๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 25 Ekim 2011, 22:01:41



Konu Başlığı: Yenilgiyi Paylaşanlar
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 25 Ekim 2011, 22:01:41
Yenilgiyi Paylaşanlar



Aslında konu, Veda Haccı'nda Mekke'ye girildiği gün veya genel bir kabule göre arefe günü Arafat'ta vakfe esnasında nazil olan bir âyette de ele alınmakta, İslâm'ın iktidarını kabul zorunda kalan ve onu önlemekten ümidini kesenin sadece şeytan olmadığı şöyle haber verilmekteydi:

“Kafirler bugün sizin dininizi bozmak, sizi kendi dinlerine çevirmekten ümit­lerini tamamen kesmişlerdir. Artık onlardan endişe etmeyin, benden korkun..” [1126]

Bu âyetteki “Kâfirler” ile Hz. Peygamberin beyanındaki “Şeytana bir arada değerlendir­diğimiz zaman, bu iki düşman gücün, İslâm'a karşı çıkmakta, müslümanlara tuzak hazırlamakta ve onları birbirlerine düşürmekte eylem birliği içinde olacakları sonucuna varmamız pek tabiî ve kolay olacaktır.

Ayrıca bu âyetin öncesinin haramlar, arkasının helaller ile ilgili olduğu ve “Artık onlar­dan değil, benden korkun” ilahî uyansı ile, hadîs-i şerifteki “Önemsemediğiniz amelleriniz, iş ve hareketlerinizde ona uyulması da şeytanı memnun edecektir” nebevi beyanı birlikte düşü­nülürse, dinî ahkâma, haram helal sınırlarına ümmet-i Muhammed'e has değerlere ilgisiz kalmanın, onları kim ve ne adına olursa olsun hafife almanın sadece ve sadece İslâm düş­manlarım sevindireceği ve dolayısıyla mü'minleri ilahî tehdit ve azaba muhatap kılacağı anla­şılacaktır. Bu demektir ki, İslâm dünyasındaki olayların temelinde, tevhid yurdundaki şirk âbidelerinin kaidesinde müslümanların umursamazlığı, gayret azlığı, anlayış kıtlığı yatmakta­dır. Önemsiz görülen "”Aykın”lar, “Normal” sayıldıkça, toplumda anormal normaller elbette artacaktır.

Öte yandan gerek bu âyetin, gerekse Veda Hutbesi içinde yer alan Peygamber uyarısı­nın, Veda Haccı gibi dünyevî çapta ilk kez gerçekleştirilen bir muazzam İbadetin icra günle­rinde nazil ve sâdır oiması, hac ibadetinin tam bir varlık ispatı demek olduğunu, hiç bir düş­manın artık tevhid dışı bir düşünce adına onu Önleme mânasında İslâm aleyhinde ümide kapılma imkanı kalmadığını ilan etmektir. İmam Mâlik'e göre Cezîretu'1-Arap Mekke, Medine ve Yemen'den ibarettir.

“Babacığım niçin şeytana tapıyorsun” [1127] âyetinin delaletiyle de “Şeytana kulluk” putlara tapınmak demektir. İşte bu anlamda o günden bu yana o topraklarda bir sapıklık yaşanmış değildir. Ancak gerek günümüzdeki bilinen sınırla­rıyla Ceziretu'l-Arap'ta, gerekse diğer İslâm ülkelerinde müslümanlar arasında oîmadık mese­leler çıkarılmış, fesad öncülüğü ve tahrikçiliği yapılmış ve yapılmaktadır. Zaten tahriş, toplumları fitne ve harblere sevk etmek, kışkırtmak, hile yapmak, katil, terör ve düşmanlık gibi kötülükleri insanlar arasında teşvik etmek anlamlarına gelmektedir.

Veda Hutbesi'ndeki “Sızın şu toprağınızda” ifadesi, hadisimizde “Cezîretu'l-Arap'ta” diye açıklık kazanmış olmakta, ya da “Cezîretul-Arap'ta” ifadesi, “Sizin şu toprağınızda” beyanının sınırlarıyla Mekke ve civarına tahsis edilmiş olmaktadır. Sonuçta da hadisimizde, musallî mü'minlerin bir daha putlara kulluğa dönmeyecekleri, en azından şeytan ve avenesinin/yardımcılarının mü'minleri bu sonuca döndürmekten ümitlerini kesmiş oldukları belirlen­miş olmaktadır. Ancak mü'minlerin birbirlerine düşmelerinin de bu en acı akıbete yakın kötü bir son olduğu da vurgulanmış bulunmaktadır. Yaşanan da işte bu kötü sondur.
[1126] Maide: 5/3.

[1127] Meryem: 19/44
.