> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed
Sayfa: [1] 2 3 4   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed  (Okunma Sayısı 11815 defa)
25 Temmuz 2012, 14:25:36
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 25 Temmuz 2012, 14:25:36 »



DOST VE KOMŞU OLARAK HZ. MUHAMMED

Allah'ın Rasûlü Hz. Muhammed son dere­ce hayırlı ve samimi bir dost ve komşu idi. Komşularına yapabileceği her türlü yardımı yapar ve onların hayatlarını mümkün olduğu kadar rahat geçirmeleri için hiç bir fedakâr­lıktan kaçınmazdı. Onlara fevkalâde yakın davranır, sık sık hâl-hatır ve sıhhatlerini so­rardı. Çevresinde maddî veya manevî yardı­ma muhtaç kişilere rastladığında herkesten önce onlarla ilgilenirdi. Komşuluk münase­betlerini sürdürme ve kuvvetlendirmedeki tavrı, O'nun ilişkilerindeki sevgisinin ve iyi kalpliliğinin daima yaşayan bir Örneğidir.

Komşularla iyi ve samimi münasebet kurul­ması Kur'ân'da şöyle ifade edilir: "Allah'a ibadet edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, öksüzlere, yoksullara, (nesep yahut evce) yakın komşuya, (nesep yahut evce) uzak komşuya, yanında bulunan arkadaşa (yahut zevceye), yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyilik edin. Allah, kendini beğenip öğünenleri elbette sevmez." (4:36). Yani Allah'ın hakkı, ana-babanın hakkı, ök­süzlerin ve düşkünlerin hakkından sonra dör­düncü olarak hem akraba hem komşu olanla­rın, beşinci olarak da yabancı komşuların hakkı gelmektedir. Bunlar her kişinin Allah'a ve toplumun diğer üyelerine karşı olan mesu­liyet ve mükellefiyet dereceleridir.

Akraba olan komşu (cârizi'l-kurbâ) birçok müfessire göre evinin hemen yanında yaşa­yan, yabancı olan komşu (câri'i-cunub) ise evinden biraz uzakta yaşayandır. Fakat Ab­dullah b. Abbas'ın görüşüne göre ilki hem ak­raba hem komşu iken, İkincisi akraba olma­yan fakat komşun olandır. Yani ilki hem ak­raba hem de komşu olarak senin üzerinde iki hakka sahipken, ikincisi yalnızca komşuluk hakkına sahiptir. Bu da ilkinin hakkının diğe­rinden üstün tutulduğunu gösterir. Bazıları da ilkinin Müslüman bir komşuyu, ikincisinin ise gayri müslim bir komşuyu ifade ettiği gö­rüşündedir. Ancak Kur'ân'ın bildirdikleri bü­tün bu mânâları içine alır. Hakların, hayatın gerçeklerine göre değişkenlik göstermesi de mâkûl gelen bir anlayıştır. Münasebetin veya Müslüman olup olmamasına bağlı olarak komşu haklarının değişik olması mantıklı gö­rünmektedir. Herkes, uzak veya yakın, müs­lim ya da gayri müslim, akraba yahut yabancı olsun bir komşunun diğeri üzerinde hakkı bu­lunduğunu, kişinin kendi imkân ve duru­muna göre diğerine yardım etmekle mükellef olduğunu kabul eder. Fakat eğer o, üstelik ak­raba veya müslümansa bir başkasından daha fazla yardım ve ilgiyi hak eder.

Hz. Peygamber komşu haklarını şöyle açıkladı: "Bazı komşularınızın sizin üzeriniz­de bir, bazılarının iki, bazılarının üç hakkı vardır. Akraba olmayan gayri müslim komşu­nuzun bir hakkı, müslüman komşunuzun iki hakkı, akraba olan Müslüman komşunuzun ise üç hakkı vardır." (îbni Kesir).

Hz. Aişe'den rivayetle Peygamber şöyle buyurdu: "Cibril, komşu hakkına riayeti o de­rece devamla tavsiye etmişti ki, hatta ben, (Allah'ın emriyle komşuyu) komşuya mirasçı kılacak sandım." (Buhari ve Müslim). Yine "komşusu aç iken tok yatan bir mü'min haki­katen iman etmiş değildir." buyurmuştur (Müsned-i Ahmed).

Ebu Zer, Rasülullah'ın şöyle dediğini riva­yet etti: "Ey Ebu Zer! Çorbanı pişirdiğin za­man suyunu çok koy ve komşularını (onların haklarını) da düşün!" (Müslim). Sonra kom­şular hatırlanmalı ve onlara güzellikle bir miktar verilmelidir.

