Konu Başlığı: Peygamber (s.a.v.)'e Tabi Olmanın Vacip Olması Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Kasım 2011, 15:23:32 36- Peygamber (s.a.v.)'e Tabi Olmanın Vacip Olması 2147- Abdullah İbnu'z-Zübeyr (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “Bir adam, halkın kendisiyle hurma bahçelerini suladıkları Harre arkı içinden gelen su yüzünden Zübeyr'den davacı olmuştu. Zübeyr'i dava eden bu Ensârlı zat, Zübeyr'e: “Suyu bırak! Önünü kesme, kendi haline) akıp gitsin!” demişti. Zübeyr, onun bu isteğini kabul etmemişti. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.)'in yanına gidip davalaştılar. Peygamber (s.a.v.), Zübeyr'e: “Ey Zübeyr! Bahçeni sula ve sonra da suyu bırak, komşuna gitsin” buyurdu. Bunun üzerine Ensârlı zat öfkelendi, sonra Resulullah (s.a.v.)'e: “Ey Allah'ın resulü! Zübeyr halanın oğlu olduğu için mi böyle hüküm veriyorsun?” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.)'in yüzünün rengi attı. Sonra: “Ey Zübeyr! Kendi bahçeni iyice sula. Sonra da suyu, bahçe duvarının temeline yada ağaç köklerine erişinceye kadar salma!” buyurdu. Zübeyr sözlerine devam ederek: “Vallahi, “Rabbîn hakkı için, onlar aralarında meydana gelen her çekişmede senin hakem kılmadıkları sürece iman etmiş olmazlar. Sonra nefislerinde bir şüphe/darlık bulmazlar” [468] ayetinin, bu olay hakkında indiğini zannediyorum” dedi. [469] Açıklama: Resulullah (s.a.v.), Zübeyr ile şikayetçi durumunda olan kişi arasında ilk verdiği hükümde, iyi komşuluk münasebetleri açısından müsamahalı davranmış, kendi yakınının biraz feragat etmesini gerektirecek şekilde hüküm vermişti. Karşıdakinin bunu anlamadığını görünce, Zübeyr'e: Suyu bahçede ağaçların köklerine kadar iyice işleyinceye kadar bekletmek suretiyle hakkını son haddine kadar kullanmadıkça komşu bahçeye saimamasını emretti. Yalnız burada Resulullah (s.a.v.)'in öfkeli anında bile olsa her zaman hakki söylediğini unutmamak gerekir. Resulullah (s.a.v.)'in ilk hükmüne itiraz eden kişi, eğer müslüman idiyse, şüphesiz ki bu yaptığı iş, şeytanın saptırmasına ve nefsinin arzulanna kapılmaktan başka bir şey değildir. Fakat bu kimsenin, hakiki bir müslüman olmayıpmünafıklardan biri olması ve kabilesi, Ensar topluluğundan olduğu için onun Ensârî diye anılmış olması ihtimali de vardır. [468] Nisa: 4/65 [469] Buhârî, Şirb 6, 7; Ebu Dâvud, Akdiye 31, 3637, Tirmizî, Ahkâm 26, 1363; Nesâî, Adabu'I-Kudât 27; İbn Mace, Ruhun 20, 2480; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/5. |