Konu Başlığı: Cömertlik Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 12 Haziran 2012, 21:46:25 6- Cömertlik Allah'ın Rasulü Muhammed, tabiatı gereği çok cömert ve hayırsever bir insandı. îb-ni Abbas'a göre Rasulullah insanların en cömertiydi. Bilhassa Ramazan ayında daha da cömertleşirdî. Rasulullah ömrü boyunca bir şey isteyen hiçbir kimseye "hayır" dememiştir. Bir defasında, kendisini yalnız dağıtıcı ve veznedar olarak nitelemiş, her şeyi verenin Allah olduğunu söylemiştir. Bir gün Rasulullah'a gelen bir adam, keçi sürüsünün geniş bir sahaya yayılmış olduğunu gördü. Yardım isteyince Rasulullah bütün sürüyü ona verdi. Geriye dönen adam halkına İslâm'ı kabul etmelerini, çünkü Muhammed'ın fakirlik korkusu olmayacak kadar cömert olduğunu söyledi. Rasulullah'ın verecek hiçbir şeyi olmadığı sırada yanına yardım isteyen bir şahıs geldi. Rasulullah adama kendi adına borçlanmasını ve daha sonra kendisinin Ödeyeceğini söyledi. Orada bulunan Hz. Ömer, Rasulullah'a Allah'ın ona taşıyabileceğinden fazlasını yüklemediğini söyledi. Rasulullah ses çıkarmadı. Orada bulunanlardan biri yardım teklif edince Peygamber gülerek memnuniyetle karşıladı. Bir defasında da bir dilenci için yarım vask zahire borç aldı. Alacaklı istemeye geldiğinde Rasulullah yarısı borcu, yarısı da hediye olarak bir vask zahire verdi. Allah Rasulü Muhammed yardım isteyen herkese yardım ederdi ve bir şeyi olmadığında da daha sonra edeceğine söz verirdi. Rasulullah'ın bu tavrı sonucunda insanlar öyle cüretkâr olmuşlardı ki, bir gün namaz kıldığı sırada yanına gelen bir bedevi elbisesinden tutarak "Karşılanması gereken bir ihtiyacım var, ne yazık ki aklımdan hiç çıkmıyor, sen karşılayabilir misin?" dedi. Rasulullah bedeviyle birlikte oradan ayrılıp ihtiyacını halletti. Daha sonra dönerek namazı kıldı. Bazan, Rasulullah'ın bir şey satın alıp, satıcıya hediye ettiği olmuştur. Bir defasında İbni Ömer'den bir deve satın almış ve hemen Abdullah b. Ömer'e hediye etmiştir. Başka bir zaman da Câbir'den bir şey satın almış ve kendisine hediye olarak geri vermiştir, (Mişkât) Rasulullah hiçbir öğün yemeğini yalnız yememiş, daima ashabını davet etmiştir. Bir savaşta yanında 130 ashabı bulunmaktaydı. Bir keçi satın aldı. Kestikten sonra ciğerinin kızartılmasını emretti. Hazırlanınca ashabına dağıttı. Orada bulunmayanlara da bir pay ayırdı. Ne zaman bir şey alsa onu bitirmeden rahat edemezdi. Müminlerin annesi Üm-mü Seleme'nİn rivayetine göre Rasulullah bir gün eve canı sıkkın bir vaziyette geldi. Ümmü Seleme meselenin ne olduğunu sordu. Rasulullah önceki gün yedi dinar aldığım ve bu paranın geceye kadar yatağın üzerinde kaldığını ve dağıtılmadığını söyledi. Onları dağıtana kadar Rasulullah rahat edememişti. Ebu Zerr'in rivayet ettiğine göre, bir gece birlikte yürürken Rasulullah - ona şöyle demiştir: "Ebu Zerr, benim için Uhud dağı altına dönse, borçlarımı ödedikten sonra ben bir dinarın bende üç gün kalmasını istemezdim." Bir gün Fedek kabilesinin reisi Rasulullah 'a deve yükü tahıl göndermişti. Bilâl bunları satarak Rasulullah'ın bir yahudiye olan borcunu ödedi. Daha sonra da haber vermek üzere Rasulullah'a geldi. Rasulullah artan bir şeyin olup olmadığını sorunca, Bilâl, arttığını söyledi. Rasulullah: "Tamamı gitmeden ayrılamam." dedi. Bilâl verilecek kimse olmadığım söyledi. Peygamber geceyi mescidde geçirdi. Ertesi gün, Bilâl gelerek Rasulullah'a Allah'ın onu ferahlattığını söyledi. Her şey dağıtılmış, geriye hiçbir şey kalmamıştı. Rasulullah Allah'a hamd edip, evine gitti. Biraz sonra birden dışarıya çıktı. Etrafındakiler şaşırmıştı. Rasulullah namaz esnasında evinde bir miktar altın bulunduğunu hatırladığını ve unutarak altının bütün gece evde kalmasından korktuğunu söyledi. Eve girerek hemen altını hayır işlerine harcamak amacıyla dışarı çıktı. (Mişkât) Rasulullah Huneyn savaşından elde edilen ganimeti dağıttıktan sonra geri dönüyordu. Durumu öğrenerek her taraftan gelip yoluna çıkan bedeviler sadaka istediler. Kalabalık tarafından iyice sıkıştırılan Rasulullah bir ağacın gölgesinde durdu. Bedeviler elbisesini çekiştirirken, Rasulullah 'ın elbisesi vücudundan çıkarak ellerine geldi. Rasulullah: "Elbisemi verin; şu dağ kadar develerim olsaydı, size hepsini verirdim. O zaman beni ne cimri, ne yalancı, ne de namert bulurdunuz!' dedi. O daima ölenlerin borçlarım öderdi. Borçlu Ölenlerin, borçlarının kendisi tarafından ödenmesi için haber verilmesine ilişkin talimatlar vermiş ve yürürlüğe koymuştur. (Mişkât) Bir gün Rasulullah ashabıyla otururken bir bedevi gelerek elbisesinin köşesinden çekerek; "Muhammedi Bu mülk ne senindir, ne babanın. Bana bir deve yükü ver." dedi. Rasulullah 'ın devesini arpa ve hurma yükleyerek aldı. Bir defasında Bahreyn'den vergi olarak yüklü miktarda bir para alınmıştı. Rasulullah , bu paranın cemaatine harcanmasını emretti. Namazdan sonra, Rasulullah önüne gelen herkese dağıtmaya başladı. Bedir Savaşından sonra çok fakir düşen Abbas'a ayağa kalkıp yürüyemeyeceği kadar çok verdi. Hiçbir şey kalmadığında elbisesini silkeleyerek ayağa kalktı. (Mişkât) Rasulullah, o kadar cömertti ki, hiç kimse hiçbir zaman onun kadar cömert olamaz. Ne alırsa alsın başkalarına verir ve hediyeyi alandan daha fazla haz duyardı. Kimseyi evinden eli boş çevirmezdi ve muhtaçlara kendi ihtiyaçlarına nazaran öncelik verirdi. Muhtelif türlerde yardım etmiştir; bazan hediye verirdi, bazan ödünç aldığı şeyi daha fazla veya daha iyi olarak geriye döndürür, bazan satın aldığı bir şeyi fiyatından fazla öderdi; bazan hediye, bazan bağış, bazan da sadaka. İnsanlardan hediye kabul eder; fakat fazlasıyla onlara da hediye verirdi. İnsanlara kendisi gibi hediye vermelerini de söylemiştir. Haris birisiyle karşılaştığında daha cömert ve yardımsever olmasını tavsiye ederdi. Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah şöyle demiştir: "Cömert insan Allah'a, Cennet'e ve insanlara yakındır. Cehennem ateşinden ise uzaktır. Cimri insan ise Allah, Cennet ve insanlardan uzak, Cehen-nem'e yakındır. Cahil fakat cömert insan, Al-laha cimri fakat çok ibadet eden (abid) insandan daha sevgilidir." Ebu Said el-Hudrî'nin rivayetine göre de Rasulullah: "Müminde şu iki haslet bulunamaz: cimrilik ve kötü huy!' buyurmuştur. Ebu Bekr'in rivayetine göre Rasulullah Cennet'e üç grubun girmeyeceğini ve bunlardan birinin hasis insan olduğunu ifade etmiştir. (Mişkât) Rasulullah cömertliğin fazileti üzerinde durmuş ve cimri huyluluğu kınamıştır. "Allah'ın kitabına uyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir ticaret umarlar. (Umarlar ki Allah) onlara ücretlerini tam ödesin ve lütfundan onlara fazlasını da versin. Çünkü O, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir." (35: 29-30) Ve Bakara Şuresi'nde: "... Verdiğiniz her hayır kendiniz içindir. Yalnız Allah'ın rızasını kazanmak maksadıyla verirseniz, verdiğiniz her hayır, size tastamam verilir ve hiç hakkınız yenmez." (2: 272). Ve Âl-i İmrân Şuresi'nde: "Sevdiğiniz şeylerden harcama-dıkça asla iyiliğe erişemezsiniz. Ne harcarsanız mutlaka Allah bilir." (3: 92) Cimriliğin hazin sonu da açıklanmıştır: "Allah'ın bol nimetinden verdiklerinde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilâkis bu onların kö-tülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah işlediklerinizden haberdardır?' (3: 180) Ve Leyi Suresi'ndeL "Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız. O kimse ölüp ateşe yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez." (92: 8-11) Kur'an-ı Ke-rim'de inananların mallarından Allah rızası için fakir ve muhtaçlara vermelerini isteyen pek çok ayet vardır. Tegâbun Şuresi'nde. "Eğer Allah (nzasın)a güzel bir borç takdiminde bulunursanız, onu sizin için kat kat yapar ve sizi .bağışlar. Allah karşılık verendir, Halîm'dir." (64: 17). Rasulullah'ın tüm hayatı insanoğluna cömertlik ve hayır örneğiydi. Ashabından da aynı şeyleri istemiştir. Enes'in rivayetine göre Rasulullah şöyle demiştir: "Ümmetimden muhtaç olanın ihtiyacını karşılayan biri, beni hoşnut etmiş olur; beni hoşnut eden, Allah'ı hoşnut etmiş olur; Allah da hoşnut olduğu kimseyi Cennet'ine gönderir." Yine Enes'in rivayetine göre Rasulullah: "Sıkıntıda olan birine yardım edene Allah yetmiş üç mağfiret kaydeder. Bir tanesi tüm saadetini kapsar; yetmiş ikisi de Kıyamet Gü-nü'ndeki dereceler için mertebe olarak ayrılır." buyurmuştur. Ebu Hureyre'nin anlattığına göre, Rasulullah 'a katı kalpli birisi şikayet edildiğinde, Rasulullah: "Ben yetimlerin başlarını okşar, fakirleri doyururum" demiştir. (Mişkât) İbni Abbas, Rasulullah'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." Ebu Hureyre, Rasulullah'dan müminin sade ve cömert vasıflarına sahip olması gerektiğini rivayet eder. Kısacası, Rasulullah kendisine fazlalık hiçbir şey bırakmayacak kadar cömert ve hayırseverdi (Mişkât) |