๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 21 Aralık 2011, 22:46:32



Konu Başlığı: Tahmîd Ve Temin
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 21 Aralık 2011, 22:46:32
18- Tesmi\ Tahmîd Ve Temin


311- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle bu­yurmaktadır:

“İmam namazda rükudan doğrulurken “Semiallâhu limen hamideh”

“Allah kendisine hamd eden kişiyi işitir dediği zaman siz de “Allahümme Rabbena leke'1-hamd” Allahım! Rabbimiz! Hamd sadece Sana mahsustur”deyin. Çünkü bir kimsenin bu sözü, meleklerin sözüne denk düşerse o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. [500]

Açıklama:

“Tesmî': “Semîallâhu limen hatnîdeh” demek. Tahmîd: “AllahümmeRabbena leke'1-hamd” demek. Te'min: “Amin” demek.

Bu hadis; imamın rükudan doğrulurken “Semiallâhu limen hamideh” diyeceği görü­şünde olan Abdullah İbn Mes'ud, Ebu Hureyre, Ebu Hanîfe ile İmam Mâlik'in delilidir.

Yalnız başına namaz kılmakta olan kimseye gelince, Mâliki ve Hanbeltlere göre; her iki duayı da okur.

Şafiî alimlerine göre ise; namaz kılan kimse, ister imam, ister cemaat, isterse tek başına olsun bu iki cümleyi de okur.

Hanefilerine göre ise; yalnız başına namaz kılan kişinin durumu ihtilaflıdır. Bazılarına göre yalnız başına namaz kılan kimse sadece, “Rabbena leke'1-hamd” der. Hafız Zeylan göre; Hanefi alimlerinin büyük çoğunluğu bu görüştedir. Ebu Bekr er-Râzî'ye göre ise; yalnız başına namaz kılan kimse sadece “Semiallâhu limen hamideh” der. Çün­kü bu kimse, her ne kadar namazı tek başına kılıyorsa da aslında kendisinin imamıdır.

Kısacası; bu duaları okumak müstehabtır. Zaten namazın her anı bir zikirdir. Dolayısıyla namaz kılan kimse namazda bu tür duaları hep okumaya çalışmalıdır.

312- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır;

“İmam namazda Fatiha'nın bitiminde “Amin” dediği zaman siz de “Amin” deyin. Çünkü bir kimsenin Amin demesi, meleklerin Amin demesine denk düşerse o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” [501]

Açıklama: Âmîn kelimesinin kökeni ve anlamı hakkında bugüne kadar çeşitli görüşler ileri sürül­müştür. Bunlar içerisinde en makbul olanı; Arapça “İnanmak”, “Güvenmek” anlamındaki “Emn” kökünden türediği şeklinde olanıdır.

Âmîn kelimesi Kur'an'da geçmeyip sadece Hz. Peygamber (s.a.v.)'in çeşitli hadisleriyle imamın Fatiha suresini tamamlamanın arkasından cemaatin amin demesini istemiştir. Dola­yısıyla Kur'an'ın ilk suresi olan Fatiha'nın sonunda, Mushaflarda yazılı olmamakla birlikte Âmîn kelimesinin okunması sünnet kabul edilmiştir.

Kur'an ayetlerinden sonra Âmîn deme sünnetinin yalnızca Fatiha'ya inhisar edilmesinin sebebini; Fatiha'nın ilk sure olmasında, taşıdığı manada ve namazın temel unsurlarından birini teşkil etmesinde aramak gerekmektedir. Çünkü Kur'an'ın özü olduğu kabul edilen ve “Açış”, “Giriş” anlamında bir isim olma özelliğini taşıyan Fatiha suresi, en başa konulmak suretiyle arkasından gelen kitabın tamamı hakkında fikir vermekte ve böylece okuyucu, sure­nin sonunda Âmîn demek suretiyle Kur'an'ın tamamına iman ettiğini belirtmiş olmaktadır. Öte yandan çeşitli hadislere göre ibadetin özünü duanın teşkil etmesi ve namazın da aslında duadan ibaret olması, [502] her rekatta okunan Fatiha'yı temel dua haline getirmiş, dolayısıyla sonunda Amîn demek bu açıdan da gerekli kılmiştır.Cemaatle kılınan namazlarda iki husus üzerinde görüş aynlığı vardır. Bunlar, kıratı açıktan yapılan namazlarda imamın Amîn deyip demeyeceği ve Amînin açıktan mı, gizlice mi söyleneceği hususlarıdır. Hanefî, Şafiî ve Hanbelî mezheplerine göre imamın Amîn demesi mendubtur. Âmînin gizlice veya açıktan söylenmesi hususunda ise Hanefilere göre hem imamın ve hem de cemaatin her ikisinin birden gizlice, Şafiiler ile Hanbelilere göre ise her ikisinin birden açıktan söylemesi mendub kabul edilmiştir.

“Bir kimsenin Amin demesi, meleklerin Amin demesine denk düşerse” sö­zünden maksat; Nevevî'ye göre birlikte amin demeleridir. Kadı îyâz'a göre ise Aminin; sıfat, huşu ve samimiyet hususunda meleklerin aminine uymasıdır.

Buradaki meleklerden maksat; bazılarına göre Hafaza melekleridir. Bazılarına göre ise diğer meleklerdir.


[500] Buhârî, Ezan 125, Bed'ü'1-Halk 33; Ebu Dâvud, Salat 139-140 {848); Tirmizî, Salat 198, 267; Nesâî, İftitah 113; İbn Mâce, İkâme 18 875; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/459.

[501] Buhârî, Ezan 111, Deavat 63; Ebu Dâvud, Salât 167-168, 934, 935, 936; Tirmizî, Salat 185, 250; Nesâî, İftitâh 33, 34; İbn Mâce, İkâme 14, 851, 852; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/458.

[502] b.k.z: İbn Kesir, Tefsir, 5/128.

 


Konu Başlığı: Ynt: Tahmîd Ve Temin
Gönderen: Sümeyye üzerinde 08 Ocak 2013, 18:15:05
s.a.. ; detayli ve güzel açiklanmiş..Inşaallah namazlarimizdaki eksikliklerimizi tamamlayanlardan oluruz bu zamana kadar kildiğimiz namazlarimizi da Rabbim c.c kabul eyler inşaallah.