๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 28 Temmuz 2012, 17:27:39



Konu Başlığı: Bilenlerin Bilmeyenlere Öğretmesi
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 28 Temmuz 2012, 17:27:39
Bilenlerin Bilmeyenlere Öğretmesi

Ebû Nuaym Hilye adlı kitapta, Urve b. ez-Zübeyr'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ensâr, Rasûlullah'in sözünü duyduktan sonra, doğru olduğunu anlayarak, dâvetine gönülleri yatıştı, imân ettiler ve hayra vesile oldular. Gelecek hac mevsiminde buluşmak üzere memleketlerine döndüler. Medineye varınca Rasûlullah'dan şu talepte bulundu­lar: "İnsanları ALLAH'ın Kitabına davet etmek üzere, bir kimseyi seni temsilen buraya gön­der, halk ona daha iyi ısınır." dediler. Bunun üzerine Rasûlullah, Benî Abduddar kabile­sinden Mu'sab b. Umeyr'i gönderdi. Mus'ab, Medine'ye vardığında Benî Gunem kabilesin­den Es'ad b. Zürâre'nin misafiri oldu. Onlarla sohbet edip Kur'ân-ı Kerîm okuyordu. Mus'ab sonra, Sa'd b. Mu'âz'ın yanında kal­dı. Halkı İslâm'a davet etmeye devam etti. Al­lah da onun vasıtasıyla pek çok kimseyi hida­yete erdirdi. Öyle oldu ki, bir kaç müslüman erkek veya kadının bulunmadığı tek bir Ensâr mahallesi kalmadı. İleri gelenler de müslüman oldular. Amr b. el-Cemûh da İslâm'ı kabul etti. Ve putlarını kırdılar. Bilahare Mus'ab b. Umeyr, Mekke'ye, Rasûlullah'in yanına döndü.

Taberânî Kebîr adlı kitapta, Bükeyr b. Marufdan, o da Alkade'den, o da Rasûlullah'dan şöyle rivayet etmiştir: "Bazı kimselere ne oluyor ki, komşularını tanımaz, öğretmez, onlara öğüt vermez ve onlar için emr bi-l-ma'rûf ve nehy ani'l-münkerde bulunmazlar. Hem ne oldu bazı kimslere ki, komşularından öğrenmez, İslâmî bilgileri almaz ve öğüt de kabul etmezler. ALLAH'a yemin olsun, insanlar ya komşularına öğretecek, onlara İslâmî bilgi verecek ve onlar için emr bi-l-ma'rûf ve nehy ani'l-münkerde bulunacaklar, hem de insanlar komşularından öğrenecek, İslâmî bilgileri on­lardan alacak, öğütlerini kabul edecek. Yok­sa, çabucak onlara azab gönderilmesi için münacatta bulunacağım." Sonra minberden inip gitti. Sahabelerin bir kısmı, "Rasûlullah kimi kasdetti? Herhalde Eş'arileri kasdetti. Onlar İslâm'ı bilen kimselerdir. Suyu arayıp bâdiyede yaşıyan komşuları vardır." denildi. Bu söz Eş'arilere ulaştı, bunun için Rasûlullah'a geldiler: "Ya Rasûlullah! Bir kavmi med-hü sena ettin ama bizi de kötüledin, bizim su­çumuz nedir?" dediler. Rasûlullah buyurdu ki: "İnsanlar komşularına öğretip öğüt versin­ler. Onlar için emr bi-1-ma'rûf ve nehy ani'l-münkerde bulunsunlar. Hem de insanlar on­lardan öğrensin, öğüt alsın, bilgilerini alsın­lar. Yoksa üzerine azabın inmesi için ne lazımsa yapacağım." Bu sözlerden sonra: "Başkasına öğüt verecek miyiz ya Rasûlullah" dediler. ALLAH'ın Rasûlü, sözünü tekrar etti. Onlar aynı şeyi üç kez sordular. ALLAH'ın Rasûlü de her defasında aynı cevabı verdi. Bunun üzerine "Öğrettiklerini anlat­mak ve öğüt vermek için bize bir yıl müsaade et" dediler. Rasûlullah müsaade etti ve sonra şu ayeti okudu: "İsrailoğullarından inkâr edenler, Dâvûd ve Meryem oğlu İsâ di­liyle lanetlendiler.Çünkü (onlar) isyan ediyor­lar ve sının aşıyorlardı, işledikleri kötülükten dolayı birbirlerine mâni olmuyorlardı. Ne kö­tüydü işleyip durdukları." (5: 78-79).