๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 19 Kasım 2011, 20:10:42



Konu Başlığı: Peygamber (s.a.v.)'in Müşriklerden Gördüğü Eziyetler
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 19 Kasım 2011, 20:10:42
39- Peygamber (s.a.v.)'in Müşriklerden Ve Münafıklar­dan Gördüğü Eziyetler


1635- Abdullah b. Mes'ud (r.a)'tan rivayet edilmiştir;

“Resulullah (s.a.v.), Kabe'nin yanında namaz kılarken, Ebu Cehl ve arkadaşları da orada oturuyorlardı. Bir gün önce de bir dişi deve kesilmişti. Ebu Cehl, arka­daşlarına:

“Hanginiz filanca oğullarının dün kesilen dişi devesinin döl eşini getir­meye gidip onu alır, sonra da secde ettiği zaman Muhammed'in iki kürek kemiği arasına koyar?” dedi.

Bunun üzerine düşmanın en berbat olanı ileri atılıp onu aldı ve Peygamber (s.a.v.) secde edince iki omzunun arasına onu koydu. Bunun üzerine gülüştüler ve birbirlerinin üzerine yanlamaya başladılar. Ben de ayakta bakıyordum. Bir kuvvetim olsa onu Resulullah (s.a.v.)'in sırtından atardım! Peygamber (s.a.v.) secdede idi, başı­nı kaldırmıyordu. Nihayet bir insan giderek durumu Fâtıma'ya haber verdi. Fâtıma küçük bir kızcağız olduğu halde geldi ve babasının üzerinden onu attı. Sonra onla­ra dönerek sitemde bulundu.

Peygamber (s.a.v.) namazını bitirince sesini yükseltti ve onlara beddua etti. Dua ettiği zaman üç defa eder, bir şey dilediği zaman üç defa dilerdi. Sonra üç defa:

“Allahım! Kureyş'i sana havale ediyorum!” dedi. Müşrikler onun sesini işi­tince gülmeleri kesildi. Çünkü onun yaptığı bu duasından korktular. Sonra da:

“Allahım! Ebû Cehil b. Hişâm ile Utbe b. Rebîa, Şeybe b. Rebîa, Velîd b. Ukbe, Ümeyye b. Halef ve Ukbe b, Ebî Muayt'ı sana havale ediyorum!” dedi.

Yedinciyi kimseyi de söyledi, ama onu belleyemedim.

Abdullah İbn Mes'ud der ki:

“Muhammed (s.a.v.)'i hak dîn ile gönderen Allah'a yemîn ederim ki, bu adlarını saydığı kimseleri, Bedir savaşında yerlere serilmiş olarak gördüm. Sonra bu cesetler, Kalib denilen büyük çukura, Bedr'in çukuruna sü­rüklendiler.” [1001]

1636- Peygamber (s.a.v.)'in hanımı Hz. Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.)'e:

“Ey Allah'ın resulü! Uhud savaşı gününden daha şiddetli bir gün başına geldi mi?” diye sordu. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Gerçekten kavmin Kureyş'ten gelen bir çok zorluklarla karşılaştım! Onlardan başıma gelenin en şiddetlisi, Akabe günü gelmiştir. Ben, Kureyş'ten gördüğüm, ezi­yetten dolayı Taife gidip hayatımın korunmasını Abdu-Kulâl'in oğlu İbn Abdu Yâlîl'e teklif etmişti. O, bu isteğime cevap vermedi. Ben de kederli bir halde yüzü­mün gördüğü tarafa Mekke'ye doğru dönmüştüm. Bu halim, Karnü's-Seâlib'e ka­dar devam etti. Başımı kaldırıp semaya baktığımd bir bulutun beni gölgelendirmekte olduğunu gördüm. Buluta dikkatle baktığımda, içinde Cebrail'in olduğunu gör­düm. Cebrail bana seslenerek:

“Muhakkak Yüce Allah, kavminin sana söylediklerini ve sana verdikleri ret cevabını işitti. Onlar hakkında dilediğini kendisine emretmen için sana Dağlar Meleğini gönderdi” dedi.

Bunun üzerine Dağlar Meleği bana seslenip selâm verdi. Sonra da;

“Ey Muhammedi Doğrusu Allah, kavminin sana söylediklerini işitti. Ben de, Dağlar Meleğiyim! Rabbin beni sana dilediğini emretmen için gönderdi. Şimdi ne dilersen dile! Eğer şu iki yalçın dağı Ebu Kubeys ile Kayakan dağını onların üzerle­rine kapamamı istersen emret bu iki dağı onların üzerlerine kapayayım” dedi. Resulullah (s.a.v.), ona:

“Hayır! Allah'ın, onların soylarından sırf Allah'a ibâdet edecek ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını dilerim!” buyurdu. [1002]

1637- Cündub b. Süfyân (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.)'in parmağı, bu gazaların birinde kanamıştı. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“Sen kanayan parmaktan başka bir şey değilsin. Fakat başına gelen, Allah yolunda gelmiştir” buyurdu. [1003]

1638- Cündub b. Süfyân (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Cebrail, birara Resulullah (s.a.v.)'e gelmekte gecikmişti. Bunun üzerine müşrikler:

“Muhammed'e veda edildi” dediler. Bunun üzerine Allah'da:

“Kuşluk vaktine ve karanlığı iyice bastırdığı zaman ki geceye yemin ol­sun ki, Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı da” [1004] ayetini indirdi. [1005]


[1001] Buhârî, Vudû' 69, Salat 109, Cihad 98, Cizye 21, Menakıbu'l-Ensar 29, Meğazî 7; Nesâî, Taharet 192; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/393, 397, 417.

[1002] Buhari, Bed'u'1-Halk 7, Tevhid 9.

[1003] Buhârî, Cihad 9, Edeb 90; Tırmizî, Tefsiru'l-Kur'an 82, 3345; Nesâî, Amelu'1-Yevm ve'l-Leyl, 559, 620; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/312, 313.

[1004] Duhâ: 93/1, 3.

[1005] Buhârî, Teheccüd 4, Tefsiru Sure-i Duhâ 1, Fezailu'l-Kur'an 1; Tirmizî, Tefsiru'l-Kur'an 82, 3345; Ahmed b. Hanbeİ, Müsned, 4/312, 313.