> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler  (Okunma Sayısı 845 defa)
23 Mayıs 2012, 20:29:06
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 23 Mayıs 2012, 20:29:06 »



3- Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler

Ortak çıkarları İlgilendiren meselelerde tüm gayri müslim ülkelerle olan İlişkiler dünya­da daha fazla barış, iyilik ve adalete yol aça­cak dostluk ve yardımlaşma esasları üzerine kuruludur. "İyilik ve takva hususunda yar-

dımlasın, günah ve haddi aşmada yardımlaş-mayın, Allah'tan korkup sakının. Çünkü Al­lah'ın azabı pek çetindir." (5: 2). Şu ayet, İs­lâm Devleti'nin diğer devletlerle olan ilişki­lerinin eşitlik ve adalet esaslarını ortaya kor: "Ey inananlar, Allah için adaletle şahitlik edenler olun, bir topluluğa olan kininiz sizi adaletten alıkoymasın. Âdil davranın, o tak­vaya daha yakındır. Allah'tan korkup sakı­nın." (5: 8). Bu ayetle Allah, müminleri ken­dilerinden önce gelenlerin uyguladıkları ada­letsizliklere karşı uyarıp, onlara dost da ol­salar, düşman da olsalar insanlar arasında her zaman adaletle hükmetmelerini emreder: "Şüphesiz, Allah size emanetleri ehline ver­menizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz za­man da adaletle hükmetmenizi emreder." (4: 58).

Bu ayetler insan İlişkilerinde adaletin öne­mini vurgular ve müminlere gerek ferdî ve kollektif,gerekse millî ve milletlerarası dü­zeylerde de adaletli davranmalarını emreder. Bu sebeple, savaşta ve barışta ister kendi yurttaşlarıyla, isterse diğer devletlerin yurt-taşlarıyla İlgili olan hususlarda âdil olmak, müminlerin kollektif bir müessesesi olan İs­lâm Devleti'nin görevlerinden biridir. Eğer devlet ilgilendiği meselelerden bîrinde ada­letten kaçınacak olursa, artık o toplumda adalet kalmaz. (Ebû'l Alâ Mevdûdİ, 'The Is-lamic Law and Constitution', s. 258-253). Şu ayetle Rasul'ın kendisine de her kayıt ve şart altında adaletle davranması emrolunur: "Sana da (Ey Muhammed), Kur'an'ı, önce gelen Kitab'ı tasdik ederek ve ona şahid ola­rak gerçekle indirdik. Öyleyse aralarında Al­lah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen hak­tan sapıp onların heveslerine uyma!.."{5: 48). ' 'Andolsun biz elçilerimizi açık delillerle gön­derdik ve insanlar adaleti ayakta tutsunlar diye, onlarla birlikte Kitab'ı ve Mizan'ı da indirdik." (57: 25). Bu suretle, İslâm'ın dış ilişkilerini yönlendiren temel prensip müslü-man ve gayri müslimlerin devlet meseleleri açısından tamamen eşit olmasıdır. Uluslara­rası hukuk tarihinde, yabancıların haklarını savaş ve barış esnasında ayırım ve tahdit gözetmeden ilk kabul edenler müslümanlardır. İslâm Devleti'nin temel ideolojisi tüm kâi­nat ve insanların yaratıcısı ve Rabbi olan Al­lah'ın hükümranlığı olduğundan bütün in­sanlara dinî tolerans ve adalet elzemdir. (Dr. Muhammed Hamidullah, 'Introduction to islam', s. 102-105).

İslâm, insanları kardeş bilir; sınıflarını, inançlarını, ırklarını, renklerini gözetmeden tüm insanlara eşit statü verir. Kur'an-ı Ke­rim bu evrensel insan hakları anlayışını şu ayetlerle ortaya koyar:

a- "Ey insanlar, sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratıp, ikisinden birçok erkek ve kadın üretip yayan Rabbinizden korkup sakının." (4: 1).

b- "O'dûr sizi bir tek nefisten yaratan, (si­zin İçin) bîr kalış yeri, bir de emanet yeri var eden." (6: 98).

c- "Ey insanlar, gerçekten Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışa-sıniz diye sizi halklara ve kabilelere ayırdık. Hiç şüphesiz, Allah katında sizin en üstün olanınız, takvaca en ileri olanınızdır." (49: 13).

Bu ayetler, insanın ortak nesebini ve bu yüz­den de birbirleriyle eşit hak ve imtiyazlara sahip ortak kardeşliklerini herhangi bir şüp­heye mahal bırakmaksızın ortaya kor. Son­ra ayetler konuyu biraz daha açarak coğra­fî, etnik yahut dinî farklılıklarına bakmak­sızın her üyesinin eşit haklardan faydalandı­ğı, tek bir topluluk oluşturduğu gerçeğini açıklar ki, pek çok olan bu ayetlerden ikisi şunlardır:

a- "İnsanlar tek bir ümmet idi. Allah, pey­gamberleri müjdeciler ve uyarıcılar olarak gönderdi." (2: 213).

b- "İnsanlar, tek bir ümmetten başka bir şey değillerdi; sonra ayrılığa düştüler. Eğer Rab-bin'den geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri konuda hemen ara­larında hüküm verilmiş (işleri bitirilmiş) olurdu." (10: 19). Tek neseb ve tek topluluk prensibini oluşturduktan sonra Kur'an-ı Ke­rim, insanların hepsinin yaratıcısı olan Al­lah'ın Rasulü'nün cihan şümul çağrısına, ırk ve dil farklarını yok eden, farklı insanlar ara­sında evrensel sevgi, hoşgörü ve kardeşlik sağlayan çağrısına davet eder.

a- "Biz seni ancak bütün insanlara bir müj­deci ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat in-, sanların çoğu bilmezler." (34: 28).

b- "Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (21: 107).

c- "Göklerin ve yerin yaratılması, dillerini­zin ve renklerinizin değişik olması, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için ayetler (işaretler-ibretler) vardır." (30: 22).

d- "Şüphesiz iman edenler(le) yahudiler, hı-ristiyanlar ve sâbiîler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe inanır, salih amellerde bulu­nursa, elbette onlara Rabb'leri katında mü­kâfat vardır; onlar için korku da yoktur, on­lar mahzun da olmayacaklardır." (2: 62).

e- "Gerçek şu ki, iman edenlerle yahudiler, sabiler ve hıristiyanlardan Allah'a ve ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunan­lar için korku yoktur, onlar mahzun da ola­cak değillerdir." (5: 69).

Bunlar ve diğer birçok Kur'an-ı Kerim ayet­leri, İslâm'ın kardeşlik açısından insanlar arasında herhangi bir engel tanımadığı ve on­lara bütünüyle eşit siyasî, kültürel ve sosyal statüler verdiği gerçeğini ortaya kor. Aynı prensip, uluslararası ilişki ve münasebetler­de de onlara uygulanır. Diğer ulusları ilgi­lendiren meseleler mutlak adalet ve eşitlikle eie alınır. İnananlara, bütün insanlara sonuç­lan her ne olursa olsun adaletle davranma­larını emreden pek çok ayet vardır. "Ey iman edenler, kendiniz, ana-babanız ve yakınları­nız aleyhinde bile olsa, adaleti ayakta tutarak Allah için şahitlik edenler olun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir; çünkü Allah ikisine de sizden daha yakındır. Öyle ise ada­letten dönüp nevalarınıza uymayın." (4: 135). Böylece İslâm Devleti, İslâm milletinin tem­silcisi olarak yalnızca adaletli olmakla kal­mayacak, diğer insanlar ve uluslar için ör­nek olarak adaleti ayakta tutacaktır. Ayet­ler açıkça göstermektedir ki, tarafgirlik,şah­sî çıkar,korku yahut iltimas olmadan, adalet yalnızca Allah'ın hoşnutluğu için yapılmalı ve dost yahut dost olmayan bütün yabancı devletlerle İlişkilerindeki tavrıyla İslâm Dev­leti bunu sağlamalıdır.

Benzer şekilde, devletler arasındaki dostça İlişkileri ve barış unsurlarını ilerletmede her zaman ilk davranan, öncü olan İslâm Dev-leti'dir. Güvenilmez ve hain olsalar bile düş­man istediği zaman müminler onlarla barış yapmak ve Allah'a güvenmekle emrolunmuş-lardır. "Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et. Şüphe­siz O, işitendir, bilendir. Eğer sana hile yap­mak isterlerse Allah yeter." (8: 61-62). Ayet, müminlerin diğer kişi ve ülkelerle olan iliş­kilerinin Allah'a güven temelleri üzerine ku­rulduğunu göstermektedir. Onlar savaşta ve barışta düşmanlarını cesaretle karşılarlar. Düşman barış yapmayı istediğinde, mümin­ler onların samimiyetsizlik ve ihanetlerinden korkarak antlaşmadan kaçınmayıp tersine barış yapmayı görevleri bilirler; çünkü düş­manın niyetini sadece Allah bilir. Müminler için barışa meyleden düşmanla savaşmak ya­saklanmıştır: "Ancak sizinle aralarında ant­laşma bulunan bir kavme sığınanlar yahut hem sizinle, hem de kendi kavimleriyle sa­vaşmaktan göğüslerine sıkıntı basıp ta size gelenler hariç (onlar dokunulmazdır). Allah dileseydi, onları sizin başınıza musallat eder­di, sizinle savaşırlardı. O halde sizden uzak durur, sizinle savaşmazlar ve barış (şartları)ı size bırakırlarsa, artık Allah sizin için onlar aleyhinde bir yol kılmamıştır." (4: 90).

Müminlerin sadece kendilerine karşı saldır­ganlıkta bulunan ve yeryüzünde zulme sebep olan kişilere karşı savaşmasına izin verilmiş­tir. "Sizinle savaşanlara karşı Allah yolun­da savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin, çünkü Al­lah aşırı gidenleri sevmez. Onları nerede ya­kalarsanız Öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten da­ha kötüdür." (2: 180-181). Bu ayet müminle­re "savaş araçlarının şahsî menfaat, bencil­lik, ulusal kazançlar ya da misilleme olma­ması gerektiği; bu yüzden de ne kendilerine karşı duran ne de çalışmalarına engel olan tarafsız ülkelerle savaşmamaları" şeklinde uyarır. Böylece, İslâm devleti, bütün taraf­sız ülkelerin kendi meselelerini kendilerinin belirleyip halletmesi hakkını saygıyla karşı­lar.

Bunların yanısıra, Rasulullah da savaşın daha insanî olmasını sağlamak amacıyla ay­rıntılı emirler vermiştir. Müminler, ölü vü­cutları bozmamak; sebepsiz yere ürün ve meyve ağaçlarını tahrip etmemek ve hayvan­ları Öldürmemek; barbarlık, gaddarlık ve vandalizmin hiçbir şekline katılmamakla emrolunmuşlardır. (Ebû'l Âlâ Mevdûdi, 'The Meanİng of the Qur'an). Belli başlı kuvvet­lerle dostça ilişkiye girmek ve devam ettir­mekle mükellef kılınmışlardır. "Allah sizi, si­zinle din hususunda savaşmayan ve sizi yurt­larınızdan çıkarmayan kimselere iyilik et­mekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. Allah sizi, ancak sizinle din hususunda sa­vaşan, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarıl­manız için yardım edenlerle dost olmaktan meneder. Artık kim onları dost edinirse, iş­te onlar zalim olanların ta kendileridir." (60: 8-9).

Sadece karşılık vermelerine izin verilmiştir: "Öyleyse, kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz de ona saldırın; Allah'tan korkup sa­kının ve bilin ki Allah, (günahtan) kaçınan­larla beraberdir." (2: 194). "Eğer bir toplu­luğa ceza verecekseniz, size verilen cezanın misliyle ceza verin; ama sab...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler
« Posted on: 25 Nisan 2024, 07:14:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler rüya tabiri,Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler mekke canlı, Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler kabe canlı yayın, Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler Üç boyutlu kuran oku Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler kuran ı kerim, Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler peygamber kıssaları,Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkeler ilitam ders soruları, Antlaşmasız Gayri Müslim Ülkelerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes