> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Düşünce
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Düşünce  (Okunma Sayısı 501 defa)
09 Haziran 2012, 08:58:11
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 09 Haziran 2012, 08:58:11 »



3- Düşünce

İnsanlık boş inançların, safsataların zulmü altında can çekişiyor, atalarının izinde körü körüne gitmekten dolayı bağımsız düşüne­miyor, hüküm çıkaramıyordu. Atalarından göregeldikleri alışkanlıkların yararlılığını ve­ya gerekli olup olmadığını hiç düşünmüyor­lardı. Doğu'da ve Batı'da insanların alışagel­dikleri ve hiç itiraz etmeden kabullendikleri yol bu idi. Böylelikle insan hayvan derecesi­ne düşmüş, hatta onlardan daha da alçalmış-tı. Çünkü hayvanlar yaratıldıkları hâl üze­redirler, oysa insan çok çok yüksek bir va­sıfta yaratılmış, akıl verilmiştir ve soylu bir hedefe sahiptir. İnsan bilgiyle zenginleştiril­miş, daha iyi ve kullanışlı yaşama yollarını bulması için akıl onun emrine verilmiştir. Ne yazık ki geçen zaman içinde, bilgiyi kullan­mayı terketmiş, düşünme ve hüküm çıkarma yeteneğini boş inançlarla değiştirmişti.

İnsanlığı düştüğü bu karanlıktan kurtarıp, Doğru Yolu bulması için düşünmesini sağ­layan, hürriyetini kazandıran, Rasulullah @'dır. Artık, insanlar serbestçe düşünüp Al­lah'ın yarattıklarını gözleyebiliyor, araştıra­biliyor ve hiç korkmadan, önyargısızca bir sonuca varabiliyorlardı. Hıristiyan Avrupa ise bu sırada cehaleti ile övünüp, bunu bir fazilet ve kör inançlarını hakikat kabul edi­yordu. Halk din adamlarını sorgusuz sual­siz takip ederken, aydın kişiler zulme uğru­yor, hapse atılıyor veya idam ediliyorlardı.

Düşünmek ve tartışmak Avrupalı devletler­ce ihanet ve dinden çıkma sebebi olarak gö­rülüyor, ömür boyu hapis veya idam ile ce­zalandırılıyordu. Rasulullah, düşünce ve bil­gi ışığıyla birlikte gelmiş ve insanlığı boş inançların ve safsataların alçaltıcı baskısın­dan ve sefaletten kurtarmıştır.

İnsan entellektüel bir varlık olarak, düşün­me gücüne ve zekâya sahip olduğu İçin, İslâm, insanın bu entellektüel yapısının geliş­mesine ve bina edilmesine özellikle dikkat et­miştir. Bir önceki kısımda da açıklandığı gi­bi, araştırma, gözlem ve tecrübe yoluyla bil­gi edinilmesine büyük önem vermiştir. Al­lah'ın bütün yarattığı şeylerdeki hakikat ve sınırsız bilgi zenginliğini işaret eden ve kadın-erkek her müslümanın öğrenmesini, bilgi sa­hibi olmasını emreden ayetler vardır. Eşya­nın hakikatini ve gerçeğini, düşünerek ve tar­tışarak bulmayı öğretir, bir delili olmayan ge­leneksel bilgileri ve öncekilerden kalan alış­kanlıkları asla kabul etmemeyi öğütler. Kur'an-ı Kerim, 'geleneksel hakikat' veya 'ta­rihî miras' hakkında delil istenilmesini ve 'ni­çin kabul edilmeli?' sorusunu öğreten ilk Ki-tap'tır. Bunların temeli nedir? Bu isteklerin sahibi kimdir? Bu soruları öğretirken Kur'an-ı Kerim aynı zamanda kendi istekle­rinin ve iddialarının gerekçelerini ve delille­rini de vermektedir.

Ancak, Kur'an'daki düşünce şekli ve meto­du filozofların düşünce metodlarından ta­mamen farklıdır. Çünkü İslâm, insanları Al­lah'ın gönderdiği hakikate inanmaya çağırır, îman, ancak insanların ona kalplerini bağ­lamaları ve onu tam olarak anlamaları ile faydalanabilecekleri müsbet bir anlayıştır. Bu yüzden imanın düşünce esasına yer verilme­si ve reddedilmesi imkânsız delillerle destek­lenmesi gereklidir. "Düşünce olmaksızın İman ne bir kişinin hayatını yönlendirecek güç haline gelebilir ne de itikadı ve gündelik ayrıntılara çözüm getirebilir. İnsanın karma­şık faaliyetlerini kontrol altında tutamaz. Üs­telik imanın hedefi İnsanı sessiz-sakin kılmak değil, onu uyandırmak, melekelerini ve ka­pasitesini harekete geçirmek ve onları doğ­ru yola yöneltmektir." Aynı zamanda zihni­ni ve tabiatını canlandırarak gayesinin, izle­diği yolun ve vasıtaların soyluluğunun far­kında olmasını sağlar, (islam in Focus, s. 106-109).

İkinci olarak, insanın doğru ve dürüst ola­bilmesi için imana sahip olması şarttır; fa­kat böyle kuvvetli bir imana düşünmeden, tartışmadan sahip olunamaz. Bu yüzden, so­kaktaki sıradan kişinin ikna olacağı tabiî ve basit deliller ortaya konulmak suretiyle imam kuvvetlendirilmelidir. Bu yaklaşım insan zih­nini uyandırarak, onun tabiattaki her olayı ve her hayat safhasını gözlemesini, anlama­sını ve bu hususlarda fikir yürütebilmesini sağlar.(Emin Ahsen Islahî,Callto islam and How the Prophets Preached?, s. 101-107).

Üçüncü olarak, Kur'an-ı Kerim ortaya koy­duğu hususu ispat etmek için düşünceyi ve tartışma yapmayı yalnız desteklemekle kal­maz, insandaki düşünme melekesini de ge­liştirir. Çünkü insanın düşünme ve fikir yü­rütme melekelerini tamamen uyandırmaksı-zın kişide ve kişinin sosyal hayatında tam bir değişimin meydana gelmesi imkânsızdır. İn­sanın bir kalbi, bir de ruhu vardır; yani bir fizikî yanı vardır, bir de ruhî yanı. Her iki yanının da tatmin olacağı bir hayat anlayı­şına muhtaçtır. Kur'an insanın kalbinde ve ruhunda bu bütünlük fikrinin oluşmasını sağlayan anlayışı ortaya koyar: "Hikmeti di­lediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüp­hesiz ona çokça hayır verilmiştir. Bundan an­cak akıl sahipleri ibret alır." (2:269). "Hikmet" doğruyu eğriden ayırdetme ilmi­dir. Bu yüzden hikmet sahibi kişi şeytanın yanlış yollarına sapmaz, Allah'ın geniş ve doğru yolundan gider. Ve akıllı kişi bu kısa ömrünü en iyi şekilde kullanıp ahiret mut­luluğunu bu dünyaya dağişmeyen kişidir. (E. A. Mevdûdi, Cilt I, s. 196-197). Fussilet Su-resi'nde şöyle buyrulur: "Bu, ancak sabre­denlere vergidir; bu ancak o büyük hazzı ta­danlara vergidir." (41:35). Rasulullah @ ha­dislerinde buyurduğuna göre hikmet, Allah1 m bazı kullarına verdiği en büyük, bitmez tükenmez bir hazinedir. Allah'ın bu lütfü in­sanın düşüncelerini doğru yola yöneltmesi­ni, tarih, âfâk ve insanın kendisi hakkında isabetli sonuçlara varmasını sağlar. (E. A. Mevdûdi, age., sh. 196-197)

Dördüncü olarak, Kur'an, değişik inanç, ta­rih, geleneklere sahip olmalarına rağmen hiç­bir düşünen İnsanın İnkâr etmeyeceği ortak gerçekler, idealler, üstün değerleri esas ala­rak insanı düşünmeye çağırmaktadır. İyi (maruf) ve kötü (münker) herkesçe bilinen anlayışlardır ve İslâm insanları bu prensip­lerde birleşmeye çağırır, insanlar iyice düşün­meye ve Kur'an-ı Kerim'in dediklerini doğ­ru kabul ediyorlarsa ona inanmaya, değilse inandıkları şeyi ispatlamaya çağrılmaktadır: "De ki: 'Eğer doğru sözlü iseniz, Allah ka­tından, bu ikisinden daha doğru bir Kitap getirin de ona uyayım.' " (28: 49). Mülk Su-resi'nde de şöyle buyurulur: "Yüzükoyun sü­rünen mi, yoksa doğru yolda düpedüz yü­rüyen mi daha doğru yoldadır?(Ey Muham-med!)De ki: 'Sizi yaratan, sizin için kulak­lar, gözler ve kalpler var eden O'dur. Ne az şükrediyorsunuz!" (67: 22-23).

İslâm, insanların düşünmesini ve tartışma­sını teşvik eder, onların yalnızca inançlara uymasını değil, kendilerinde ve etraflarında­ki hakikati de bulmalarını ister, çünkü hiç­bir şey gayesiz yaratılmamıştır. "Biz gökle­ri, yeri ve ikisinin arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. Eğlenme dileseydik, bunu yapacak olsaydık, şanımıza uygun şekilde ya­pardık; ama yapmayız. Gerçeği bâtılın başı­na çarparız ve onun beynini parçalarız; böy­lece bâtıl ortadan kalkar?' (21: 16-18). Bu ayet apaçık göstermektedir ki, bu dünyanın ya­ratılışının sebebi Hak ve bâtıl arasındaki mü­cadeledir ve siz kendiniz de bilirsiniz ki, bu mücadeleden bâtıl hep yenik çıkmıştır. Bu gerçeği ciddî bir şekilde göz önüne alınız, çünkü hayatinizi bâtıla göre tanzim eder her şeyin boş olduğuna inanırsanız, geçmiş ka­vimlerin akibeti sizi de bulacaktır. Onlar bu dünya hayatını eğlence ve boş sanmışlardı. Bu yüzden tüm hâlini sana gelen mesajın ışı­ğında yeniden gözden geçir.

Onunla ve peygamberle alay edeceğine geç­miş kavimlerin sonundan ders al ve kendine gel. Tarihe bir bak ve Firavun'a, onun kav­mine, Nuh, Salih ve Şuayb peygam­berlerin kavimlerine neler olduğunu gör. Pey­gamberlerini ve kendilerine gelen çağrıyı red­dettikleri için hepsi helak olmuşlardır.

Rasulullah insanların aklına ve zihnine başvurmuş ve onları düşünmeye, her mese­lenin hakikatini anlamaya davet etmiştir. On­lardan her söylediğinin olduğu gibi alınma­sını ve yapılmasını değil, ölçüp biçtikten son­ra hak olduğuna inandıklarını hayatlarına tatbik etmelerini buyurmuştur. Öte yandan doğru olmadığını düşündükleri bir şeyi red­detmelerini, yalnız her şeyi düşünerek, ölçe­rek yapmalarını söylemiştir.

İslâm inancının temel taşı olan Tevhid inan­cını ele alalım; Bu bile delilsiz ortaya konul­mamıştır. Allah, insana etrafına bakmasını ve O'ndan başka ibadete, itaate lâyık kâina­tın Yaratıcısı, Sahibi olup olmadığını görme­sini emreder: "Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indirip, onunla bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği, güzel güzel bahçeler meydana getiren mi? Allah'ın ya­nında başka tanrı mı? Hayır! Onlar taptık­larını Allah'a eşit tutan bir millettir. Yoksa yeri, yaratıklarının oturmasına elverişli kı­lan ve aralarında ırmaklar meydana getiren, yeryüzüne sabit dağlar yerleştiren, iki deniz arasına engel koyan mı? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? Hayır; çoğu bilmezler."

"Yoksa, darda kalana, kendisine yakardığı zaman karşılık veren, başındaki sıkıntıyı gi­deren ve sizi yeryüzünün sahipleri yapan mı? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? Pek kıt düşünüyorsunuz. Yoksa, karanın ve denizin karanlıklarında size yol bulduran, rüzgârla­rı rahmetinin önünde müjdeci gönderen mi? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? Allah, koştukları eşlerden yücedir. Yoksa önce ya­ratan, sonra da yaratmayı tekrar edecek olan, size gökten ve yerden rızık veren mi? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? De ki: 'Eğer doğru sözlüler iseniz, açık delilinizi getirin.' " (27: 60-64).

İbrahim babasına şefkat ve sevgiyle şöyle hitap eder: "Babacığım! Doğrusu sana gel­meyen bir ilim bana geldi. Bana uy, seni doğ­ru yola eriştireyim. Babacığım! Şeytana tap­ma. Çünkü sana Rahman katından bir azabin gelmesinden korkuyorum, ki böylece şey­tanın dostu olarak...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Düşünce
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:20:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Düşünce rüya tabiri,Düşünce mekke canlı, Düşünce kabe canlı yayın, Düşünce Üç boyutlu kuran oku Düşünce kuran ı kerim, Düşünce peygamber kıssaları,Düşünce ilitam ders soruları, Düşünceönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes