Konu Başlığı: Diğer Yöneticilere Mektuplar Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 23 Mayıs 2012, 18:33:06 Diğer Yöneticilere Mektuplar Rasulullah, Arap Yarımadası'ni çevreleyen diğer ülkelerin yöneticilerine ve valilerine de İslâm'a davet mektupları gönderdi. Bunlar içerisinde İslâm'ı kabul eden Nehd hâkimine; çok eskiden kurulmuş Gassan namıyla anılan yönetimin meliki Cebele, ki İslâm'ı kabul etti, Kayser tarafından çağırılıp İslâm'ı terketmesi emredildi, kabul etmedi, hapsedildi ve öldürüldü; Dumetü'l-Cendel reisi Ukeydir, ki İslâm'ı kabul etti; Taif ve Ye-men'in bir parçasının meliki olan Zülkela' Hamyerî, ki Yemen'e hâkim, güçlü Kumlâl ailesine mensuptu, kendisini tanrı olarak adlandırır ve insanlara kendi önünde secde etmesini emrederdi, İslâm'ı kabul ettiği gün onsekiz bin köleyi azad etti, vardı. (Gazi Mu-hammed Süleyman,'Rahmatul Lila'lamin', c I. sf. 149-161). Rasulullah Yemen'e ük olarak Halid b. Velid'i gönderdi, ancak başarılı olamaması üzerine yerine Ali b. Ebî Talib'i gönderdi. Necrân'ın pekçok müşrik kabilesi İslâm'ı kabul etti, fakat hıristiyanfar cizye ödeyerek Rasulullah'dan ibadet özgürlüğü ve barış garantisi almayı faydalı buldular. Perslerin atadığı bir vali olan Bâzân kendiliğinden İslâm'ı kabul etti, kısa bir süre. sonra ölene kadar Necrân valisi olarak görevine devam etti. Yerine oğlu Şehr geçti. Bölgeye sonraları zekât ve diğer vergileri toplamak İçin Muaz b. Cebel gönderildi. Muaz b. Cebel bu görevi yerine getirirken bölgeden bölgeye giderek İslâm'ın öğretilerini ve emirlerini insanlara öğretti. Rasulullah @ KufeL nin güney doğusunda bulunan Samave yurdunun kralı Nufasa'I-Di'li'ye de bir mektup gönderdi ki, muhtemelen kıral da İslâm'ı kabul etti. (Dr. Muhammed Hamidullah, 'Mu-hammed Rasulullah', sf. 106). Rasulullah, değişik kişilere farklı niteliklerde yüzlerce mektup yazdı ki, bir çoğu hadis, siret ve tarih kitaplarında bu güne kadar korunmuştur. Bu mektupların çoğu Rasul tarafından ülkenin değişik bölümlerinde bulunan görevlilere yazılmış olup, idarî emirler ve fertlere arazi ve mal bağışlayan fermanlar kadar İsâm, zekâtın toplanması ve dinî meseleler hakkında direktifler ihtiva ediyordu. Bu mektuplardan bir kısmı aşağıda verilmiştir: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla, Allah'ın Rasulü Muhammed'den Benî Sa'd'a. Selâm sana olsun. Senin için eşi-ortağı olmayan Allah'a hamdederim. Benî Tayy'ın kuyu ve topraklarına yaklaşma (ki bu sahiplik yahut tasarruf hakkıdır), çünkü onların kuyuları senin için helâl değildir. Kabul eden-lerinki müstesna, onların topraklarına girme. Her kim Allah'ın Rasulü Muhammed'e itaatsizlik ederse, Rasul onun için mesul değildir. (Benî Azra'dan olup onların veziri olarak atanan) Kada' b. Amr onları terbiye etmelidir?' (Halid b. Velİd tarafından yazılmıştır). (İbni Sa'd, 'Tabaqat', Cilt II, sf. 34-74). Peygamber, toprak bağışı ile ilgili fermanı da şu sözlerle