Konu Başlığı: İnanma Gel Bu Dünyaya Gönderen: Zehibe üzerinde 05 Temmuz 2011, 21:10:52 İnanma Gel Bu Dünyaya Semerkand Dergisi kaleme aldı, ŞİİR bölümünde yayınlandı. İnanma gel bu dünyaya, sözünde hep yalandır bu Geçer ömrün hevâ yere, döner, durmaz zamandır bu. Sakın varına aldanma, hayâl-i hâba benzer ol Sevinme hiç baharına düşer berg-i hazandır bu. Vefasız olduğu gizli değildir âkile hergiz, Ki bin kahr ile âdemoğlunu kabre koyandır bu. Kimin ile güreş tuttu, onu altına aldı hoş Bu Rüstem-i Zâl’ı yenmişdir, oyununda yamandır bu. Buna nâil olam diye sakın sevdasına düşme Düşersen onun ardına, ko, onlardan kaçandır bu. Nicelerin yüzüne güldüğü demde helâk etti Nice kapılar kapayıp bunca kapı açandır bu. Defâine olan talip, acayip gösterir sihri Erersen gence zahmetsiz sokar seni, yılandır bu. Ki bunda rahat olmaz hiç, gelen uğrar o kahrına Gelen gider kamu cümle, yine hâlî kalandır bu. Bunun mekri katı çokdur, tükenmez Ünsî takrirle Bu şerbeti şerbet-i müsevvemdir, içenlere ziyandır bu. Ünsî Hasan Şabanî k.s. (d. 1643 / v. 1723) Hevâ yere: Boş yere. Hayâl-i hâba benzer ol: O, uykudaki hayale, rüyaya benzer. Berg-i hazân: Sonbahar yaprağı, sararmış yaprak. Vefasız olduğu gizli değildir âkile hergiz: Dünyanın vefasız olduğu akıllı kimselere gizli değildir. Rüstem-i Zâl: Zaloğlu Rüstem diye bilinen, gücü ve kahramanlığıyla meşhur olan İranlı pehlivan. Ko: Bırak. Defâine olan tâlip: Define peşinde koşan. Genc: Hazine. Kamu cümle: Bütün herkes. Hâlî: Boş. Bunun mekri katı çokdur tükenmez Ünsî takrirle: Ey Ünsî, bu dünyanın hilesi tuzağı pek çoktur, yazmakla tükenmez. Şerbet-i müsevvem: Zehirli şerbet. |