๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 29 Mayıs 2012, 17:58:13



Konu Başlığı: Diğer Kabilelerle Anlaşmalar
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 29 Mayıs 2012, 17:58:13
Diğer Kabilelerle Anlaşmalar


Rasulullah hayatı boyunca değişik insan­larla anlaşmalar yaptı. Bu anlaşmaların İlki hicretin 7. yılında Hayber, Fedek,Vadi'l-Kurâ, Teymâ yahudileri ile yapıldı. Anlaşmalar ciz­ye ayeti inmeden parafe edilmiş olmasına rağ­men anlaşmaların karşılıklı karara bağlan­mış maddeleri bundan sonra da sürdürüldü. Bu bölgenin yahudilerinin, diğer yurttaşla­rın haklarının tümüne sahip İslâm devletinin vatandaşlar; olarak yaşamaları üzerine mu­tabakat sağlandı. Onlar topraklarını ekecek­ler ve toprakların gerçek sahipleri olan İslâm Devleti ya da müslüman fertlere ürünün ya­nsını ödeyeceklerdi.

Cizye ayetleri hicretin 9. yılında vahyolundu. Bundan sonra hıristiyan ya da yahudilerle ya­pılan tüm anlaşmalar onların cizye ödeme­leri şartını taşıyacak şekilde yapıldı. Necran hıristiyanlanyla anlaşma onların müslümanlara cizye ödemeleri, karşılığında da canla­rının ve mallarının müminlerce korunacağı şartıyla imzalandı. Benzer anlaşmalar mü­minlerle Suriye (Şam) bölgesinde yaşayan hı­ristiyan ve yahudiler arasında da imzalandı. Anlaşmalar bölümünde müzakere edildiği üzere hicretin 9. yılındaki Tebük seferinden sonra tslâm Devleti ile Dumatu'l-Cendel, Eyle, Makna, Cebra, Ezruh, Tûbalah ve Carş yahudileri arasında ayrı ayrı anlaşmalar im­zalandı. Yemen yahudileri ve Bahreyn zer-düştleri, İslâm Devleti'ne cizye ödemek şar­tıyla benzer anlaşmalar yaptılar.

Zaman ve yer sınırı olmaksızın Rasul'un yıl boyunca hergün yapmak zorunda oldu­ğu bu görev ve mesuliyetlerin kapsam ve ni­telikleri onun devlet başkanı olarak tamamen yalnız başına yaptığı görevin büyüklüğünü gösterir. Görevlerinin ağırlığı hudutsuz, si­nirlendirici, yorucu ve sürekliydi. Çalışma­sının zihnî ve hissî gerginliği diğer bir insan için dayanılmaz ve ezici olurdu. Ancak Al­lah'ın Rasulü Muhammed onu güzellik ve nezaketle karşıladı ve misyonunu, diğer in­sanların yüzyıllarca ulaşamayacakları bir misyonu on yıldan dahakısabirsürede başa­rıyla tamamladı. Kur'an Rasul'un miza­cı ile örnek kişiliğini ve ümmete muamele ediş tarzını övmektedir: "Allah'tan bir rah­met dolayasıyladır ki onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın çev­renden dağılır giderlerdi." (3: 159). Rasulullah son derece nezaketli kişiliği ile her kimle ilişkide bulunsa kendisini sevdirirdi ve onların kalplerini, hayranlıklarını kazanırdı. Hatta onun sevgisi ve iyi kalpli davranışla­rıyla düşmanları bile onun dostları ve des­tekçisi oldular.

Görevlerinin sınırsız olmasına rağmen işle­rini hiçbir zaman etkilemedi, geciktirmedi, herhangi bir gevşeklik göstermedi, aksine bunları zamanında ve en etkili şekilde yeri­ne getirdi. Her şeyi zarafetle, güzellikle ya­pardı ve ashabına da yapmalarını tavsiye ederdi; çünkü Allah güzeldir ve güzeli sever. Çok çeşitli görevleriyle birlikte o insanlarla devamlı ilişkiyi sürdürürdü, insanlar her ne kadar ona ihtiyaç duysalaf onu görebilirler­di. Onun kapısı, gündüz ya da gece insanla­ra açıktı, onları Rasul'dan uzak tutacak nöbetçi-kapıcı yoktu. O insanların gerçek bir dostuydu; her zaman bulunabilen, güçlük dönemlerinde öğüt, sıkıntıda yardım, üzün­tüde teselli idi. Şüphesiz o insanların istek­lerini temsil ederdi; halk için, halkla birlik­te, halkın yönetiminin güzel bir örneğini ver­di.