๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Şeyhül İslam Ebus Suud Efendi Fetvaları => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 26 Ocak 2012, 09:00:44



Konu Başlığı: Ticaret
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 26 Ocak 2012, 09:00:44
10- TİCARET

I. Alış-Veriş

789. Mes’ele: Zeyd, Amrdan mülk bağını satın alıp kabz etmeden âhara bey' eylese sahîh olur mu?

Elcevap: Olur, menkûl gibi değildir. [839]

790. Mes’ele: Zeyd, Hindden iştira ettiği mülk evde on ay mik­tar sakin olduktan sonra evin 'aybı zahir olsa, Zeyd bey'i feshe kadir olur mu?

Elcevap: Olur. [840]

791. Mes’ele: Zeyd ekser müsâferette olup, vilâyetinin ahvâline ıttılâ'ı olmayıp, yerlerinde olan bağ ve bağçesin ve şâir emlâkin, on bin akça değerken Amr-i müşteri bin beşyüz akçaya satın alsa, Zeyd için hıyâr-ı gabn ve gurur olup bey'-i mezbûru feshe kadir olur mu?

Elcevap: Olur [841]

792. Mes’ele: Zeyd, Amrı’n bin akça değer esbabını bilmemek ile iki bin beş yüz akçaya alsa, ba'dehu esbabının kıymetin bildikte yine Amra redde kadir olur mu?

Elcevap: Olmaz.  [842]

793. Su'al: Zeyd, şıra zamâm geldikte mukabelesinde şıra ver­mek kavli ile, seleme akça üleştirse, sonra ol miktar şırayı Zeyd akça verdiği kimselerden talep edip almağa kadir olur mu?

Elcevap: Selemin sekiz şartı bile ri'âyet etti ise olur. [843]

II. Narh

794. Mes’ele: Bir bıçağın harcı yirmi, nihayet otuz akça olup, üstadlar bir günde düzmeğe kadir olup, ve cümle üstadlar bir filoriye verirlerken, iğlerinden Zeyd iki filoriye verse, ziyâdesi Zeyde helâl olur mu?

Elcevap: Alan ihtiyarı ile alıcak haram olmaz. [844]

795. Mes’ele: Ba'zı kimseler tahta ve direk ve bu makûle nesne­leri kadîmden değer bahaları ile alıp sata gelseler, halen ehl-i urf her birisine emirsiz narh ta'yîn eylemeye kadir olur mu?

Elcevap: Narh ahvâline ehl-i furf karışmaz, ehl-i şer' kadir­dir, insaftan tecâvüz ederler ise [845]

796. Su'al: Zeyd, otun, on ikiye ve on üçe ve dahi ziyâde akça­ya mu'âmele eylese, "fı-zamâninâ emr-i sultânı, ve şeyh-ul-islâm müfti-z-zamân hazretlerinin fetâvâ-i şerifleri olup otun on bir buçuktan ziyâdeye verilmemek üzeredir" deyu beyyine olun­duktan sonra, ısgâ' etmeyip ısrar eylese şer'an ne lâzım olur?

Cevap: Ta'zîr-i şedîd ve habs-i medîd lâzımdır. Tevbesi za­hir olucak ıtlak olunur. [846]

797. Mes’ele: Mîrî davarları için arpa lâzım oldukta, narh-ı rûzî dörder akça iken İstanbul halkı mabeyninde, kile altışar akçaya alınıp satılmak mu'tâd olunmağın, canibinden me'mûr olan Zeyd altışara almış olsa, narh-i rûzîden  ziyâdesi  Zeyde tazmin  olun­mak lâzım olur mu?

Elcevap: Narhdan ziyâde altışara satılıp alındığı maruf ve mütevâtir olup, ekâbir ve esâgir altışara alırlar idi ise, yâhud "arpa ashabı narh üzerine vermezler" deyu hail ü akd erbabına Zeyd danışıp aldı ise olmaz. [847]

III. Müdârebe


798. Mes’ele: Zeyd Amra müdârebeye bir miktar akça verse, fâide ve ziyan beraber olur mu?

Elcevap: Fâide beraberdir. Amma ziyan, fâide etmeden vâ­ki' olup, Amrı’n te'addî ve taksiri ile oldu ise cümle Amr üzerine­dir. Amma sonra bakîden rıbh hâsıl olmakla, asıl tekmil olunup, bir miktar fâide hâsıl olup, Zeyd ile Amr kısmet ettiklerinden sonra ziyan vâki' olup Amrı’n asla te'addî ve taksîrinsiz oldu ise, Zeydle Amr beraber çekip, kısmet ettikleri rıbhı yine asla zam edip, re's-i malı tekmil lâzımdır. [848]

799. Mes’ele: Zeyd, Arar-i müdâribe bir miktar akça verip ne meta' alacağın ta'yin eylemese, esir alıp zarar ettikte, Zeyd "ben esir al demedim" deyu zararın kabul etmemeğe kadir olur mu?

Elcevap: Amrı’n san'atı şâir esbâb-ı ticâret olup, esir alıp satmak asla vâki' olmamış ise, re'y-i hâkimle olur [849]

800. Mes’ele: Zeydin gemisinde müdârebeye verilmiş akça var iken, Venedik kâfirleri deryadan mezbur gemiyi mâl-i merkum ile gasb edip aldıklarından sonra, Zeyde bir miktar akça gö'nderseler, rabb-ül-mâl olan merkum akçayı Zeydden mallarına tuta almağa kadir olur mu, yoksa Zeyd ile taksîm-i guramâ tarîki ile mi kısmet olunur?

Elcevap: Kısmet olunur. [850]

801. Mes’ele: Zeyd iki bin beş yüz filorilik metâ'ın, Amr kendi­nin dört yüz elli filorilik metâ'ı ile bile ıssı ve ziyan beraber ol­mak üzere kavi edip, Moskov diyarına iletip, gayri metâ'a tebdil eylese, fâidesin Amr Zeyd ile beraber üleşmeğe kadir olur mu?

Elcevap: Olur. [851]

IV. Îcâre
 
802. Mes’ele: Zeyd evini bir yıla kiraya verip sicil etse, sicilde "alâ senetin vâhidetin" yazılsa, Zeyd-i mezkûr ahar şehirde olmak sebebiyle, seneden bir miktar tecâvüz ettikten Zeyd gelip zikr olan evini Bekre bey' edip tahliye lâzım oldukta, evin içinde bi-1-fiil icâre ile sakin olan Amr "seneden tecâvüz etmekle tekrar icâre akd olunmuştur, sene-i saniye tamam olmayınca çıkmazım" demeğe şer'an kadir olur mu?

Elcevap: Olmaz, bâtıl söyler, sene-i saniyeden birkaç gün oturmakla sahîha münkalib olmak, ibtidâ akid sene-i vahide üze­rine mün'akid olmayıp belki "her senede şu miktar" deyu akd olunucaktır. Sene-i vahide üzerine akd olucak, tamam oldukta asla akid kalmaz. Cebr île ihraç olunmak lâzım olur. [852]

803. Mes’ele: Üç kulacı üçyüz akçaya abhâne kazıvermeğe Zeydle kavi eden Amr-i lâğımcı, buçuk kulaç kazdıktan sonra "gittikçe aşağısı berktir" deyu feragat edip, kazdığı miktarı ücreti ta­mam etmeyince Zeydden almağa kadir olur mu?

Elcevap: Olur, icâre-i sahîha değildir.  [853]

804. Mes’ele: Zeyd, Amr’ın oğlu Bekri üç yıl va'de ile yedi yüz akça icâreye tutup, va'de tamam olmadan Bekr ibâk edip geldik­te, Amr Zeydden almadığı takdirce Zeyd-i mezbûr va'de tamam olunca hizmetlenmeğe kadir olur mu?

Elcevap: Müddet-i icâre tamam olduysa cebr ile olmaz, tera­zi ile hizmetlenir. [854]

V. Şüf'a

805. Mes’ele: Zeyd-i yetimin evi ile Amr’ın evi bir avlu içinde olup, Amr evini âhara bey' ettikten sonra, yetim baliğ olucak, şüf'a da'vâsı edip Amr’ın bey'ini feshe kadir olur mu?

Elcevap: Hîn-i buluğda bir an te'hîr etmeyip şüf'a tutucak olur. [855]

806. Mes’ele: Zeyd fevt olup, oğlu Amrı terk eylese, ve kızı Hindi dahi terk ettikte, Amr, Zeydden kalıp yeri mülk olup kısmet olun­mamış evi bey' eylese, sonra Hind "iki hisse talep ederim, kendi hissemi asaleten Amr’ın  hissesini şüf'a tarikiyle" deyip mezbûr evin cümlesinde bey'i fesh etmeğe kadir olur mu?

Elcevap: Olur, ol veçhile talep ettiği sabit olucak. [856]

807. Mes’ele: Zeyd-i şefi', bilâ-mâni' bir aydan ziyâde taleb-i hu­sûmeti te'hîr eylese, bazı kitaplarda fetva imam Muhammed kav­li üzerinedir "şüf'a-i da'vâ sakıt olur" dese ve ba'zı kitaplarda fetva imam kavli üzerine ve "sakıt olmaz" deyu musarrah olsa kâdî kangı kaville 'amel etmek gerektir?

Elcevap: Sakıttır.  [857]

808. Mes’ele: Mîrî yerde şüf'a carî olur mu?

Elcevap: Olmaz. [858]

VI. Esnaf
 
809. Süile: İstanbul sellâh-hânesi kasaplarının ba'zı, koyunları murdar olup, etini ete halt edip, dükkânlarında sattırıp, ve başı ve paçalarım dahi ağnâm-ı mezbûha başlarına ve ayaklarına halt edip İstanbulda baş-hânelere tevzi' edip, baş-hâne kazganlarda mahlûten tabh olunup, amma kangı kazgana vâki' olduğu nâ-ma'-lûm olucak, kazganlarda tabh olunan başın ve paçanın ekli helâl olur mu, ve bu makûle fi'li ihtiyar eden kasapların halleri nicedir beyan buyurula?

Ücîbe: Cümlesi haramdır. Amma bu fi'li eden müslim ol­mak muhaldir. Kangı kasap ise kemâl-i dikkat ve ihtimamla bul­durulup, müslümanlara meyyite yedirmeyi helâl i'tikâd ederse mürteddir, asla te'hir olunmayıp boynu vurulmak lâzımdır. Eğer haram idüğüne itiraf ederken bu fesâd-ı âm-ı azîme irtikâb eder­se, katilden berî, fünûn-i ukûbattan bir ukûbatla hakkından ge­linmek lâzımdır, ki ol taifenin müslim ve kâfirine mûcib-i ibret ola.[859]

810. Mes’ele: Bir kasabada olan cellâhlar, debbağlar ile niza' edip "kâfir müslüman oldukta, şehir donanmasında biz tekaddüm ederiz, zira hazret-i Şît (aleyhisselâm) bizim pîrimizdir" deseler, debbağlar "hazret-i Âdem (aleyhisselâm)a hazret-i Cibril (aleyhisselâm) evvelâ debagat ta'lîm eylemiştir, biz sizden mukad­dem yürürüz, san'atımız da mukaddemdir" deseler. Bu husus için muharebe olup, nice nefis kati olmuş olsa. Hâlen dahi nizâ'ları fasl olmuş olmasa, kangısı mukaddem evlâdır?

Elcevap: Hâkim, iki taifenin a'yânın cem' edip, cem'iyyet-i cahiline nasihat ile nehy edip, mâbeynleri müslimler ise ıslâh edip, inad ederler ise ta'zîr-i şedîdden sonra zindana ilkâ edip, tevbeleri zahir olunca ıtlak etmek lâzımdır. [860]

811. Su'al: Zeyd Amr Bekr şerikleri oldukları dalyanın, Zeyd üzerine olmağın bir miktar akça hare edip dalyanı isti'mâl edip balıklar tutup satsa, Amr, Bekr dahi Zeyde şerîk olur mu?

Cevap: Şerle olmazlar. [861]

812. Mes’ele: Hisar eri olan Zeyd, Amra "bana yetmiş filori ver, sana gediğim vereyim" deyip, Amr Zeyd-i mezbûre yetmiş filoriyi verip gediğin aldıktan sonra, filoriyi yine talep edip almağa kadir olur mu?

Elcevap: Olur. [862]

VII. Para Çeşitleri

(İndekste bkz: Para çeşitleri.

[839] A. 124 a

[840] A. 131 b

[841] A. 134 b

[842] A.134 b

[843] B.171 a

[844] B. 237 a

[845] B. 167 b

[846] B. 159 a

[847] B. 167 b

[848] B. 213 b

[849] B, 215 b

[850] B. 214 a

[851] A. 170 b

[852] B. 235 b

[853] B. 235 a

[854] B. 235 a

[855] B.248 b

[856] B. 249 a

[857] B. 248 a

[858] B. 248 a

[859] B. 3 a

[860] B. 271 a

[861] B. 119 a

[862] B. 169 a