> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Affedicilik
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Affedicilik  (Okunma Sayısı 797 defa)
12 Haziran 2012, 21:50:28
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 12 Haziran 2012, 21:50:28 »



5- Affedicilik

Allah Rasulü'ın başka bir büyük hasleti de, şahsî sebeplerden ötürü hiç kimseden asla intikam almaması ve azılı düşmanlarını da­hi affetmesidir. Hz. Aişe'nin söylediğine göre Rasulullah, kimseden kendi namına inti­kam almamıştır. Yine Hz. Aişe'nin anlattı­ğına göre, Rasulullah, hiçbir zaman ya­kışıksız veya müstehcen sözü ağzına almaz, sokakta yüksek sesle konuşmaz, kötülüğe kötülükle karşılık vermez, buna mukabil ba­ğışlar, affederdi. Kureyşliler onu tekdir etti­ler, alay ettiler, hakir gördüler, sataştılar, sal­dırdılar, sövdüler. Medine'ye hicret ettiğin­de Rasulullah'ı öldürmeye çalıştılar. Ona karşı birçok savaş açtılar. Fakat o, 10.000 ki­şilik bir orduyla Mekke'ye muzaffer olarak girdiğinde hiç kimseden intikam almadı. Herkesi affetti. Birçok savaşta yer alan can 'düşmanı Ebu Süfyan ve evinde bulunanları dahi bağışladı.

Rasulullah'ın İslâm'a davet gayesiyle şe­hirlerini ziyaret ettiğinde onu taşlatan Taifin önderleri de affedilmiştir. Medineli mü­nafıkların lideri Abdullah b. Ubey de bağış­landı. Ki o, hayatı boyunca Rasulullah ve İslâm'a karşı çalışmış, dinine engel olabilmek amacıyla Rasulullah'ın itibarını düşür­mek yolunda her fırsatta tevessül etmiştir. Uhud Savaşında 300 taraftarını geri çekerek müslümanların adeta belkemiğini kırmıştır.

İslâm Peygamberi ve müslümanlara karşı hasmane hareket ve entrikalara girişmişti. Rasulullah'ın hanımı Hz. Aişe hakkında İftira atarak Rasulullah'ı yandaşlarıyla birlikte gözden düşürmek amacıyla "ifk" hadisesini ortaya atan da oydu. Allah, Kur-an'da cevap vermektedir: "O yalan haberi uyduranlar içinizden bir güruhtur. Bunu ken­diniz için kötü sanmayınız. Bilâkis o sizin için hayırlı olmuştur. Onlardan her birine ka­zandığı günah (karşılığı ceza) vardır. İçlerinden elebaşılık yapana da büyük azap vardır?' (24: 11)

Fitne ve Allah'ın Rasulü'a zarar vermek amacıyla Mescid-i Dırar'ı inşa eden de oy­du. "Zarar vermek, inkâr etmek, müminle­rin arasını açmak Allah ve Peygamberi'ne karşı savaşanlara daha önceden gözcülük yapmak üzere bir mescid kurup: 'İyilikten başka bir niyetimiz yoktu' diye yemin eden­lerin yalancı olduklarına şüphesiz ki Allah şahiddir." (9: 107). Mekke müşriklerini müs-lümanlara karşı savaş açmak için sürekli teş­vik eden, entrikalar yapan oydu. Eğer bir ve­sileyle Medine'ye dönerse, daha güçlü olan zayıf olanı kovacaktır, diyen de oydu: "Di­yorlar ki, Andolsun, eğer Medine'ye döner­sek daha şerefli olanlar alçakları oradan çı­karacaktır.' Oysa, şeref Allah'a, peygambe­rine ve inananlara mahsustur. Ancak müna­fıklar bilmezler!' (63: 8). Bütün bu günah ka­yıtlarına rağmen Muhammed onu affet­miş ve ona daima nezaketle muamele etmiş­tir.

Medine yahudileri sürekli müslümanlara kar­şı düşmanca faaliyetler içinde olmuşlardır. Fakat Rasulullah yine de onları affetmiş ve onlara da çok nazik davranmıştır. Uhud savaşında Muhammed'ın amcası Hamza-yı hunharca şehid eden Habeşî köle de Mek­ke'nin fethinden sonra İslâm'a girerek Rasu­lullah 'a gelmiş ve bağışlanmıştır. Ebu Süfyan'ın karısı Hind, Uhud savaşında Hz. Hamza'nın göğsünü yararak ciğer ve kalbi­ni parçalamıştır. O da sessizce Rasulullah'a gelerek İslâm'ı kabul etmiştir. Rasulul­lah onu kabul etmiş, ancak "Gözüme az görün, bana amcam Hamza'yı hatırlatıyor­sun." demiştir.

