๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 19 Kasım 2011, 20:17:03



Konu Başlığı: Uhud Gazası
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 19 Kasım 2011, 20:17:03
37- Uhud Gazası


1630- Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.) Uhud (savaşı) günü Ensar'dan yedi, Kureyş'ten iki kişi arasında yalnız bırakılmıştı. Müşrikler, Resulullah (s.a.v.)'i kuşatınca:

“Cennet kendisinin olmak!” yada “Cennette benim yoldaşım olmak üze­re,  bunları bizden kim püskürtecek?” buyurdu. Bunun üzerine Ensar'dan bir kimse ilerleyerek çarpıştı ve şehit oldu. Sonra müşrikler, Resulullah (s.a.v.)'i yine kuşattılar. Resulullah (s.a.v.) tekrar:

“Cennet kendisinin olmak!” yada “Cennette benim yoldaşım olmak üzere, bunları bizden kim püskürtecek?” buyurdu. Yine Ensar'dan bir kimse ilerleyerek çarpış­tı ve şehid oldu. Bu tarzda düşmaniar, Resulullah (s.a.v.)'i kuşatmaya ve Resulullah (s.a.v.)'de böyle söylemeye devam etti. Nihayet arka arkaya Ensar'dan yedi kişinin hepsi bu şekilde şehid oldu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.), yanındaki Kureyş'li iki arkadaşına:

“Arkadaşlarımıza insaf etmedik!” buyurdu. [995]

Açıklama:  

Uhud, Medine'nin kuzeyinde yaya olarak takriben bir saatlik mesafede bir dağdır. Bu dağın eteğindeki arazîde hicretin 3. yılı içinde meşhur Uhud savaşı meydana gelmiştir.

1631- Ebu Hâzim'den rivayet edilmiştir:

“Ebu Hâzim, Sehl b. Sa'd'a; Uhud savaşında Resulullah (s.a.v.)'in yaralanması sorulurken işitmişti. Sehl şöyle dedi:

“Resulullah (s.a.v.)'in yüzü yaralandı, yan dişi kırıldı ve başındaki miğferi parça­landı. Resulullah (s.a.v.)'in kızı Fâtıma kanı yıkıyordu. Ali b. Ebî Tâlib'de kalkanla üzerine su döküyordu. Fâtıma suyun kanı daha fazla akıttığını görünce bir hasır parçası alarak onu kül oluncaya kadar yaktı. Sonra onu yaraya yapıştırdı. Böylece kanın akması durdu.” [996]

1632- Enes b. Mâlik (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Uhud savaşı gününde Resulullah (s.a.v.)'in yan dişi kırılmış, başı da yarıl­mıştı. Bunun üzerine hem yaranın üzerinden kanı silmeye başlamış ve hem de:

“Peygamberinin başını yarıp yan dişini kıran bir kavim nasıl iflah olur? Halbu­ki Peygamber, onları, Allah'a davet ediyordu” diyordu. Bunun üzerine Yüce Allah, “Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı onlara azab etmesi, senin elinde olan bir şey değildir” [997] ayetini in­dirdi. [998]

1633- Abdullah b. Mes'ud (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Ben sanki Resulullah (s.a.v.)'i görür gibiyim. O, Peygamberlerden birini anlatı­yordu. Bu peygamberi, kendi kavmi dövmüş ve kanlar içerisinde kalmıştı. Bu halde olmasına rağmen bir yandan yüzündeki kanı siliyor ve bir yandan da:

“Rabbim! Kavmimi bağışla! Çünkü onlar bilmiyorlar!” diyordu. [999]


[995] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/286.

[996] Buhârî, Cihad 85, Meğâzî 24, Tıb 27; Tirmizî, Tıb 34, 2085; İbn Mace, Tib 15, 3464; Ahmed b. Hanbel, Müsned; 5/330, 334.

[997] Âli İmran: 3/128.

[998] Buhari, Meğâzî 21; Tirmizî, Tefsiru'l-Kur'an 4, 3002, 3003; İbn Mâce, Fiten 23, 4027; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/99, 178, 201, 206, 253, 288.

[999] Buhârî, Enbiya 54, İstitabetu'l-Murteddin 5; İbn Mâce, Fiten 23, 4025; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/380, 432, 441.