Konu Başlığı: Birlik Kavramı Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Ağustos 2012, 19:39:06 Birlik Kavramı (Tevhid) İslâm'ın beşeriyete kazandırdığı temel kavram, Allah kavramıdır. İslâm beşeriyeti, bir yandan çok tanrıcılık inancından, diğer yandan tenasüh (inkarnasyon) inancından kurtarmaya ve görünmeyen Allah'a döndürmeye çalıştı. O Allah ki, "Gözler O'nu görmez, O gözleri görür; O Lâtif, (gözle görülmez veya lütuf sahibi), herşeyi haber alandır." (6: 103). O, yücedir ve bütün yaratıklar ister istemez O'na itaat ederler. O'nun huzurunda bütün tabiat tam bir teslimiyet (İslâm) halindedir ve O'na itaat eder. Bilgi de, mükemmellikte, iyilikte ve kullara karşı adalette O, ulaşılmak istenen, fakat hiç kimsenin ulaşamayacağı, görünmez bir idealdir. İslâm insanları, tabiyatı itibariyle sürekli görünmez kalması gereken bu ideale davet etmektedir. İşte onun güzellik ve cazibesi bu noktada yatmaktadır, çünkü bir ideale gerçekte ulaşılabiliyorsa, o artık bir ideal değildir. Ve tamamen kavranılan bir İlâh, erişile-bilen bir idealin ideal olmadığı gibi, Allah değildir (6: 103). İnsanın mükemmelliği ve dinamizmi, fizikî ve biyolojik varlığın sınırlamalarından uzak olarak, görünmeyen (Allah) idealine bağlıdır. Görünmeyen ideale doğru yükselmeksizin, İnsan, varlığın en mükemmel modeli, yaratılmışların en üstünü ve Allah'ın yeryüzündeki halifesi olamaz. Tabiatın gerçek ve hayali güçleri tarafından bastırıldığı veya sindirildiği sürece, hayvanlardan bile daha aşağı seviyelere düşer: "İşte onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır." (7: 179). İslâm'a göre, Allah'tan başkasına ibadet veya itaat, günâhların en beteridir, "çünkü insan bu durumda sadece Allah'a itaatsizlik etmekle kalmamakta, aynı zamanda kendi değerini düşürmekte ve alçakların en alçağı olmaktadır. Kur'ân'a göre insan, en iyi aklî ve fizikî niteliklerle donatılmıştır (64: 3 ve 95: 4), fakat sahte ilâhlardan korkmakla ve onlara ibadet etmekle en aşağıdan daha aşağıya düşmektedir. İslâm, Allah'ın ulûhiyyetini Ön plânda tutarken, insanın izzet ve şerefine de Önem vermektedir. O, Rabb'inin yeryüzünde bir halifesi olarak çalışması İçin, diğer yaratmışların efendisi olarak yaratıldı. Bütün ta- biatın ona hizmet etmesi için birçok melekelerle donatılan ve efendi olması gereken bu insan, başkalarının veya kendi arzularının kölesi olmuştur." (Islamic Ideology). Tevhid dini İslâm, insanı iki şekilde etkilemektedir: Birincisi, ona el-Kaadir olan Allah'ın sonsuz idealini sağlamaktadır. İkincisi, insan olma şerefini ona geri vermekte ve onu bütün yaratılmışların, hatta meleklerin üstüne çıkarmaktadır. İşte hak dinin görevi budur, o insanı özgür yapar: Kendi içinde ve dışında özgür. İnsan anlamsız azulardan ve aşın ihtiraslardan kurtulur ve kendisine ve çevresine hâkim olur. Kur'ân'ın şu âyeti, hangi şekilde olursa olsun insanın insan üzerindeki tahakkümünü yasaklamaktadır: "Rabb'in, kendisinden başkasına kulluk etmeyin; anaya ve babaya da iyi muamele edin!" diye emretti." (17: 23), İslâm şu noktayı açıklığa kavuşturmuştur; insan ancak görünmeyen Allah'a tam bir teslimiyet ile manevî gelişme, siyasî bağımsızlık kazanabilir ve bütün fizikî dünya üzerinde hâkimiyet sağlayabilir. Bu inanç, ebedi tekamülün, şahsî felahın bir teminatıdır, "çünkü insanı kendi hayatında, sonsuz olan ve insanın ebedî tekâmülüne imkân veren Allah'ın sıfatlarını, somutlaştırmaya teşvik etmektedir. Sonsuz bilgi ve kudret sahibi, görünmeyen Allah, insan için bir ilham kaynağıdır. Manevî tekâmül, ilhamla olur ve amacı mükemmele erişmek değildir; çünkü sadece görünmeyen Allah ebedi mükemmelliğe sahiptir." (a.g.e.). |