Konu Başlığı: Çocuklar İmtihan Vesilesidir Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 24 Haziran 2012, 12:10:31 2- Çocuklar İmtihan Vesilesidir Mü'minler, işleriyle çok fazla meşgul olmamaları ve çocuklarına olan sevgileri yüzünden hayatın hakiki gayesini unutmamaları için uyarılmaktadırlar, insanlar çocuklarını terbiye etmek, sözleri ve amelleri ile onlara hayatın hakiki gayesini göstermek için ellerinden gelen gayreti göstermelidirler. Böylece evlatları her iki dünyada nimetlere ve mutluluklara kavuşurlar. İnananlar çocuklarını sırat-ı müstakim'e getirmek için hiçbir sıkıntıdan kaçınmamalı ve bütün kudret ve servetlerini bu amaç için harcamalıdırlar. Çocuklarının İslam toplumunun mazbut, dindar, dürüst ve vicdanlı birer üyeleri olabilmeleri için onlara iyi bir terbiye vermek, mü'minlerin ahlakî, dinî ve sosyal vazifeleridir. Fakat bütün teşebbüs ve gayretlerine rağmen çocuklarını hayat yollarının doğruluğuna inandıramıyorlarsa, o zaman onlar için kendilerini mahvetmemelidirler. Çocuklarının önünde inançlarını vazıh bir şekilde açıklamalı ve onları fiillerinin kötü sonuçları ile ilgili olarak uyarmalıdırlar. Kur'an şu iki kişinin kıssasından bahsetmektedir: Biri İtaatkar ve Allah'a iman etmekte, diğeri asi ve O'na iman etmemektedir. Birincisi şöyle söylemekte: "Rabbim! Bana ve ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve benim razı olacağın yararlı işler yapmamı sağla; bana verdiğin gibi soyuma da salah ver; doğrusu sana yöneldim, kendimi sana verenlerdenim." Fakat diğeri anne-babasına şöyle demektedir: "Of size, benden önce nice nesiller gelip geçmişken beni tekrar diriltilmemle mi tehdit ediyorsunuz?" Ana-babası Allah'a sığınarak: "Yazık sana! İnan, Allah'ın sözü gerçektir." Fakat o "Bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir?" diye cevap vermektedir. (46: 15-17). Kur'an'ın bu ayetlerinde iki insan örnek verilmektedir. Birisi ana-babasına muti ve gerçek mü'min ve diğeri kafir ve ana-babasına itham eden, onlara karşı kaba kelimeler kullanan biri. Allah ilk örneğin tavrını övmekte ve şu ayetle ona en iyi mükafatları vereceğine söz vermekte: "!şte Elediklerini en güzel şekilde kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler, cennetlikler içindedirler. Bu, verilen doğru bir sözdür." (46:16). Diğer taraftan, kibirli ve asi, anne-babasına hiçbir saygı göstermeyenler şiddetli ceza ile tehdit edilmektedirler: "İşte onlar kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş ümmetler içinde, Allah'ın azab va'dinin aleyhlerine gerçekleştiği kimselerdir. Doğrusu onlar hüsranda olanlardır." (46:18). Bu örnekler, kendilerini hor gören, onların değerli ve kutsal gördükleri her şeyi reddeden, onları geri kafalı, saygı ve hürmette layık olmayan kişiler olarak gören çocuklara sahip ana-babalara açık bir derstir. Böyle bir çocuğa sahip olan ana-babalar, öğüt vermeye ve öğretmeye devam etmelidir. Fakat çocukları yine de onların yolundan gitmeyi reddediyorsa, o zaman ana-baba, çocuklarının peşinden giderek kendi iman gemilerini batırmamalıdırlar. Kur'an ana-babaları, dünyevî servet ve evlat sevgisinin cazibesine karşı uyarmaktadır: "Ey inananlar! Sizi mallarınız ve çocuklarınız Allah'ı anmaktan alıkoymasın; böyle olanlar hüsrana uğrayanlardır." (63:9) Bu sebeple, mal ve çocuk sevgisine çok fazla bağlanmak ana-babayı Allah'a ibadetten alıkoyabilir ve onların mahvına sebep olabilir. Bundan dolayı ana-babalar çocuklarının dünyevî iyiliği için, çok aşın çalışmamaları konusunda uyarılmıştır. Ana-ba-baların bütün gayretine rağmen çocuklar istenildiği gibi cevap vermiyorlarsa, o vakit çocuklarına karşı olan vazifelerinden affedilmiş