> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Allah'ın Varlığının Delili
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah'ın Varlığının Delili  (Okunma Sayısı 652 defa)
20 Ağustos 2012, 19:41:12
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 20 Ağustos 2012, 19:41:12 »



Allah'ın Varlığının Delili

Kur'ân-ı Kerîm, yaratıcının hem Kadîr, hem de Hakîm olduğunu vurgulamaktadır, öyle kj O'nun yarattıkları O'nun ilminin niteliğini sergilemektedir. O, gayesiz hiçbir şeyi yarat­mamıştır. O'nun yaratışında bir gayesizlik yoktur: "Göğü yeri ve ikisi arasmdakileri boş yere yaratmadık, (bunlar bir tesadüf eseri de­ğildir) bu inkâr edenlerin zanmdir." (38: 27). Varlıklar alemindeki kesin kanun ve düzen, bu âlemin yaratıcısının hikmetinin, görülebi­len delilidir. Bütün kâinat sisteminin aklî te­meli, yaratıcısının aklîliğine şehadet etmekte­dir. Kur'ân insanları yaratılış üzerine düşün­meye ve öğüt almaya davet etmektedir: "Ge­ce ve gündüzün değişmesinde ve Allah'ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde (Allah'ın azabından) korunan bir topluluk için nice ib­retler vardır." (10: 6). İbrahim sûresinde şöyle buyurulmaktadır: "Allah'ın gökleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yarattığını görmedin mi?'1 (14: 19).

Bütün kâinatın sebebi, bu dünyayı hak ile ve bir sebep üzerine yaratan Allah'tır ve bütün kanunlar ve sistemler O'nun iradesine itaat et­tirilmiştir, Madde âleminde, insan kendi fay­dası için, çeşitli fizikî kuvvetleri kullanmakta ve uygulamaktadır. Gelişkin zekâsından do­layı, maddî kuvvetlerin tüm kontrolünü ve nüfuzunu elinde tuttuğunu zannetmekte ve onları istediği gibi kullanmaktadır. Benzer şekilde, insanın bedeni, ruha nazaran aşağı­dır, yaratılış derecesine göre beden, ruh tara­fından idare edilmektedir. Bir başka ifadeyle,(varlığın yüksek bir derecesi), kendi idaresi altında işleyen fizikî vücut (varlığın aşağı hîr derecesi) üzerinde kontrole sahiptir. Dola-vıS)yla, sebeplerin sebebi ve ilâhlık mertebecînde bulunan Allah, insan ruhunun, zihninin ve de maddenin varlık derecelerini ayarla­maktadır.

O'nun sözü kanundur ve hiçbir yaratık O'nu hiçbir şeyle karşılaştıramaz: "O, yücedir. Bir işi yapmak istedi mi ona sadece 'ol' der, (o da) olur." (19: 35). Yasin sûresinde şöyle bu-yurulmaktadır: "O'nun işi, bir şeyi(n olması­nı) istedi mi ona, sadece 'ol' demektir, he­men oluverir." (36:82). Ve O'nun emrine hiç­bir yaratık itaatsizlik edemez: "...Oysa gök­lerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez, O'na boyun eğmiştir ve hepsi O'na dönecek­lerdir." (3: 83). Râ'd sûresinde şu âyet geç­mektedir: "Göklerde ve yerde ne varsa, ister İstemez, Allah'a secde ederler. Onların gölge­leri de sabah akşam secde ederler." (13: 15). Kâinatta kesin bir disiplin ve denge vardır, düzensizliğe ve dengesizliğe yer yoktur. Eğer kâinatta birlik olmasaydı ve birçok ilâhın kontrolü altında alsaydı, bu şaşmaz düzen ve denge mevcut olmazdı: "Eğer gökte ve yerde Allah'tan başka tanrılar olsaydı, her ikisinde de düzensizlik baş gösterirdi..." (21: 22).

Kur'ân normal şartlar altında yaratılana bakıp Allah'ın varlığını idrak edemeyenlerin, olağa­nüstü şartlar altında, yani mucize olması du­rumunda bile, O'nu idrak edemeyeceklerini ve varlığını göremeyeceklerini iddia etmekte­dir. Yorulmadan Hakkı arayanlar için, Al­lah'ın maddî dünyasının makul bir şekilde gözlemlenmesi O'nun işaretlerini keşfedecek­tir: "Kesin inanacak insan için arzda (Allah'ın varlığını ve kudretini gösteren) nice işaretler vardır. Kendi canlarınızda da öyle. Görmüyor musunuz? (51: 20-21). Âl-i İmrân sûresinde: "Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gerişinde elbette akıl sahiple­ri için ibretler vardır." (3: 190); En'âm sûresinde: "Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulmanız için size yıldızlan yaratan O'dur. Gerçekten Biz, anlayan bir topluluk İçin ayetlerimizi inceden inceye açıklamışız­dır." (6:97); ve Râ'd sûresi'nûe: "Odur ki arzı uzattı, orada sabit dağlar ve ırmaklar var etti, her türlü meyve ve ürünü çift çift yarattı. Ge­ceyi gündüze O bürüyüp durur. Muhakkak ki bunda, düşünen bir topluluk için birçok delil­ler vardır." (13: 3).

Kur'ân hayatın her yönüne değinmekte ve başlıbaşına Allah'ın varlığının güçlü birdelili olan mükemmel ve aklî düzeni, bütün kâinat sisteminin yansıttığını ilmî ve felsefi deliller­le göstermektedir. Bitki âleminde ve astrono­mi dünyasında mevcut olan düzen, yaratıcı­nın açık bir işareti ve kâinata hâkim iradenin bir göstergesidir. Tabiatın işleyişi, mükem­mel bir iradenin esendir. Allah'ın tek bir ya­ratığının anatomisinin ve çevresi ile olan uyumunun incelenmesi, insanı er-Rahmân ve el-Lâtîf olan Allah'ın varlığını kabule sevke-der. Göklerdeki ve yerdeki diğer şeylerin in­celenmesi de, aynı hakikati işaret eder: "Bir bakmazlar mı deveye, nasıl yaratılmış ve gö­ğe, nasıl yükseltilmiş ve dağlara, nasıl dikil­mişler? Ve yeryüzüne, bir kısmı nasıl yayılıp döşenmiş?!" (88: 17-20).

Bu ayetler açıkça göstermektedir ki, beşeriyet Hz. Musa ve Hz. İsa'nın devirlerinde olduğu gibi mucizeler ve tabiatüstü olaylar çağını çoktan geride bırakmış ve din konusunda aklî delilleri anlayabilecek seviyeye gelmiştir. Bu gerçekten, dinin gelişiminde gözle görülebi­len bir merhaleydi. Bu yüzden İslâm, görül­meyen şeylerin bile varlığını ispat etmek için mantıkî delilleri sunmaya devam etmektedir. Mantıki sonuçlara ulaşmak için hem tümeva­rım hem de tümden gelim metodlarını kullan­maktadır. Tümden gelim metodunu, zaten Allah'a inananların faydası için kullanmakta­dır, tümevarım metodunu ise tabiattaki olay­ları ayrı ayrı inceleyip, oradan Allah'ın varlı­ğına götürecek sonuçlan çıkarmak için kul­lanmaktadır. Bir başka deyişle, Allah'ın var olduğunu bilerek, tabiata O'nun varlığına de­lil olan işaretleri inceleriz (tümden gelîmci düşünme) veya yarattıklarını inceler ve onlar aracılığıyla O'nun varlığını ispat etmeye çalı­şırız (tümevarımcı düşünce). Kur'ân, bu dü­şünüş tarzlarını şu sözlerle açıkça ifade et­mektedir: "O, ilktir, sondur, zahirdir, bâtındır, O, her şeyi bilendir." (57: 3). Hûd sûresinde şöyle buyurulmaktadır: "Göklerin ve yerin gaybı (görünmez bilgisi), Allah'a ait­tir." (11: 123). Ankebut sûresİ'ndt şu ifadeler geçmektedir: "Düşünmüyorlar mı, Allah eş­yayı nasıl yaratıyor, sonra yok edip onu tek­rar var ediyor. Bu Allah'a göre gerçekten ko­laydır. De ki: 'Yeryüzünde gezip dolaşın; dikkatle bakıp, yaratmağa nasıl başladığını düşünün; sonra da Allah, onları ikinci defa yaratacaktır. Muhakkak ki, Allah, her şeye gücü yetendir." (29: 19-20).

Kur'ân insanı, Allah'ın gücü ve otoritesi ko­nusunda ikna etmek için, hayatın çeşitli alan­larından, bunlara benzer Örnekler getirmekte­dir. Fizikî âleme değindikten sonra, insanın dikkatini  kendi  tabiatına  çevirmektedir:

"O'nun âyetlerinden biri de, size, kendi nefis. lerinizden, kendileriyle sükûn bulacağınız es­ler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır." (30: 2\).Zâriyai sûresî'nde şu ifadelerle karşılaşmaktayız-"Yeryüzünde kesin inanç sahipleri için bir­çok deliller vardır. Sizin kendinizde de. Artık görmeyecek misiniz?" (51: 20-21). Görüldü­ğü gibi Kur'ân, öncelikle insan tabiatının in­celenmesini vurgulamakta ve İslâm'ın fıtrat dini olduğunu göstermektedir: "Sen yüzünü Allah'ı birleyicİ olarak doğruca dine çevir. Allah'ın yaratma kanununa (uygun olan dine dön) ki, İnsanları ona göre yaratmıştır. Al­lah'ın yaratması değiştirilemez. İşte doğru din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler." (30: 30).

Kur'ân'da, "sadece, Allah'ın yollarım anla­mak için tabiatın incelenmesi tavsiye edilme­mekte, aynı zamanda, tabiat hak ise doğru di­nin bununla özdeşleştirilmesi gerektiği söy­lenmektedir. Bazı insanlar bilim ve din ara­sında bir çatışmayı söz konusu etmekte; bili­min, tabiatın incelemenmesİni temsil ettiğini ve dinin tabiatüstü gerçeklerle ilgilendiğini söylemektedir. İslâm, bu çatışmayı kendisini tabiat ile özdeşleştirerek çözmektedir. Tabia­tın mantığının keşfedilmesi için onun yakın­dan incelenmesini tavsiye eden bir din, bilim ile nasıl çelişebilir? Burada akıl, tabiat ve Al­lah'ın niyeti tanımlanmıştır ve hak din, bu ta­nımlamayı kabul etmektedir. Din yolundan sapar ve bilim sığlaşırsa, tabiî olarak çatışır­lar. Fakat bilim varlığın birliğini ve bütünlü­ğünü keşfetmek ve din birçokları arasında bi­ri keşfetmek demekse, bu ikisi elelele yürür ve birbirlerini desteklerler." (Dr. Abdul Kha-lifa Hakim, Islamic îdeology, Lahore 1974).


 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah'ın Varlığının Delili
« Posted on: 18 Nisan 2024, 16:24:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah'ın Varlığının Delili rüya tabiri,Allah'ın Varlığının Delili mekke canlı, Allah'ın Varlığının Delili kabe canlı yayın, Allah'ın Varlığının Delili Üç boyutlu kuran oku Allah'ın Varlığının Delili kuran ı kerim, Allah'ın Varlığının Delili peygamber kıssaları,Allah'ın Varlığının Delili ilitam ders soruları, Allah'ın Varlığının Deliliönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes