๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 03 Kasım 2011, 00:08:53



Konu Başlığı: Müminin Başına Gelen Şeylerden Kazanacağı Sevab
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 03 Kasım 2011, 00:08:53
14- Müminin Başına Gelen Hastalık, Üzüntü Ve Buna Benzer Şeylerden, Hatta Vücuduna Batan Dikenden Kazanacağı Sevab



2319- Hz. Aîşe (r.anhâ)'dan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.)'den daha fazla hastalığı şiddetli olan hiçbir kimse görmedim.” [727]

2320- Abdullah İbn Nes'ud (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Resulullah (s.a.v.)'in hastalığında vücudu hummanın hararetinden şiddetle sar­sıldığı sırada onun huzuruna girmiştim. Derken elimle ona dokundum. Sonra da ona:

“Ey Allah'ın resulü! Siz hummanın hararetinden dolayı çok ızdırap çekiyor­sunuz” dedim. Resulullah (s.a.v.):

“Evet. Ben, sizden iki kişinin ızdırap çekmesi kadar şiddetli bir ızdırap çekmek­teyim” buyurdu. Ben:

“Bu hummanın sizin için muhakkak iki kat ecri vardır” dedim. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“Evet!” buyurdu. Sonra da:

“Kendisine hastalık veya başka bir şeyden dolayı bir eza isabet eden bir müslüman kimseye, Allah bu eza sebebiyle onun günahlarını, ağacın kendi yapraklarını dökmesi gibi döker” buyurdu.[728]


Açıklama:

Humma, sıtma gibi ateşli hastalıklara genel olarak verilen isimdir. Bu hadiste; bir yan­dan ateşli hastalıklarda uygulanabilecek bir tedavi yoluna işaret edilirken, diğer taraftan ce­hennemin kaynaması, yani cehennem ateşinin şiddeti, insanların bizzat yaşamış veya müşahade etmiş olabilecekleri bir olaya benzetilerek insanlar uyarılmaktadırlar.

Ateşli bir hastalığın, hastayı ateşler İçerisinde kivrandırarak eritip bitirmesi, cehennem hayatından çok küçük bir numunedir. Bunun için bir hastalığa düşmemek için önlem alındı­ğı, bir hastalığa düşünce de kurtuluş çareleri arandığı gibi, ebedi hayatta cehennem azabına uğramamak için bu dünyada gereken şeyler yapılmalıdır. Yine bu dünyada yapılacak ve asılları temizliğe, yani “Su”ya dayanan ibadetlerin serinliği, ahirette cehennem ateşini etkisiz hale getirecektir.

Ateşli hastalıkların tedavisinde, hastalığın çeşidine ve hastalığa göre yöntemleri değiş­mekle beraber, genel olarak, soğuk su kullanımı faydalı olmaktadır.

Peygamberlerin çeşit çeşit mihnetlere, musibetlere uğramaları; onların sabırlarının, ta­hammüllerinin, Allah'a yakından tevekkül ve bağlılıklarının derecesine göre derecelerini yük­seltmek için verilmiş imtihanlardır. Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hadiste:

“Mihnet ve meşakkat yönüyle insanlann en zorlu imtihana maruz kalanları Peygamberlerdir. Sonra ümmetleri arasında emsaline kıyâsen en şerefli ve yüksek derecede olanlardır” buyurmuştur.

Alimlerin çoğu, hadisin metninde geçen bu Abdullah İbn Mes'ud hadisini delil getirerek; hastalığın, hem dereceyi yükselteceğine ve hem de günahların bağışlanmasını gerektireceğini söylemişlerdir. Bunlar, bu hadiste; Abdullah'ın,

“Bu hummanın sîzin için muhakkak iki kat ecri vardır” sözünü, Resulullah'ın tasdik etmesi, hastalığın derece yükselmesine sebeb olacağına ve Peygamberin,

“Ağacın kendi yapraklarını dökmesi gibi döker” sözü de, günahların bağışlanmasına vesile olacağına delâlet ettiğini söylemişlerdir.

Bazıları da sadece günâhların bağışlanacağını, derecelerin yükseimeyeceğini söylemiş­lerdir.

Alimlerin çoğu, hastalık sebebiyle bağışlanan günâhların, küçük günahlar olduğu ve bü­yük günâhlar için istiğfar gerektiği içtihadında bulunmuşlardır.

2321- Esved'den rivayet edilmiştir:

“Aişe Mina'da bulunduğu sırada Kureyş'ten bazı gençler onun yanına girmişti. Aişe, onlara:

“Sizleri güldüren şey nedir?” diye sordu. Onlar da:

“Filanca kimse çadırın ipi üzerine düştü. Az daha boynu yada gözü gi­diyordu” dediler. Bunun üzerine Aişe:

“Gülmeyin! Çünkü ben, Resulullah (s.a.v.)'i:

“Bir müslüman(ın ayağına yada vücudunun herhangi bir yerin)e bir diken yada ondan büyük bir şey batarsa, bundan dolayı o kimseye bir derece verilir ve bir günahı silinir” buyururken işittim” dedi. [729]

2322- Ebu Saîd (r.a) ile Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilmiştir: “İkisi, Resulullah (s.a.v.)’i:

“Mümin bir kimsenin başına devamlı bir surette bir sızı, bir meşakkat, bir hastalık, bir hüzün, hatta kendisini üzen bir keder gelirse bundan dolayı o kimsenin günahlarından bazısı örtbas edilir” buyururken işitmişler. [730]

2323- Ebu Hureyre (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

“Yüce Allah'ın;

“Her kim bir kötülük işlerse bu kötülük sebebiyle ceza gö­rür” [731] ayeti inince, bu ayet, müslümanlara çok ağır geldi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.):

“Orta yolu tutun! Doğru olanı arayın! müslümanm başına gelen her bir musibetten dolayı ona bir kefaret vardır. Hatta vücudundan sıyrılan her sıy­rıkta veya batan her dikende bile (bir) kefaret vardır!” buyurdu. [732]

2324- Atâ' İbn Ebi Rebâh'tan rivayet edilmiştir: “Abdullah İbn Abbâs, bana:

“Sana cennetliklerden olan bir kadın göstereyim mi?” dedi. Ben de:

“Evet, göster” dedim. Abdullah İbn Abbâs şöyle dedi:

“Şu siyah tenli kadın! Bu kadın, Peygamber (s.a.v.)'e gelip:

“Beni sara hastalığı tutuyor, dolayısıyla sara nöbetim sırasında açılı­yorum. Allah'a benim için dua et!” dedi. Peygamber (s.a.v.), kadına:

“İstersen sabret cennet senin olsun. İstersen de sana şifa vermesi için Allah'a dua edeyim!” buyurdu. Bunun üzerine Kadın:

“Sabrederim! Fakat ben sara nöbetim geldiğinde açılıyorum! Bari Al­lah'a dua et de sara nöbetim geldiğinde açılmayayım!” dedi.

Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) kadına dua etti.

Açıklama:

Bunun üzerine kadı­nın sara nöbeti sırasında edep yerleri açılmaz oldu.[733]


[727] Buhârî, Merdâ 2; İbn Mâce, Cenaiz 64, 1622; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/172, 181.

[728] Buhârî, Merdâ 2, 3, 13, 14, 16; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/381, 441, 455.

[729] Buhârî, Merdâ 1; Tirmizî, Cenaiz 1, 965; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/42, 173, 254, 278.

[730] Buhârî, Merdâ 1; Tirmizî, Cenaiz 1, 966; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/303, 335, 3/4, 18, 24,48,61,81.

[731] Nisa: 4/23.

[732] Tirmizî, Tefsiru'l-Kur'an 5, 3038; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/248.

[733] Bııhâri, Metdâ 6; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/346-347.