> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı  (Okunma Sayısı 649 defa)
17 Ağustos 2012, 09:02:10
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 17 Ağustos 2012, 09:02:10 »



Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı

Aşkınlık (müteâliyet) ve reddediş arasında el­bette bir fark vardır. Aşkınhk insan zihninin ilâhî sıfatlara yaklaşırken her türlü beşerî Özellikten sıyrılmasını öngörür,. Diğer yan­dan inkarcılık Allah'a giden yolda insan zihni tarafından kavranabilecek her sıfatı reddede­rek boşluk ile sonuçlanır. Kur'ân'ın amacı tam anlamıyla fizikötesi bir Allah kavramı sunmaktır, bir inkâr faaliyeti başlatmak değil. Şüphesiz Upanişadlardaki Neti Neti metodu ileri bir fizikötesi görüş meydana getirdi. Fa­kat uygulamadaki sonuç neydi? Mutlak Brah­ma, hiçlikten kaçınmak için İşvara'nın somut hâline bürünmek zorunda kaldı.

Sıfatların kabul edilmesi insana benzetmeye götürürken, inkâr tamamen hiçliğe götürür. Aynı şekilde kişileştirme veya benzetme ha­kikati kavramamızı engellerken, inkâr faali­yeti bizi kesin inancın tesellisinden mahrum bırakır. İşte bu yüzden Kur'ân orta yolu seç­miştir.

Akla gelecek her sıfatın beşerî sıfatlarla iliş­kisi olacağı için insan zihnine Allah'ın sıfatla­rını tahayyül etme imkânı tanınmazsa, aşkın­hk (müteâliyet), tamamen Allah'ı inkâra yol açar, hiçbir zaman kesin bir inanç oluşmaz. Şayet Allah'a yaklaşımımızda, sıfatların tüm­den inkârına kalkışırsak, sonuçta kişinin İlâh ile ilgili müşahedelerinde tesir alam Allah'ı inkâr olacaktır; çünkü, yokluk anlayışını var­lık anlayışından ayrı düşünemeyiz.

Allah'a inanmak insan tabiatının bir iç talebi­dir. Bu talebi hayvanlık seviyesinden insanlık seviyesine yükseltmek için insanın Önüne bir ideal koyması lâzımdır. Buradaki zorluk zih­nimizin gözü önüne Mutlak'ın hiçbir resmini koyamamamızdır. Bunu ancak açık (pozitif) sıfatlarla kişileştirerek yapabiliriz. Hakikatin güzelliğine açık sıfatlar perdesi aracılığıyla bakmaya çalışmamızın sebebi budur. Perde bazen ince, bazen kalındır, bazen korkutucu ve bazen cezbedici, faat hep oradadır. Asla kaldırılamaz.

Gerçek şudur ki, hakikat kendi üzerine bir perde koymamıştır. Ona dikkatli bakma yete­neği olmayan bizim gözümüzdür. Onu gözle­rimizin önüne koyulmuş perdelerle görmeyi arzularız ve hakikatin üzerinde perde olduğu­nu hayal ederiz. İnsan niteleyici olmayan bir kavramı anlayamaz. Dolayısıyla anlayabile­ceği ve sahip olabileceği bir nesnenin peşin­den koşmak ister. İhtiraslı bir şekilde aşık olabileceği ve ardından çılgınca koşabileceği bir güzelliği arzular. Uğrunda ellerini açıp dua edebileceği ihsanı arzular ve mevkisine rağmen gözü hep yükseklerdedir. "Çünkü Rabbin, devamlı gözetendir." (89: 14).

Niteleyici olmayan bir sıfat karakter itibariy­le olumsuzdur. İnsanın susuzluğunu gidere­mez. Elbette felsefî bir bakış getirir, fakat hiçbir zaman faal ve yaşayan bir inanç ola­maz. İşte bu yüzden Kur'ân, üzerinde sadece mükemmel bir fizikötesi bakış kazanacağı­mız değil, aynı zamanda insana benzetmenin her çeşidine karşı koyabileceğimizi hissede­ceğimiz bir yol takip etmektedir. Ferdî sıfat­ları tek tek tasdik etmektedir. Fakat aynı za­manda benzetmeyi reddetmektedir. Allah'ın insanın aklının alamayacağı bütün sıfatlara sahip olduğunu söylemektedir. O Hay (yaşayan)'dır, Kadir (kudret sahibi)'dir, Mükevvin (yaratıcı)'dır, Lûtufkâr (rahmet sahibi)'dır, Basir (her şeyi gören)'dir, Semi (her şeyi işi-ten)'dir, Alim (her şeyi bilen)'dir. Bununla kalmayıp Kur'ân literatürde kabul gören her türlü şeklî açıklamayı tereddütsüz kullanmak­tadır. "Hayır, Allah'ın iki eli de açıktır." (5: 64). "O'nun Kürsüsü, gökleri ve yeri kapla­mıştır." (2: 255).

Aynı zamanda hiçbir şeyin Allah ile mukaye­se edilemeyeceğini açıkça belirtmektedir. "O'na benzer hiçbir şey yoktur." (42: 11). "Gözler O'nu görmez." (6: 103). "Allah'a me­seller vermeğe kalkmayın! (16: 74). O'nun varoluşu, rubûbiyeti, görmesi', işitmesi veya bilmesi bizimkine benzemez. "El" benzetme­si O'nun kudretine ve merhametine, "Arş" benzetmesi O'nun hükümranlığına ve deneti­mine işaret etmek İçin kullanılmıştır. Fakat buradaki yaklaşım tarzı, bizim onları insan faaliyeti ile ilişkilerini kurarak kafamızda canlandırma tarzımız ile aynı değildir.

Allah kavramı açısından Kur'ân'ın tavrı tek çıkar yoldur. Başka hiçbir yaklaşım tarzı bu düğüme bir çözüm olamaz. Bİr yandan Haki­kat o kadar yüksektir ki insan zihni ona yetişemeyeceğini hissetmektedir. Diğer yandan insan tabiatında bu Hakikate bir şekil vermek dinmeyen bir istektir. Bununla beraber insa­nın onu yakalama çabası her defasında boşa çıkmaktadır. Fakat Allah'ın bir görüntüsünü yakalama arzusu herşeye rağmen derindir.

Sadece aşkmhğa yönelirsek inkâra gideriz. Sıfatları kabul edersek kendimizi kişileştirme içinde kaybederiz. Selâmet bir orta yolu takip etmekte yatıyor. Ne dizginleri aşkınlığın eli­ne vermek zorundayız, ne de sıfatların kabu­lünü tamamen terketmek zorundayız. Tasdik etmek sıfatları hoş bir şekilde sergileyecektir. Aşkınlık bakışımızı karartan benzetme gölge­lerini engelleyecektir. Biri, Mutlak'in güzelli­ğinin sıfatların ışığı altında görünmesini sağ­layacaktır. Diğeri bütün benzetmelerin bu gü­zelliği gölgelemelerine engel olacaktır.

Upanişadlann yazarları sıfatların inkârında haddi aştılar. Müslüman diyalektikçilerin farklı ekolleri Upani§ad\ardan daha ileri git­tiler ve ilâhî sıfatlar meselesini İçinden çıkıl­maz bir hâle getirdiler. Cehmiye ve Bâtıniye, sıfatları kesin olarak reddetti.

Mutezile ise onları açıkça reddetmedi, fakat eğilimleri iki gruba ayrıldı. İmam Ebu'l-Ha-san Eş'ari, el-İbane adlı eserinde görülebileceği gibi dengeli bir tavrı öngördü. Fakat ta­kipçileri sıfatları yorumlarken aşırıya gittiler ve meseleyi karmaşıklaştırdılar. İmam Cüveynî bu dünyadan ayrılırken şunlan söy­lüyordu: "Bu dünyadan, annemin bana söyle­diği inançlara inanarak gidiyorum." Ortaya bir çözüm konulduğunda, bu Kur'ânî oluyor­du. Bu ihtilâfta önemli bir yeri olan Eş'ari Mektebinden İmam Fahruddin Râzî, son ça­lışmasında nihai olarak bu gerçeği teslim etti-"Felsefe ve diyalektiğin sunduğu bütün usûlleri kullandım, fakat sonunda bu usûllerin işleyen kalblere bir teselli vermedi­ği gibi, susayanın da susuzluğunu gidereme­yeceğini anladım. En iyi metod ve gerçeğe en yakın olan Kur'ân'ın sunduğu usûldür." Sıfat­ların tasdik edilmesi hususunda "Rahim olan Allah göklerin Tahtına oturuyor" ve benzerli­ğin reddi için "O'na benzeyen hiçbir şey yok­tur." âyetlerini oku. Bir başka deyişle, hem tasdiki hem de reddi elden bırakmayın. Be­nim tecrübe ettiklerimi tecrübe etme fırsatını bulanlar, benim yaptığım gibi, hakikati anla­yacaklardır."

İşte bu yüzden ilk gelenekçiler Kur'ân'da Al­lah tarafından bildirilenlere inanıp tasdik ede­rek, fakat onlar üzerinde akıl yürütmeyerek ve yorum yapmayarak tefviz veya boyun eğ­me tavrı sergilediler. Bu yüzden Cehmiye'nin sıfatları reddini, Mutezile ve Eş'ariye'nin yo­rumlan gibi inkâr olarak nitelendirdiler. Tam tersine diyalektikçiler onları insana benzetme temayülleri ile suçladılar; fakat onlar bu isna­da kendilerinin sözde insana benzetişlerinin diyalektikçilerin inkârından daha iyi olduğu­nu söyleyerek cevap verdiler. Buna gerekçe olarak, diyalektikçilerin negatif tavrının hiç­bir iyi yanı yokken kendi tavırlarında kesin bir inancın bulunduğunu söylüyorlardı.

Sonraki gelenekçilerden İmam İbni Teymiye ve öğrencisi İmam İbni Kayyım mesele üze­rine ciddiyetle eğildiler ve ilk gelenekçiler ta­rafından ortaya konan tavrın yeterince sağlık­lı olduğu sonucuna vardılar.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı
« Posted on: 29 Mart 2024, 14:16:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı rüya tabiri,Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı mekke canlı, Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı kabe canlı yayın, Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı Üç boyutlu kuran oku Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı kuran ı kerim, Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı peygamber kıssaları,Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârı ilitam ders soruları, Aşkınlık Ve Sıfatların İnkârıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes