> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Sahih-i Müslim Muhtasarı > Namazda Teşehhüd
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Namazda Teşehhüd  (Okunma Sayısı 1318 defa)
21 Aralık 2011, 22:51:49
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 21 Aralık 2011, 22:51:49 »



16- Namazda Teşehhüd


306- Abdullah İbn Mes'ud (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Biz, Resulullah (s.a.v.)'in arkasında namaz kılarken “Allah'a selam, filancaya selam” derdik. Bir gün Resulullah (s.a.v.) bize:

“Hiç şüphe yok ki, “Selâm”, Allah'ın kendisidir. Dolayısıyla sizden birisi na­mazda oturduğu zaman;

“et-Tehiyyâtulilâhi ve's-Selevâtu ve't-Tayyibâtu es-Seâmu aleykey-yuhe'n-Nebiyyu ve Rahmetullâhi ve  Berakâtuhu es-Selâmu  aleynâ ve  alâ bâdillâhi's-sâlihîn” ütün tehiyyeler, salavât ve tayyibât Allah'adır. Selam sana ey Peygamber! Allah'ın rahmet ve bereketleri de senin üzerine olsun. Selam, bizim ve Allah'ın salih kullan üzerine olsun) desin. Çünkü bunu dediğinde bu söz, gökte ve yerde Allah'ın her salih her kuluna isabet eder. Bundan sonra “Eşhedu enlâ ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve resûluhu” (=Ben, Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet ederim. Ben, Muhammed'in; Al­lah'ın kulu ve resulü olduğuna da şahadet ederim) (desin). Bundan sonra istediğini dilemekte serbesttir” buyurdu. [493]

307- Abdullah İbn Abbâs (r.anhümâ)'dan rivayet edilmiştir: “Resulullah (s.a.v.) bize Kur'an'dan bir sure öğretir gibi teşehhüdü öğretip:

“et-Tehiyyâtu'1-Mubârakâtu's-Salevâtu't-Tayyibâtu lillâhi es-Selâmu aleyke eyyuhe'n-Nebiyyu ve Rahmetullâhi ve Berakâtuhu es-Selâmu aleynâ ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn Eşhedu enlâ ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden resûlullâhu” Bütün mübarekler, tehiyyeler, salevat, tayyibeler hep Allah'adır. Selam sana ey Peygamber! Allah'ın rahmet ve bereketleri de senin üzerine olsun. Selam, bizim ve Allah'ın salih kulları üzerine olsun. Ben, Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet ederim. Ben, Muhammed'in; Allah'ın resulü olduğuna da şahadet ederim” buyurdu.[494]

308- Hıttân b. Abdullah er-Rakâşî'den rivayet edilmiştir:

“Ebu Musa  el-Eş'arî'yle birlikte bir namaz kıldım.  Oturmaya sıra gelince, cemaattan biri:

“Namaz, iyilik ve zekatla birlikte mi ikrar olundu?” diye sordu. Ebu Musa el-Eş'arî namazı tamamlayıp selam verdi ve namazi bitirip cemaata döndü ve onla­ra:

“Biraz önce şöyle şöyle söz söyleyen hanginizdi?” diye sordu. Cemaat sustu. Sonra yine:

“Biraz önce şöyle şöyle söz söyleyen hanginizdi?” diye sordu. Cemaat yine sustu. Bunun üzerine Ebu Musa el-Eş'arî:

“Ey Hıttân! Galiba bu sözü sen söyledin?” dedi. Hıttân:

“Onu ben söylemedim. Bu söz sebebiyle beni azarlarsın diye de kork­tum” dedi. Derken cemaattan biri:

“Onu ben söyledim, fakat bu sözle hayrdan başka bir şeyi kast etmiş değilim” dedi. Bunun üzerine Ebu Musa el-Eş'arî şöyle dedi:

“Siz namazınızda ne diyeceğinizi biliyor musunuz? Gerçekten Resulullah (s.a.v.) bize hutbe okuyup sünnetimizi açıkladı ve namazımızı bize öğret­ti. Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Namaz kılacağınız zaman saflarınızı düzeltin. Sonra içinizden birisi size imam olsun. O tekbir aldığında sîz de tekbir alın. “Gayri'l-mağdûbi aleyhim ve-lâ'd-dâllîn” gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil” [495] dediğinde siz de “Âmin” deyin ki, Allah duanıza icabet etsin. İmam tekbir alıp rükuya vardığında siz de tekbir alıp rükuya gidin. Çünkü imam sizden önce rüku edip siz­den önce rükudan doğrulur.

Daha sonra Resulullah (s.a.v.):

“Bu, bununla kapanır. İmam “Semiallâhu limen hamideh” (Allah kendisi­ne hamd eden kişiyi işitir dediği zaman siz de “Allahümme Rabbena leke'l-hamd” Allahım! Rabbimiz! Hamd sadece Sana mahsustur deyin. Allah sizin bu sözünüzü kabul eder. Çünkü Yüce Allah, Peygamber (s.a.v.)'in dilinden “Semiallâ­hu limen hamideh” buyurdu. İmam tekbir alıp secdeye vardığında siz de tekbir alıp secdeye gidin. Çünkü imam sizden önce secde edecek ve yine sizden önce ba­şını secdeden kaldıracaktır.”

Daha sonra Resulullah (s.a.v.):

“Bu, bununla kapanır. Oturma anında sizden herhangi birisinin sözü; “et-Tehiyyâtu't- Tayyibâtu's-Salevâtu lillâhi. es-Selâmu aleyke eyyuhe'n-Nebıyyu ve Rahmetullâhi ve Berakâtuhu es-Selâmu aleynâ ve ala ibâdillâhi's-sâlihîn Eşhedu enlâ ilahe illallah ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve resûluhu” Bütün tehiyyeler, tayyibeler, salevat hep Allah'adır. Selam sana ey Peygam­ber! Allah'ın rahmet ve bereketleri de senin üzerine olsun. Selam, bizim ve Allah'ın salih kulları üzerine olsun. Ben, Allah'tan başka ilah olmadığına şahadet ederim. Ben, Muhammed'in; Allah'ın kulu ve resulü olduğuna da şahadet ederim” buyurdu.[496]

Açıklama:

Teşehhüd kelimesi, sözlükte; “Şehadet getirme” anlamına gelmektedir. Şehadet getir­mekten kasıt ise, Kelime-i şehadeti söylemektir. Bir de, teşehhüd, bir namaz terimi olarak; ka'delerde oturmalarda okunan ve içerisinde Kelime-i şehadetin de yer aldığı özel bîr duadır. Bu nedenle de namazda bu duanın okundupu bölüme, teşehhüd denilmiştir.

Teşehhüd duası; Resulullah (s.a.v.j'in miraç yolculuğu sırasında yüce Allah'la yaptığı konuşmayı anımsatmaktadır. Şu halde “Müminin miracı” olarak nitelendirilen namazdaki te­şehhüd, ruhen ve kalben hüşyar olan müminlere, günde beş vakit, Resulullah (s.a.v.)'in kulluk hayatındaki en zirve olan miraç safhasını yaşatmaktadır.

“Bundan sonra istediğini dilemekte serbesttir” ifadesiyle kastedilen mana; namaz kılan kimsenin teşehhüdden sonra dilediği duayı yapabileceğini göstermektedir. Fakat Kur'an lafızlarına benzeyen ve Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edilen dualardan istediğiyle duâ edile­bilir. Yalnız fesaddan sakınmak için insanların sözlerine benzeyen şeylerle duâ edilmez.

Ebu Bekr el-Bezzâr (ö. 292/904), Abdullah İbn Mes'ud'dan gelen bu teşehhüd ile ilgili olarak şöyle der:

“Bu, teşehhüd hakkında gelen en sahih hadistir. Yirmi küsur yoldan rivayet edilmiştr.”

Müslim'de:

“İnsanlar, Abdullah İbn Mes'ud'un teşehhüdünde icma etmişlerdir. Çünkü onun arkadaşları, birbirine muhalif değildir. Diğerleri ise muhaliftir” demektedirler.

Hanefilere ve Hanbelilere göre, teşehhüd hadisler içerisinde tercihe şayan olanı, Abdul­lah İbn Mes'ud'unkidir.

Abdullah İbn Abbâs'dan gelen teşehhüd ise, altı hadis kitabının hepsinde geçme­mektedir. Abdullah İbn Abbâs'ın teşehhüd hadisinde sadece “Mubarekât” kelimesi fazladır.

Hanefilerdeki sahih olan görüşe göre, her iki oturuşta teşehhüd okumak vaciptir.

Tahiyyât: Selam demektir. Azamet, mülk ve her türlü noksanlıklardan selamet anla­mına gelmektedir.

Salevât: Namazlardır. Ezherî'ye göre ise ibadetler demektir.

Tayyibât: Güzel, temiz ve hoş şeylerdir.

Salih: Gerek yüce Allah'ın ve gerekse kulların haklarına riayet eden kimsedir.

Selâm: Allah'ın isimlerinden olup yüce Allah'ın kemalatının tümünün ispatını ve nok­san sıfatların tümünün O'ndan uzaklaştırmayı içermektedir. Dolayısıyla Peygamber (s.a.v.), Selâm'in Allah olduğunu belirterek selamete muhtaç olanın sadece kullar olduğunu, yüce Allah'ın böyle bir şeye ihtiyacı olmadığını kast etmiştir.

“Bu, bununla kapanır” sözünden maksat; rüku tekbirini İmamın tekbirinden sonra al­manız, rükuyu imamın rükusundan sonra yapmanız, rükudan imamdan sonra doğrulmanız, imamın rükusuna eşitlenmiş olur. Çünkü cemaat rükuya varma hususunda bir an imamdan geri kalırsa doğrulurken de geri kalması gibi bir durum sözkonusu oîur ki imamın rükusu ile cemaatin rükusu tamamen eşitlenmiş olur. Aynı husus, secde için de geçerlidir.

Bazıları da bu sözden maksat; namazın sahih olması ancak bu şekilde imama tabi ol­makla sağlanır demişlerdir.

Bazıları da “Amin” sözünün fatihanın sonuna bağlamaya ait olduğunu ileri sürmüşlerdir.

“içinizden birisi size imam olsun” ifadesiyle, farz namazları için cemaat emrolunmuştur. Bu hususta alimler arasında ihtilaf yoksa da bu emrin vaciplik mi, yoksa mendubluk mu? ifade ettiği hususunda görüş ayrılığı vardır.

Cemaatın başlama tekbiri, imamın tekbirinden sonra olacaktır. Çünkü cemaatın, ima­mın tekbirinden sonra vakit kaybetmeyerek hemen tekbir almaları müstehabtır.

Ayrıca bu hadiste cemaatın “Amin” demesine teşvik vardır.

İmamın rükudan doğrulurken “Semiallâhu limen hamîdeh” demesi ve cemaatın da “Allahümme Rabbena leke'1-hamd” demesi belirtilmektedir.


[493] Buhârî, Ezan 148, 150, Deavat 17; Ebu Dâvud, Salat 177-178, 969; Tirmizî, Salat 215, 289; Nesâî, İftitah 190, Sehv 41, 43; İbn Mâcc, İkametu's-Salat 24, 899; Ahmed b. Hanbel Müsned, 1/437.

[494] Ebu Dâvud, Salat 177-178, 974; Tirmizî, Salat 216, 290; Nesâî, İftitah 193; İbn Mâce, İkametu's-Salat 24, 900.

[495] Fatiha: 1/7.

[496] Ebu Dâvud, Salat 177-178, 972, 973; Nesâî, İftİtah 113, 191, 192, Sehv 44, İmame 38; İbn Mâce, İkametu's-Salat 13, 847, İkametu's-Salat 24, 901.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Namazda Teşehhüd
« Posted on: 19 Nisan 2024, 06:32:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Namazda Teşehhüd rüya tabiri,Namazda Teşehhüd mekke canlı, Namazda Teşehhüd kabe canlı yayın, Namazda Teşehhüd Üç boyutlu kuran oku Namazda Teşehhüd kuran ı kerim, Namazda Teşehhüd peygamber kıssaları,Namazda Teşehhüd ilitam ders soruları, Namazda Teşehhüdönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes