Konu Başlığı: Ahlâkî Eğitim Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 28 Temmuz 2012, 10:21:59 Ahlâkî Eğitim Yukarıda açıklandığı gibi, Rasûlullah insanların, zenginler ile fakirler arasında varolan ayrılıklara gönüllü olarak köprü kurmaya çalışmaları ve böylece toplumda bir denge ve ahenge ulaşmaları için ahlâkî eğitime, hukukî tedbirlerden daha ziyade önem vermektedir. Servetinizin Fazlasını İnfak Edin: "...Ve sana (Allah yolunda) hangi şeyi infak edeceklerini soruyorlar: De ki: 'İhtiyacınızdan geri kalanı (el-afv) harcayın.' Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki düşünesiniz." (2: 219). Gizli ve Açık Olarak Sadaka Verin: "...Kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık sarfedenler, asla zarara uğramayacak bir ticaret umarlar." (35: 29). "Mallanın gece gündüz, gizli ve açık (Allah yolunda) verenlerin mükâfatı Rab'leri yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir." (2: 274). Onlar Allah Rızası İçin İnfak Ederler: "Akrabaya, yoksula, yolcuya (zekât ve sadakadan) hakkını ver. Allah'ın yüzünü (nzâsmı) isteyenler için bu, daha hayırlıdır ve onlar kurtuluşa erenlerdir." (30: 38). "Yoksula, yetime ve esire O'nun sevgisi için yemek yedirirler: 'Biz size sırf Allah rızâsı için yediriyoruz, sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz.'derler.""(76: 8-9). Kur'ân'ın bu ve benzeri âyetleriyle Rasûlullah'in hadîs-i şerifleri Allah bilincinin gelişmesine yardım etmektedir. Bu bilinç de insanları, sadece Allah rızâsını gözeterek fakirin, yetimin ve esirin refahı ve ıslahı için vermeye sevketmektedir. Bununla beraber, toplumda karşılaşılan asgarî talepleri layıkıyle temin etmek için bir takım kanunî tedbirler de alınmaktadır. Bu tedbirler müsbet (olumlu) ve caydırıcı (yasaklayıcı) olmak üzere iki çeşittir. A- Müsbet Tedbirler Bu tedbirler, Müslümanların devlete karşı mecburî olan görevlerini belirtmekte; iktisadî ve gayr-İ iktisadî sahada adaletin tesisine yardım etmektedir. Bunların gayesi, fertleri, toplumun ortak menfaati için belirli sosyal standartları ve mesuliyetleri kabul etmeleri hususunda, gerekirse güç kullanarak ikna etmektir. Bir Müslümanın toplam mal varlığının kırkta birini yılda bir kez zekât olarak ödemesi mecburîdir. Bir kimsenin Ölümünden sonra bıraktığı mal ve mülkteki sabit hakkı, erkek-kadın bütün mirasçılar arasında pay edilir. B- Caydırıcı Veya Yasaklayıcı Tedbirler Bu tedbirler İslâm toplumunda neyin haram ve yasak olduğunu belirlemek için alınmıştır. Gaye, insanlan topluma zararlı olan faaliyetlerden alıkoymaktır. îslâm bu gayeye ulaşmak için gayri meşru ve toplum zararına olan faaliyetleri yasaklamıştır: 1- Faiz (Ribâ): İslâm, birikmiş tasarruflann faiz karşılığında borç verilmesini kesinlikle yasaklamıştır. İnsanlar istedikleri kadar tasarrufta bulunmakta serbesttirler. Ancak, İslâm'ın iktisadî sisteminde bu tasarruflar faiz yoluyla büyüyemez. 2- İstifçilik: Servetin herhangi bir şekilde istiflenmesi de kesinlikle yasaktır. Rasûlullah tarafından nehyedilen ihtikâr, hububat ve benzeri diğer maddelerin fıyatlannı sun'î olarak artırmak amacıyla saklamaktır. İnsanlar, Kur'an-ı Kerîm'deki şu sözlerle uyanlmaktadırlar: "...Altm ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar var ya, işte onlara acı bir azabı müjdele!" (9: 34). Rasûlullah şöyle buyurmaktadır: "Mallan fiyatlar yükselinceye kadar muhafaza eden bir kimse günahkârdır." (Müslim). "Malını satmak için getirenin iyi talihli olması dilenir, ancak fiyatlar yükselinceye kadar onlan saklayan da mel'undur." (İbni Mâce ve Dârimî). "Eğer herhangi biri, bir zerreyi (yani ihtiyaç duyulan herhangi bir gıda maddesini) Müslümanlardan (insanlardan) saklayarak fiyatlar yükselsin diye beklerse, Allah ona iflas darbesini indirir." (İbn-i Mâce, Beyhaki ve Râzi). Bir başka hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: "Kim ki bir zerreyi (veya ihtiyaç duyulan herhangi bir gıda maddesini) kırk gün süreyle, yüksek bir fiyat isteme gayesiyle kendine saklarsa o Allah'dan, Allah da ondan alâkasını kesmiştir." (Râzi). 3- Kötü Malı İyi Diye Satmak: Rasûlullah, yenilen ve İçilen gıda maddelerinin veya herhangi bir şeyin kötüsüyle karıştırılıp satılmasını kesinlikle yasakladı. Ve bu hususta şöyle dedi: "İyiyle kötüyü karıştıran bizden değildir." (Müsned-i Ahmed). Aslında Rasûlullah, kumar, iskambil oyunu, karaborsacılık, vurgunculuk, gayr-i meşru kazançlar, irtikâb yoluyla elde edilen gelir, sahte ve hilei muameleler, lüks ve tantanalı yaşantı ve içki içme gibi bütün toplum aleyhindeki ve zararlı fiillerin şeriata aykırı olduğunu ilan etmiştir. Hukukî tedbirler, İslâm'da ekonomik sistemin direkleridir. İnfak, gerekli düzeltmeleri yapar ve kanunî düzenin, zamansız, duraklamalardan ve ihtilaflardan uzak olarak işlemesine yardım eder. Bunun sonucu olarak, servetin gayri âdil bir şekilde toplanması ve dağıtılmasından kaynaklanan fırsat eşitsizliği bir an evvel ortadan kaldırılır ve bir yanda fazla servetle aşın bir şekilde israf eden, öbür yanda köle gibi yoksulluk ve emniyetsizlik içinde kıvranan beslenmiş ve yetersiz beslenmiş diye ikiye ayrılan toplum; İslâm'ın, ahlâkî öğretisinin vücûda getirdiği şefkat, kardeşlik ve dayanışma vasıtalarıyla kaynaştırılır. 4. Kalite Kontrol: Rasûlullah, birbirinden farklı kalitede olan hurma ve tohumların satışları ile ilgili talimatlarını bizzat tatbik etmiş ve insanlara kalitesi karışmış olan hurmaları, iyilerinin fiyatına satmayı yasaklamıştı. Farklı çeşit ve kalitede olan hurmaların ayn ayrı satın alınması ve satılması gerektiğini; birbiriyle karıştıkları takdirde asla satılmamasmı ısrarla belirtmişti. Rasûlullah buyuruyor ki: 1- "Altın altınla, gümüş gümüşle, buğday buğdayla, arpa arpayla, hurma hurmayla ve tuz tuzla; her şey benzeri ile peşin ödenecektir. Kim ki fazla verir veya fazlasını talep ederse, o faize girmiştir. Alan da veren de günahkârdır." (Müslim). 2- Bilâl (r.a.), Rasûlullah'a cenib denilen (bir çeşit kaliteli) hurma ile geldi. Nereden aldığı sorulunca; "Benim karışık hurmalarım vardı, onların iki sa'mı bir sa' ile sattım." dedi. Bunun üzerine Rasûlullah şöyle buyurdu: "Faizin ta kendisi! Faizin ta kendisi!" (Buhari ve Müslim). Benzer bîr muamele için şöyle söylediği de rivayet edilmiştir: "(Bunu) yapma, kötü hurmayı para ile sat, sonra para ile kaliteli hurma satın al." 3- Rasûlullah'in, miktarı bilinmeyen hurmanın yine miktarı bilinmeyen hurma karşılığında satımını yasakladığı da rivayet edilmiştir. (Müslim). 4- Taze hurma karşılığında kuru hurma satın almanın hükmü sorulduğunda Rasûlullah bundan nehyetti. (Mâlik, Tirmizî, Ebû Davud, Neseî ve İbni Mâce). Rasûlullah'in bu hadis-i şerifleri açıkça göstermektedir ki, bir şeyin her bir çeşidi veya kalitesi ayrı olarak satın alınmalı veya satılmalıdır; çünkü bu, içinde yasaklanmış unsurlar barındırmayan doğru ve hakkaniyete uygun bir muamele demekti. Üstelik bu yol alım ve satımı daha elverişli hale getirmekte ve kolaylaştırmaktadır. Kazançların Helâlliğine Olan İhtiyaç: İslâm, hukukî vasıtalarla ve meşru mesleklerle hayatı sürdürmenin gerekliliğine oldukça fazla önem vermektedir. Müslümanlar, hiç bir surette ne gayri meşru yollarla hayatlarını idame ettirebilirler; ne de faiz, kumar ve içki gibi helâl olmayan fiilleri içinde barındıran iş ve ticaretlerde çalışabilirler. |