> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Çocukların Temel Eğitimi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çocukların Temel Eğitimi  (Okunma Sayısı 489 defa)
25 Haziran 2012, 09:35:33
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 25 Haziran 2012, 09:35:33 »



Çocukların Temel Eğitimi

Kur'an-ı Kerîm bu hususta iki peygamberden, İbrahim, ve oğlu Yakub 'dan ve Lokman adlı bir Allah dostundan bahsetmektedir. İbra­him, Alemlerin Rabbi'ne kendini tamamen teslim etti: "Rabbi ona (İbrahim'e) "teslim ol" buyurduğunda, Alemlerin Rabbine teslim ol­dum' demişti." (2:131). Çocuklarına da aynı yo­lu takip etmelerini emretmiştir. Yakub da aynısını yaptı ve son nefesinde çocuklarına şu vasiyette bulundu: "... 'Oğullarım! Allah sizin için bir din seçti. Siz de ancak Müslüman olarak can veriniz." (2:132). Yakub ölürken oğul­larına: "Benden sonra kime kulluk edeceksi­niz?" dediğinde onlar: "Senin Rabbine, baba­ların, İbrahim, İsmail ve İshak'ın Rabb'i olan tek Allah'a kulluk edeceğiz biz O'na teslim olan­larız." dediler." (2:133).

Hz. Yâkub'un bu vasiyyeti aşağı-yukarı aynı şekliyle Talmud'da da bulunmaktadır: "Yakub bu dünyadan ayrılacağı zaman oğullarını çağırdı ve şöyle dedi: 'Rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz, babalarınızı kurtardığı gibi sizi de zorluklardan kurtarır. Çocuklarınıza Allah'ı sevmeyi ve O'nun emirlerini uygulamayı öğre­tiniz. Çünkü Allah, adil davrananları ve Hak yo­lunda yürüyenleri korur... Ve Yâkub'un oğullan cevap verdi: 'Babamız! Bize emrettiklerinin hepsini yapacağız. Allah bizimle olsun.' Ve Yâkub cevapladı: 'Eğer O'nun yolundan sağa veya sola sapmazsanız Rabbiniz sizinle ola­caktır."

Çocuklarına, kendilerini ve yaptıklarını takip etmeleri Öğüdünü, vermeleri Allah'ın peygamberlerinin sünneti olagelmiştir. Bu geleneği İbrahim peygamber, zürriyetine kendi dini olan İslam'a bağlı kalmalarını tavsiye ederek başlatmıştır. Oğlu Yâkub peygamber bu ge­leneği sürdürmüş ve çocuklarına bir olan Al­lah'a samimi ve muti kullar olarak kalmalarını söylemiştir, çocukları da buna tamamen uy­muşlardır. Her iki peygamber, İbrahim ve Yâkub, çocuklarından Allah'tan başka hiçbir şeye ibadet ve itaat etmeyeceklerine ve bu inan­ca ölümlerine kadar bağlı kalacaklarına dair ke­sin söz aldılar.

Kur'an'm bu ayetleri anne-babaların çocukları ile olan ilişkileri hakında kesin esas ve ci­hanşümul gerçekleri açıklamaktadır. Allah'ın elçileri dahi bu ilişkilerin kuvvetli bağlarından berî değildirler, ki bu ilişkiler hiçbir şekilde Tevhid ve takva mefhumlarına zıt değildir. Anne-babalann çocukları için derin sevgi besle­meleri ve kendilerinden sonra mesud ve müref­feh bir hayat sürdürmeleri için onların refah ve iyiliklerini düşünmeleri gayet tabiidir; Allah'ın elçileri bu kaideye İstisna teşkil etmezler. Fakat onların sevgilerini sıradan insanların sevgile­rinden ve çocuklarının refahı için gösterdikleri samimi çabalardan ayıran şey, çocuklarının ha­kiki ve asıl mutluluğa Allah'ın yolunda yürüye­rek ve hayatın bütün yanlış ve kötü yollarından kaçınarak ulaşmalarını istiyor olmalarıdır. Bu, İbrahim'ın söz ve davranışlarından açıkça anlaşılmaktadır. Bir defasında tek oğlu olan İsmail'i Allah'ın emrine kurban etmeye hazırdı. (37:102). ve bir başka seferde ise oğlunun maddî ve manevî refah ve mutluluğu için Rabbi­ne dua etmişti. Ölümü anında oğluna Allah'ın en yüce nimeti olarak kabul ettiği şeyi (İslam'ı) bırakmıştır. Sıradan insanlar çocukları için maddî servet ve mal toplayarak onlara bırak­mak isterler. Fakat Allah'ın muttakî kulları sa­dece imanlarının ve salih amellerinin sonuç­larını gerçek ve esas kıymetli şey kabul ederler. Çocuklarına da bu hayatın geçici nimetleri yeri­ne iman ve salih amel sahibi olmalarını öğütler­ler.

Sıradan insanlar, çocukları için maddî servet yığınları bırakmayı arzular ve onlara servet ve mal bırakmak çabası ile çevrilmedik taş bırak­mazlar. Buna benzer olarak Allah'ın elçileri ve salih kulları çocuklarına, fayda ve tesiri ebedi olan serveti bırakmak isterler. Yapabilecekleri­nin en iyisini yaparlar ve sonra Allah'a niyazda bulunur, ölüm anlarında bile çocuklarına aynı ebedî değerleri vasiyet ederler ve onların bu değerlere hayatları boyunca bağlı kalacaklarına dair söz vermelerini sağlarlar. Peygamberlerin bu sünnetinde, insanların öğrenecekleri büyük dersler vardır. İlk olarak; din ve ahlak zenginligine denk hiç bir maddî servet olmadığıdır. Bu sebepten çocuklarını kabiliyetlerinin elverdiği en üst noktaya kadar yetiştirirken ve onların dünyevî rahatlan ve konforları için kaynaklar ararken ana-babaların bu gerçeği fark etmeleri şarttır. Buna benzer olarak çocuklarına daha fazla değilse bile aynı derecede sağlıklı ve disip­linli, amelî ve ahlakî eğitim vermeye memur­durlar. Kötü yol ve fiillerden ve gayri ahlakî davranışlardan korumak için ellerinden geleni yapmalıdırlar. İşte bu, gerçek sevgidir. Ve ço­cuklar için içten iyilik ve hayır istemektir. Bir kimsenin hayatı boyunca çocuklarını ebedî ateş ve azabdan korumaya özen göstermediği halde güneşin sıcaklığından korumaya çalışmasında hiçbir hikmet yoktur. Bu, bir kimsenin ço­cuğunun ayağındaki ağaç kıymığım çıkarmak için bütün kaynakları ve vasıtalarını kullanır­ken öldürücü bir kurşunun hedefi haline gelme­sini önlemeye hiç ehemmiyet vermemesine benzemektedir.

Allah'ın elçilerinin tebligatları, ana-babalarin vazifeleri ve çocukların haklarını da ihtiva et­mektedir. Buna göre ana-babalar çocukları için öncelikle onların iyiliklerini ve geleceklerini düşünmelidirler. Çocuklar fıtraten ana-baba-lanndan ne görüp öğrenirlerse aynen onu hafı­zalarına almaktadırlar. Onların öğütlerini çabu­cak ve kolayca kabul etmektedirler. Böylece ana-babalar onların hareketlerini ve dav­ranışlarını sağ elleri imiş gibi kontrol edebile­ceklerdir.

ikinci olarak, hakikati yaymak için bundan da­na faydalı ve kolay başka bir yol yoktur. Bu yol, her aile reisinin aile ferdlerine doğruyu ve ger­çeği konuşmalarını öğretmesi, bütün gücünü hakikatle amel etmelerini sağlamaya harca-masıdır. Bu sebeple bu çabalar nakil, eğitim, ıslahat ve terbiye sahalarındaki çalışmaları ev ve ev halkının sınırlarına getirmektedir. Gerçekte çocuğun evde terbiye edilmesi bir milleti terbiye etmeye denktir. (Mevlana Müfti Mu-hammed Safi, Ma'arif al-Qur'an, c.I).

Üçüncü olarak; bir kişinin ailesi ve yakınları onun fikirlerini ve tatbikatını benimseyip des­teklemediği sürece bu kişinin davetinin ve nüfuzunun diğerleri üzerinde pek bir tesiri ol­mamasıdır. Peygamber, insanları İslam'a davet vazifesine başladığında, onların ilk söyle­dikleri "önce kendi kabilesine (Benî Hâşim'e) bakması, sonra diğer insanlara va'z etmesi ge­rektiği" şeklinde olmasının sebebi budur. Bun­da da bir hakikat payı vardı. Çünkü Mekke'nin Fethi zamanında kabilesi İslam'ı benimsediğin­de insanlar bu yeni dine gruplar halinde geldiler. Kur'an bu hadiseden şöyle bahseder: "İnsan­ların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görürsün..." (110:2).

Günümüzde genç neslin cehaletlerinin ve gayri dinî tavırlarının en önemli sebebi; ana-baba-lannın İslam'ı bilmeleri ve hatta onu uygulayan Müslümanlar olmalarına rağmen çocuklarının Allah'ın mesajı vasıtasıyla ebedî rahatı kazan­maları İçin onlara İslamî bilgileri tebliğ etmek yolunda hemen hemen hiç bir zahmete katlan­mıyor olmalarıdır. Genel ifadeyle, ana-babalar çocuklarının dünyevî rahatı ve huzuru ile ilgili­dirler ve bütün enerjilerini, servetlerini –onların uhrevî hüsrana düşebileceklerini düşünmeden-onlara en ileri okullarda ve üniversitelerde en İyi eğitimi vermek için harcamaktadırlar. Ana-babalar çocuklarına Kur'anî mesajın himayesinde ve Allah'ın Rasulü'nün yolunda ebedî saadet­leri için gayret sarfetmelen konusunda önderlik etmeyi ihmal etmektedirler.

Böylece ana-babaların pekçoğu, çocuklarını iman servetini, İslam bilgisini ve ebedî saadeti kazanmak ümidi içerisinde Allah rızası için se­vap işleme arzu ve niyeti ile teçhiz etmeyi tama­men ihmal etmektedirler.

"Onların kazandıkları kendilerine" (2:134) ayeti kerimesi ana-babaların salih amellerinin çocuklarına en ufak bir fayda sağlamayacağını ve çocuklannınkinin de ana-babalarına bir fay­dası olmayacağını kesin bir şekilde belirtmek­tedir. Bu ifade her şahsın kendi çabalarının meyvelerini toplamak için kendi tohumlarını ekmesi gerektiğini, çünkü bu konuda mahşer gününde kimsenin bir faydası olmayacağını vurgulamak için Kur'an'm çeşitli yerlerinde zik­redilmiştir. (6:164; 45:22 ve 35:18). Peygamber, kendi kabilesine şöyle seslenmektedir: "Ey Hâşimoğulları! Hesap gününde diğer insanlar amellerini getirdiğinde siz benimle olan akra­balığınıza güvenip sevaplara pervasız dal­mayın. Ben, size o günde, sizi Allah'ın azabı­ndan kurtaramayacağımı söyleyeceğim!" Ve bir başka hadislerinde: "Eğer bir kişiyi günah­ları geri bırakırsa, kabilesi onu ileri çekemez." buyurmaktadırlar. (M. Müfti Safi, a.g.e.).

Burada Kur'an'ın Yakup Peygamberin ölüm anındaki isteğine bilhassa işaret ettiğinden bah­sedebiliriz. Bu istek pekçok şeyleri göstermek­tedir. İlk olarak, Yakup Peygamber hayatının son dakikalarında çocuklarından bu ahdi almıştır ki, böylece dinde herhangi bir değişik­liğin husule gelebileceğini düşünmeye ihtimal kalmasın. İkinci olarak, şu gerçeğe işaret et­mektedir: Aynı zamanda Allah'ın elçisi de olan müşfik ve muhabbetli bir baba, çocuklarından hayatının son dakikalarında bu ahdi aldığına göre çocukları ile O'nun arasındaki en önemli olay bu olmalıydı. Bu suretle, her türlü şartlar altında bu ahde bağlı kalmak imanlı çocukların vazifelerinin en büyüğü ve kutsalı olmuştur. Bu şekildeki bir ahde muhalefet edenler gerçekten çok kötü bir halef olurdu. Üçüncü olarak, Al­lah'tan korkan, çocuklarını hakikaten seven bir babanın son vazifesi, Ölümü zamanında onların geleceklerini bu dünyadaki hayattan daha çok düşünmesidir ve Hak Din'de sabit olup onun için yaşayıp ölmelerini tavsiye etmesidir. (Emin Ahsen Islahi, Tadabbur-i Quran, c.I sh.302).

Çocukların esas eğitim ve öğretimi ile ilgili prensipler aşağıdaki Kur'an ayetlerinde tekrar­lanmıştır: "Lokman oğluna ö...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çocukların Temel Eğitimi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 18:39:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocukların Temel Eğitimi rüya tabiri,Çocukların Temel Eğitimi mekke canlı, Çocukların Temel Eğitimi kabe canlı yayın, Çocukların Temel Eğitimi Üç boyutlu kuran oku Çocukların Temel Eğitimi kuran ı kerim, Çocukların Temel Eğitimi peygamber kıssaları,Çocukların Temel Eğitimi ilitam ders soruları, Çocukların Temel Eğitimiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes