๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Kasım 2011, 14:43:19



Konu Başlığı: Sa'd b. Ebi Vakkâs (r.a.)’ın Fazileti
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Kasım 2011, 14:43:19
5- Sa'd b. Ebi Vakkâs (r.a.)’ın Fazileti



2191- Hz. Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.) bir gece uyuyamamıştı. Derken:

“Keşke bu gece sahabil erimden elverişli birisi beni muhafaza etse!” buyurdu. Âişe der ki: “Tam bu sırada bir silah sesi işittik. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“O kimdir?” diye seslendi.

“Ey Allah'ın resulü! Sa'd b. Ebi Vakkâs! Seni bekleyip muhafaza edeyim diye geldim” dedi.

Âişe:

“Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) uyudu, hatta biz onun horlamasını işit­tik” dedi. [564]


Açıklama:

Sa'd b. Ebi Vakkas, ilk müslümanlardandır. müslüman olduğunda 17 yaşındaydı. Cen­netle müjdelenmiş sahabiler içerisinde yer almaktadır. Resulullah (s.a.v.)'in kendilerinden razı olarak vefat ettiği altı kişilik şura heyeti üyelerinden biridir, Kufe'yi şehir haline getiren Sa'd b, Ebi Vakkas olmuştur. Hicretin 55. yılında Medine dışında Akik denilen yerde vefat etmiştir. Cenaze namazını Mervan kıldırmıştır. Vefat ettiğinde sahih olan rivayete göre 80 yaşındaydı.

2192- Sa'd b. Ebi Vakkâs (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Peygamber (s.a.v.), Uhud savaşı günü Sa'd için kendi babasını ve annesini bir­likte anmıştır.

Sa'd der ki: Müşriklerden bir kimse (o gün) müslümanlardan hayli can yakmıştı. Peygamber (s.a.v.), Sa'd'a hitaben:

“Babam annem sana feda olsun, ok at!” dedi.

“Ben o müşrik için aşağısına saplamak için demiri olmayan bir ok çekip fırlat­tım ve böğründen isabet ettirdim. Hemen yere düştü, avret yeri açıldı. Düşmanının vurulması sebebiyle Resulullah (s.a.v.) ferahlayıp gülümsedi. Hatta gülerken azı dişlerini gördüm.” [565]

2193- Sa'd b. Ebi Vakkâs (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

"Sa'd b. Ebi Vakkâs hakkında Kur'an'dan bir çok ayet inmiştir:

1- Sa'd'ın annesi, Sa'd İslam dininden dönmedikçe ebediyyen onunla konuş­mayacağına ve yiyip içmeyeceğine dair yemin edip:

“Sen, Allah'ın, sana; annen ile babana iyilik vasiyyet ettiğini söylüyorsun. Ben senin annenim. Ben de sana dini terk etmeni emrediyorum” dedi.

Sa'd (devamla) der kî:

“Annem üç gece bekledi, Nihayet açlıktan bayıldı. Bunun üzerine Umare adında bir oğlu kalkıp ona su içirdi. Annem Sa'd'a beddua etmeye başladı. Bunun üzerine Yüce Allah, Kur'ân'daki şu âyeti indirdi:

“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi körü körüne bana ortak koş­man için zorlarlarsa, onlara itaat etme. Onlarla dünyada iyi geçin..” [566]

2- Sa'd der ki:

“Resulullah (s.a.v.) büyük bir ganimet almıştı. Bir de baktım ki, ga­nimetin içinde bir kılıç var! Hemen onu alarak Resulullah (s.a.v.)'e getirdim ve ona:

“Bu kılıcı bana bahşet! Ben hâlini bildiğin bir kimseyim” dedim. Resulullah (s.a.v.):

“Onu aldığın yere iade eti” buyurdu. Ben de gittim tam onu ganimet yerine koymak istediğim sırada nefsim beni ayıpladı ve tekrar dönüp Resulullah (s.a.v.)'in yanına gelip ona;

“Bunu bana ver!” dedim. Resulullah (s.a.v.), bana sesini şiddetlendirerek:

“Onu aldığın yere koy!” buyurdu. Bunun üzerine Yüce Allah,

“Sana ganimet­leri soruyorlar.” [567] ayetini indirdi.

3- Sa'd der ki:

“Ben hastalanmıştım. Peygamber (s.a.v.)e haber gönderdim. O da hemen yanıma geldi. Ona;

“Bana izin ver, malımı dilediğim yere taksim edeyim” dedim. Resulullah (s.a.v.) buna razı olmadı. Ona:

“Öyleyse malımın yarısını!” dedim. Buna da razı olmadı. Ona:

“Öyleyse üçte birini!” dedim. Buna ses çıkarmadı. Artık bundan sonra malın üçte birini vasiyet etmek caiz oldu.

4- Sa'd der ki:

“Ensar ve muhacirlerden oluşmuş birkaç kişinin yanına geldim. Bana:

“Gel seni doyuralım ve sana içki içirelim' dediler. Bu mesele, içki haram kılın­mazdan önce idi. Onların yanına bir bostan içindeyken vardım. Bir de baktım ki, yanlarında kızartılmış bir deve kellesi ve bir testi de içki var! Onlarla beraber yedim, içtim. Derken onların yanında Ensar ile Muhacirlerden bahsedildi. Ben:

“Muhacirler, Ensar'dan daha lıdır1 dedim. Bunun üzerine bir adam başı­mın iki çenesini yakaladı ve bana o deve kellesiyle vurarak burnumu yaraladı. He­men Resulullah (s.a.v.)'e gelerek ona durumu haber verdim. Bunun üzerine Yüce Allah benim hakkımda içkinin hükmünü indirdi.”

Açıklama:
 
“Şarab,  kumar,  dikili taşlar ve oklar şeytan işi pis şeylerdir.” [568]

2194- Sa'd b. Ebi Vakkâs (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Biz, Peygamber (s.a.v.)'le birlikte altı kişiydik. Müşrikler, Peygamber (s.a.v.)'e:

“Biz yanına geldiğimiz zaman şunları yanından kov, dolayısıyla bize karşı herhangi bir söz ve fiille cüretkarlıkta bulunmasınlar” dediler.

Sa'd der ki:

“Ben, Abdullah İbn Mes'ud, Huzeyl kabilesinden bir kimse, Bilal ve isimlerini söyleyemeyeceğim iki kişi daha altı kişilik bir topluluk idik. Resulullah (s.a.v.)'in gönlüne Allah'ın, düşmesini dilediği bir şey düşmüş ve kendi kendine ko­nuşmuştu. İşte bunun üzerine Yüce Allah,

“Sabah-akşam Rablerine sırf O'nun rızasını dileyerek dua eden kimseleri yanından kovma.” [569] aye­tini indirdi. [570]



[564] Buhârî, Cihad 70, Temenni 4; Tirmizî, Menakıb 27, 56; Nesâî, Fezailu's-Sahabe, 113; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/140.

[565] Buhârî, Fezâilu's-Sahabe 15, Meğazi 18; Tirmizî, İsti'zan 61, 30, Menakıb 3753; Nesâî, Amelu'1-Yevm ve'1-Leyl, 195, 196; İbn Mâce, Mukaddime 11, 0; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/174, 180.

[566] Lok­man: 31/14-15.

[567] Enfal: 8/1.

[568] Buhârî, Edebü'l-Müfred, 24; Tirmizî, Tefsiru'l-Kur'an 30, 89; Ahmed  b. Hanbel, Müsned, 1/181, 185.

[569] En'am: 6/52.

[570] Nesâî, Fezailu's-Sahabe, 116, 133, 160, 162; İbn Mâce, Zühd 7, 28; Abd b. Humeyd, 131.