olurlar. Ancak, kendilerini yaratana ve Rabblerine karşı olan vazifelerinde ısrarlı olmalıdırlar. Yine Al-İ İmran suresinde şu sözleri okumaktayız: "İnkar edenlerin mallan ve çocukları Allah'a karşı onlara birşey sağlamaz. İşte onlar ateşin yakıtlarıdır." (3:10). Mücadele suresinde ise şu ifadeler vardır: "Malları ve çocukları onlara Allah katında bir fayda sağlamaz. Onlar Cehennemliklerdir. Orada temelli kalacaklardır." (58:17). Kur'an'ın bu ayetleri ana-babaların; çocuklar İslam'ın Sırat-ı Müstakiminde kaldıkları müddetçe onların durumlarının iyileştirilmesinden sorumlu oldukları, eğer bunu kabul etmezler de doğru yoldan saparlarsa mümkün olan en iyi yolla öğüt vermeye devam etmeleri gerektiği konularında hiçbir şüphe bırakmamaktadır. Fakat çocukları yine de inhiraf ederlerse ana-babalar onları izleyerek kendilerini tehlikeye atmam alıdırlar. Ancak onları takip ederlerse, bilmelidirler ki, zenginlikleri ve soyları onlan Allah'ın elim azabından koruyamaz. Böyle ana-babalar dünyevî zenginliğin gurur ve şa'şaasınm ve çocuklarının kendilerini aldatıp sırat-ı Müstakîm'den alıkoymaması konusunda da uyarılmışlardır: "Bilin ki dünya hayatı oyun, oyalanma, süslenme, aranızda övünme ve daha çok mal ve çocuk sahibi olmaktan ibarettir.... Dünya hayatı ise sadece aldatıcı bir geçinmedir." (57:20). Ana-babalara mal ve evlada çok fazla bağlanmanın ve onlarla çok fazla ilgilenmenin Allah katındaki durumlarına birşey katmayacağı hatırlatılmıştır, özellikle çocuklar Sırat-ı Müstakîm'den ayrılmış ve yanlış yolu seçmişse: "Ey İnsanlar! Sizi bana yaklaştıracak olan ne mallarınız ve ne de çocuklarınızdir; yalnız inanıp yararlı iş işleyenler (Bana yakın-laştırılırlar)." (34:37). Bu ayetin iki anlamı vardır: Birincisi, kişiyi Allah'a yakınlaştıracak olan mal ve evlat değil, fakat İman ve salih ameldir. İkincisi; mallar Allah yolunda harcanırsa ve çocuklar Tevhİd kavramının idrakine tamamen varacak, iman ve salih amellerinde sabit kalacak şekilde terbiye edilirse, mü'min kul için Allah'a yaklaşma yolunda birer vasıta olabilirler. Bu sebeple eğer iyi bir terbiye verilirse ve bu terbiye onları dindar ve faziletli olduğu kadar iyi ve mazbut insanlar haline getirirse çocuklar ana-baba için gerçekten çok kıymetli varlıklar olurlar. (Tafheem al-Quran, c.IV sh.297). Peygamber de, Allah'ın dini yolunda bir mani olmaması için bir kişinin çocuklarına olan sevgi ve şefkatini normal ve makul sınırlar içinde tutması gerektiğini vurgulamıştır. Malla birlikte çocuklar da bir imtihan vesilesidir. Allah senin, çocuklarının sevgisine çok dayanıp yaratılmana ve dünyada hayat sürmen için nimet verilmesine sebep teşkil eden hayatının esas gayesini unutup unutmayacağını görmek istemektedir. Kur'an bu hakikatten şu sözlerle bahsetmektedir: "Ey inananlar! Allah'a ve Peygambere karşı hainlik etmeyin, sîze güvenilen şeylere bile bile ihanet etmiş olursunuz. Mallarınızın ve çocuklarınızın, aslında bir sınama olduğunu ve büyük ecrin Allah katında bulunduğunu bilin." (8:27-28). Yİne Teğabün suresinde şu sözleri okumaktayız: "Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız bir imtihandır." (64:15). Bu ayetler, ana-babalara çocuklarına aşırı sevgi ve bağlılık duymalarının doğurabileceği tehlikeyi hatırlatmaktadır. Bu tehlike kişinin imanının gerektirdiği ahlak, iyilik ve adalet seviyelerini korumakta güçlük çekmesidir. Bu sebepten dolayı ana-babalarının çocuklarının sevgisi ile inançlarının sevgisi ve Sırat-ı Müstakim arasına bir çizgi çekmeleri gerekmektedir. Çocuklarına aşın bağlanarak, Allah'ın yolundan sapmaları mümkündür ve bundan vazgeçmeleri, çocuklarının olduğu kadar kendilerinin de iyilikleri içindir. |