Ebu Cehil'in oğlu İkrime, Rasulullah ve Islâmın büyük bir düşmanıydı. Mekke'nin fethinden sonra bu beldeyi terkederek Ye-men'e gitmiştir. Karısı ise müslüman olarak, onu Peygamber'ın yanına getirdi. Rasulullah onu memnuniyetle karşılayarak şu sözlerle selâmladı: "ey göçmen süvari, hoş geldin." Mekke'nin önderlerinden biri Saf-fan b. Umaye, Peygamber ve İslâm'ın bü­yük bir düşmanıydı. Hz. Peygamber'ı öl­dürmesi için bir ödül vaadiyle Amir b. Vah-hab'ı göndermişti. Mekke fetholunduğunda Cidde'ye kaçtı ve oradan da deniz yoluyla Ye-men'e geçmeyi ümid ediyordu. Amir b. Vah-hab, Rasulullah'a gelerek, "Ey Allah'ın Rasulü! Saffan b. Ümaye, kabilesinin önde­ridir. Korkudan kaçtı ve kendisini denize ata­cak dedi. O da korunma altına alındı. Geri­ye döndüğünde Rasulullah'dan düşün­mek için iki ay süre istedi. Ona dört ay müh­let verildi ve daha sonra kendi isteğiyle müs­lüman oldu.

Habir b. el-Esved de İslâm'ın ve Rasulullah'ın azılı düşmanlarından biriydi. Rasulul­lah'ın Zeyneb'e acı çektirmişti. Zeyneb ha­mileydi ve Medine'ye hicret ediyordu. Mek-keli müşrikler ona engel oldular ve Habir b. El-Esved, Zeyneb'i kasten deveden aşağı at­tı. Zeyneb fena yaralanmıştı ve çocuğunu dü­şürdü. Habir bunun gibi pek çok suç işlemiş­ti. Fetihten sonra İran'a kaçmak istediyse de, daha sonra Rasulullah'a geldi. Rasulul­lah onu da affetti.

Medine devrinde, çevredeki kabileler, İslâm ırmağına katılırken Benî Hanife, kabilesi halâ isyankârdı. Liderlerinden Hamâme müslümanlar tarafından yakalanarak Peygamber'e getirildi. O da Hamâme'nin mescidin di­reğine bağlanmasını emretti. Rasulullah Mescide giderek Hamâme'ye isteğini sordu. O da: "Ey Muhammed! Şayet beni öldürür-sen bir katili öldürmüş olacaksın; şayet ba­na şefkat gösterirsen saygın bir insana lütufta bulunmuş olacaksın; bedel olarak para ister­sen sadece söyle, sana veririm." dedi. Rasu­lullah cevap vermedi. Hamâme aynı so­ruyu üç gün tekrarladıktan sonra Rasulullah salınmasını emretti. Hamâme bu davra­nıştan derinden müteessir olmuştu. Yıkan­dıktan sonra mescide gelip, Kelime-i Şehadet getirerek müslüman oldu ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Rasulü, hiçbir insan gözümde senin kadar nefret ve tiksinti uyandırmıyordu. Fakat şimdi, hiç kimse gözümde senin kadar sevgili değil. Hiçbir din gözümde senin dininden kötü değildi. Fakat şimdi be­nim İçin en mükemmel din o. Hiçbir şehir­den senin şehrinden fazla nefret etmezdim. Fakat artık aynı şehri her şehirden daha çok seviyorum." (Siret, İbni İshak)

