Konu Başlığı: Garip Vakalar Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 25 Ocak 2012, 17:27:21 19- GARİP VAK'ALAR I. Nazar 979. Mes’ele: Bir kasabada sakin olan Zeydin nazarı, gayet bir vâfir olup, her neye ki nazar eylese "ne hoş nesne olur" dese elbette helak olmak mukarrer olup, hatta bir pınar pâk olunurken nazar edip "ne vâfir suyu var" dediği gibi pınarda su kalmayıp asla, ve nalband dükkânında iki öküz dururken "ne ra'nâ nesneler olur" deyu nazar edip dedikde, biri fi-l-hâl helak olup, biri eve vardığı gibi helak olup, ve sabuncunun sabun küpüne nazar ettiği gibi iki pare olup, kırk filorilik ziyan olsa. Bunun gibi nice maddeleri olduğundan ehl-i kasaba mütezarrir olsalar ne lâzım olur? Elcevap: Hak teâlâ hazretine tevekkül ve tazarru' edip, şerrinden isti'âze edip, dâima münâcât üzre olmak lâzımdır. Mercû-âur ki Hak subhânehû ve teâlâ ehl-i İslâm’ın du'âsın kabul edip şerrinden halâs eyleye. [1033] II. Hortlak 980. Mes’ele: Bazı kimseler fevt olup defn olunduktan sonra, kabrinde kefenin yudup, a'zâsına kan gelip, bedenini humret ihata etmiş bulunsa, bu vech üzere olmasına bir sebep var mıdır? Elcevap: Vâki' ise, müessir Hak te'âlâ hazretinin irâdet-i şerîfesidir. "Hayatında a’mâl ve ahlâkta kendine müşârîk nüfûs-i şerîrenin ba'zı cesedine ta'allûk edip efa'îl-i dâireye âlet edinir’ demek vardır. Kudret-i rabbaniyyeden ba'îd değildir. [1034] Bu Surette: Vech-i meşrûh üzerine bulunduğu takdirce, zikr olunan meyyit nice olmak gerektir? Elcevap: Örte komak gerektir, müslim adına ise zararı olmaz. [1035] Bu Surette: Ba'zı kimseler makberes inden çıkarıp ihrâk etmeğe ger'an kadir olurlar mı? Elcevap: Olmazlar. [1036] 981. Mes’ele: Rumelirtde, Selanik tevâbi'inden bir karyede, nasâra taifesinden bir kâfir mürd olup, gömdüklerinden bir kaç gün mürur ettikten sonra nısf-i leylde akrabasının ve gayrın kapılarına gelip "bre filân gel seninle falana gidelim" deyip, yarınki gün ol kâfir dahi mürd olup, ve bir kaç günden sonra birine dahi nida edip, ol dahi mürd olup, ve-l-hâsıl bu üslûb üzerine hayli kâfir mürd olduklarında, keferenin böyle kırıldıklarını görüp, ehl-i İslâm’dan ol karyede sakin ba'zi kimseler, vehimlerinden firar etmek dilese, şer'an caiz olur mu? Elcevap: Olmaz, ale-l-husus ki bu, kasaba-i küffar hususun' da müsâhere ettiklerinden sonra, mü'mine lâftın olan emrin mâlik -ül-umûra tefviz etmektir. [1037] 982. Mes’ele: Husûs-i mezkûrun hikmetin ve illetin ve define olan çarenin işaretin beyân ve iyân buyurmak bâıs-i ecr ile ihsan buyurula. Elcevap: Bu makûle ''umurun hikmet ve illetini beyânda lisan âciz ve ezhân hasıradır, ve erbâb-i tahkikin ettikleri beyân tatvîline mahal müsâid değildir. Define çâre oldur ki: Vâki' olduğu gün varıp evvel mücerred bir asâ bile, bi-haseb-it-teyemmün göynüne vâsıl olacak yere kakalar, me'mûldür ki mündefi' ola. Eğer olmazsa, levninde humret olacak olursa başın kesip ayağın canibine atalar. Ba'zı mevzi'de beyân olunmuştur. Nice kabre koyup ol hâl üzre bulursa, boğazlayıp hâli üzerine koyalar. Eğer tegayyür-i vaz' etti ise başın kesip ayağı ucuna koyalar. 'Ala külli hâl bu mertebeler ile mündefi' olmazsa, çıkarıp ihrâki bi-ni-nâr edeler. Selef-i sâlihîn zamanlarında ihrâk kirâren ve dâren olmuştur. [1038] III. Hilkat Garibesi 983. Mes’ele: Zeyd zevci Hindden doğan Zeynebin, sağ canibi siyah olup lihye misâl uzun kılları oldukta, ba'zı kimseler "eseri-i cindir" deyu dahi eylese, vâkı'â eser-i cin midir, yoksa 'alâmet-i hayr mıdır? Elcevap: Bâtıl söylemişler, ealâmet-i hayrdır. Nice bunun emsali vâki' olmuştur. Öyle deyenlere teybe ve istiğfar lazımdır. [1039] 984. Mes’ele: Bir şahsın, ferci hem zekeri olup, ikisinden birden tebevvül eylese, lâkin birinden çok gelse, i'tibar çok gelene mi olur? Elcevap: İ'tibar olunmaz, müşkildir. [1040] [1033] B. 95 a [1034] A. 86 a [1035] A. 36 a [1036] A. 36 a [1037] B. 271 b [1038] B. 272 a [1039] B. 309 b [1040] B. 309 b |