๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Sahih-i Müslim Muhtasarı => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 28 Ekim 2011, 00:06:40



Konu Başlığı: Mağaraya Sıkışıp Kalan Üç Kişinin Macerası
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 28 Ekim 2011, 00:06:40
27- Mağaraya Sıkışıp Kalan Üç Kişinin Macerası Ve İyi Amellerle Allah'a Yaklaşma

2485- Abdullah İbn Ömer (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

“Bir zamanlar üç kişi yolda giderlerken kendilerini yağmur tutmuş ve dağda bir mağaraya sığınmışlardı. Derken bunlar mağaraya girince mağaranın ağzına dağdan bir büyük bir kaya düşüp onlar içerideyken mağaranın kapısını kapattı. Bunun üzerine bu üç kimse, birbirlerine:

 Hayatınızda sırf Allah rızası için işlediğiniz bir takım salih amelleri düşünüp bakın, sonra da bu ameller vasıtasıyla Allah'a dua edin. Ola ki, Al­lah bu kayayı üzerinizden açar” dediler. İçlerinden biri:

“Allah’ın! Benim yaşlı ihtiyar anne-babamla, bir hanımım ve bir de küçük ço­cuğum vardı. Onlara iyi bakardım. Hayvanlarımı onların yanlarına getirdiğim zaman süt sağar, önce annemle babamdan   başlayarak çocuklarımdan önce onlara süt içirirdim. Günlerden bir gün ağaçlar beni uzaklara götürmüştü. Akşam oluncaya kadar ailemin yanına gelememiştim. Geldiğimde annemle babamı uyumuş halde buldum. Her gün sağmakta olduğum gibi sütleri sağıp içerisinde süt olan bu kabı getirdim ve onları uykularından uyandırmayı istemeyerek onların başları ucunda durdum. Onlardan önce çocuklara süt içirmeyi istemiyordum. Halbuki çocuklar ayaklarımın dibinde açlıktan dolayı bağrışıyorlardı Benim ve çocukların hâli, bu eksende olmak üzere şafak doğuncaya kadar devam etti.

“Eğer bunu senîn nzanı dileyerek yaptığım biliyorsan, bu kayadan bize bir miktarını arala da, oradan gökyüzünü görelim” dedi.

Bunun üzerine Allah, kayanın bir miktannı aralamış ve oradan gök yüzünü görmüşler. Diğeri:

“Allah’ın! Benim amcamın bir kızı vardı. Ben onu erkeklerin kadınları sevmek­te oldukları sevginin en son derecesiyle sevmiştim. Ondan nefsini talep ettim. Ama o, kendisine yüz altın getirmedikçe bunu kabul etmedi. Ben bu parayı kazanmak için çalışıp yoruldum. Nihayet yüz altını topladım ve onu amcamın kızma götür­düm. iki bacağının arasına oturduğum zaman:

“Ey Allah'ın kulu! Allah'tan kork! Bu bekarlık mührünü, sadece ev­lenmek suretiyle gerçekleşen hak yoldan başka bir şekilde açma” dedi. Bu­nun üzerine onun üzerinden kalktım. Eğer bunu senin rızanı dileyerek yaptığımı biliyorsan, bu kayanın bir kısmını bize biraza daha aç” dedi.

Bunun üzerine Allah, onlar için kayanın bir miktarını daha açtı. Ötekisi:

“Allah’ın! Ben bir ölçek pirinç karşılığında bir işçi tutmuştum. İşini bitirdiği za­man: “Bana hakkımı ver!” dedi. Ben de ona hakkı olan üç sa' olan ölçeğini verdim. O da bunu kabul etmedi. Sonra çekip gitti. Ben o işçiye vermek istediğim pirinci ekmeye devam ettim. Nihayet o pirincin geliriyle çobanlarıyla birlikte bir sürü sığır elde ettim. Derken o işçi günün birinde yanıma geldi. Bana:

“Allah'tan kork! Benim şu hakkıma zulmetme!” dedi. Ben de:

“Çobanlarıyla birlikte şu sığırlara git, onları al!” dedim. Bu defa da o işçi, ba­na:

“Allah'tan kork! Benimle alay etme!” dedi. Ben de:

“Ben, seninle alay etmiyorum. Bu sığırları çobanlarıyla birlikle al!” dedim.

“Bunun üzerine o işçi onları alıp götürdü. Eğer bunu senin rızanı talep için yaptı­ğımı biliyorsan, bize kayanın kalan kısmını da aç!” dedi.

Bunun üzerine Allah, kayanın kalan kısmını da açtı.” [978]

Açıklama:

Bu hadis, insanın kederli ve sıkıntılı halinde yağmur duası diğer durumlarda Allah rızası için işlemiş olduğu salih amelini aracı kılarak Allah'a yalvarmasının ve böylece Allah'a yaklaşmaya çalışmasının müstehab olduğunu göstermektedir.


[978] Buhârî, İcare 12; Ebu Dâvud, Büyü' 28, 3387; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/116.