yazdırdı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Bu, Allah'ın Rasulü Muhammed tarafından Cüheyne kabilesine bir bağış belgesidir?' Rasul, onlara üzerine sınır çizdikleri ve sürüp ektikleri Sufi-ne arazisini verdi. Bu konuda her kim onlarla tartışacak olursa olsun buna hakkı yoktur, (Benî Cüheyne'nin) talepleri ve davaları haklıdır." Bu belge Alâ b. Ukbe tarafından yazılmıştır. (İbni Sa'd, a.g.e.). Diğer bir ferman da şu şekildedir: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Allah'ın Rasulü Muhammed'den Zübeyr b. Avvam'a. Onlara Şuvak'ın yukarı ve aşağı bölümlerini verdim. Hiç kimse onlarla bunlar hususunda tartışmamalıdır." Belge, Hz. Ali tarafından yazıya dökülmüştür. Rasulullah'ın insanları İslâm'a davet eden mektuplarına tipik bir örnek: "Bahreyn melikine, barışsever olduğun için kendisinden başka ilâh olmayan, eşi ve benzeri bulunmayan Allah'a hamdederim. Seni tek tanrıya inanmaya davet ediyorum ki Allah'tır. O'na ve Rasulü*ne inan ve itaat et. Bu senin için daha hayırlıdır. Selâm, hidayete tâbi olan kişilere olsun." Rasulullah'ın Amr b. Mu'kadel-Cüneyne ve BenîHurak'aşu meyanda mektup yazdığı rivayet olunur: "Onların aralarından her kim İslâm'ı benimser, namazı ikame eder, zekâtı öder, Allah ve Rasulü'ne itaat eder, savaş ganimetlerinden Rasul'ün tesbit edilmiş hissesini ve humsu verir, İslâm'a şehadet eder ve inanmayanlardan uzak durursa Allah ve Rasulü'nün koruması altındadır. Eğer müs-lümanlara borçlu iseler, artık sadece ana parayı geri ödeyeceklerdir. Rehin üzerindeki faiz hükümsüzdür. Her kim onlara katılırsa, onlarla aynı hakka sahip olacaktır." Rasul , Eşlem kabilesine mensup Huzâa halkına şu sözlerle himaye verdi: "Onların arasından her kim inanır, namazı ikame eder, zekâtı öder ve Allah'ın dinine samimi olarak bağlı kalırsa, zalimlere karşı yardım olunacaktır. Onlar da Rasul'e yardım etmeye mecbur olacaktır. Onların göçebe olanları mukimleriyle aynı haklara sahip olacaktır, istedikleri yere de göçebileceklerdir." Belge Alâ b. el-Hadramî tarafından yazıya dökülmüş ve şahitlik edilmiştir. (İbni Sa'd, a.g.e.). Bütün bunlar, sıradan kabile şeflerinden, devlet başkanlarına, meliklerine, kırallıklar ve imparatorluklara kadar yayılan değişik inanlara Rasulullah tarafından yazılmış mektupların geniş çeşitliğini ve farklı niteliklerini gösterir. (Rasulullah'ı orijinal mektuplarının fotoğraflarına ve indekse bakınız)- İlginç ve açıklayıcı bir mektup, halkına dönmek üzere olan bir kabile reisine verildi ki (Vâil b. Hucr yurduna dönerken kendi isteği üzerine) Rasul tarafından şu sözlerle yazdırılıyordu: "Muaviye! İktidar sahibi zengin kişilere yaz! 'Namazı ikame edin, dı-şarda otlayan yahut içerde kalan sığırlar üzerinde olan zekâtı ödeyin. Sahibinin sayım zamanı hayvanları dağıtarak hile yapması, onları karıştırması veya zekât toplayıcısının, hayvanları bağlayıp o kişinin yerine getirmesi caiz değildir. Hayvanları otladıklan yerde saymak, sadakayı hesaplamak ve sahiplerine hayvanları kendi kaldığı yere getirmelerini emretmemek toplayıcıların görevleridir; sahipleri de hayvanlarını gizlememelidir. Onlar müslüman ordusuna yardım etmek mecburiyetindedirler.' " (İbn Sa'd, a.g.e.). Benî Harîs b. Ka'b: Rasulullah , Halid b. Velid'i bu insanlara gönderirken ona insanları İslâm'a davet etmesini ve saldırıdan Önce üç gün beklemesini tembih etti. Benî Haris İslâm'ı kabul etti, Halid b. Velid Rasul'm cevabî mektubu ulaşması üzerine Kays b. Hüseyin Zü'1-Gassân, Yezid b. Abdülme-dan, Yezid b. el-Muhaccel, Abdullah b. Ku-rad ez-Ziyadî, Şeddâd b. Abdullah el-Kenanî ve Amr b. Abdullah el-Dibabî'den oluşan Benî Haris heyetiyle birlikte Medine'ye hareket etti. Heyet, Rasul 'a gelince "Biz şehadet ederiz ki, sen Allah'ın Rasulü'sün. Allah'dan başka ilâh yoktur." dediler. Rasul da "Ve ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, ben de Allah'ın Rasulü'yüm." cevabını verdi. Heyet kavmine döndükten sonra zekât toplaması ve onları din hususunda eğitmesi için Rasulullah Amr b. Hazm el-Ensarî'yi gönderdi, sonraları da emir ve direktiflerini içeren bir mektup yolladı. Rifâ'a b. Zeyd el-Cüzamî: Hudeybiye Ant-laşması'ndan sonra el-Dübeyt kabilesine mensup Rifâ'a b. Zeyd, Rasulullah 'a gelerek İslâm'ı kabul etti. Rasul 'a içlerinde bir kölenin de bulunduğu çeşitli hediyeler takdim etti. Rasul , kabilesini İslâm'a de-vet eden bir mektubu ona verdi. Rifâ'a halkına döndüğü zaman tüm kabile topluca İslâm'ı kabul etti. Seleme: Aynı yıl —Hicret'in onuncu yılı— Habib el-Seleme liderliğinde yedi kişiden oluşan Seleme heyeti Rasul 'a geldi. Aynı yılın Razaman ayında Gassân ve Gâmid heyetleri de Medine'ye ulaştı. Abdiil-Kays: Aynı yıl hıristiyan olan Carud b. Amr b. Haraş b. el-Mualli, Abdül-Kays heyetiyle birlikte geldi. Rasul onu İslâm'a davet etti, O da "Ey Muhammed, dinimi sizin dininiz için terk ediyorum. Bu yeni dinin hak olduğu hakkında teminat ver." dedi. Rasul , karşılığında buyurdu ki; "Sana temin ederim ki Allah seni senin ilk dininden daha hayırlı bir dine iletti".". Carûd b. Amr ve bütün arkadaşları İslâm'ı kabul etti." (İbni İshak, a.g.e.). Diğer Heyetler: Hicret'in onuncu yılında değişik heyetler İslâm'ı benimsemek için Medine'ye geldiler ki, bunlar arasında Muha-rib; Rahavarmin; Necrân'dan Âkıb ile Say-yad; Benî Abbas ve Halaf da vardı. (Tarih-i Taberî, Cilt I, sf. 460-478). Benî Âmir b. Sa'sa: Benî Âmir'in bu heyeti Âmir b. Tufeyl, Erbad b. Kays, Rabia b. Malik b. Cafer ve Cennar b. Selma b. Caferi1 den oluşmaktaydı. Âmir b. Tufeyl habis biri olup Rasul'ı öldürmek istiyordu. Arkadaşları ona kendilerinin bütünüyle İslâm'ı benimsediklerini, bu yüzden onun da böyle davranmaması gerektiğini anlattılar. Rasulullah 'la tenhada özel olarak görüşmek istedi. Ancak bu isteği yerine getirilmeyince, Medine'ye atlı ve yaya kuvvetleriyle geri döneceği şeklinde tehdit savurarak uzaklaştı. |