Konu Başlığı: Duâ makamında ninniler söyle bana Gönderen: Hadice üzerinde 02 Ocak 2011, 15:54:24 Duâ makamında ninniler söyle bana “görmedin mi, nasıl etti rabbin fil ashabına! Uğratmadı mı tuzaklarını bozguna.” (fil : 1-2) Du makamında ninni; Filistin Ben filistin’in nazlı çiçeği anne... Kızın; Duâ makamında ninniler söyle bana, Ellerin her zaman ki gibi saçlarımın arasında gidip gelsin, Çilenin gergefinde dokunmuş eğrilmiş Fakat eğilmemiş aksin yüzüme vursun. Filistin’in kadınları hep böyle onurlu olur değil mi anne? Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Özüm çileden kıvranmakta Ve bil ki anne isa’ya rahim toprak, Beni zulme şahit tutmakta, Ben filistin’in çiçeğiyim anne Irmaklar beni sulasın diye, Suyu nasıl da nazenin akmakta. Ben filistin’in çiçeğiyim anne Kavurmasın diye harı bedenimi Rüzgar her dem Beni şefkatle okşamakta. Bilirsin değil mi anne Güzelin hasmı çok olmakta Ve musa’ya karşı çıkan firavun, Bize de tuzaklar kurmakta. Ben filistin’in çiçeğiyim anne Tüm rayihalarım sevdalı yüreklerin bahar muştusu. Fakat hafsalam zekeriyya’ya nisbet Sükut orucu tutmakta Ve kudüs’ün yeniden doğuşunu gözlemekte, yüreğim. Kapatıyorum avuçlarımı gayrisine Ve açıyorum yüreğimi yalnız ona, Gidenler geri gelecek biliyorum anne Ve gelenin gelişinin haberi zulmü ezecek. Biliyorum anne... Duâ makamında ninniler söyle bana anne Bu sefer kardeşleri kuyuya atmasınlar yusuf’u, Ve bırakıp gitmesinler kenan’a, Yusuf güzel anne Senin gibi, Ve kurtlar sarmasınlar bedenini eyüb’ün, Ve yalanlar, iftiralar uzak dursun hareminden, Eyüb’ün evdeşi sadık anne Senin gibi Ve inen tokat zalimin yüzüne musa’nın elinden Kahretsin sonsuza dek siyon’u ve haçı. Bedir’e ve kehf’e inen yağmur Nasıl da hasrettir yüreğimin yangını size Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Yunus beklesin kırk günü ve Yediler dönsün, Gelsinler İspata vücut lazım Müjdelenen geldi Özlem bitsin, Bitsin anne, Anne ellerin saçlarımın arasında gidip gelsin Yusuf’un kokusunu taşıyan rüzgar halimizi dosta bildirsin. Anne dizlerin ne kadar da yumuşak Yoksa benim gözlerim mi hasret uykuya, Duâ makamında ninniler söyle bana anne İçinde uhdud’un şehitleri ve şahitleri olsun, Hercaî gönlüm uhdud’da derman bulsun. Kerbela’da hüseyin’e kıyan bunlardı, Bunlardı değil mi anne. Lanet olsun!... Lanetler olsun!... Can hüseyin duruşun duruşum olsun. Ve kardeşlerim kardeşlerin, Hasan gibi asil, Zeynep gibi dik olsun Firavunlar ... Zeyneplerden zeynep’ten korktuğu gibi korksun... Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Rahmete kucak açan ankebut sevr’de Açsın kollarını ve yorgun bedenimi uyutsun Ve bu kulaklarım öz kulaklarıyla duysun “ hüzünlenme allah bizimledir.” İman üzere İkiye, üç , Üçe dört Ve Dörde beş olana Bu can kurban olsun Ve mana bulsun. Duâ makamında ninniler söyle bana anne Ve haber ver, Tufana ne kadar var. Tufanda nice müjdeler var. Musa’ya yoldaş olanları bir iyi bellet bana, anne. Duâları duâm olsun Ve nefesim olsun her defasında alıp verdiğim “rabbim üzerimize sabır yağdır ve bizleri müslümanlar olarak öldür.” * Böyle demişti, değil mi anne ? Firavun’a adaleti haykıran, Musa’nın getirdiğine iman eden Sihirsiz sihirbazlar Ve en son gösterisi olmuştu gidişleri Meleklerin refakatinde. Cennet-i Âlâya Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Süleyman saltanatında kurulsun ve Haşaratlar asadan uzak dursun. Ebabiller ağızlarında od süleyman’a Düşman olanlara od savursun, Anne söyle kardeşlerim, Tâlût ehline yasak ırmaktan uzak dursun. Ve davut bir kez daha câlut’laşan zalimleri Hüsrana boğsun Ve Tabut beşaret olsun sevdamıza. Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Kir değmesin hz. meryem’in sadakati sinmiş ülkemin yüzüne, Yürekleri kirli pusulara gebe Ve gittikleri her yerde ihanetin harmanını derenler Giremesinler kutlu vadi tuva’ya, Davut’un dövdüğü demir set olsun yollarına. Ve yol bulamasınlar hutame’den öteye. Hutame nedir? Bir iyi bellet onlara anne. Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Müseyleme’nin sinesindeki, Hazreti vahşi’yi temizleyen taharet mızrağı, Firavunun göğsünü yurt tutsun. Çocuklar nil’in değil annelerinin kucağında uyusun. Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Kardeşliği Rasulun mektebinde talim eden ensar, Bizi unutan dostlarımızın yüreklerine dokunsun Ve dostlarımız sadakatte ebu bekir’e yoldaş olsun. Korkmasınlar, Koç yetişir semadan, Onlar ismail yürekli olsun. Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Kutlu kusvâ ve burâk Arzdan arşa nur süreyyalara halimizi sunsun... Ve lanete müstehak olanların üstüne lanet olsun. Ve duâ ehlinin duâlarında garib halimiz makes bulsun. Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Kardeşlerim tunç bilekli olsun Ve düştüğü yerde manaya beşik olan taşlara Zülfikar’ın nuru sinsin ve karartsın zulmeti, Zülfikar zalimlerin üzerlerinde sallansın dursun, Ali’ye de kıyan bunlardı değil mi anne? Lanet olsun!... Lanetler olsun!... Anne!... Filistin’in tüm çiçekleri karalar bağlamakta, Söyle fırat ve dicle de yüzüne karalar çalsın, Hüseyin’in oduna yanan canlar zalimleri aleviyle yaksın. Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Babalar ibrahim’i örnek alsın, Mevzu ibrahimîler olursa nâr nura Ve vuslata hasret alevden kollar Gülden döşeklere dönüşür. Söyle, Söyle anne böylece yangınlar suya kavuşur. Babalar ibrahim’in izini sürsün, anne. Duâ makamında ninniler söyle bana anne, İçinde çarmıhta isa da olsun ve Mazlumun kanı zulümle kirlenen kudüs’ü yusun, Son yemeğinde nebinin kardeşlerim de olsun anne, Kardeşlerim sadık kardeşleri olsun masumun Ve yapılan İhanetin hesabını sorsun İsa’ya da kıyanlar bunlardı değil mi anne? Lanet olsun. Lanetler olsun.... Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Cafer, halid, ve revaha ve Ve yine mut’e de düğün kurulsun. Kadisiye semalarında Ömer’in cebel, cebel, cebel* diyen sesi duyulsun. Ve selahaddin yüzün gülsün, Kudüs bizimdir yakında görürsün. Ömer’e de kıyanlar bunlardı değil mi anne? Lanet olsun, Lanetler olsun Duâ makamında ninniler söyle bana anne, Mazluma güven, garibe eman, yüreğe itminan Zalime hüsran efendim olsun içinde anne, Kaynuka, kurayza, hayber, necran’ın intikamını almaya çalışan Sefihler onsuzlukta kudursun. Ve ocaklarına kara kara kilitler vurulsun. Bakalım nur zulmetle sıvanır mıymış? Medine’de iffete el uzatanlar bunlardı değil mi anne? Lanet olsun. Lanetler olsun. Duâ makamında ninniler söyle bana anne Şehâdet meyanında bir kervan kurulsun, Taamı bıldırcın ve kudret helvası Ve meramı cennet olsun. Asiye ve zeynep elimden tutsun Ve anne hakim ol gözyaşlarına Ve amin de duâma Duvağım kefenim olsun. Babam ibrahim’in izini bulsun. Ve yurdum sözlerim sana Ben şimşeğiyim filistin’in Şimşeğiyim filistin’in Rahat olmadan mescid-i aksa, Rahat olamam, Ve ot tıkamak için düşmanının canına Bayramlarında çakarım. Ben filistin’in nazlı çiçeğimim nazik ve nazenin Fakat cihad üzere ninnilerle büyürüm. Anamın gözleri yaşla kardaş olduğu günden beri Bebelerimiz ellerini açmadılar ve Avuçları yumuk geldiler dünyaya Bebelerimiz kundaklanırken kefene dolandı. Yetmez miydi halimiz meramımızı anlatmaya, Dostlarımız taştan mıydı yüreğiniz. Biz taşları ne yapacağımızı biliriz. Zafere hasrettir yüreğimiz fakat, Medine’ye dönen cafer’leri daha çok severiz. Dua makamında ninniler söyle bana anne, Kurtlar bölemesinler sürüyü ve Ayrık kalmasın kardeşler birbirine yanık Biri çıksın ve Kardeşlerini çağırsın, sıla tatlı değil mi anne? Sıla toprakta değil yürekte gizli değil mi? Haykırsın, yine tutsun ellerimizden Ve desin ki ; Ne paha ile almışsak o paha ile veririz Sılayı candan özge biliriz!... Mescid-i aksa, Kubbetu’s sahra, Mescid-i ömer , Beyt’ul lahm Ve aziz hatıraları nebilerin ........................... Hain olanlar nereden bilsin kıymetin Biz satmayı değil şehadeti severiz. İsmail manası gizli özümüzde, Gecelerde muhabbete ereriz Ve Derilmez gülleri dereriz. Bilmeyen ne bilsin bizi, Bilenlere selam olsun. Duâ makamında ninniler söyle bana anne. Bir gün çocuklarımız şaronları unutsun. Duâ makamında ninniler söyle bana anne. İçinde babam da olsun. Biz şanlı çiçekleriyiz aksa’nın Aksa’nın şanlı çiçekleri Ve uhud’dan gelen kokuyu alırız. Söyle bana anne Duâ makamında ninniler söyle... “rabbimiz! Bize kendi tarafından bir rahmet ver. Ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır.” Kehf:10 ALINTI |