๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 05 Haziran 2012, 22:33:36



Konu Başlığı: Cinsiyet İlişkilerinin Evrenselliği
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 05 Haziran 2012, 22:33:36
Cinsiyet İlişkilerinin Evrenselliği

İnsandaki cinsiyet içgüdüsü, açlık ve susuz­luk gibi, çok kuvvetli ve etkindir. Kişinin in­sanî ve hayvanı ilişkileri arasında bir denge kurmak için, onun hafifletilmesi gereklidir ve arzu edilir. İnsanlık tarihi, bu ilişkideki hafif bir rahatsızlığın, kültürel ve sosyal dü­zende büyük tahribatlar yapabileceğini gös­terir. Bu içgüdü, sadece kuvvetli değil, aynı zamanda tatlı ve hoştur ve ona serbestlik ve­rilirse, çok tehlikeli bir hale gelir. Bu güdü, insanlık tarihi boyunca birçok erkek ve ka­dın tarafından çeşitli isimler altında istismar edilmiştir: Bazısı ona 'sanat' demiş, bir baş­kası 'güzel sanat' olarak İsimlendirmiştir. Halâ   ondan   'romantik   edebiyat'   veya 'estetik' olarak sözedenler vardır ve onlar bu­nu, hayatın değerlendirilmesi ve insanın in­ce duygularının doyurulması için gerekli te­lâkki ederler. Onlar, hafif meşrep ve şehva­nî zevke verilen isme aldırmaksizm, hayâsız­lık ve ahlâksızlığa yönelirler ve işledikleri bu yüz kızartıcı hareketler sebebiyle sonunda helak olup giderler.

Aynı şey, İnşanın bu İçgüdüsünü tamamen bastırmaya çalışan kültür ve medeniyetlerin de sonudur, çünkü onlar tabiata karşı kay­bedileceği muhakkak bir savaş veriyorlar. Ta­biat yenilgiyi kabul etmez, fakat onu ezme­ye çalışanları tamamen imha eder. Bu dav­ranış negatif ve aslında beşeriyetin yok edil­mesidir. Onun bastırılması sebat, azim ve ce­saret gibi bütün insan özelliklerini yok ede­cek, insanın düşünme ve muhakeme yetenek­leriyle birlikte fizikî gücünü de tahrip ede­cektir. "Böylece, cinsî dürtünün bastırılma­sı, insanın dini ortadan kaldırarak, onun bü­tün kabiliyetlerini eziyor, zaptediyor; çünkü insandaki gücü doğuran belli başlı şey, onun cinsî güç ve kabiliyetidir." (Ebû'l Âlâ Mev-dudi, Purdah, Lahore, 1967, s. 140-144)..

İnsanın bu içgüdüsünü, zevkine ve rahatına düşkünlük veya tamamen çekilme gibi aşı­rılıklardan orta bir yola döndürmek ve son­ra onu, makul ölçüde uygun sınırlar içinde düzenlemek, her sağlıklı ve dindar toplumun ilk görevidir. (A.g.e., s. 140-144).

İslâm, erkek ve kadının bu ilişkisini, akıl ve fıtrî gerçek temeline dayanarak düzenleme­ye çalıştı. Onun ilk belli başlı ve evrensel ger­çeği, Zariyat Suresi'nde beyan edilir: "Her şeyden çift çift yarattık ki iyice düşünesiniz" (1: 49). Ve yine: "Arzın bitirdiklerinden, ken­dilerinden ve daha bilmeyecekleri şeylerden, çift çift yaratan Allah çok yücedir." (36: 36). Bu, seks hayatı muammasının bütün yara­tıklarda varolduğu gerçeğini açıkça belirtir: İnsanda, hayvan hayatında, bitki hayatında ve hiç bilgiye sahip olmadığımız diğer yara­tılış biçimlerinde, hatta öyle ki, madde ya­pısının birbirine zıt enerji çiftlerinden müteşekkil olduğu söylenir. Böylece, bütün kâ­inat çiftlerin ilişkileri üzerinde yaratılmıştır. Diğer bir deyişle, bu büyük makinanın bü­tün parçaları, çiftler halinde yaratılmıştır ve kişinin bu dünyada görebildiği her şey, ger­çekten, bu çiftlerin karşılıklı birbirlerine te­sir etmelerinin sonucudur. İkinci evrensel gerçek, çiftler halinde yaratılışın asıl ve ta­biî gayesinin, kendi türlerinin herbirinin üre­me ve çoğalması olduğudur. "Size kendi cin­sinizden çiftler varetmiştir. Davarlardan da çiftler... Sizi bu tarzda yaratıp üretiyor!' (42: 11). Ve Bakara Suresi'nde: "Kadınlarınız, ço­cuk yetiştiren ekin tarlanızdır." (2: 223). Kur'an-ı Kerim'İn bu ayetleri ilk olarak şu­nu gösterir: İnsan neslinin çoğalması konu­sunda, insan diğer hayvanlar gibidir. Cinsî dürtü insanın, yeryüzünde neslini üretmek ye canlı tutabilmek için, hayvanî fakat doğal iç-güdüsüdür. Meşru bir dürtüdür, bastırılma­sı gerekir; fakat onun tatmini için makul ve tam fırsat verilmelidir. İkinci olarak, insan çiftlerinin ilişkileri, hayvan çiftlerinden fark­lıdır. İnsan çiftlerinin fizikî yapıları, çiftçi ile tarlası arasında olduğu gibi, kalıcı bir ilişki içinde olmalarına yardım edecek şekilde dü­zenlenmiştir. Onları, daimi ve yakın bir iliş­ki içinde tutar. Üçüncü olarak, bir İnsan çifti arasındaki doğal biyolojik cinsi cazibe, çok kuvvetlidir ve diğer hayvanlarınkiyle aynı mahiyettedir. Bir türün her üyesi, çok kuv­vetli bir üreme dürtüsü hisseder ve güdüsel olarak karşı cinsin diğer üyelerine çekilir. Eğer bu dürtü, tamamen disiplin altına alı­nıp kontrol edilmezse, cinsî kargaşaya yol açar ve İnsanı, katıksız zalim bir hayvan ha­line getirir.