Düşmandan intikam almak normal olarak görülen tabiî bir uygulamadır. Fakat Pey­gamber hiçbir zaman intikam almamış­tır. Bütün düşmanlarını affetmiş, onlara şe­ref ve değer vermiştir. Rasulullah: "Rabbim bana, intikam alacak gücüme rağmen düşmanlarımı affetmemi; benimle ilişkisini kesenle görüşmemi; ve beni mahrum bıraka­na vermemi emretmiştir." demiştir. Rasulul­lah risalete kadar dahi hiç intikam peşin­de koşmamış, aksine dua etmiş ve affetmiş-tir. (9: 84); fakat peygamberliğinden itibaren düşmanlarına beddua bile etmemiştir. Uhud savaşında dört dişi kırılmış, baş ve yüzün­den yaralanmıştı. Ashabı keder ve hırs için­deyken ondan düşmanlarına beddua etme­sini İstemişlerdi. Onlara da, insanlara bed­dua etmek için değil, Allah'ın yoluna davet için gönderildiğini ifade etmiştir. Ve kendi­sini anlamayan halkının affı için Allah'a dua etmiştir. Zalimlerin, Kureyşlilerin saldırıları tahammül sınırını aştığı zaman ashabı Ra­sulullah'dan onlar için beddua etmesini rica ettiklerinde Rasulullah şöyle dua et­miştir: "Ey Allah'ım! Halkımı affet, çünkü onlar cahiller." Hamâme, müslüman olunca Mekke'ye göndermekte olduğu tahılı kesti. Mekke'nin tahıl üretimi olmadığından tama­men onun gönderdiği tahıla bağlıydılar. Bu durum Mekkeliler için büyük bir tehlike ifa­desiydi. Bîzar ve şaşkınlık içinde Rasulullah'a başvurdular. Rasulullah, Hamâme'-ye mektup yazarak Mekke'ye tahıl gönderil­mesinin devamını sağladı. Oysa onlar, Mek­ke'de üç yıl müslümanlara boykot uygulayan, tek bir tahıl tanesi geçmesine İzin vermeyen­lerin bizzat kendileriydi. Ama o bütün bun­ları unuttu. Kendine ve diğer müslümanlara karşı işledikleri suçları ve yaptıkları zulmü affetti.

Bir gün Rasulullah'ı öldürmeye niyetle­nen biri yakalanarak huzuruna getirilmiş ve o da affedilmiştir. Hudeybiye antlaşmasının yürürlükte olduğu dönemde Ten'îm dağın­dan Rasulullah'ı öldürmek maksadıyla inen seksen kişilik grup da yakalanınca, af­fedilerek serbest bırakılmışlardı. Hayber'de yahudi bir kadın Rasulullah'ın yemeğine zehir koymuştu. Yemeği tadınca zehiri far-kettİ. Bunun üzerine yahudiler toplatıldı. So­ruşturma sonucu yemeğe zehir koydukları­nı kabul ettiler. Rasulullah onlara bir şey demeden affetti. Taif halkı Rasulullah'la ve diniyle alay etmiş ve taşlarla onu hırpala­mışlardı. Kanlar İçinde bir bahçeye sığındı­ğında bir melek gelerek isterse dağı üstleri­ne yıkarak Taif halkını mahvedeceğini söy­lediğinde Rasulullah: "Hayır, onların ço­cukları Allah'a kulluk edebilirler." cevabın: vermiştir. (Siret, İbni İshak)

Rasulullah, kendine karşı yapılan suç ve ya saldırıyı ne kadar büyük olursa olsun af federdi. O, bağışlayıcılık ve merhamet sem bolüydü. Kur'an-ı Kerim bunu işaret etmek tedir: "(Ey Muhammed) Sen af yolunu tut bağışla, uygun olanı emret, cahillere aldırı; etme." (7: 199)

Günahı daima affederek ve şefkatle davra narak önlerdi. Çünkü panzehir mutlaka ze hirden daha iyiydi. Sevginin nefreti önleye ceği ve saldırganlığın yenileceğine inanmış v< göstermiştir. İnsanların cehaletini İslâmî bil giyle ortadan kaldırdı. Bağışlayıcılığıyla in sanları günah ve suça esaretten kurtarmış vı onları İslâm'ın dostları yapmıştır. Kur'an-Kerim'deki şu ayetin âdeta tam bir timsali ol muştur: "İyilik ve kötülük bir değildir. Seı fenalığı en güzel şekilde sav. O zaman, se ninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir." (41: 34)

Peygamber, Kur'an-ı Kerim'in canlı örne ği olduğundan doğruluk ve affedicüikte eş görülmemiş bir insandı. Kur'an-ı Kerim ina nanlara başka İnsanların hatalarını affetme; tavsiye etmiştir. Bu emrin fiiliyatta en güzel Örneği, Muhammed'ın hayatıdır. Rasulullah  Kur'an-ı Kerim'İn her ayetini inanan­lara talim etmiş ve bizzat kendisi Kur'an-ı Ke-rim'in pratiği olmuştur: "Sizden fazilet ve servet sahibi kimseler yakınlarına, yoksulla­ra, Allah yolunda göç edenlere (bir şey) ver­memeye yemin etmesinler, affetsinler, geçsin­ler. Allah'ın sizi bağışlamasından hoşlanmaz mısınız? Allah bağışlayandır, m...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Affedicilik
« Posted on: 25 Nisan 2024, 08:08:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Affedicilik rüya tabiri,Affedicilik mekke canlı, Affedicilik kabe canlı yayın, Affedicilik Üç boyutlu kuran oku Affedicilik kuran ı kerim, Affedicilik peygamber kıssaları,Affedicilik ilitam ders soruları, Affedicilikönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes