarak görürler. Diğer bazıları topluma hizmet veya iyi vatandaş olmayı eğitimin gayesi olarak düşünürler. Eğitimin bu şekilde pek çok gayesi vardır. Fakat İslâmda eğitimin gayesi; Allah'a muti ve salih bir kul haline gelmektir. Eğitim, öğrencilerin tabii" eğilimlerini doğru istikamete çevirmeli ve onların aklî1, fizikî ve ahlaki yönlerden hakikaten Allah'ın iyi kulları olmalarını sağlamalıdır. Eğitim, kişileri, daima Yaratanının ve Yüce Allah'ın iradesi doğrultusunda düşünecek, plan yapacak ve davranacak bir tarzda şekillendirmelidir. İslamda eğitim konusunda olan ve olması gereken doğru, şümullü ve esas gaye budur. Eğitim, öğrencileri İslamın onlarla kaim olduğu inancı ve ideallerle yetiştirmelidir. Yine İslam'ın kültürünü ve esas prensiplerini korumaya ve ilerletmeye gayret etmelidir. Bazı batılı bilim adamları bile eğitimin bu yanlarına ehemmiyet vermişlerdir. A.N.Whitehead "eğitimin mahiyeti dini olmalıdır" derken bu noktaya işaret ediyordu. (Vide, Hughes;Educa-tion Some Fundomental Problems,sh,86). Dr. M.İkbal'e göre; hayatımızın ve eğitimimizin gayesi İslam olmalıdır. İkbâl, bir mektubunda arkadaşına ilmi şöyle açıklamaktadır: "İlim ile, temeli duyular olan bilgileri kastediyorum. Bu ilmin dine tabi olanı fiziki güçleri kabul eder. Eğer dine tabi değilse, o vakit bu bilgiler zararlı, nazarî ve ehemmiyetsizdirler. Bilgiyi İslamıleştirmek Müslümanların vazifesidir... Bilim, dine tabi kılınırsa o zaman insanlık için büyük bir nimet olur."(Muhammed İkbâl, The Reconstruction of Religious Thought in Islam,sh.l31-132). Bu, açıkça göstermektedir ki, İkbal'e göre eğitimin gayesi İslami düşüncedir. O, eğitimin fikr sistem istikameti olması düşüncesindedir ve dine karşı tarafsız bir eğitimi zararlı ve şeytani olarak nitelemektedir. Onun İslam ümmetine tavsiyesi şudur: Eğer İslam'dan ilham almak istiyorlarsa dağılmış kuvvetlerini bir araya getirecekler, kaybolmuş bîrlİk-bütünlüklerini yeniden kazanacak ve böylece tamamen yok olmaktan kurtulacaklardır. (Saiydaİn, K.G.; Ikbal's Educational Philosophy, Lahor 1942,sh.99). Kur'an bu gayeyi şu ifadelerle açıkça ortaya koymuştur: "Okuma yazma bilmeyenlere, İçlerinden kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara Kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderen Allah'tır. Daha önce ise, onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler."). Sonra, Kur'an peygamberlerin görevlerini açıklarken bu konuyu daha da vuzuha kavuşturmuştur: "Andolsun, biz elçilerimizi açık delillerle gönderdik ve onlarla beraber Kitabı ve (adalet) ölçü(sün)ü indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler..."(57:25). Bu sebeple peygamberlerin vazifeleri insanları eğitmek, onlara Allah'ın yolunda önderlik etmek, doğruluğu öğretmek, âdil ve sağlıklı bir toplumu teşekkül ettirmek idi. Peygamber da insanların hayati vasıflarını geliştirmek üzere gönderilmişti; ahlâklarını, huy ve alışkanlıklarını her türlü fenalıktan arıtmak ve hayatlarını sıfatların en güzelleriyle donatmak içindi. Dolayısıyla eğitimin gayesi bu nebevi vazifeyi ifa etmek; Müslümanları eğitmek, İslamın mesaj ve ideallerini tebliğ ederek onları mükemmel hayata hazırlamaktır. (Hurşid Ahmed; Princip-les of IsIamİc Education, sh .2=27). |