๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 30 Mayıs 2012, 22:59:27



Konu Başlığı: Başkumandan
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 30 Mayıs 2012, 22:59:27
Başkumandan

Silahlı kuvvetlerin başkumandanı olarak bü­tün askerî meselelerle ilgilenmekteydi. Me­dine'ye ulaştıktan sonra, her yönden o ka­dar çok düşmanla karşılaştı ki, özellikle Kureyş'ten olmak üzere ani bir saldırıya karşı her zaman ihtiyatlı olmak zorundaydı. Bazı zamanlar geceleri de uyuyamadı, özellikle Uhud Savaşı sonrası bütün gece uyanık kal­dı. Bunlar çok zor zamanlardı, fakat karar­lılık ve sebatıyla bunlardan sıyrılmasını bil­di. Küçük seriyyeler, Rasul'ın ileri gelen sahabelerinin emri altında gönderilirdi, an­cak büyük seferler bizzat onun komutası al­tında gerçekleştirilirdi. Rasul toplam ola­rak 27 sefere başkanlık etti, bunlardan 12'si Kureyş'e, bunların komşuları olan Beni Sakif ve Hevazin kabilelerine, yahudilere, ve Bi­zans İmparatorluğu'na karşı olan büyük çaplı seferlerdi, tam anlamıyla zaferi, kısmî yenilgiye çeviren okçuların hatasıyla bozulan Uhud Savaşı dışında tüm bu seferleri büyük bir başarıyla tamamlamıştır. On yıl içerisin­de düşmanları bütünüyle yenilgiye uğratılıp, askerî güçleri ezildi ve tüm Arabistan Yarı­madası Medine'nin hâkimiyeti altına girdi.

Bununla birlikte onun askerî liderliği ile alı­şılagelmiş askerî komutanların liderliği ara­sında belirgin bir fark vardır. Savaşı Rasul başlatmadı ve diğerlerini savaş için tah­rik etmedi. Harbe zorlandığında, diğer ma­teryalist komutanlar gibi savaşmamıştır. Onun amacı savaşıp düşmana karşı zafer ka­zanmak değil, onların askerî güçlerini asga­rî can kaybıyla yok etmek ve ülkede barış ve düzeni oluşturmaktı, ki böylece İnsanlar fa­ziletli, iyi ve âdil bir hayat sürebilsinler. Onun askerleri de, savaşta cam ve malı yok eden, zaferde gasbeden ve yağmalayan sıradan as­kerlerden değildi. Onlar bütünüyle ahlâk, te­vazu, dindarlık timsaliydiler; liderlerinin em­rine lafız ve ruhça itaat ederlerdi. (Detaylı bilgi için 'Muhammed: Askerî Lider' bölü­müne bakınız).

Bu hususlar Rasul'ın komutanlarına ver­diği talimatların nitelikleriyle gösterilmiştir. "Rasul, her ne zaman ordu ya da müfreze üzerine bir komutan tayin edecek olsa, ona maiyetindeki müslürnanlara muamelesi hak­kında Allah'tan korkmasını emreder ve son­ra şöyle derdi: 'Allah adına Allah'ın yolun­da savaşın, Allah'a inanmayanlarla mücadele edin. Savaşın fakat kandırmayın, emanı boz­mayın, insanları sakatlamayın, küçükleri ya da kadınları öldürmeyin. Müşrik bir düş­manla karşılaşacak olursanız onlara üç al­ternatif sunun. Hangisini seçerlerse siz de ka­bul edin ve kendinizi onlardan sakının. On­ları İslâm'ı kabule davet edin. Kabul eder­lerse siz de kabul edin ve kendinizi onlardan sakının. Sonra onlardan muhacirler yurdu­na hicret etmeleri için bulundukları yeri ter-ketmelerini isteyin; böyle yaparlarsa muha­cirlerle aynı hak ve göreve sahip olacakları­nı bildirin. Eğer hicret etmezlerse bedevi mü­minler olarak kabul edileceklerini, askerlere katılıp müminlerle birlikte savaşmadıkları müddetçe ganimet ve diğer devlet gelirlerin­den faydalanamayacaklarını, bunun dışında diğer inananlarla birlikte aynı ilâhî kanun­lara muhatap olduklarını haber verin. Fakat müslüman olmayı reddederlerse cizye Öde­meye davet edin. Kabul ederlerse siz de edin, kendinizi onlardan sakının. Eğer bunu da ka­bul etmezlerse Allah'tan yardım dileyin ve onlarla savaşın.' " (Müslim Conduct of Sta­te, sh: 239