Ebû Şüreyh'den şöyle dediği rivayet olun­muştur. Peygamber bir kere arka arkaya üç kere yemin ederek "Vallahi iman etmiş ol­maz, vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz!" buyurdu. Mecliste hazır bulunanlar: "Ey Allah'ın Rasûlü! Bu iman etmiş olmayan kimdir?" diye sordular. Rasûl-i Ek­rem: "Kim olacak; şu komşusu zulmünden, şerrinden emîn olmayan kişi" diye cevap ver­di. (Buharî). Müslim'in rivayetinde komşula­rının kendisinden emîn olmadığı kimsenin Cennet'e giremeyeceği söylenmiştir.

Ebû Hureyre'nin bir rivayetine göre Rasûlullah şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve âhiret gününe imanı olan, ya hayır söylesin, ya ağzını mühürlesin. Allah'a ve âhiret günü­ne imanı olan, komşusuna ikram etsm. Allah'a ve âhiret gününe imanı olan, misafirine ikram etsin." (Buharî, Müslim). Yine Ebû Hureyre, Peygamber'in, "Bir komşu, evinin duvarı­na öbür komşusunu bir ağaç (başı) koymak­tan men edemez" buyurduğunu bildirmiştir.

Ebû Şürayh Hazâ'î, Rasûlullah'in; "Her kim Allah'a ve âhirete inanırsa komşusuna iyi davransın!" buyurduğunu söylemiştir.

Hz. Aişe; "Ey Allah'ın Rasûlü! İki komşum var, hangisine hediye vereyim?" diye sordu­ğunda O, "kapısı yakın olana" demiştir (Bu-hari). Abdullah b. Ömer, Rasûlullah'in; "Allah indinde en iyi arkadaş, arkadaşı için iyilik dileyen, en iyi komşu da komşusu için iyilik dileyendir" buyurduğunu nakleder (Tir-mizi).

Böylece Hz. Peygamber sahabîlerini dai­ma komşularına karşı güzel geçinmeye, ha­yırhah olmaya, zarardan korumaya, nasihat edip görüp-gözetmeye davet etmiş ve onlara, imkânları ölçüsünde her zaman yardımcı olmalarını tavsiye etmiştir. Yine, çok az olsa bile yiyeceklerini komşularıyla paylaşmaları­nı buyurmuştur ki, bu da onlar arasında derin ve yakın bir bağ oluşmasını sağlayacaktır.

Bu şekilde ortak kullanılabilir şeylerin hergün değiş tokuş yapılması Özellikle birbirlerine çok yakın yaşayan kişiler arasındaki ilişkileri geliştirmenin tesirli ve güçlü bir yoludur.

Kur'ân'da ihtiyaçları olduğu vakit, en çok " kullanılan şeyleri bile komşularına vermekten kaçınan kişiler lânetlenmektedir. Onların iman iddiaları o kadar boş ve ikiyüzlülükleri o kadar derindir ki, komşularına en ufak yar­dımları bile yapmaktan kaçınmaktadırlar. Böyle insanlar bu tür yardımların ve "küçük iltifat ve iyiliklerle madden önemsiz fakat manen büyük ihtiyaçların giderilmesinin" pratikte ne kadar önemli olduğunu nadiren anlarlar. Mâ'ûn sûresinde Allah şöyle buyur­maktadır: "Şu namaz kılanların vay hâline, ki onlar namazlarında yanılmaktadırlar (kıldık­ları namazın değerini bilmez, ona önem ver­mezler). Onlar gösteriş (için ibadet) yaparlar. En ufak bir yardımı esirgerler." (107: 4-7).

Kullanılan kelime mâ'undur; bu da evde günlük kullanımda olan tencere, tabak, çanak vs. anlamına gelmektedir. Bazı sahabeler ve âlimler bunun zekat anlamına geldiğini söy­lerken, aralarında îbni Abbas ve îbni Mesud'un da bulunduğu diğer bir grup âlim, her gün kullandığımız ve insanların sıklıkla birbi­rinden aldığı kap kaçak, kova, balta, terazi, tuz, su, kibrit vs. gibi şeyler olduğunu ileri sürerler. Hz. Ali, bunun küçük günlük eşyalar olduğu kadar zekat anlamına da geldiğini söyler. Ikrime'ye göre mâ'unun en üst dere­cesi- zekat, en alt derecesi ise kova, iğne, elek gibi normalde komşu ve dostlara ödünç veri­lebilen şeylerdir. Abdullah b. Mesud şöyle demektedir: "Biz Rasûlullah'ın sahabileri mâ'unun tencere, kova, balta, terazi ve bunun gibi ödünç verilebilen şeyler anlamına geldi­ğini söylerdik." (İbni Cerîr, Ebu Davud, Ne-sei, Beyhaki). Bu kelimenin benzer anlamla­rını Hz. Peygamber'in diğer sahabileri de söylemiştir. Ebu Hureyre, Allah Rasûlü'nün bu kelimenin anlamını açıklarken onun balta, kova ve diğer benzer şeyler olduğunu söyle­diğini rivayet eder.

Aslında mâ'ûn, kendisinde insanlar için fay­da bulunan küçük ve az bir şeye denir. Bu an­lamda zekat da mâ'ûnĞm. Çünkü o da pek çok maldan, fakir ve bîçarelere verilen küçük bir paydır. Abdullah b. Mesud ve bazı sahabe ve müfessirlerin işaret ettikleri genel ihtiyaç eşyaları da ma'««dur. Ancak cumhur, genel­likle komşuların birbirlerine ödünç verdikleri ufak tefek eşyalar olduğu görüşündedir. Böy­le şeyleri Ödünç istemekte bir mahzur yoktur. Çünkü fakir veya zengin herkes, evinde tü­kenmesi hâlinde bunlara ihtiyaç duyacaktır. Bu tür şeyleri vermekte cimrilik gösterenler ahlaken çok düşük bir harekette bulunmuş olurlar. Genellikle bu şeyler bir veya iki kez kullanılmakla ve komşu kullandıktan sonra aldığı şekilde geri vermekle değerlerinden bir şey kaybetmezler. Evine misafir gelen bir kimsenin, komşusundan Ödünç yorgan veya yatak alması, komşusunun tandırında ekmek pişirmek istemesi veya birkaç günlüğüne bir yere giderken kıymetli esyalannı komşusuna emanet bırakması da aynı meyandadır.

Hz. Peygamber söz ve fiilleri ile komşu haklarına o kadar çok riayet etmiştir ki O'nun şifahen veya manen takipçileri, komşularına kendilerinden şikâyet etme imkânı vermemiş­lerdir.

Kısacası Hz. Muhammed gerçekten komşularının iyi ve hayırlı arkadaşıydı; komşulara karşı elinden geldiğince yardımsever, şefkatli ve hakgözetir olmayı her Müslümanın dinî bir görevi hâline getirmişti.


 

 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed
« Posted on: 28 Mart 2024, 14:37:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed rüya tabiri,Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed mekke canlı, Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed kabe canlı yayın, Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed Üç boyutlu kuran oku Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed kuran ı kerim, Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed peygamber kıssaları,Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed ilitam ders soruları, Dost Ve Komşu Olarak Hz. Muhammed önlisans arapça,
Logged
14 Ocak 2015, 17:30:23
Zeynep7/A

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 20


« Yanıtla #1 : 14 Ocak 2015, 17:30:23 »

hz.muhammed arkadaş komşugüvenilecek insan o her şeyin en iyisi idi.o herkese yardım ederdi.komşuların hakkının 5. hak olduğunu bilmiyordum bu beni şaşırttı doğrusu.gayri müslim komşu diye birşey ilk defa duyuyorum.komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.ve ALLAH komşuluğa çok önem vermiştir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
20 Ocak 2015, 16:32:11
Bahrişan 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 308


« Yanıtla #2 : 20 Ocak 2015, 16:32:11 »

HZ MUHAMMED KOMSULARIYLA YI ANLASIRDI HIC KAVGA ETMEZDI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
20 Ocak 2015, 16:37:02
Yunus Emre

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 499



« Yanıtla #3 : 20 Ocak 2015, 16:37:02 »

allah bizi cennette peygamberimize komsu eyle yarabbimm
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Her Anımızda Allah için Niyet Edelim ( Allah için )  Yerken , İçerken , Giyerken , Çıkarırken , Gezerken , Dinlenirken Bakarken , Duyarken , Yatarken , Kalkarken , Otururken , Okurken , Yazarken ve daha nicesinde... ( Allah için ) Niyet Edelim.
28 Ocak 2015, 11:19:12
Ramazan.
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 6.353



« Yanıtla #4 : 28 Ocak 2015, 11:19:12 »

Komşularımızın bizim üstümüzde , bizim de komşularımızın üzerinde bir annenin çocuğu üzerindeki hakkı kadar hakkı vardır. Peygamberimiz de komşuluk çok önem verirdi. Yediği yemekten komşusuna da ikram  eder di ve bu konuda Peygamberimizin ''Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir '' buyurmuştur.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2 3 4   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes