> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Aişe Bintü Ebu Bekr
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Aişe Bintü Ebu Bekr  (Okunma Sayısı 742 defa)
26 Haziran 2012, 08:06:18
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 26 Haziran 2012, 08:06:18 »



3- Aişe Bintü Ebu Bekr

Aişe, Hz. Ebu Bekr'in kızıdır. Peygamber ile nübüvvetin onuncu yılında altı yaşında iken ev­lendi. Fakat evliliğin tamamlanması dokuz yaşında iken oldu. Bu evlilik hususunda Havle Bintü Hakim önayak oldu. Ebu Bekr düğün me­rasimini yaptı. Peygamber'ın verdiği mehir miktarı dörtyüz dirhemdi. Fakat Aişe'nin riva­yetine göre Peygamber'ın hanımlarına öde­nen mehir miktarı her zaman beşyüz dirhem olurdu. (Müslim ve Ahmed). Aişe validemizin Peygamber'ın vefatından sonra bile öğrenip uyguladıklarını yayarak İslam'a büyük hizmeti­nin geçtiği gözönüne alınırsa, muhtemeldir ki, Peygamber'ın Aişe ile yaptığı evliliğe ilahi vahiy ile işaret edildiği intibaına varılabilir. Aişe'nin bizzat kendisinin bildirdiğine göre Rasulullah ona, rüyasında Aişe'nin kendisine gösterildiğini ve üç gece ardarda meleğin onun resmini bir ipek kumaşa iliştirmiş olarak getirip "bu senin zevcendir" dediğini söyledi. Yine de­di ki: "yüzünden örtün çekildiği zaman o senin ta kendindi." Daha sonra da "Eğer bu Allah'tan ise onu hakikat kılsın." dedi. (Buharı ve Müslim). Tirmizi bunu Aişe'den şu ifadelerle nakletti: "Cibril benim resmîmi yeşil ipek bir bezde Rasulullah'a getirdi ve dedi ki: 'Bu se­nin dünya ve ahirette zevcendir."

Rasulullah'ın hususi hayatını ve.İslam'ı nasıl yaşadığını bize en iyi tanıtan Aişe validemizdir. Diğer validelerimizin ne kadar hadis rivayet et­tiklerini gördükten sonra rahatlıkla diyebiliriz ki, şayet Hz. Aişe olmasaydı, Rasul-i Ekrem'in hayatının pek çok safhası bize kapalı kalacaktı. Hz. Peygamber'in neden O'nu en çok sev­diğini, diğer hanımlarının odalarında değil de,. neden sadece O'nun yanında iken vahiy gel­diğini, Hz. Aişe'nin Üstün zekasına, derin ilmine ve anlayışına, muazzam hafıza gücüne bağla­mak gerekir. Hafızasında yüzlerce şiir bulunan, 160 beyitlik uzun bir kasideyi ezbere okuyabi­len (Tabaqat, İbn Sa'ad) Hz. Aişe, Resul-i Ek­rem'in en büyük talebelerinden biridir. Vahyin ışığıyla aydınlanan evinde, dokuz küsur yıl bo­yunca İslam eğitimi görmüştür. Ensab ilmine ve Arap Edebiyatı kültürüne büyük ölçüde aşina bir babanın kızı olarak, ilim ve kültür at­mosferinde yetişmiştir. Allah Rasulü'nün en yakın arkadaşının kızı sıfatıyla, İslam'ın ilk yıllarındaki zor ve çileli hayat, çocukluk yıllarının bütün safhalarında derin izler bırakan çekirdekten yetişme idealist bir müslümandır. Mekke'nin zengin tüccarlarından biri olan ba­basının, bütün servetini İslamiyet uğrunda har­cadığını görmüş ve her şeyini Allah için verme­nin engin zevkini ve şuurunu ailece yaşamışlardır. Böylece O, iki gün ard arda arpa ekmeğinden bile karınlarını doyuramayan, üç ay boyunca evlerinde yemek pişmeyen Pey­gamber evinin mütevazı havasını yadırgamaya­cak bir görgüye sahipti. Rasulullah'ın o genç ve şuurlu talebesi, işte bu sebeple Hz. Peygamber'le beraber olduğu   yıllar boyunca, daha müreffeh bir hayat sürmek için değil, islam'ı da­ha iyi öğrenip öğretmek için gayret sarfetmiştir.

Hz. Peygamber'in O'na neden çok değer ver­diğini, O'nu neden daha çok sevdiğini işte bu gi­bi sebeplerde aramak gerekir. Görevi, sadece ve sadece İslam'ı tebliğ etmek ve muslümanlara ideal yaşama biçimini göstermek olan Rasul-i Ekrem'in, diğer ashabı kiram'ın vakıf olmadığı hayat safhalarını bir objektif hassasiyeti ile tes-bit edecek genç ve uyanık bir talebe edinmesi gerekiyordu. O da çevresindekilerin içinde Aişe'yi buldu. Bu tesbitinde ne kadar isabet et­tiğini, Hz. Aişe gibi değil, ona yakın vasıfta bir diğer hanımın daha çıkmamasında görmek mümkündür. Hz. Aişe ile dokuz yaşında iken evlenmesi, o devrin icaplarına göre elbette son derece tabii idi; zira o zamanlar böyle bir evli­liğin yadırgandığına dair kaynaklarda bilgi yoktur. Bu evlilik birkaç sene daha gecikseydi, Hz. Peygamber'in hayatından yüzlerce sahne meçhulümüz olacaktı. (Doç. Dr. M. Yaşar Kandemir, Hanımlarının dilinden Hz. Peygamber, İSAV'a tebliğinden, İstanbul, 1988).

Alimler arasında evliliğin yapıldığı zamana da­ir görüş farklılıkları vardır. Fakat, en doğru olanı Aişe'nin, Hz. Hatice'nin vefatından sonra altı yaşında iken evlenmiş olması ve evliliğin Medine'de Hicretten sonra dokuz yaşında iken tamamlanmış olmasıdır. Şevde ve Hatice ile il­gili hadisler yukarıda nakledildi. Aişe, Hatice'yi görmediğini fakat Peygamber'ın sık sık onu hatırladığını ve zaman zaman kurban kesip par­çalarını Hatice'nin arkadaşlarına dağıtılması için gönderdiğini bildirmektedir. (Buharı).

Aşağıda yer alan hadise Aişe'nin ve diğer zevce­lerin Peygamber'ın sevgisini kazanmaya nasıl iştiyaklı olduklarını göstermeye yeterlidir. El-Kasım, Aişe'den rivayetle anlatıyor: Pey­gamber her ne zaman sefere çıkacaklarsa hanımları arasında kur'a çekerdi. Bir seferinde kur'a Aişe ve Hafsa'ya çıktı. Sefer sırasında Pey­gamber gece olunca atını Aişe'nin devesinin yanına sürer, onunla sohbet ederdi. Yolculuk bu şekil sürüp giderken Hafsa Aişe'ye develerini değiştirmeyi teklif etti, o da kabullendi. Peygamber, Hafsa'nın sürdüğü Aişe'nin devesi­nin yanına gelir. O gece konakladıklarında Aişe Hafsa'nın planının farkma varır ve Peygamber'in yanına gelmemesi üzerine ayaklarını yılan yuvası olarak bilinen izhir otlarının arasına so­karak: "Ya Rabbi, beni ısırması için yılan veya akrep gönder ki, ben Rasulullah'a birşey söylemeğe muktedir olmayayım." diye dua etti. (Buhari).                     

Aişe'den rivayete göre, şöyle demiştir: "Bir kere Rasulullah bana: "Ey Aişe benden memnun olduğun zamanı ve bana karşı gazabh bulun­duğun vakti pek iyi anlarım' buyurdu. Aişe der ki ben de "Ey Allah'ın Rasulü bunu nasıl bilir­sin?" diye sordum. Resul-i Ekrem şöyle ce­vap verdi: 'Benden razı ve memnun olduğun ve birşey inkar ederken (Muhammed'in Rabb'i hakkı için öyle değildir) dersin. Bana karşı asabı olduğun zaman da (İbrahim'in Rabb'i hakkı için öyle değildir) dersin, adımı anmazsm' Aişe der ki: 'Ben de: "Evet ya Rasulullah, vallahi öyledir. Fakat ben asabi halde yalnız sizin adınızı bırakırım. Sevginizse gönlümde yaşar.' diye arzettim." (Buharı). Hz. Aişe'nin peygamberler arasında İbrahim'in ismini anması Peygam­berimiz'in ve tevhid dininin atası ol­ması yönüyledir ki bu seçim Aişe'nin yüksek fetanet ve zekasının bir delilidir. Bir bayram gününde Mescid-i Nebevi'nin avlusunda göste­ri yapan Habeşîleri seyretmek için izin isteyen Aişe'ye Peygamber hem izin vermiş, hem de uzun süre orada kalarak seyretmesine yardımcı olmuştu. Muhtelif seferler Aişe ile koşu yarışı yapıp bazen Aişe'nin, bazen de Peygamber'in geçtiği bu meyanda hatırlayabileceğimiz hadi­selerdir. (Ebu Davud).

Hz. Peygamber'ı öteki ortaklarından kıskan­ma konusundaki duygularını anlatan ve hatta zaman zaman kendini tenkid eden Aişe valide­miz, bir defasında yine Peygamber'ı yanında göremeyince karanlıkta eliyle araştırdığını, secde etmekte olan Peygamber'ın ayağını tut­tuğunu bir başka gece, yine O'nun diğer bir eşinin yanına gitmiş olabileceğini düşünürken, secde veya rükuda dua etmekte olduğunu görünce, kendi kendine: "Anam babam sana feda olsun» ya Rasulullah! sen ne yapıyorsun, ben "e düşünüyorum" dediğini itiraf ediyor. (Müslim, Nesei ve Ahmed). Bir başka seferinde Aişe, Rasulullah'a kendilerini teklif eden kadınları kıskanarak şöyle diyor: "Hiç kadın, kadınlığını mehirsizhîbe eder mi? derdim. Ne zaman ki Allahu Teala'nın: "(Ey Rasulüm) kadınlarından dilediğini geriye bırakabilirsin, dilediğini de yanına alır (Aralarında nöbete mecbur değilsin) Geri bıraktığından yanına al­mak istediğin olursa (onu almakta da) sana bir günah yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp ta­salanmalarına ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına en elverişli olan budur. Allah si­zin kalblerinizde olanı bilir. Allah alimdir, Ha-lim'dir." (33:51) ayetini inzal buyurdu. O za­man anladım ki, Allah Peygamberi'ne mü'min-lerin üzerinde bir hak ve yüksek irade vermiştir. Ben Rasulullah'a; Rabb'in Teâlâ, kadın­larının değil, ancak senin arzun cihetinde acele davranıyor" dedim. (Buhari ve Müslim).

Aişe bir seferinde O'na şöyle sorduğunu söyle­di: "Ya Rasulullah, lütfen bana bildirir misin? Sen bir vadiye insen de orada iki çeşit ağaç bul-san 1) Üzerindeki mahsulü yenmiş. 2) Mahsulü yenilmemiş. Deveni hangisinde yayar, ot­latırsın?" Peygamber: "Başkası tarafından otlatılmayan ağaçta" deyince Aişe: "Ben işte o ağacım." dedi. Hz. Aişe bu sorusu İle Rasulullah'in kendisinden başka bakire olarak kimsey­le evlenmediğini kastediyordu (Buhari).

Aişe ile Peygamber arasında derin bir mu­habbet bağı vardı. Bu samimi ve içten ilişki­nin mahiyetini hadis ve siyer kitapları yeri geldikçe izah ederler. Peygamber hoşnut etmek için ashabı hediyelerini Aişe'nin hane­sinde takdim etmek isterlerdi. Aişe, Rasûlullah'in hanımlarının teşkil ettiği grubtu. Aİşe'den rivayet edilen hadiseyi ba­şından nakledelim: "Ashabın takdim etmek is­tediği bir hediyesi bulunursa o hediyesini Rasûlullah Aişe'nin hanesinde iken gönderir­lerdi. Bu haliyle Ümmü Seleme grubu dedi­koduya başladı da bunlar, Ümmü Seleme'ye: (Var, Rasûlullah'a söyle! Halka ilan etsin! Ve her kim Rasûlullah'a bîr hediye vermek İs­terse, o kimse Rasûlullah kadınlarından hangisinin odasında bulunursa bulunsun hedi­yesini versin) demişlerdi. Ümmü Seleme; ka­dınların kendisine söyledikleri bu sözü Rasûlullah'a söyledi. Fakat Rasûlullah ona cevap vermedi. Ümmü Seleme grubuna dahil olan kadınlar Ümmü Seleme'den duru­mu sorduklarında, o da: 'Rasûlullah bana bir-şey söylemedi" diye cevap verdi. Onlar da Ümmü Seleme'ye: 'Artık Rasûlullah sana bir cevap verinceye kadar bu dileğimizi arzet! de­diler. Hakikaten Ümmü Seleme de Rasûlullah'a kendi nöbetinde dönüp geldiğin­de söyledi. Bu defa Rasûlullah cevaben : 'Sa­kın Aişe hakkında söylenip bana eza verme, baha hiçbir kadının nöbetinde iken vahiy gel­mez de yalnız Aişe'nin odasında iken gelir' buyurdu, Ümmü Seleme,...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Aişe Bintü Ebu Bekr
« Posted on: 18 Nisan 2024, 17:24:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Aişe Bintü Ebu Bekr rüya tabiri,Aişe Bintü Ebu Bekr mekke canlı, Aişe Bintü Ebu Bekr kabe canlı yayın, Aişe Bintü Ebu Bekr Üç boyutlu kuran oku Aişe Bintü Ebu Bekr kuran ı kerim, Aişe Bintü Ebu Bekr peygamber kıssaları,Aişe Bintü Ebu Bekr ilitam ders soruları, Aişe Bintü Ebu Bekrönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes