๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 15 Kasım 2011, 21:06:03



Konu Başlığı: Ümmetten Bir Topluluğun Hakka Yardım Etmesi
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 15 Kasım 2011, 21:06:03
53- Peygamber (s.a.v.)’in Ümmetinden Bir Topluluğun Hakka Yardım Etmekte Devam Etmeleri Ve Onlara Muhalefet Edenlerin Onlara Zarar Verecek Olama­maları


1765- Sevbân (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v) şöyle buyur­maktadır:

“Ümmetimden bir topluluk, hak üzerinde galip gelmeye devam edecek­tir. Onlar hak üzerinde hep böyle sebat edip durdukları müddetçe ta Al­lah'ın emri onlara gelinceye kadar muhalif olanlar onlara zarar zarar veremeyecektir.” [1160]

1766- Muğîre (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v)'i:

“Ümmetimden bir topluluk, insanlara galip gelmeye devam edecektir. Onlar, bu galip gelme halinde bulunurlarken Allah'ın emri onlara gelecektir” buyururken işittim. [1161]

1767- Câbir b. Semure (r.a)'tan. rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

“Bu din, daima ayakta durmaya devam edecekir. müslümannlaradan bir topluluk, kıyamet kopuncaya kadar bu din uğrunda savaş(maya devam et­mekten asla vazgeçmeyecektir.” [1162]

1768- Câbir b. Abdullah (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v)'i:

“Ümmetimden bir topluluk, hak uğrunda savaşarak kıyamet gününe ka­dar galip gelmeye devam edecektir” buyururken işittim. [1163]

1769- Muâviye (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Muâviye minberde Resulullah (s.a.v)'i:

“Ümmetimden Allah'ın emrini yerine getiren bir topluluk sürekli bulu­nacaktır. Onları aşağılayan veya onlara muhalefet edenler, onlara asla zarar veremeyecektir. Öyle ki Allah'ın kıyamet emri gelinceye kadar bu topluluk insanlara karşı böyle muzaffer halde kalacaklardır” buyururken işittim” dedi. [1164]

1770- Abdurrahman b. Şiınâse cl-Mchrî'den rivayet edilmiştir:

Mesleme b. Muhalled'in yanındaydım. Abdullah İbn Amr İbnu'l-As'da onun yanındaydı. Abdullah İbn Amr:

Kıyamet ancak halkın kötüleri üzerine kopacaktır. Onlar cahiliyet halkından daha kötüdürler. Allah'tan bir şey isterlerse onu üzerlerine reddeder' dedi. Onlar bu haldeyken Ukbe b. Âmir çıkageldi. Mesleme, ona:

“Ey Ukbe! Dinle, Abdullah İbn Amr ne diyor?” dedi. Ukbe'de: O, daha iyi bilir. Fakat ben, Resulullah (s.a.v)'i:

“Ümmetimden bir topluluk, düşmanlarına karşı üstün gelmede Allah'ın emri uğrunda çarpışmakta devam edeceklerdir. Onlar bu hal üzerinde bulunurlarken kendilerine muhalefet edenler kıyamet günü gelinceye kadar onlara bir zarar vere­meyeceklerdir” diye buyururken işittim” dedi. Bunun üzerine Abdullah İbn Amr:

“Evet doğru! Sonra Allah, kokusu misk, dokunması ipek gibi olan bir rüzgar gönderecek. Bu rüzgar, kalbinde buğday tanesi ağırlığı kadar iman bulunan hiçbir canlıyı bırakmayıp muhakkak onların ruhlarını alacak. Sonra da dünyada insanların en kötüleri kalır. İşte kıyamet, bu kimselerin üzerine kopacak” dedi. [1165]

Enfal: 8/60. Resulullah (s.a.v), bu hadiste; müslümannlar ne kadar zor ve kötü şartlar yaşayıp yenilgi­lere düşseler ve yönetimde etkilerini kaybetseler bile, Hakk'ın galebesi için çalışan grup yada toplulukların Kıyamet gününe kadar Hak yolunda mücadelede üstün olmaya devam edece­ğini belirtmektedir. Bu tür topluluklar, bir bölgede yada dünyanın dört bir yanında olabilir. Çünkü bir bölgede yada bir ülkede müslümannlar sindidirilip gizliliğe itilseler bile bir başka yerde yada yerlerde İslam mücadelesi devam edecek ve cihad sancağı gönderde dalgalan­maya Kıyamete kadar devam edecektir.

1771- Sa'd b. Ebi Vakkâs (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah(s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

“Garb/doğu halkı, kıyamet kopuncaya kadar hak üzerinde galip gelmeye devam edecektir.” [1166]


[1160] Ebu Dâvud, Fiten 1, 4252; Tirmizî, Fiten 51, 2229; İbn Mâce, Mukaddime 1, 10, Fiten 9, 3952; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/278, 279.

[1161] Buhârİ, Menâkıb 28; İ'tisam 10, Tevhid 29; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/244, 248.

[1162] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5/92, 94, 103, 105, 106, 108.

[1163] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/345, 384; İbn Hibbân, Sahih, 6819; Ebu Yaİâ, Müsned, 2078.

[1164] Buharı, Menâkıb 28, Tevhid 29; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/101.

[1165] Taberânî, Mu'cemu'l-Kebir, 17/870.

[1166] Ebu Nuaym, Hilye, 3/95-96.