> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Sahih-i Müslim Muhtasarı > Teşehhudden Sonra Salavat Getirme
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Teşehhudden Sonra Salavat Getirme  (Okunma Sayısı 1023 defa)
21 Aralık 2011, 22:48:53
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 21 Aralık 2011, 22:48:53 »



17- Teşehhudden Sonra Peygamber (s.a.v.)’e Salavat Getirme


309- İbn Ebi Leylâ'dan rivayet edilmiştir:

Bana, Ka'b b. Ucre (r.a) rastlamıştı. Bana şöyle dedi:

“Sana bir hediye takdim edeyim mi? Bîr defasında Resulullah (s.a.v.) yanımıza çıkıp gelmişti. Ona:

“Ey Allah'ın Resulü! Sana nasıl “Selâm” vereceğimizi öğrendik. Fakat sana nasıl “Salât” okuyacağı rızık bilmiyoruz” dedik. Resulullah (s.a.v.)'de:

“Allahümme  Salli  alâ  Muhammedin ve  alâ  Ali Muhammedin kemâ salleyte alâ  âli İbrahim'e inneke  hamîdun  mecîd. Allahümme Bârik  alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârekte alâ âli ibrahim'e înneke hamîdun mecîd Allahım! Muhammed'e ve O'nun aile halkına, İbrahim'e salat buyurduğun gibi salat eyle! Şüphesiz ki Sen, Hamîd ve Mecîdsin. Allahım! Muham­med'e ve O'nun aile halkına, İbrahim'e ihsan eylediğin bereket gibi bereket ihsan eyle! Çünkü Sen, Hamîd ve Mecîdsin deyin” buyurdu. [497]

“Ey İmân edenler! Ona (peygambere) salevat ve selam getirin” [498] ayeti nazil olunca, sahabeler, Resulullah (s.a.v.)'e gslip salevat getirmenin keyfiyetini sormuşlar. Hz. Peygamber (s.a.v.)'e sorulan sorunun, “Sale­vat nedir?” tarzında değil de, “Sana nasıl salevat okuyalım?” şeklindedir. Bu ifade; sahabilerin salevat kelimesi hakkında bilgilerinin olduğunu, fakat salevatın keyfiyetini öğren­mek istediklerini gösterir,

Namazda ikinci teşehhüdden sonra salli-barik okumak; İmam Şafii ile İmam Ahmed'e göre farz, İmam Malik ile Hanefilere göre ise sünnettir.

Resulullah (s.a.v.)'e selam verme, tahiyyat duasında “Ey Peygamber! “Selam”, Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun” şeklinde geçmek­tedir. Bu nedenle de teşehhüdde okunan tahiyyat duâsıyla, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e selam verilmiş olunmaktadır.

“Salât”, rahmet ve dua anlamına gelmektedir. Burada salât, hem Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ve hem de onun aile halkına yapılmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.)'e salât getirilme­sinin nedeni hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.

Namaz dışında Hz. Peygamber (s.a.v.)'e salavat getirmenin hükmü ihtilaflıdır. Hanefiler, bu konuda Ahzab: 33/56 ayetini göz Önünde bulundurarak ömürde bir de,fa salavat getirme­nin farz, bunun dışında her anıldığında salavat getirmenin vacip ve mecliste birkaç defa anıl­dığında her defasında salavat getirmenin müstehab olduğu görüşündedir.

“Muhammed'in aile halkı” ifadesinden maksadın ne olduğu hakkında değişik görüş­ler ileri sürülmüştür. Bunları şöyle özetlemek mümkündür:

1- Resulullah'a yakınlığından dolayı kendisine zekât verilmesi caiz olmayanlar, bunların da kim oldukları konusunda ihtilaf edilmiştir:

a- Sadece Haşim oğulları.

b- Haşim ve Muttalib oğulları. Hz. Fatıma ile Ali'nin çocukları olan Hasan ve Hüseyin'in soyundan Kıyamete kadar gelecek olan nesil.

2- Kayıtsız şartsız Hz. Peygamber (s.a.v.)'e yakınlığı olanlar.

3- Kıyamete kadar Hz. Peygamber (s.a.v.)'in izinden giden bütün müslümanlar.

4- müslümanların takva sahipleri.

Yalnız bu kelimeyle; duada ümmet, övgüde takva sahipleri, zekât konusunda kendileri­ne zekât verilmeyenler kast edilebilir.

Resulullah (s.a.v.), Hz. İbrahim'den daha faziletli olduğu halde neden kendisine Hz. İb­rahim gibi salevat niyaz edildiği alimler arasında tartışma konusu olmuştur. Kadı İyâz'a göre; Resulullah (s.a.v.) bu salevatı, kendisi ile aile halkı istemiştir. Ta ki yüce Allah kendisine tahsis buyurduğu nimetini, Hz. İbrahim ile onun aile halkına nasıl tam olarak ihsan ettiyse öylece ihsan buyursun.

Bazıları da, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in salevat istemesi kendisi için değil de ümmeti için istemiştir demişlerdir.

Bazıları da, bundan maksat; nimetin kıyamete kadar devamı olduğunu söylemişlerdir.

Ayrıca Resulullah (s.a.v.)'m bu şekilde salevat istemesi, kendisinin Hz. İbrahim (a.s)'dan efdâl olduğunu bilmezden önceye âidtir diyenler de olmuştur.

Aynî'de bu konuda: “Bu mesele; alt sevideki birini, üst seviyedeki birine benzetme tü­ründen değil de, hâli bilinmeyen bir zâtı, hâli bilinen bir zatla açıklama şeklindedir” diyor.

Bu konuda üç görüş rivayet olunur: Birinci görüşe göre Peygamber (s.a.v.)'e salevat:

“Ya Rabbi! Muhammed'e salât eyle!” cümlesidir. “Muhammed'in ev halkına dahî ibra­him ye ibrahim'in ev halkına salât buyurduğun gibi salât eyle!” ifâdesi ayrı bir cümledir. Yâni İbrahim ile İbrahim'in ev halkına ihsan buyurulan rahmetin misli Peygamber (s.a.v.)”ın kendisine değil, ümmetine istenir.

ikinci görüşe göre ma'nâ: “Muhammed (s.a.v.) ile ev halkına ihsan buyuracağın rah­met, İbrahim ile onun ev halkına ihsan buyurduğun rahmet gibi olsun” demektir. Bu görüşe göre istenilen şey, rahmetin mikdannda değil, aslına ortak olmaktır.

Üçüncü görüşe göre: Hadisten maksat, zahirî ma'nâsıdır. Yânı “Yâ Rabbi! Muhammed (s.a.u) 'e de ibrahim (a.s)'a ihsan ettiğin kadar rahmet ihsan buyur”  demektir.

Ayrıca bu hadisten anlaşılan diğer bir hususta; verilen emrin mahiyetini anlamayan kim­senin onu sorması ve iyice anladıktan sonra o emri yerine getirmesi gerekmektedir.Kadı İyâz'a ve Nevevi'ye Sure burada Peygamber (s.a.v.)'e sorulan salevat, namaz dışındaki salevat olmayıp namazda okunan salevattır.

310- Ebu Humeyd es-Sa'dî (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Sahabiler:

“Ey Allah'ın resulü! Sana nasıl “Salât” getireceğiz?” diye sordular. Resulullah (s.a.v.):

“Allahümme Salli alâ Muhammedin ve alâ ezvâcihi ve zurriyyetihi kemâ salleyte  alâ  âli   ibrahim'e  ve  bârik  alâ  Muhammedin  ve  alâ  ezvâcihi  ve zurriyyetihi kemâ bârekte alâ âli ibrahim'e inneke hamîdun mecîd (= Allahım! Muhammed'e, onun hanımları iie soyuna; İbrahim'in aile halkına salat buyurduğun gibi salat eyle! Muhammed'e, onun hanımları ile soyuna; İbrahim'in aile halkına ihsan eylediğin bereket gibi bereket ihsan eyle! Çünkü Sen, Hamîd ve Mecîdsin deyin,” buyurdu. [499]

 Açıklama:

Bu hadis, hüküm İtibariyle az önce belirtilenler gibidir. Sadece burada “Muhammed'in ev halkı” ifadesi yerine “Muhammed'in hanımları ile ile soyuna” dua edilmesi emredilmek-tedir.

Görüldüğü üzere bu rivayetlerde Resulullah (s.a.v.)'e rahmet okunmamaktadır. Bununla birlikte bazıları, Peygamber (s.a.v.)'e rahmet okunabileceğini belirtirken, İbn Abdilberr gibi bazı alimler de ona rahmet okunmasının caiz olmadığını belirtmişlerdir.

İmam Ahmed ile bazı alimler, konu üe ilgili bu hadisleri delil alarak müstakil olarak mü­minlere de salat getirmenin caiz olduğunu ileri sürmüşlerdir. Alimlerin çoğunluğuna göre ise peygamberlerden başkasına müstakil olarak salat getirilmez. Örneğin, “Allahümme Sallı alâ Ebi Bekrin ve Ömer......” denilmez. Çünkü selef alimleri, salevatı peygamberlere, takdis ve

teşbihi Allah'a mahsus olmak üzere kullanmışlardır. Örneğin, Allahu Teala hakkında “Subhânehu”, “Tekaddeset Esmâuhu”, “Tebâreke ve Teâla”, “Azze ve Celle” ifadelerini kul­lanmışlardır. Fakat Peygamber (s.a.v.) hakkında bunlardan hiçbirini kullanmamışlardır.

Ancak Peygamber (s.a.v.)'le birlikte, yani ona bağlı olarak diğer müminlere de salat geti­rilebilir. Nitekim konumuzla ilgili hadisler, bunu göstermektedir.

Diğer peygamberlere ve meleklere salat getirmenin hükmü konusu da tartışma konusu olmuştur. Bazılarına göre bizim Peygamberimizden başka hiç kimseye mutlak surette salevat getirilmez. Bunların delili, İbn Ebi Şeybe'nin Abdullah İbn Abbâs'tan yaptığı rivayette Abdul­lah İbn Abbâs “Resulullah (s.a.v.)'den başka hiç kimsenin bir kimseye salevat ge­tirmesi gerektiğini bilmiyorum” demiştir. Böyle bir rivayet, Ömer İbn Abdulaziz ile Süfyan es-Sevrî'den de nakledilmiştir.

Bazılarına göre ise Peygamber (s.a.v.)'e tabi olmak şartıyla mutlak surette peygamber­lere, meleklere ve diğer müminlere salevat getirmek caizdir. Yalnızca müstakil olarak Hz. Muhammed (s.av)'ten başkasına salevat getirilmez. İmamı A'zam'ın görüşü bu şekildedir. Delili ise bu konuda sahabiden hiçbir nakil bulunmamasıdır. Diğer peygamberlere salevat getirileceğini bildiren hadisler de, Peygamber (s.a.v.)'e tabi olmak şartıyla yapılacağını göste­rir.



[497] Buhârî, Dcavât 32, Enbya 10, Tefsiru Sure- Ahzab 10; Ebu Dâvud, Salât 178-179, 976; Tirmizî, Salât 351, 483; Nesâî, Sehv 51; İbn Mâce, Salât 25, 904; Ahmed b. Hanbel, 4/241, 242.

[498] Ahzab: 33/56.

[499] Buhârî, Enbiya 10, Deavat 33; Ebu Dâvud, Salat 178-179, 979; İbn Mâce, İkametu's-Salat 25.905.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Teşehhudden Sonra Salavat Getirme
« Posted on: 24 Nisan 2024, 09:47:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Teşehhudden Sonra Salavat Getirme rüya tabiri,Teşehhudden Sonra Salavat Getirme mekke canlı, Teşehhudden Sonra Salavat Getirme kabe canlı yayın, Teşehhudden Sonra Salavat Getirme Üç boyutlu kuran oku Teşehhudden Sonra Salavat Getirme kuran ı kerim, Teşehhudden Sonra Salavat Getirme peygamber kıssaları,Teşehhudden Sonra Salavat Getirme ilitam ders soruları, Teşehhudden Sonra Salavat Getirmeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes